Hz.Musa a.s. ile ateşperest
Bir gun, Musa (a.s) yolda giderken bir ihtiyar gordu. İhtiyarlığın.dan beli bukulmuş beline kemer bağlamış, onunde bir ateşe ibadet ediyordu. Musa (a.s):
-Kac seneden beri bu ateşe ibadet ediyorsun? diye sordu.
İhtiyar:
-Dortyuz doksan senedir,. diye ce*vap verdi.
Musa (a.s):
-Ey ihtiyar! Bu ateşe ibadete tovbe edip Meliki Cebbar TeÂla Hazretlerine kulluğa don,buyurduklarında . O ateşperest;
-Ya Musa! Allah Tealaya donsem beni kabul eder mi? dedi.
Hazreti Musa:
«Evet! kabul eder; Rabbul Alemiyn Erhamurrahımiyndir, buyurması uzerine ihtiyar:
-Ya Musa! Allah kendinden kacanları lutuf ve keremiyle kabul edecekse benim uzerime İslamı arz eyle!» dedi. Musa (a.s) arz etmesiyle iman etti.
Kendisine, İslam ferahlığıyla olum geldi ve bek alemine goctu. Musa (a.s) techiz ve tekfinini yaptıktan soma durup: «Ya ilahi! Senin bu kuluna bir tevhid kelimesiyle muamele edeceğini bana bildirmeni istiyorum» dedi. Hemen Cebrail (a.s) teşrif buyurup:
-Ya Musa Rabbin sana selam eder ve buyururki ki: «Bilmez misin ki, La ilahe illaIlah Musa resulullah demesiyle bizim ile sulh yapan kimseyi Ben Azimuşşan cennete yaklaştırıp cennet elbiselerinden giydiririm» buyurdu.

Musa kavmi ne bu kıssayı haber verdi. Kavmi: « La ilahe illaIlah Musa resulullah» sozunun harflerini saydılar yirmi dort harf idi. Bu durumda herbir harf icin o ihtiyarın yiı:ım bir senelik gunahını Allah TeÂl mağfifiret buyurmuş oldu dediler.


Kaynak: Mekaasıdu't Talibiyn, M.Raif Efendi Hz.Musa'yı Isıran Karınca
Hz. Musa a.s., koy koy, şehir şehir dolaşıp; insanlara Allah'ın dinini oğretirken, bir gun yolu Allah'ın, ceza olarak butun halkını yaktığı bir koye duştu ve:

"Ey Rabbim" dedi. "Bu koyde yaşayanlar arasında cocuklar, gunahsız, sucsuzz kimseler ve hayvanlar da vardı. Sadece sucluları ve gunahkarları cezalandırabilecekken, boyle yapmayıp tum koyu cezalandırmışsın. senin şefkatin ve acıman sınırsıdır ve sen tum canlılara bu şefkatinle davranırın. Sen işlerini de bizim aklımıızn eremediği yuksek bilginle yaparsın. Buna olan inancım tamdır. Fakat ben merak ettim; gunahkarlarla beraber masum insanları nicin yaktın?" diyerek,fazla oyalanmadan, yoluna devam etti.
Bir muddet sonra hem bir şeyler yemek, hem de yol yorgunluğunu biraz olsun uzerinden atmakbir ağacın altına oturdu. Ağacın az otesinde buyuk bir karınca yuvası vardı. Karıncalar harıl harıl calışıyordu. Bu karıncalarda bir tanesi gelip dinlenmekte olan Hz.Musa aleyhisselamı ısırdı. Musa a.s karıncaya ofkelendi Yerdeki kurumuş odunlardan birini ateşle tutuşturdu, geldi, tum karınca yuvasını ateşe verdi. Tum karıncalar yanarak oldu. Musa a.s bildiren dini hukumler arasında karınca yakmak gunah değildi.

Bunun uzerin Allah (c.c) şoyle seslendi:

"Ey Musa! Seni sadece bir tek karınca ısırmışken, sen butun karınca yuvasını ateşe mi verdin. Bir karınca yuzunden koca karınca ulkesini her ana hamde eden, beni en guzel sozlerle oven bir toplumu yakıp yok ettin, oyle mi?"

