Bahsedilen Kaderler genelde İkidir.

Asıl olanı, genelde anlaşılmaktan aciz kalmıştır. cunku asılsız kader tasavvuru ile beraber, karşılaştırmalı olarak incelenmemektedir.

* * *

KADER: olacak veya olmuş olanların sonsuz bilgisi.
İNSANIN KADERİ: insanın zanlarının ve gecmiş anılarının hapsindeki belli doğru ve yanlışlık oranındaki goruntu. Buyukluk kucukluk, yucelik aşağılıklık atıflarındak gibi, duşunme şeklinin esaretindeki kole.


Kaderin insanla ilgili olan kısmı cok cok kucuk bilgi miktarındadır.
O da, kaderi duşunen insanın tasavvuruyla zahiri bilgiye donmuştur ve bu kat kat sınırlı goruş ile sadece gecmişin bir goruntusunu ve yakın geleceğin bir tahmin ve planını ve niyetini ihtiva eder.

OZETLE: insan kadere iman ettim derken onu ilgilendiren şey, kapasitesi icabı Haktaki sonsuz ve gercek bilgi değil, kendisiyle ve cevresiyle ilgili olabilecek kısmıdır ki onu da akılla ancak ve ancak belli bir hata payıyla Tasavvur edip anlayabilir.

Memleketi ihya eden de, mağraya kapanıp acından olen isyankar kul da bu tasavvurlarıyla bulundukları yerde olurlar. hangi şartlarda olursa olsun, o şartın musluman ve mumini bulunabilmesi delildir ki, Allah insanlara zulmetmez ancak insanlar o verilen hayatın icinde kendilerine ve birbirlerine haksızlıklar ederek veya etmeyerek nihayet bir olume kavuşturulurlar.

* * *

Neticede Rabb kaderinizi bilmekle sizi ilgilendirmeyecek kadar cok şey bilmektedir. siz ise kendinizi tecrube eden varlık olarak isteseniz de istemeseniz de bir yaşa kadar yaşatılmışsınızdır. Ama adımlarınız benlikten payınızla cokca sizden kaynaklanmaktadır. hakeza cemiyetiniz itibariyle ise cemiyetinizden.. oyleyse duşunmek şart...

selamlar...
__________________