İSMAİL HAKKI*BURSEVİ
[ Kaddesallahu* Sırrahulaziz ]
Hicri 1060 senesi Zilkade başlarında Miladi 14 Eylul 1652 yılında bir Pazar gunu Aydos' ta dunyaya teşrif etmiştir.İsmi İSMAİL ,* lakabı HAKKI dır. Otuz seneden fazla* ikamet ettiği* Bursa' da Hakka yuruduğu icin ve * aynı zaman da Mesnevi şarihlerinden İsmail Ankaravi' den ayırmak maksadıyla Bursevi nisbesiyle anılmıştır. İslami ilimlerde derin bilgiye sahip bulunması ve cok sayıda eser vermiş olması yanında* tasavvuf sahasında şohret bulmuş Celvetiye tarikatı murşidlerindendir.Ruh'ul-Beyan Tefsiri muellifi olarak tum İslam aleminde tanınmıştır. Alim, mutasavvıf, şair, hafız, bestekar, hattat olarak bircok ustun vasfıyla ilim camiasında* bilinir.
Yedi yaşında anadan oksuz kalan İsmail Hakkı Hz. lerinin babası* İstanbul'un Aksaray mahallesinde sakin iken buyuk yangında evi yanıp kul olduktan* sonra Aydos'a yerleşmiştir. Babası Mustafa bin Bayram bin Hudabende İstanbul ahalisinden olup,* o zaman icin devlet erkanından pekcoğunun da bağlı bulunduğu Zakirzade'nin halifesi, Celveti meşayihinden Atpazari Osman Efendi diye şohret bulan Şumnu'lu Osman Efendi'ye intisab etmiştir.İsmail Hakkı Hz.lerinin ileride şeyhi olacak olan bu Zata babası kucuk yaşlarda İsmail'i getirmiş elini opup duasını almasını temin etmiştir. Buluğ cağına geldiğinde, Osman Efendinin Halifelerinden Abdulbaki Efendi'den okumağa başlamış, tahsili bir hayli ilerlemiş, İstanbul'a gitmesinden* sonra dayanamayarak O da bir muddet sonra arkasından gelmiş, huzura dahil ve muradına nail olmuştur. İsmail Hakkı Hz. leri murşidi Osman Fazlı (K.S.)'in* terbiyesi altında, İslam'ı her şeyiyle yaşamaya azami gayret eden mumin bir babanın himayesine manevi havayı teneffus ederek buyumuştur.Tahsilini İstanbul'da ikmalden sonra tasavvuf yoluna suluk ile feyiz ve kemal kazanmış ve bir cok fazıl insanlar yetiştirmiştir.
1092 tarihinde halkı irşad etmek, talebe yetiştirmek, tedris ile meşgul olmak, camilerde vaazı nasihatta bulunmak, cemiyet ahlakını takviye etmek, kısaca emr-i bil ma'ruf, nehy-i anil munker vazifesi ile Koprulu'ye, oradan da 1093 tarihinde Uskub'e gitmişler ve bir muddet orada da bulunmuşlardır.
İki defa Osmanlı ordusu ile sefere cıkarak fiilen savaşa* katılmışlardır. İki defa da ziyarete mazhar olmuşlardır.
1096 tarihinde Bursa'ya gelmişlerdir.Ustadlarının Kıbrıs adasında Magosa kalesine nefyi kendilerini cok uzmuş ve ayrılığına dayanamayarak ziyaretlerine gitmiştir.Hazret buna cok memnun olmuş, kendilerine buyuk himmet ve lutuflarda bulunmuş, sırr-ı tevhidi o zaman anlamıştır.
Azizin 1102 tarihinde vaki olan vefatına ziyade mukedder olarak şu tarihi beyti soylemiştir. Hayfa hasretle didim tarihin Eyledi ahir Azizim elveda... (1102)
İsmail Hakkı Hazretleri bundan sonra bir muddet Bursa'da ikamet etmişler vaaz, nasihat ve neşr-i tarikatla meşgul olmuşlar, (1111)'de Hac'ca gitmişlerdir. O sırada yazdığı Esrar-ı Hac kitabı ile bazı kitapları zayi olmuştur. (1129)'da olunan manevi işaret uzerine Şam'a gitmişler, manen Şeyhu'l-Ekber Muhyiddin-i Arabi Hazretlerinin iltifa'tına mazhar olmuşlardır. Kitabu'l-Hitab , Kitab'un Necat , Amme Tefsiri'ni bu sırada te'lif buyurmuşlardır.
Uc sene sonra yine işaret-i manevi ile donmuşler, Uskudar'da mekan tutmuşlardır.Burada da boş durmayıp, buyuk kucuk otuz kadar eser yazmışlardır.
