[IMG]http://img825.**************/img825/5714/forainleclient.jpg[/IMG]
Dunyanın en eski "mesleği" olduğunu soylemenin adet olduğu fahişelik, elbette en eski meslek değildir, hatta meslek olduğu bile iyice tartışmalıdır, cunku ancak tarımsal, yerleşik toplumların ortaya cıkmasından sonra gorulmuştur ve başlangıcında "kutsal bir gorev" olarak ortaya cıkmıştır. "Tarihin Babası" Bodrumlu (Halikarnassos) Herodotos'un aktardığı uzere, "kutsal fahişelik" ilk Mezopotamya kulturlerine kadar geri giden başlangıc doneminde ve MO 6. yuzyıldan itibaren belirdiği Eski Yunan'da verimlilik tapınılarına bağlı olarak ortaya cıkmıştır. Rahipler ve rahibeler, toprağın verimliliğini harekete gecirmek uzere birleşmek durumundaydılar. Ama uygulama cabucak gelişti. Tanrılara kurban verme adeti nakdi odentilere donuşurken, kutsal fahişelik de dinsel kurumlara gelir getiren bir yapıya ulaştı ve bu arada dindışı bir fahişelik de oluştu.




KUTSAL GOREV OLARAK:
Kutsal fahişeliğe butun tarımsal kulturlerde rastlanmaktadır. Orneğin Hint kayıtları, MS 6. yuzyıldan itibaren bunlardan soz etmeye başlamıştır. Bunlara devadasi denilmektedir (Hintcenin deva:tanrı ve dasi:hizmet kelimelerinden tanrının hizmetkarı). Bunlar mensup oldukları tapınak adına cinsel ilişkiye girmekte ve eylemleri kutsal rituel sayılmaktadır. Bu cinsel ilişkilerin, insanların, hayvanların ve toprağın verimliliğini artırdığı iddia edilmektedir. Ama asıl onemlisi, devadasi bu "kutsal gorevi"ni para karşılığı yapmakta ve gelir, tapınağın hazinesine ait olmaktadır. Devadasi sayısı giderek artmıştır. Orneğin Gazneli Mahmut 1026'da Samantha tapınağını yıktığında, burada 350 devadasi bulunmaktaydı. Cinli seyyah Cao-Ju-Kua, 1226'da Gucerat'ta 4 bin tapınakta 20 bin devadasi olduğunu bildirmiş, Marco Polo da onu teyid etmiştir. Kutsal fahişelik kısa sure sonra dindışı fuhuşa yol vermektedir. Orneğin Eski Yunan'da MO 6. yuzyılda ortaya cıkan kadın bedeninin ticari mal haline gelmesi kısa surede oyle bir boyuta ulaştı ki, unlu Atinalı yasa koyucu Solon(MO 640-558) ilk genelevleri acmak zorunda kaldı. Dikterion denilen bu evler devlete aitti. Her evde bir memur grubu işleri duzenlemekteydi. Kazanclar, porniketos adlı bir vergi aracılığıyla devlete aktarılmaktaydı. Fahişeler, tıpkı toplumun kendi gibi, zaman icinde bir tabakalanmaya uğramışlardır. En alt tabaka dikteriades adını taşımaktadır. Bu gruba mensup kadınlar uniforma gibi belli bir kıyafet giyer, guneş batmadan sokağa cıkamaz ve kentten izinsiz ayrılamazlardı. Bu kadınlar toplumun en alt tabakasından erkeklere hitap ederlerdi. Orta sınıf fahişeler auletrides adını alırken, yuksek tabakanın fahişelerine arkadaş anlamına gelen soylu hetaires adı verilmişti. Bunların arasında Phyrene, Korinthoslu Lais veya sonra unlu Perikles'in karısı olan Aspasya gibi Antik dunyanın bazı unlu kadınları yer almaktaydı. İlk iki tabakadan fahişeler muhabbet tellalları tarafından calıştırılırdı. Ozellikle dikteriades, ailesinin terk ettiği veya korsanların kacırarak Akdeniz pazarlarında sattıkları cocuklar arasından secilerek yetiştirilirdi.

