Aralıksız calan kapının zili, Mubeccel hanımı eski ahşap merdivenlerden hızla aşağı indirmek icin zorluyordu. Fakat yaşlanmıştı artık. Dizlerinin ağrısı artmış, ona ağır hareket etmesini soyluyor gibiydi.

— Geldim, geldim…

— Kim o!

— Benim anneciğim, kızın Neriman.

— Neriman!

Mubeccel Hanım 2 yıl once gelin etmişti kızını, iyi bir insandı damadı bir de torunu vardı. Ne guzel şeydi torun sevgisi.

— Hayırdır kızım ne bu acele peş peşe basıyorsun şu zile. Gel gel, bakalım iceri, ver bakayım şu kucağındaki yavrucağı.

—Bıktım artık anne bıktım, dayanamıyorum. Donmeyeceğim o eve bir daha.

—Sakin ol bakalım! Gec iceriye. Kapıda konuşulmaz boyle şeyler. Ben bir cay atayım ocağa, hem konuşur hem de bir şeyler yer iceriz.

—Tamam, anne ben cocuğu yatırayım.

Mubeccel Hanım, ocağa cay koyarken duşunuyordu; ne oldu acaba? Damat bir şey mi yaptı, deli kız kim bilir neye sinirlendi yine.

—Anlat bakalım kızım hayırdır inşallah. Nedir seni boyle apar topar bize getiren?

Neriman ağlamaktan şişmiş gozleri ile annesine baktı tekrar başladı ağlamaya, hıckırarak ağlıyor, “olmuyor anne ben artık o eve donmeyeceğim” diye soyleniyordu. Mubeccel Hanım:

— Ne oldu kızım baştan anlat dedi.

— Ne olacak tartıştık. Cok sıkıldım tatile gidelim dedim, “gidemeyiz hanım işlerim cok yoğun, şimdi izin alamam’’ dedi. ’’Salondaki halı eskidi zaten koltuklara uymuyor değiştirelim, haftaya arkadaşlar bize gelecek ayıp olur’’ dedim, beni eşyalarımla seven benim arkadaşım olamaz dedi. Deli edecek beni anne, deli edecek. Suc bende tabi Feride gibi alıp getirteceksin halıyı mecbur kalacak kabullenmeye.

Mubeccel Hanım, cayları getirmek icin mutfağa gittiğinde, Neriman hÂl kocası icin bir şeyler soyleyip, bağırıp cağırıyordu. Mubeccel Hanım, elinde cay tepsisi ile iceri girdi.

—Beni dinlemiyor musun anne?

—Dinlemez olur muyum, dinliyorum. Yıllar evvel bende senin gibi baba evine gitmiş, anneme ağlayıp zırlamış, donmeyeceğimi soylemiştim.

—Anneannem ne demişti sana anne?

—Ne diyecek beni bir guzel azarladı, kolumun altına getirdiğim bohcamı sıkıştırdı ve ‘’bu evde sana yer yok, bilirsin ki evden cıkan kız geri donmez, hadi bakalım don kocanın yanına, ozur dile, yalvar ki seni affetsin’’dedi ve beni adeta kovar gibi kapının onune koydu. O zaman cok kızmış, soylenmiştim anneme, şimdi hak veriyorum. İyi ki geri gondermiş beni… Sonra sen oldun baban ve ben cok mutlu bir evlilik gecirdik, kimseye muhtac etmedi beni, Allah, onu başımdan eksik etmesin, ondan razı olsun rabbim. Ya, işte boyle.

—Ne yani, şimdi anneannem gibi sende beni, geri mi gondereceksin?

—Kızım seninle konuşacağım; şimdi sana soyleyeceklerimi iyi dinle, tarih tekerrur etti ve eder de, sen de bu soylediklerimi kendi evladına soyleyeceksin belki.