Cenab-ı Uftade ve Pir-i Aziz Mahmud Hudai Hazretlerini ruyada gorup işte "Uftade, 'Uftade; Hudai, Hudai sende onlara vasıl oldun." tebşiratında bulundukları Bursevi'nin Kırk Hadis Şerhi eserinde** munderic olup hakikaten Tarik-i Celvetiyye'nin* medar-ı iftiharıdırlar.
Tarik'ine ve Şeyh'ine ifrat derecesinde bağlı ve muhabbetli olup halkı davet etmiş ve adeta Vuslat-ı ilaLlah'ın Celvetiyye yoluna girmekle olacağına kail olmuşlardır.
Başlangıcta* tasavvuf yolunda daha sessiz* calıştıkları, pek sır faş etmedikleri hatta bazı sufilere "Faş-ı esrar-ı Tevhid ediyorlar" diye itirazda bulundukları halde sonraları kendileri cok daha acık hareket etmişlerdir.
(1135) senesinde tekrar Bursa'ya teşrif ile halen gunumuzde mevcut bulunan Dergah-ı Şerifeyi on kese akce sarfı ile inşa etmişler, manevi bir işaret uzerine Cami-i Muhammed-i olarak tesmiye etmişlerdir.Şu tarih-i beyitleri soyleyerek tevhidhane kapısı uzerine ta'lik eylemişlerdir.
Kale İsmailu'l-Hakkıyyi'l-Munzevi
Fi makam-ı salikıhul kadhedev
Celvetiyyu'l-intisabi fi't-tariki
Ekberu's-sırri fi men Urşidu
Veffekalahul kerim el'mustean
Men yedi kad tame haze'l-meşhedu
Bel sivel faalu la fihi şerikun ************************************************** ************************************************** ************** Vahhidullahe teala vahhidu ************************************************** ************************************************** ************** Vefalu'l-hayra, recen lil felahi ************************************************** ************************************************** ************* Vezkurullahe kesiran tehtedu
Eyyulhe's-safiyyeh ehluls sefa İn eradtum, iktiraben fescudu ************************************************** *************************** Kale li't-tarihi banihi'l-fakiri Temme beytullah-i sallu va'budu..
İsmail Hakkı Bursevi (K.S.) omrunun en ufak bir* anını boşa gecirmemiş, sa'y ve gayretten geri durmamış, gah te'lifat ile gah Kayahan, Orhan, Ulu Cami gibi mabedlerde vaaz ve nasihatta bulunmuş, dergahında Tefsir ve Buhari-i Şerif okutmuş, terbiye-i salikan ve irşad-ı taliban ile sohbet ve muşkullerini hal icin buluşmuştur. Zaman zaman asrın sufi, murşid ve ilim adamları ile de buluşup sohbet buyurmuşlardır.
İrtihaline yakın te'lif buyurduktan eserlerin cokluğuna bakılırsa, harika olduğuna ve keramat-i ammelerinden bulunduğuna şuphe edilemez. Kerametleri pek cok ve meşhur olup burada sayılması mumkun değildir. Haklarında bir hayli menkıbeler yazılmış olup, bazıları ise kendi eserlerinde sulukları esnasındaki hallerini beyan sırasında bi'l-munasebe zikredilmiş olduğundan arzu eden zevat-i kiram onlara muracaat edebilirler. Hazretin terceme-i hali, bir kac muazzam cildi ihtiva eder. Bilhassa silsile-i namelerinde ve eserlerinin coğunda tafsilatlıca ma'lumat mevcuttur.
Hanımı, "Acaba hangimiz daha evvel irtihal edecek?" diye merak edermiş.Bir gun; "Aman efendim! Bu kadar kitaplar yazıyorsunuz bir kelam-ı kadim yazıp da bu cariyenize inayet buyursanız," diye ricada bulunmuş. "Bir kac gun cilehanemize girme de, yazalım" buyurmuşlardır. iki uc gun sonra kadıncağız merak edip gizlice gelir kapıyı acar. Gorur ki kırk kadar İsmail Hakkı yazı yazıyor. Hayrette kalır.
Cenab-ı İsmail Hakkı Hazretleri (k.s.) işte boyle mustesna bir hayat yaşamakta iken 75 yaşlarında** 14 Zilkade 1137 tarihinde alem-i cemale* intikal etmiş ve inşa ettirdikleri Mescid ve * Dergah-ı Şerifin mihrabı onunde Rahmet-i Rahman'a emanet edilmiştir...Turbe Bursa'nın tarihi bolgesinin ortasında Tuz Pazarı civarında olup ziyaretgahdır.
__________________
İsmaİl Hakki Bursevİ
Dini Bilgiler0 Mesaj
●39 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- İsmaİl Hakki Bursevİ