İbrahim Edhem Hazretleri "rahmetullahi aleyh" bir gun Mekke'de hurma satan bir adamdan hurma satın alır. O arada ayaklarının arasında gorduğu iki hurma tanesini, kendisinin zannederek alır ve yer. Bir sene sonra Kudus'e gider. Mescid-i Aksa'da iki meleğin şoyle konuştuklarını duyar:

“Bu adam kimdir?”

“Horasanlı İbrahim Edhem'dir”

“Bu adam, hergun iyi ameller yapan ve amelleri kabul edilen kimse değil midir?”

“Evet, oyledir ama bunun amelleri ve duaları yediği iki hurma tanesinden dolayı bir senedir kabul olunmamaktadır”

“Nasıl?”

“Falan şahıstan hurma satın aldı. Yere duşen iki hurma tanesi kendisinin olmadığı halde onları aldı ve yedi. İşte o zamandan beri dua ve ibadetleri kabul olunmamaktadır”

Bunun uzerine İbrahim Edhem Hazretleri doğru Mekke'nin yolunu tutar. Hurma satın aldığı yere varır. Orada bir genc vardır. Gence:

“Gecen sene burada hurma satan bir zat vardı. O nerede?” diye sorar. Genc:

“O benim babamdı, vefat etti” der. İbrahim Edhem, durumu anlatır ve hakkını helal etmesini ister. Genc:

“Benim hakkım helal olsun. Ama madem, uzaklardan buraya kadar gelmişsin, işini tam yap. Benim bir annem bir de kız kardeşim var. Onların da babamın mallarında hakları var. Onlardan da helallık iste” der.

İbrahim Edhem onlara da gider ve haklarını helal ettirir. Tekrar cıkıp Kudus'e Beyt-i Makdis'e gelir. Bir gece, yine melekler aralarında şoyle konuşmaktadırlar:

“Bu zat İbrahim Edhem'dir. Bunun duası da amelleri de kabul makamına ulaşmıyordu. Yemiş olduğu başkasına ait iki hurmayı helal ettirdi. Ondan sonra tekrar amelleri kabul olunmaya başladı. Allahu teala onu tekrar eski mertebesine kavuşturdu”

__________________