Şoyle laflar duyduğunuz sanatcılar olmuştur;

“Annemin olduğu gun ben sahnedeydim, acımı icime gomdum, cıktım oyunumu oynadım”

Burda Tiyatrocu mesleği sadece olaya bir ornek. Bu Başka mesleklerde de olabilir.

Sizce burdaki kişi kendisini bu duruma getiren ailesinden birinin vefatına gitmeyip, bu bir sevdiği arkadaşı, yakını, dostu da olabilir, (kendi tabiriyle mesleğinden dolayı gidemeyip) tiyatroda sahne alması mesleğinde o duruma gelmesini sağlayan insanlara bir son darbe mi yoksa doğru bir davranış mı?

Ben doğru olmadığını savunuyorum.

Eğer insan kendisini mesleğinde o duruma getiren ailesinden bir yakınının vefatı veya cok sevdiği bir dostunun olumune git(ide)meyecekse onun yaptığı mesleğin bana gore bir saygınlığı yok ve bu ovunulecek değil aksine uzunulenecek bir durumdur.

Dusunsenize sizi o pozisyona getiren aileden, cevreden bir kişiyi en olmanız gerektiği gun mesleğe değişiyordunuz ve gidemiyorsunuz, o zaman niye ordasınız ne anlamı var en iyi sanatcı olmanızın bence bir anlamı yok.

Bunun bence tek istisnası “Girmesi Gerekli Ameliyatı veya ona muhtac hastası olan Dokturdur”. Burda one cıkan olgu; meslek aşkını da gecen insan hayatı olgusudur ve bu durum celişmez.

Herşeyi meslek icin olan insanlar asosyal olmaya mahkumdur.
Mesleği insanın yaşam kaynağıdır ama değer yargılarından yoksun bir insan mesleğini yapan robot dan farklı olarak sadece makina yerine et ve kemik yığınıdır.

Gunumuz toplumu insanları sadece calışan birer et ve kemik yığınına ceviriyor, insani değerler mesleki değerlere yeniliyor mu?

Siz ne dersiniz?
__________________