Nûh Peygamber Tufan hadisesi başlamadan once bir gemi inşÃ‚ ettirdi. Bu gemiye butun yeryuzu canlılarından birer cift aldı. Gemi tamamen dolmuştu. Onun icin de ciftlerin birbirleriyle cinsî birleşmede bulunmalarını yasakladı. Cunku birleşirlerse ureyip gemiyi batırabilirlerdi.

Gemideki canlıların arasında kedi ile kopek de yer alıyordu. Kopek, Nûh peygamberin "Sakın cinsi munasebette bulunmayın. Cunku batarız" diye sıkı talimatına rağmen bir gun dayanamayıp hemcinslerinden biriyle ciftleşir. Kopeğin ciftleştiğini goren kedi hemen gidip durumu Nûh peygambere bildirir. Hz. Nûh (a.s.) da kopeği cağırtarak iyece bir azarlar.

Fakat bir sure gectikten sonra kopek dayanamayıp yine ciftleşir. Daima kopeğin hareketlerini kollayan kedi de durumu tekrar Hz. Nûh'a yetiştirir. Kopeği cağırtan Hz. Nûh (a.s.) yine kendisini iyice bir haşlar. Kopek bakar ki kurtuluş yolu yok, inkÂra yeltenir. Ben boyle bir hareket yapmadım, diye ayak diretir. Kedi yaptı, kopek de yapmadım derken konu iyice arapsacına doner. İşin boylesine kargacık burgacık bir hÂl aldığı bu sırada kedi butun kurnazlığını ortaya seren bir teklif atar. Nûh peygamber'e "Ey Allah elcisi!" der. "Ben kopeği sizin emrinizi ciğneyerek hem cinsiyle cinsi birleşmede bulunurken şu iki gozumle gordum. Fakat o, inkÂra yelteniyor, zararı yok. Mademki inkÂr ediyor, siz de Allah'a yalvarıp yakararak onları size sucustu gostermesini dileyin. Eminim ki o zaman onları yakalayacak ve kimin doğru soylediğini gozlerinizle goreceksiniz."

Bunun uzerine Nûh peygamber Allah'a dua ve niyaz eder. Der ki, "Ey Rabbim! Kopekler emirlerime ayak uydurmuyor. Suclarını yuzlerine vurduğumda da inkÂra kalkışıyorlar. Bana onlara suc işlerken goster de ben de bu konuda aydınlığa kavuşayım. Kimin haklı, kimin haksız olduğunu anlayayım."

Bu duanın uzerinden bir sure gectikten sonra bir gun kopek yine nefsine hÂkim olamayıp hem cinsiyle temasa gecer. Fakat artık Nûh peygamberin duası kabul olunmuş, o yuzden de kendilerini mutlaka sucustu yakalayacaklardır. Kuvvet ve kudretine nihayet olmayan Allah (c.c.) birleşen kopeklere oyle bir illet verir ki ciftleşme esnasında uzun zaman bir turlu birbirlerinden kopamazlar. Oylesine kenetlenmişlerdir ki ne kadar didinseler ayrılmaları imkÂnsızdır.

Tabii durumu uzaktan seyreden kedi yine her zaman ki gibi haberi Hz. Nûh'a ucurmakta gecikmez. Durumu haber alan Hz. Nûh (a.s.) hemen olay yerine gelir ve kopekleri ciftleşme halindeyken gorur. Kopek oylesine mahcup olur, oylesine utanır ki, o anda yer yarılsa hic tereddut etmeden dibine girecektir. Bunun uzerine kediye diş bilemeye başlar ve de ardından kedi icin Allah'a şoyle beddua eder:

"Ey Rabbim! Benim rezaletim meydana cıktı. Yeteri kadar mahbup oldum. Fakat dilerim senden bu kediyi de cinsi munasebet sırasında butun mahlukata karşı mahcup ve rezil edersin. Tıpkı beni ettiği gibi."

İcten ve yanık bir sesle dua eden kopeğin dileğini yuce Allah (c.c.) kabul eder. İşte o yuzden de kedi cinsi munasebette bulunurken acı feryatlarla butun etrafı ayağa kaldırır. Cunku kopeğin sırrını acmıştır. Cunku soz taşıyıcılık ve dedikodu etmiştir.

İşte kedi gibi, mumin kardeşlerinin sırlarını yayan, ara bozmak icin ona buna soz taşıyan, otekini berikini cekiştirmekten zevk duyan kimselerin de yuce Allah (c.c.) kıyamet gunu mahşer toplantısında, butun yaratıkların huzurunda, tum kusur ve gunahlarını bir bir ortaya dokecektir.
__________________