Dunyanın her yerinde ve cevremizde turlu dini inanclar, geleneksel davranışlar ve bunlara dayalı uygulamalar tarih boyunca etkili oldular ve hala da olmaktalar. İnsan hayatının onemli bolumunu kapsayan ve yaşayış tarzımızı değiştiren inanclar elbette ki bunlarla sınırlı değildirler. Eski Turkler´den veya Osmanlı´dan kalan veya bazı kor dinsel bilgisizliklerle başlayan inancların hala devam ettiğini gunumuzde de goruruz. Oysa batıl inancların buyuk bir kısmının ardında sosyal ve doğasal gercekler saklıdır, bazıları ise bilinmeyen tarih oncesi zamanların izleridirler. Jung batıl inancları yaşamın gerekli parcaları olarak tanımlar ve onlara sığınırak yaşamsal bir bilinc alanında korunduğumuzu duşunur.

Modern cağda bilimin ulaşamadığı ve aydınlatamadığı tedavisi bugunun şartlarıyla mumkun olunmayan hallerde ise, evlilik, sevgi, kısırlık gibi turlu caresizlikte yatır, turbe, adak adama, okuma gibi inanclara dort elle sarılırız. Bilimin etkisi arttıkca, boş inanclara inanan kafalar yıkandıkca bu tur batıl inancların azalacağı umit edilebilir.
KESİNLİKLE ALINTIDIR,KONU İLE İLGİLİ HİCBİR ŞEYİN KONUYU ACANLA İLGİSİ YOKTUR,SADECE İLGİNC BULUNDUĞU İCİN PAYLAŞIMLIŞTIR!!!!!!!!!!!
__________________