Dort gundur acım
Resulullah efendimiz, bir gun kızı hazret-i Fatıma'nın evine uğrayıp durumlarını sordu. Hz. Fatıma ; "Babacığım! Uc gunden ber yavrularımla bir şey yiyip icmedik. Aclığa sabrediyoruz. Benim ki muhim değil. Fakat Hasen ve Huseyn'in durumu beni cok uzuyor" diye cevap verdi.
Bunun uzerine Server-i alem efendimiz; "Ey Fatıma! Canım kızım! Sen uc gunden beri acsın. Ben ise dort gundur acım" buyurdular. Mubarek torunları Hz. Hasen ve Huseyn'in ac olmalarına cok uzulduler...
Hz. Ali calışıp kazanarak mubarek torunlara bir şeyler almak ve onları doyurmak icin yola cıktı. Medine'den dışarı cıktıkları sırada bir kuyu başında develerini sulamaya calışan bir koylu gorduler.
Yanına yaklaşıp; "Ey arabi! Develerini ucretle sulatmak icin birisine ihtiyacın var mı?" buyurdular. Koylu, "Evet. Ben de boyle birini arıyordum. İstersen gel, develerimi sula! Cektiğin her kova icin uc hurma veririm" dedi.
Hz. Ali kabul buyurup suyu cekmeğe başladı. Dokuz kova cıkarmıştı ki, kovanın ipi birden kopuverdi ve kova kuyunun icinde kaldı. Bunu goren koylu, hiddetle yerinden kalkıp, Hz. Ali 'nin yuzune eliyle vurmak talihsizliğinden bulundu.
Sonra sekiz kova suyun karşılığında yirmi dort hurma verdi. Buna oldukca uzulen Hz. Ali ellerini kuyuya uzattı. İcindeki kovayı alıp kuyunun başına koydu ve oradan ayrıldı.
Koylu hayretinden dona kalmıştı! Eli bu kadar derin kuyunun dibine nasıl yetişmişti?!. Yoksa, bu zat, geleceği bildirilen dinin bir mensubu mu idi? Bu duşunceler icinde hayrete duşen koylu; "Onun, Peygamberi,hak peygamberdir. İnandım!" dedi.
Biraz once gosterdiği cur'ete, işlediği buyuk cinayete pişman oldu. "Boyle bir kimseye kalkan eller kesilmeli, kemikleri kırılmalıdır" diyerek bir eline kılıcını alıp, bileğine hızla indirdi... İstediği olmuştu.
Pek buyuk bir acı duymuştu ama, artık kalbi rahattı. Kesilen elini diğer eline alıp, doğru Mescid-i Nebi'ye geldi. Eshab-ı kiramdan, Peygamberlerinin nerede olduğunu sordu. Kerimesine gittiğini bildirdiler. Hazret-i Fatıma'nın evini oğrenip gitti:
O sırada Peygamber efendimiz, torunları hazret-i Hasen ve hazret-i Huseyn'i mubarek dizlerine oturtmuş getirdiği hurmaları yediriyordu.
Koylu, yaptığı hatanın buyukluğunu duşundukce cıldıracak gibi oluyor, gozlerinden ceşme gibi yaşlar dokuyordu.
Bu hal uzere hazret-i Fatıma'nın evine geldi ve kapıyı caldı. İcerden Alemlerin Efendisi nur sacarak bir guneş gibi dışarı cıktılar. Koylu, Efendimizi gorur gormez, "İnandım, sen Allah'ın Resulusun! Yaptığıma pişman oldum, beni affet ya Resulallah!" diyerek yalvardı.
Sevgili Peygamberimiz; "Elini nicin kestin?" diye sorunca; "Sana inanmış mubarek yuze vuran bu eli taşımaktan haya ettiğim icin!.. Canım sana feda olsun ya Resulallah!" dedi.
Merhamet deryası sevgili Peygamberimiz, koylunun elinden, kopuk eli alıp "Bismillahirrahmanirrahim " diyerek, kanlar akan bileğine bitiştirdi. El, Allahu teÂlÂnın izniyle, Peygamber efendimizin bir mucizesi olarak eski haline geldi. Allahu teÂl herşeye kadirdir, herşeye gucu yeter.
alıntı
__________________
Dort gundur acım
Dini Bilgiler0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Dort gundur acım