Buyuk erenlerden Hasan Basrî, bir gun arkadaşlarıyla birlikte yolda giderken memleketinin tanınmış devlet buyuklerinden birinin oğlu ile karşılaşır. Devlet buyuğunun oğlu yağız atının uzerine kurulmuş, beraberinde de hizmetcileri, butun sukse ve ihtişamıyla yoluna devam etmektedir.
Hasan Basrî yolun ortasında durarak hoş beşten sonra devlet buyuğunun oğluna şoyle seslenir: "Ey devlet buyuğunun oğlu! Sizler her şeyi mal ve para ile değerlendirirsiniz. Size şu iki sozu satmak istiyorum, alır mısınız? Cunku bu sozleri size benden başka kimse soylemeye cesaret edemeyecektir. Sonra bu sozler sizi aydınlık Allah yoluna sokacaktır."
Devlet buyuğunun oğlu, "Peki, kaca satacaksınız?" deyince Hasan Basrî, "Birincisini bir, ikincisini de iki gumuş para karşılığında veririm" diye karşılık verir. "Evet, alırım" deyince de ilk sozunu soylemeye koyulur ve şoyle der: "Ey devlet buyuğunun oğlu! Senin evin var mı?" diye sorar. "Var" cevabını alınca da, "Kendin mi yaptırdın, yoksa miras mı kaldı?" diye sorar.
Devlet buyuğunun oğlu, "kendim yaptırdım" diye cevap verir. "Ne kadar zaman icinde yaptırdın?" sorusuna ise, "Epey uzun surdu" karşılığını verir. "Neden her imkÂna sahip olduğun halde cabuk bitirmedin?" deyince de, "Binanın taşlarını, ağaclarını taşıyan hayvanlara acıdığım icin fazla yuk vurdurtmadım. İşte o yuzden de binayı kısa zamanda inşa etmek mumkun olmadı" der.
Ardından sozu alan Hasan Basrî şoyle konuşur: "Ey devlet buyuğunun oğlu! Mademki başkalarının hayvanlarına acıyarak fazla yuk taşıtmaya razı olmuyorsun, neden oz nefsine acımayıp da onu dağlar kadar gunah yığını altında eziyorsun?"

Bu sozler devlet buyuğunun oğlu uzerinde buyuk tesir yapar. Atından inerek Allah dostu Hasan Basri'nin ellerine kapanır. Ardından da sabırsızlıkla, "iki gumuşu hemen vereceğim, şu ikinci sozunu de hemen soyle" diye yalvarır. Daha sonra Hasan Basrî ikinci sozunu soylemeye koyularak şoyle der:
"Yola koyulmuş boyle nereye gidiyorsunuz?" diye sorar. "Devlet reisine, bir memurluk almak icin gidiyorum" cevabını alınca, "Bak en değerli elbiseni giymiş, en enfes kokuları surunmuşsun. Neden? Cunku devlet reisi ve maiyetinde calışanlara karşı mahcup olmak istemiyorsun. Halbuki onlar da senin, benim gibi birer insan değil mi? Şimdi sana sormak isterim. Yarın olup obur dunyayı boyladığında omuzlarında taşıdığın bu kadar ağır gunahlarınla ve kirli alnınla peygamberler ve gercek muminler arasında Allah'a karşı hesap verirken utanmayacak mısın?"
Bu sozlerin de son derece derin etkisi altında kalan devlet buyuğunun oğlu atını hizmetcisine verdiği gibi hemen Hasan Basrî'nin ellerine sarılarak artık butun dunyalık nimetlerini teper ve olunceye kadar bu buyuk zatın safında Allah'a ibadet etmeye karar verir.
Yuce Allah (c.c.) cumlemizi hak sozleri dinleyip de gereğini yerine getiren haksever kullarından eylesin, Âmin...
(Senaniye)
__________________