İşte tarihi eserleri yok etmeye yonelik 5 olay
Anneniz en sevdiğiniz oyuncağınızı attığı zaman ne kadar uzgun olduğunuzu hatırlıyor musunuz? Artık yetişkin olsak bile, gecmişten gelen eşyaların ozel bir yeri var bizde. Bu yuzden birinin binlerce senelik bir eseri alıp pecete niyetine kullanmasına dayanamayız.
Bu duruma dayanamamış olmamız insanlığın bunu yapmadığı anlamına gelmiyor.
5. Stonehenge Taşlarının inşaat malzemesi olarak kullanılması
Bir arkadaşınızın evine gittiğinizi ve evin onunde taşların uzerinde eski bir araba gorduğunuzu duşunun. Sonra farkediyorsunuz ki arkadaşınız taşlar yerine tarihi eser kullandığını.
Stonehenge taşlarından bir bolumu kayıp ve nerede kullanıldığına duyunca guleceksiniz.
Stonehenge’in ne olduğunun tartışması yuzyıllardır devam ediyor. Teoriler arasında ise bir mabet olduğu veya Merlin ve yaratıklarının yarattığı bir hile olduğu var.
Arkeologlar yapının milattan once 3000 ila 2500 yılları arasında inşa edildiğini duşunuyor. İnsan eliyle yapılmış en eski yapılardan ve en unlulerinden biri olduğu kesin.
Coğu insanın farketmediği şey ise, bu yapının en onemli parcasının kayıp olduğu. Birkac yuzyıl oncesinin cizimleri yapının bir tepesi olduğunu gostermişti. Uzmanlar bu taşları bulmayı saplantı haline getirmiş durumdalar cunku bu taşlar bu yapının gizemini cozebilir.
Arkeologlar bulduklarını duşunuyorlar. Başka bir dinden olan mezhepler mi almıştı? Dunya dışı varlıklar mı almıştı?
Hayır! Gorunuşe gore birkac yuzyıl once birkac insan taşı yerinden almışlar cunku inşaatlarında taş eksikmiş.
Ne duşunuyorlardı?
Acıkcası kimse bilmiyor. Oysa ki İngiltere’de taş eksikliğide yok.
Bir nedenden dolayı İngilizler onemli tarihi eserlerden sıradan birşeyler inşa etmeye bayılıyorlar, aynısını Hadrian’ın Duvarına da yapmışlardı. Bu duvar İngiltere’nin kuzeyinde Romalılar tarafından inşa edilmiş 2,000 yıllık bir duvar, şimdi bu duvarın parcalarını yakınlardaki ev ve kiliselerde gorebilirsiniz.
Neredeyse 5000 yıldır ayakta duran bir yapı ile tuğla duvar ayrı şey. Bu yapının onemini 1600’lu yıllarda yaşayanlar bile biliyordu.
4. Mumyaların ateş yakmak icin kullanılması
Mısır mezarlarını bulmak ve korumak icin cok buyuk projeler başaltıldı. Binlerce sene once mumyalanmış insanlar araştırmacılara bircok bilgi ve gecmişe paha bicilemez bir kapı acıyor.
Bu kadar saplantılı bir korumaya rağmen bugun mumyaların sayısı cok fazla değil. Peki neden?
Cunku bircoğu cıra niyetine kullanıldığı icin.
Ne duşunuyorlardı?
Mumyaları olu firavunlar gibi duşunmeyi tercih ediyoruz ama o zamanlarda cenazeniz icin mumyalanmak da bir secimdi. Hatta bircoğu butun hayatları boyunca bunun icin para bile biriktirmiş. Karşılayamayanlar bile kuru sıcak ve kumlardan dolayı doğal bir mumyalamaya sahip oluyorlardı.
Mumyalamayı bıraktıkları zaman Mısırlıların milyonlarca mumya vardı. 1800’lerde insanlar sokaklarda mumyalara takılıyordu. Hatta Mısır’da ağaclardan cok mumya vardı. Havalar soğuduğunda ve yakacak hic odunları kalmadığında, biri mumya yığınına bakmış ve kafasında bir ampul yanmış.
Stoklarında cok mumya olduğu icin bir problem gormemişler ilk başta ama bir sure sonra stokları cok azalmış. Peki bu olay onları tarihi eserlere karşı saygı gostermeye itmiş mi? Tabiki hayır!
Mumyaları cıra gibi kullanmaya devam etmelerinin yanı sıra, onları ilac yapmak icin oğutmuşler ve kağıtlarını Batı’daki kağıt fabrikalarına satmışlar – onlarda ambalaj kağıdı yapmışlar ama bu kağıtlar insanlara kolera bulaştırıp oldurduğu icin durdurulmuş. Bir sure Mısır’daki trenler komurler değil, mumyalarla calıştırılıyordu.
3. Ortacağ koro kitaplarının lamba yapımında kullanılması
Bir zamanlar kağıt herhangi değerli birşeyden daha pahalıydı. Bu yuzden cok fazla kitap yoktu o zamanlar ve ne yazık ki bugunlere de gelemediler. Bazı onemli eserler zamanın, havanın ve nemin yıkıcı etkilerinden sağ kurtulmuştur.
