Hz. Osman'in hilafetinin butun yonlerim incelemek ayri bir arastirma konusudur.. Yalniz sunu belirtmeliyim ki, O'nun hukumeti «Pedersahi» idi. Yani o bir baba gibiydi. Cok mertti ve bircok vergiyi ilga etti ve hakki oldugu halde, hilafet maasi olarak bir tek kurus dahi almadi. Bu husustaki butun teferruati vermek istemiyorum. Bunlardan, sadece bir tanesini belirtmek istiyorum. Bu da zekat meselesidir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) ve ilk halifeler Hz. Ebu Bekir ve Hz. Omer zamaninda zekat, devlet memurlari tarafindan toplaniyor ve bu zekati hukumet dagitiyordu. Zekat deyince bugun baska bir sey anlasiliyor ki, Hz, Peygamber (s.a.v.) zamaninda bu daha farkli anlasiliyordu. Zekattan bugun anlasilan sey sudur: Mesela, benim iki yuz liram varsa ve bu para uzerinden bir yil gecmisse benim bunun %2.5'unu fakirlere vermem gerekir. Bugunku muslumanlar, zekatlarini, araya hukumet memurlari girmeksizin direkt olarak fakirlere verirler.
Hz. Peygamber'(s.a.v.) zamaninda ve ilk iki halife zamaninda sadece buna degil, diger butun vergilere zekat deniyordu. Tuccarlar vergi veriyordu ve buna «Ticaret zekati» deniyordu. Ziraatcilar da vergi veriyordu ve buna «Toprak zekati (Zekatu'l-Ard) deniyordu. Madenler isletiliyor; bunlarin vergisine de «Maden Zekati» (Zekatu'l-Meadin) deniyordu. Koyun, deve gibi suruler vardi ki, bunlardan da vergi aliniyordu ve buna «Hayvan zekati» (Zekatu'l-Mevasi) deniyordu. Ayni sekilde, kervanlarin getirdigi mallar uzerinde de haklar vardi ki, butun bunlara zekat deniyordu. Hulasa olarak, Kur'an-i Kerîm'de gecen, «Zekat», «Sadaka», «infak fisebilillah» vs. gibi vergiler, Islam Devletinin muslumanlara taalluk eden vergileri idi.
Gayr-i muslimlerden alinan vergiler, bundan ayriydi. Bunlara zekat denilmiyordu. Bizim bugun zekat dedigimiz sey, o zaman da zekatti. Fakat bu, zekat cesitlerinden sadece biri idi.
Biraz once dedigim gibi, Hz. Peygamber (s.a.v.) ve ilk iki halife Hz. Ebu Bekir ile Hz. Omer zamaninda, butun bu zekat cesitlerim, bugun bizim zekat dedigimiz ve zekat demedigimiz butun vergileri, bu memurlar topluyordu ve hepsine de zekat deniyordu.
Hz. Osman zamaninda, Islam topraklari, yildirim hiziyla ve sasirtici bir suratte genisledi. Hicrî 2. Senede, Hz.Osman'in bir ordusu Avrupa'da, Ispanya’ya girerken, diger taraftan baska bir ordusu Cin'e girdi. Her iki uc arasinda Cin'den Ispanya’ya kadar uc kitaya yayilmis olan topraklar, Islam devletini olusturuyordu. Bazen, ispanya fethinin, Emeviler zamaninda Tarik b. Ziyad'le basladigini soyluyoruz. (Bu dogru degil, Ispanya’nin bir kismi, daha Hz. Osman zamaninda fethedilmistir. Bu husustaki kaynagimiz Taberi; bu ordunun Tarik b. Ziyad zamanina kadar Ispanya’da kaldigim yaziyor. Yani bu ordu Ispanya’ya girdikten sonra geri cikmamis, bilakis orayi fethetmisler ve oraya yerlesmislerdir.
