Tek gozlu devler filden geliyor!




Yunan Mitolojisi’nden pek anlayan bir insan değilim. Fakat yukarıdaki resimde gorduğunuz kafatasını bulan bir grup Eski Yunanlı’nın, bu kafatasının “tek gozlu bir dev”e ait olduğu yonunde hikayeler uydurmuş olmaları bana cok mantıklı geliyor. Hangimiz olsak (her taşın altından bir mitin, her olayın ardında yatan bir tanrının olduğu o donemlerde) bu kafatasının sahibinin bir dev olduğuna, ustelik de alnının ortasında bir tek gozu olduğuna yeminler ederdik. Anlattığımız hikaye kulaktan kulağa yayılır, tek gozlu dev Kiklop (Tepegoz/Cyclops) da bu şekilde doğmuş olurdu.






İnsan kafatasından yaklaşık iki kat buyuk olan bu kafatası, tarihoncesi cağlarda yaşamış “cuce fil”e ait. Filin hortumu sebebiyle kafatasının ortasında buyuk bir burun boşluğu bulunuyor. Buradan kan damarları ve sinir lifleri geciyor. Bu boşluk, kafatasını bulan insanlar tarafından pekala bir tek goz cukuru olarak algılanmış olabilir. Asıl goz cukurları cok kucuk ve insandakinin aksine filin kafatasının iki yanında bulunduğu icin pek dikkat cekmemiş olsa gerek (1). Eh, neticede insan neyi gormek isterse onu goruyor. Akdeniz ve cevresinde (2) yaşayan cuce fil turlerinden Kıbrıs adasında ikamet edenlerinin M.O. 11 000 yılına kadar yaşadıkları duşunuluyor. Avrupa’da gorulen son cuce fillerin soylarının tukenmesinin de M.O. 4000 yılından once olduğu tahmin ediliyor. Eski Yunan’a ilişkin ilk bilgiler zaman cizelgesinin M.O. 1100-800 yıllarına rastlıyor. Bu yuzden, o donemde mitolojiyi "yazmakla" meşgul olan arkadaşların, bazı kaynaklara gore canlı fil gormuş olma olasılıkları -o bolgede filler artık pek yaşamadığından- oldukca duşuk, fakat bu kafataslarını bulma olasılıkları da -hayvanlar gorece yakın bir zamanda o bolgelerde yaşamış olduklarından dolayı- oldukca yuksekmiş. İnsanlar boylece, ozellikle mağaraların yakınlarında buldukları bu kafataslarının da bir hayvana değil, tek gozlu bir deve ait olduğu sonucuna -fena halde kacınılmaz olarak- varmış, mitolojiye yeni tatlar katmışlar.

Bu afacan şahsiyetlerden biri, Homeros’a rakı masasında anlattığı yiğitlik oykuleri ile adamcağızı kandırmayı başararak tek gozlu dev hikayelerinin yuzyıllardır anlatılmasını sağlamış olan Odysseus’tur. Odysseus ve tayfası, o unlu yolculukları sırasında Sisilya (3) adasına cıktıklarında, adanın tek gozlu devlerin diyarı olduğunu farketmeleri ile bu devlerden Polyphemus’un mağarasında kısılıp kalmaları bir olmuş. İnsan etini pek lezzetli bulan Polyphemus’tan yakayı kurtarmak icin Odysseus’un ona bir oyun oynaması ve sonunda devin bir tanecik gozunu kor etmesi gerekmiş. Kahraman Odysseus! O gemisine atlayıp kacarken, sinirli Polyphemus arkasından denize kayalar fırlatmış.









Mitolojiye gore Sisilya adasındaki tek gozlu devler ikinci nesil devlermiş. Yani ilk Kikloplar, Uranus ve Gaia’nın demirci oğulları Brontes (gokgurultusu), Steropes (şimşek) ve Arges (yıldırım) imiş. Yetenekli demirci ustaları olmalarına ilaveten, Zeus’a (daha sonradan ona buna fırlatacağı) yıldırımını da Kiklopların verdiği soyleniyor.



Anlaşılan, birileri bu dinlemesi pek keyifli oykuleri anlatmış, birileri de keyif ile dinlemiş ve yıllarca bunlara inanmış. Ve fakat kimse nedense cuce fillerden soz etmiyor. Cuce fillerin hakkını yiyorlar. Hala hayatta olup da bu satırları okuyan tek gozlu devler bana kızmasınlar ama, benim bu işten anladığım kadarıyla onlar birazcık "filden geliyorlar" galiba. (Aman tanrım! Bu sozlerim tek gozlu dev camiasında bizimkine benzer bir "maymundan gelme/evrim/din" tartışması yaratabilir!)

Dipnotlar:

1. Kiklop ile cuce fil arasındaki bağlantı fikri ilk kez Avusturyalı paleontolog Othenio Abel tarafından 1914 yılında ortaya atılmış.
2. Ceşitli cuce fil turlerinin fosillerine rastlanan adalardan sadece birkacı: Malta, Girit, Sakız, Sisam, Rodos, Gokceada, Kıbrıs, Sisilya.
3. Bir onceki dipnotta belirttiğim gibi, bu adada bolca cuce fil bulunuyormuş bir zamanlar



Kaynak:moleschino

__________________