Ortacağda koroda şarkı soyleyenlerin kendi kitapları yoktu ve bu yuzden cok değerliydiler. Papazlar herkesin gorebileceği şekilde kocaman kitaplar yaparak bu durumun ustesinden geldiler. Bunları yapmak cok zaman alıyordu – buzağı derisinden yapılan parşomen geriliyor ve hazırlanıyor, nota ve sozleri elle yazılıyordu. Bunun sonucunda ise inanılmaz guzel ortacağ eserlerleri ortaya cıkıyordu. Bugunlerde muzeler onlara ozel gosterimler hazırlamak icin yıllarını harcıyor.
Ne olduğunu bilmediğiniz bu paha bicilemez kitapların elinize gectiğini duşunun. Korumak icin parcalara ayırıp, kesip, lamba yapmaktan daha iyi bir cozum olamaz.
Ne duşunuyorlardı?
Gercekten guzel lamba oluyorlar.
Bu William Randolph Hearst’ın kişisel hobisiydi ve California’daki Hearst Kalesinde bircok bu tip ornek vardır.
Belki zengin ve sıkılmış olmanın bir sonucudur. Sadece koro kitapları da değil – Hearst aynı zamanda Xian Dynasty Cin vazolarından ve 1500’lu yıllarda Katolik Kilise’de kullanılan orjinal dokumanlardan da abajur yapmıştır. Muze gezmesinin yasaklandığını duşunuyoruz.
2. Paha bicilemez Beyaz Saray eşyaları bahce satışında
Amerika başkanlarının evinin Partenon gibi tarihsel bir değeri yok ama Amerikalıların bu binaya karşı hassas noktaları var. Batı dunyasında demokrasi ve ozgurluğun simgesi olan bu binanın koridorlarında tarihin onemli adamları yurumuştur. Modern tarihte cok onemli bazı sahnelere de ev sahipliği yapmıştır.
Ama orada yaşamanız gerektiğini bir duşunun. Etraftaki butun gereksiz eşyalara bakın. Yeni başkan kendi elektronik oyuncakları ve plazma televizyonu icin nasıl yer acacaktır? Eğer Chester A. Arthur iseniz, butun eşyaları cok cok duşuk bir fiyata acık arttırmada satabilirsiniz.
Ne duşunuyorlardı?
Bu acık arttırma Sotheby gibi –parcaların milyon dolarlara satıldığı ve muzelerde saklanan – kaliteli bir acık arttırma değildi. Bu, “butun eski eşyalardan kurtulmalıyım” tarzında bir acık arttırmaydı.
Başkan Arthur modayı takip eden bir insandı.
Yonetici Koşkunde duran butun eski moda eşyalara dayanamadı. 1881 yılında Arthur tek mantıklı şeyi yaptı: Tonlarca eşyayı, porselen takımları ve Abraham Lincoln’un bazı kıyafetlerini neredeyse bedavaya sattı. Satılan eşyalardan coğu bulunamamıştır ve şu anda paha bicilemez değerdedirler. İyi haber: Eski sandıklarınızın icinde Abraham Lincoln’un ic camaşırı olabilir. Kotu haber ise: Kanıtlamak icin cok uğraşmanız gerekebilir.
1. XIV. Louis'in kalbinin yemek olarak kullanılması
Louis 72 yılı aşan bir sureyle Fransa’nın kralıydı, Avrupa tarihinin en uzun sure kral kalan kişilerinden biriydi. Guc ve refahın oncusu olarak bilinen kral aynı zamanda da mutlak padişahlığı tanımlamıştır.
Fransız Devrim’i sırasında bir nedenden dolayı koyluler Krallık Mahzenine girerek Louis’in mumyalanmış kalbini calarlar. Neden yaptıklarını bilmiyoruz. Butun zorluklara rağmen kalp sağlam ve tek parca halinde İngiltere’ye ulaşır.
Sonunda Rahip William Buckland’ın eline gecer bu kalp. Tabi ki Buckland elindekinin değerini anladı ve bir muzeye….
Bir dakika, esasında onu yedi.
Ne duşunuyorlardı?
Buckland egzotik yemekleri cok seviyordu. Yediği en değişik yemeklerin arasında fil hortumu ve zurafa rostosu vardı. Fransız kralının kalbi eline gecene kadar damak tadı yavanlaşmıştı. Tat duygusunu canlandırmak icin yamyamlıktan daha iyi ne olabilir?
Ayrıca rahip oldukten sonra başka bir hayat olmadığından şuphelenmeye başlamıştır ve uzun zaman once olmuş olan bu kralın kalbini yemek ona olumsuzluğu vereceğini duşunur.
Buckland kalbi Noel yemeği olarak hazırlattı. Kalbi ızgara yaptırdığını ve yanına fasulye istediğini biliyoruz ama hangi şarabı ictiğine dair bir fikrimiz yok.
mynet
__________________