[IMG]http://img197.**************/img197/5466/1207169598kuran.jpg[/IMG]



Vaktiyle bir cocuk vardı. Medresede okurdu. Kavuklu hocalardan ders alır, oğretilenleri anlamaya calışırdı.
Fakat kafası kalınca idi. Butun gayretine rağmen pek bir şey oğrenemezdi. Okumaya karşı da fazla istek duymazdı. Arkadaşları onu gecmiş, okumayı ilerletmişlerdi. O ise hÂl bir yıl oncesinin kitaplarını okuyordu.
Gunlerden bir gun kararını verdi:
-- Kafam cok kalın, diye duşundu. ZekÂm az. Bu durumda okuyamam. İyisi mi koyume donup tarla işlerine bakayım.

Bu maksatla bir sabah yola koyuldu. Az gitti, uz gitti bir ovaya duştu. Sıcak bastırmıştı. Cok da yorulmuştu. Yolun kenarında bir mağara vardı, ama girmeye korkuyordu.
İcerisinin serin olduğundan emindi. Cunku guneş almıyordu, ama ya ayıya filan rastlarsa ne olacaktı?
Bunları duşunduğu icin yureği urperiyor, iceri girmeye bir turlu cesaret edemiyordu.
Sonunda sıcak ve yorgunluk baskın cıktı. Ne olursa olsun mağaraya girecekti. Kararını verdi. Adımlarım ağır ağır attı.
Korktuğu şeylerle karşılaşmayınca sevindi. Korkusu biraz olsun dağıldı. Bir koşeye buzuldu. Sonra uzanıverdi.
Birden gozu mağaranın tavanından yere damlayan suya takıldı. Yukarda birikiyor, buyuyor ve damla kendini taşıyamayacak kadar buyuyunce kopup yerdeki taşın ustune duşuyordu.
Kim bilir kac yıldır boyle devam edip gidiyordu bu. Taş oyulmuştu. Oysa taş sertti. Su damlası ise yumuşacıktı. Yumuşacık su damlası nasıl oluyor da taşı deliyordu?
Birden şimşekler caktı beyninde. Yumuşacık su damlaları senelerce aka aka sert taşları deliyordu. Kendisi de ısrarla derslerine calışır, okuma isteğiyle hocalarını dinlerse zamanla kafasına bir şeyler girerdi.
-- Benim kafam şu taştan daha sert değil ya, diye soylendi.
Onemli olan sebat etmekti. Şu su kadar sebat etmek.
Şu taş kadar sebat etmek, o zaman kitaplarda yazılı olanlarla hocaların anlattıkları, kalın da olsa, kafada izbırakırlardı.
Hızla kalkıp gerisin geri medreseye dondu. Calıştı, cabaladı, arkadaşlarına yetişti. Hatt zaman icinde hepsini gecti. Oyle bir bilgin oldu ki. kitapları hÂl ellerde dolaşır,
Bu yuzden "Taş oğlu" mÂnasına gelen "İbn-i Hacer" dendi adına


alinti.

__________________