Hz.Musa a.s. gerek kendi gorduğu karşısında soyledikleri, gerek yaptığı karşısında Cenab-ı Hakk'ın seslenişinden oğrenmiş oldu ki;

Suclularla beraber olanlar, kendileri sucsuz olsalar dahi aynı cezaya uğrarlar. Ancak Allah c.c. hesap gununde onları birbirinden ayırır, her birine hak ettiği karşılığı fazlasıyla verir.


Bizler de kotu insanlarla beraber olmamalı, onların yaşadıkları yerlerde bulunmamalıyız. Bulunmak zorunda kalırsak onları uygun bir lisan ile uyarmalı, oradan bir an once uzaklaşmaya bakmalıyız.

Kaynak: Buyuk Dini Hikayeler, İbrahim Sıddık İmamoğlu, Osmanlı Yayınevi
Musa a.s ve Cennetteki Arkadaşı
Hz. Musa AleyhisselÂm, bir gun munacatları esnasında «Ya Rabbî! Cennette benim arkadaşım kimdir, bana goster.» diye iltica eder. Hak TeÂl ve Tekaddes Hazretleri:
- Ya Musa! Filan şehirde, filan carşıda ve şu şemail ve isimde bir kasap vardır. O kimsedir, diye ilham eyler.
Hz. Musa AleyhisselÂm hemen hareket eder ve o kasabı bulur. DukkÂnının karşı tarafında, bir miktar seyrederek ahvaline vÂkıf olmak uzere oturur. Gorur ki gayet gaddar ve zalim bir kimsedir. Sattığını hep eksik tartmaktadır. Hz. Musa'nın hatırına, bu kimse bana nasıl arkadaş olabilir, her halde o başka bir kimse olması lÂzımdır, diye gelir. Tam o esnada Hz. Cebrail gelerek, o kimsenin olduğunu haber verir.
Hz. Musa AleyhisselÂm akşama kadar dukkÂnın onunde oturur ve akşam olunca, kasap bir miktar et alarak elindeki zembiline koyar ve evine gitmek uzere iken, Hz. Musa: «Ya kasap, beni misafir kabul eder misin? diye sorar. Kasap da «Buyurun, sizin gibi muhabbetli misafiri asla gormedim. Bu gece hizmetinizle şerefleneyim.» der ve beraberce giderler. Hemen Hz. Musa AleyhisselÂmm onune yemekler ko-yar ve «Ey mubarek zat isterseniz siz yeyin. Şayet beraber yiyelim derseniz, bir miktar beklemeniz lÂzım gelecek. Zira benim cok muhim bir işim vardır, musÂdenizle onu yerine getireyim.» der. Ve getirmiş olduğu eti iyice pişirip, evin koşesinde asılı bir zembıM aşağıya indirir. İcinden son derece kucuk ve zayıf bir kadın cıkarır. O'nun ağzına yavaş yavaş eti verir. Karnını doyurduktan sonra altını da temizler ve tekrar yerine asarak Hz. Musa AleyhisselÂmın yanına gelir. Ozur dileyerek birlikte yemek yemeye başlarlar.
Kadına yemek yedirirken kadının dudakları bir kac defa hareket etmiş ve konuşur gibi olmuş. Bu hali Hz. Musa AleyhisselÂm farketmiş olduğu icin o kimseye:
- Ey kişi, bu senin annen midir?
-Evet, annemdir. Cok ihtiyar ve mecalsizdir. Her gun boylece dukkÂndan geldiğim zaman hizmet ederim.
- Yemek yedirirken dudakları kıpırdadı. Sozu anlaşılır mı?
- Evet anlaşılır. Her ne zaman, karnını doyurup hizmetini yaptığımda «Ya Rabbî, bu oğlumu cennette Musa'ya arkadaş eyle.» diye dua eder.
- Ey kimse! Sana mujdeler olsun kî, annenin duası dergah-ı izzette kabul oldu. Musa benim, der ve ilham-ı ilÂhî ile oraya geldiğini soyler.
O kimse de cok sevinir ve butun gunahlarına tevbe ve istiğfar ederek ibadet ile meşgul olmaya başlar.
Boylece annesine yapmış olduğu hizmet sebebi ile, salihler zumresine dahil olur.
__________________