Bu arada fakir kızlar, terkedilmiş kadınlar, kimsesiz dullar bu yasaya tabi ticareti geliştirmekteydiler. Eski Yunan'ın koleci hukukuna gore, fahişeler muhabbet tellallarının malı sayılmaktaydılar. Lidya, Kartaca veya Kıbrıs'ta gelinlik kızlar, ceyizleri icin fahişelik yapma hakkına sahiplerdi. Romalılar fahişeye meretrix (vucudundan para kazanan) demişlerdir. Bu kadınların coğu, hem kole sahibi hem de muhabbet tellalı olan bir leno'ya aittir. Roma'da da fahişeler tabakalar halindedir. En altta yer alanlar, dar ve pis sokaklardaki localarda icrai sanat etmektedirler. Pompei kazılarında ornekleri bulunan bu localarda, bir yatak, bir de muşteri geldiğinde cekilen bir perde vardır. Buraya lupanar (dişi kurt ini) denilmektedir, cunku dişi kurt yırtıcı, pis kokulu ve iğrenctir. Dişi kurt (lupa) avını lupanar'a goturur.

Babil ulkesinde ve Sumerlerde bu işe kendini ilk olarak adayan kadınlar kısır veya sterildi.Bu kadınlar kendi doğurganlıklarını Sumer ulkesinde tanrica İNANA,Babil ulkesinde ise İŞTAR'a adayarak ,kutsal gorev olarak baktıkları fahişeliği yaptılar.Babil ulkesinde ve Sumerlerde Fahişelik yapan erkekler de vardı.(DİKKAT:burada sozkonusu olan jigololuk yapan erkekler değildir.) Bu işi yapmalarındaki sebep cok farklıydı.Av sırasında veya savaşta yada kavgalar sonucu testisleri yaralanmış,cinsel organlarında işlev bozukluğuna neden olacak yaralanma yaşamış yada genital organlarında doğuştan bozukluk olan erkekler kendi ailelerini kuramazlardı.Kısırlık toplumda yer bulmayı oldukca zorlaştırıyordu.Boylelikle hem erkekler hem de kadınlar toplumda saygın bir yer edinebilmek adına kendilerini tanrıcaya adarlar ve kendileriyle seksuel anlamda ilişki yaşamak isteyen herkesin karısı veya kocası olurlardı.
Bazı Kabile toplumlarında ise fahişelik bir toplumsal hizmet olarak karşımıza cıkmaktadır.Kabilede doğurganlığı olmayan kadının kocasına genellikle başka bir kadın gonderilir ve bu yolla ailenin cocuk sahibi olması sağlanır.Bazen ise bir kac erkek bir birlikte kadınla beraber olarak kadının cezalandırıldığı da gorulmuştur.
Genel hatlarıyla boyle bir seyir izleyen fahişelik zamanla tanrılar ve tanrıcalar adına tapınaklara girmiş,Bu hizmetin karşılığını,yararlananlar coğu zaman comertce odemiştir.Zaman icerisinde bu tatlı paralar hem din adamlarının hem de ulke yoneticilerinin ilgisini cekmiş ve sektor olarak gelişmesinin yolu acılmıştır.