Annesi tekrar soze başladı:

— Bak kızım, biz sana dinini oğrettik, seni dinini bilen namazını kılan, guzel ahlaklı calışkan biri ile evlendirdik. Evet, bunlar anne babanın gorevleridir ama biz bu konuda Allah rızası icin hassas davrandık. Feridun’u baban da, ben de cok severiz hic saygısızlığını gormedik, eli acıktır hem sana hem herkese. Sana ve cocuğuna bağlıdır. Size daha iyi imkÂnlar vermek icin, gece gunduz calışıyor sizi kimseye muhtac etmiyor. Yediğiniz onunuzde yemediğiniz ardınızda. Bizim gibi yokluk cekmiyorsunuz. Camaşırı camaşır makinesi, bulaşığı bulaşık makinesi, halıları halı makinesi yıkıyor. Ekmek yapma, soba yakma derdiniz yok, evler kaloriferli, sana ve senin gibilere rahatlık batıyor kızım rahatlık. Seninki dupeduz şımarıklık... Sen para kazanmadığın icin bilmiyorsun, ekmek artık aslanın ağzında değil, midesinde, ne yapsın adam başka iş bulmak kolay mı? Sen kocanı yok tatildi, yok halıydı diye bunaltırsan, zaten yorgun geliyor adam, onu rahat ettirmezsen, hasta olur o zaman ne yapacaksın?

Sen sen ol; sakın gereksiz şeylerle dunyalıkla, kocana sıkıntı verme, eskinin kıymetini bilmeyenin, yenisi olmaz derler. Gereksiz istek ve harcamalardan kacın, kendini kocanın yerine koy, butun gun insanlara laf anlatmak, yuk cekmek kolay değil. Dırdır eden kadın olma, hic kimse, dırdır dinlemek istemez. Kaldı ki yorgun gelen koca hic istemez. Kocanın kılık kıyafetine, utusune dikkat et; cunku erkek dışarıda karısını temsil eder. Utusuz gomlek ve pantolon, ondan once seni kucultur. Sakın sesini kocandan fazla yukseltme, ondan izinsiz hicbir şey yapma, buraya bile gelirken izin almayı ihmal etme. Kocanı guler yuzlu, neşeli karşıla. Sakın arkadaşlarına beyini anlatma, arkadaşlarını ve arkadaşlarının kocaları hakkında duyduklarını beyine bahsetme! Kimse, bir başkası ile karşılaştırılmaktan hoşlanmaz. Kendine, kılık kıyafetine ozen goster. Beyini ana baban da olsa, kimseye şikÂyet etme. Yuva yıkmak kolay ama yapmak zordur. Yuvana sahip cık, evinin hanımı ol, artık babanın evinde misafir olursun, senin evin, yerin kocanın yanıdır. Kocanı uzersen bizi uzmuş olursun, bunu unutma. Bizim rızamızı kazanmak istersen eve gittiğinde, beyinden ozur dile olur mu kızım.

Annesi soylediklerini duşunmesi icin cayları doldurmak bahanesi ile Neriman’ı yalnız bıraktı. Neriman annesinin haklı olduğunu duşunuyordu. Aslında kocası iyi bir adamdı, kotu bir alışkanlığı yoktu. Hic bir zaman kendisine kotu davranmamış, hatta olumlu isteklerini yerine getirmeye calışmıştı. O kadar da onemli değildi zaten, halısı uyum sağlamasa da değiştirilecek kadar eskimemişti. Başkalarının soyleyecekleri icin huzurunu bozduğuna değer miydi? Butun bunları duşunerek dalmıştı Neriman… Annesi:

—Cocuk uyandı, ağlıyor galiba kızım bir baksan dedi.

Neriman icerideki odadan cocuğunun uzerini giydirmiş, kendiside pardosusunu eşarbını ortunmuş olarak cıktı. Mubeccel Hanım:

—Hayırdır gidiyor musun kızım dedi.

—Gideyim anne, galiba sen haklısın, beyim gelmeden sevdiği yemekleri hazırlayarak kendimi affettireyim.

—Eh sen bilirsin kızım haydi selametle git. Bil ki en doğrusunu yapıyorsun, işte Musluman bir hanımefendisi boyle yapar zaten.

Neriman, annesinin elini opup, iki sokak otedeki kendi evine doğru yola koyuldu.

Mubeccel Hanım, kızının arkasında uzun uzun bakıp dua etti…

Şimdiki kızlar, sıkıntı cekmiyor, sabır gostermiyor boyle evlilik de yurumuyor. Evinde sıkılan, karısına kızan, kocası ile tartışan, baba evine koşuyor. İncir cekirdeğini doldurmayan sebeplerle boşanıyorlar. Biz seni sokakta bulmadık bırak gel kızım diyen anne baba sonra cok pişman oluyor ama olan cocuklara oluyor. Evlatlarına sabırlı olmayı, yuk cekmeyi, saygı ve sevgiyi oğretemeyen aileler sonuclarına hep birlikte katlanıyor.

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=3267
__________________