Erek Dağı'nda kaldığı gunlerde, Molla Hamid'i dereden su almaya gonderdi. Dere vahşi hayvanların olduğu tehlikeli bir yerdi. Fakat suyu cok tatlı ve lezzetliydi.

- "Efendim ben dereye inmeye korkuyorum" dedi, Molla Hamid.

- "Niye korkuyorsun?"

- "Efendim, o derede her turlu vahşi hayvan var. Banma saldırmalarından korkuyorum" diye acıkladı korkusunun sebebini.

Bediuzzaman, talebesinin cesaretini artırmak icin:

- "Git," dedi. "Korkma, hicbir şey olmaz!"

Molla Hamid, gitti, dereden suyu aldı geldi.

Bediuzzaman sordu: "Ne gordun?"

- "Hicbir şey gormedim efendim" dedi.

- "İnsan biraz cesaretli olmalı" dedi Bediuzzaman ve başından gecen bir olayı şoyle anlattı:

- "Gecen sene gec bir vakitte kalkmış, elbisemi giyiyordum. Kapıdan bir hayvan girdi. Once kopek zannettim. Bana doğru gelmeye başladı. Baktım ki kurt. O zaman kendi kendime bu hayvanın niyeti ne olabilir diye duşundum.

- "Kurt karşımda durdu ve bana bakmaya başladı. Yarım saat kadar oyle bakıştık durduk. Sanra dondu, cekip gitti. Ben onun bu halini şoyle değerlendirdim. Kendi kendine şoyle diyordu sanki:

- "Bu kadar yanında durdum. Bana bir ikramda bulunmadın. Ben de sana minnet etmiyorum. İşte gidiyorum. Asıl rızık verici olan Allah'ın sofrasında rızkımı arayacağım."

Bediuzzaman bu hadiseyi anlattıktan sonra, devamla şoyle dedi:

- "Goruyorsun ki, elimizde hicbir silahımız yok. Eğer bu hayvanlar başıboş bulunsalar, Allah'ın iradesi dışında kalsalar, hepimizi paramparca ederler. Onun icin korkma, her şey Allah'ın emriyle hareket ediyor.

__________________