Fahişe, ilk ortaya cıktığı Antik donemden beri paradoksal bir role sahip olmuştur. Bir yandan marjinalleştirilerek ve tecrit edilerek hor gorulur, diğer yandan da erkeklerin evli kadınlara ve genc kızlara saldırmadan ateşlerini sondurmelerini sağlamalarına hizmet ederek aileyi ve toplumu koruyan, katlanılması gereken bir kotuluk sayılır. Ama toplum ve aile icin bu kadar gerekli sayılmasına rağmen, fahişe parmakla gosterilir, her zaman her yerde dışlanır, bir yerlere kapatılır. O, namuslu bir kadın gibi gozukmemek zorundadır. Yasa koyucu, fahişenin sadece namuslu erkeklere zevk vermesine izin verir. Ev kurmak ve cocuk yapmak yalnızca yasal karılara aittir. Saygın kadınlarla karıştırılmaması icin fahişeye ozel bir kıyafet dayatılır. Roma'da fahişelerin, aile analarının, yurttaşların yasal eşlerinin kıyafeti olan uzun etek giymeleri yasaktır. Uzerlerine boz bir cuppe alırlar ve sarı bir peruka takarlar. Mezopotamya'da, namuslu kadına zorunlu olan pece onlara yasaktır. Eski Rejim Fransa'sı fahişeleri dağlayarak damgalamaktadır. Fransızcanın pute, putain (fahişe) kelimesi, Latince putidus'tan (pis kokulu, curumuş) gelir. Orta Cağ, Avrupa'nın kırlara cekildiği bir donem olduğu icin fuhuş duraklamıştır. Cunku fuhuş her şeyden once bir kent kurumudur. Ama gene de kalan, ama kuculerek kalan tek tuk kentlerde, fuhuş kent dışında, nehir boyunca kurulan evlerde surdurulmuştur. Nehiri bordalayan bu evlere bordereau denilecek, bu da Fransızcanın bordel ve İngilizcenin brothel (genelev) kelimesini verecektir. Fahişeler Orta Cağın tum savaşlarında yer almışlardır. Orneğin toplamı 13 tane olan Haclı Seferleri'ne daha birincisinden itibaren katılmışlar. Fransa kralı Aziz Louis'nin yuruttuğu 8. Haclı Seferi'nde, Krallık Maliyesi, "ordu takipcileri" başlığı altında, kralın, askerleri "kutsal savaş" yonunde cesaretlendirmeleri icin, 13 bin fahişeye maaş odediğini gostermektedir.


Antik Yunan'da fahişelik.
Fahişelik, Eski Yunanistan'da gunluk hayatın bir parcasıydı. Daha buyuk şehirlerde ve ozellikle limanlarda fahişelik iş sahasıydı ve azımsanamayacak derecede cok insana iş sağlıyordu. Gizlilik icinde yapılmaz, genelevler ayıplanmaz ve merkezî yerlere kurulmasında bir sakınca gorulmezdi.
Atina'da efsanevî kanun koyucu Solon, genelevlere duzenli fiyatlar koydu ve fiyatlar arasındaki ucurumu kaldırdı. Bu iş aslında sadece kadınlar arasında değil, erkeklerce de yapılan bir işti. Genelde erkekleri orta yaşlı kadınlar tutardı ama bazen yaşlı kadınlara da hizmet verdikleri olurdu. Cinsel tercihe gore zaman zaman erkek muşterilere de giderlerdi.
Antik Roma'daki uygulamanın aksine, M.O. 390'lara kadar, koleler ile cinsel ilişki gorulmemiştir. Eski Yunanistan'da fahişelere bu kadar cok yonelinmesinin bir başka sebebi de oral seksin bir tabu olmasıydı. İnsanların bunu yapması alcaltıcı olarak algılanırdı. Erkekler arasındaki ilişkilerde bile Erastes (yetişkin olan taraf), Eromenosdan (genc taraf) cok ayıp sayıldığı icin bunu yapmasını isteyemezdi. Bu yuzden hem heteroseksuel insanlar, hem erkek eşcinseller genelevlere sık sık giderdi.
Fahişelik hem yasal, hem de bu kadar kabul goren bir iş olmasına rağmen, bu işi yapanlar yine de toplum tarafından aşağılanırdı. Bu işi yapan kadınlar Khametipis (χαμαιτυπής - yerin dibine gecirilmiş) adı ile anılırlardı. M.O. 4. yuzyıldan sonra fahişelik koleler arasında yaygınlaştı. Atina'da Atinalı bir kişi bu işi yaparsa butun sosyal hak ve ozgurluklerini kaybeder ve koleler ile eşit duruma duşerdi, bu nedenle başka şehirden gelenlerin de bu işi yaptığı gorulurdu.
Eski Yunanistan'da genelevlerin nasıl olduğu konusunda sadece edebî eserlerden bilgi edinilmektedir. Buna gore genelevler karanlık, dar koridorlu ve pis kokulu yerlerdir. Kadınlar bu evlerde ne olursa olsun hamile kalmaktan kacınırlardı ve ilkel doğum kontrol yontemlerine baş vururlardı.

__________________