Netice olarak soyleyeyim ki, benim gayem bu fetihleri degil, fakat bu fetihlerin zekat icin olan ehemmiyetinden bahsetmektir.
Uc kitaya yayilmis olan bu buyuk devlette, muslumanlarin sayisi ne kadardi, bunu bilmek lazimdir. Cunku zekat, muslumanlara taalluk eden bir vergidir. Uc kitaya yayilmis olan Islam devletinde, milyonlarca gayr-i muslim vardi. Fakat bunlarin zekat ile alakalari yoktu. Bu gayr-i muslimlerden de vergi aliniyordu. Fakat bu vergilere zekat degil, harac, vs. gibi baska isimler veriliyordu.
Hz. Osman -diyelim ki, maliye bakaninin tavsiyesi uzerine- bugun bizim anlattigimiz manadaki zekatla, diger zekatlari birbirinden ayirmak istiyor. Nicin? Hz. Osman diyor ki: «Evin disinda olan seylerin zekatini toplamak kolaydir. Koyun, deve, maden vs. gibi mallar, kolayca tesbit edilir ve zekati alinir ve bu kolaydir. Fakat zekat memurlarinin, her muslumanin evinde ne kadar para oldugunu bilme imkani yoktur. Bunun icin, bu zekat cesitlerini birbirinden ayirmak lazimdir». Bunun uzerine Hz. Osman, muslumanlarin bizim bugun anladigimiz zekati (yani evde olup, uzerinden bir sene gecen, parayi), bundan boyle hukumet'e direkt olarak vermeye mecbur olmadiklarini ve bunu bizzat kendileri, fakirlere dagitabileceklerine dair bir emir veriyor.
Iste bu tarihten itibaren, bu sekilde verilen zekata zekat denmis ve digerlerine zekat degil, vergi, gumruk, vs. denmistir. Hz. Osman'in nicin bu sekilde karar verdigine dair bir iki soz soyleyeyim: Gorunuste bu karar Hz. Peygamber (s.a.v.), Hz.Ebu Bekir (r.a.) ve Hz. Omer (r.a.)'in tatbikatlarina aykiri idi. Su halde Hz. Osman (r.a.) nicin bunu degistirdi? Ben bunun devletin menfaati geregi yapildigi kanaatindeyim. Cunku Islam devleti, Ispanya’dan, Cin'e kadar uzaniyordu. Ve buna karsi, muslumanlarin sayisi cok azdi. Bu hususta nufus sayimi yapilmamistir. Fakat bazan 100 km2 de bir tek muslumandan fazla kisi bulunmuyordu. Bunun uzerine tasavvur buyurun ki, Ispanya’dan Cin'e kadar her 100 km2 ye bir tahsildar gidip, bir musluman bulacak, ustelik bazen buldugu bu muslumanda zekat veremeyecektir. Cunku evinde nisabi dolduracak kadar parasi olmayabilirdi. Bu muslumanin evi veya baska bir seyi olabilir, fakat zekat verecek kadar parasi olmayabilir. Netice olarak karsimiza su durum cikabilir. Zekat memurlarina verilecek olan para, toplanacak olan zekattan daha fazla olabilir. Iste boyle bir seyi, bir maliye bakani kabul etmez. Bunun icin, muslumanlarin, bizzat kendilerinin bu zekati vermeleri serbest birakiliyor.
Muslumanlar zekatin bir farz oldugunu, Allah'in emri oldugunu bildikleri icin, herhangi bir murakabeye ihtiyac duyulmaksizin, onlarin suuru, onlara bu farzi yerine getirmelerini emrediyor. Mesela; namaz, oruc gibi ibadetlerde, hukumet beni zorlamiyor, fakat benim suurum bana emrettigi icin bu ibadetleri yapiyorum. Ayni sekilde zekati da murakabesiz verebilirim, cunku suurum emrediyor.
__________________
Hz. osman ve vergi
Dini Bilgiler0 Mesaj
●32 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Hz. osman ve vergi