Otuzyıl Savaşları Nedir?
Otuzyıl Savaşları, 17. yuzyılda Hıristiyanlığın Avrupa kıtasındaki mezhep kavgalarının 1618-1648 yılları arasındaki safhasına verilen addır.[1] Avrupa devletlerinin coğu, bu savaşa katılmıştır.[2]

16. yuzyılda başlayan mezhep kavgaları, 17. yuzyılda da devam etti. Otuzyıl Savaşları, tÂrih olarak 1618-1648 olarak sınırlandırılmazsa da, meşhur olanı, bununla adlandırılmasıdır.[1] Alman ve İspanya Krallarının yeni mezheplere karşı bayrak acması uzerine başlayan savaşlar Protestan yanlılarının galibiyetiyle sonuclanmıştır.[3]

Bu savaşın temelinde, bir Protestan-Katolik mucadelesi olsa da, savaşan devletlerin coğu, dinsel değil siyasi amaclar icin savaşmıştır. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na bağlı prensliklerin farklı taraflarda savaşması sebebiyle bir ic savaş niteliği de taşır.

Savaş, 1648 yılında Protestanların zaferiyle bitmiş ve Vestfalya Antlaşması ile savaş sonucunda Almanya'yı oluşturan Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu her biri hukumran olan bircok kucuk devlete ayrılmıştır, İmparatorluk makamının yetkileri ise cok kısıtlanmıştır.[2]

Taraflar
Protestan Birliği
1.Danimarka
2.Bohemya
3.İsvec
4.Norvec
5.Hollanda
6.Fransa *
7.İngiltere
8.Alman Prenslikleri.
* Fransa, Katolik olmasına rağmen kutsal roma germen imparatorluğunun gucunun artmasını istemediğinden, Protestan alman prensliklerini destekledi

Katolik birliği
1.Kutsal Roma Germen İmparatorluğu
2.İspanya
3.Avusturya
4.Bavyera
5.Katolik Alman Prenslikleri.[4]
Sebepleri
Avrupa'daki dînî kokenli mezhep savaşlarının sonuncusu kabul edilen Otuzyıl Savaşları, Katolik Kutsal İmparatorluğa karşı Protestan Alman prenslerinin mucÂdelesi olarak başladı. Dînî sebeplerle başlayan savaşlarda, Habsburg ve Bourbon hÂnedanlarının siyÂsî mucÂdelesinin de rolu vardır. Ayrıca 3 Ekim 1555 Augsburg Antlaşması'yla yasaklanan kilise mallarının kamulaştırılmasına Protestan prensler tarafından devam edilmesi, bazı Alman prenslerinin bu antlaşmada tanınmayan Kalvinciliği benimsemeleri, Maximilian Von Bayern ile Ferdinand Von Steiermark dukleri tarafından desteklenen tarikatcı Cizvitlerin karşı reformu buyuk bir şiddetle tatbik etmeleri savaşların temel sebeplerinden sayılabilir.[1]

Başlangıcı
1453 yılında Turkler, Fatih Sultan Mehmet komutasında İstanbul'u arkasından da Atina'yı alarak Balkanlarda, Onasya'da ve Kuzey Afrika'da egemenliklerini kurdular. III. Friedrich,1452 yılında Roma'da tac giyen son Alman İmparatoru oldu. 1453 yılında İngiltere ve Fransa arasında suren Yuzyıl Savaşları sona erdi. Bu uc olayla birlikte Avrupa'nın siyasi tarihinde yeni bir donem başladı.[5]

1555 yılında imzalanan Augsburg Barışı ile Martin Luther taraftarları ile Katolikler arasındaki savaş sona ermişti. Bu antlaşmaya gore sayıları 100'un ustunde olan Alman prensleri, Katoliklik ve Luthercilik arasında istediği tercihi yapabilecekti. Fakat anlaşmanın bu hukmu yetersiz kaldı ve uygulanamadı. Almanya'da hızla yayılan Kalvenizm gibi diğer Protestan mezhepleri bu antlaşmaya gore haklara sahip değillerdi. Ayrıca İspanya'daki Katolik Habsburg Kralları, Doğu ve Orta Avrupa'da Katolikliği tekrar guclendirmek istiyorlardı. Baltık'ta egemen olan Protestan İsvec ve Danimarka kralları ise “Protestanlığın savunucuları” olarak Roma-Cermen İmparatorluğu'ndaki nufuzlarını arttırmak istiyorlardı.[2]

Katolik ilerlemelerine karşı koyabilmek icin bir Kalvenci olan Pflaz, 1608'de Secici butun Protestan devletlerinden meydana gelen “Protestan Birliği”ni kurdu. Bavyera Duku de 1609'da Katolik devletlerle prensliklerin katıldığı “Kutsal Alman Birliği”ni Protestan Birliği'ne karşı kurdu.[1] Boylece Almanya parcalanıyor ve din ekseninde iki kampa bolunuyordu.[2] Her birlik, silahlanarak ordu hazırladı. Birlik kuvvetlerinin başına meşhur kumandanlar getirildi.

Protestan Birliği Ordusu Mansfeld ve Thurn, Kutsal Alman Birliği Ordusu da Tilly kontu kumandasındaydı. Bohemya Protestanları, Ferdinand Von Steiermark'ın 1617'de kral secilmesiyle, 1609'daki Kralın buyruklarının kalkması korkusuyla İmparator Matthias'ın iki yardımcısını 23 Mayıs 1618'de Prag'da pencereden atıp, Âsi bir hukumet kurdular. Cekler, İmparator Matthias'ın 1619 Martında olumunden sonra Ferdinand Von Streiermark'ın Ağustosta tahttan duştuğunu îlÂn ederek, tacı, Protestan Birliğinden Pfalz, secici V. Friedrich'e verdiler. Ferdinand Von Steiermark, seciciler topluluğu icinde coğunluğu Protestanlara veren bu kararı tanımadı. Bavyera birliklerinin desteğiyle Prag yakınlarındaki Bela Hora'da 8 Kasım 1620 tÂrihinde zafer kazandı. 1621'de Bohemya'da cok ağır bir baskı idÂresi devam ederken, imparator, Pflaz unvÂnını kaldırdıktan sonra secicilik hakkını Bavyera dukune verdi. Katolikler, Seciciler Meclisinde coğunluğu sağlayınca; Alman Protestan prenslerini korkutan bu curetli siyÂset, catışmanın yayılmasına sebep oldu.[1]

Gelişimi
II. Ferdinand unvÂnını alan Ferdinand Von Steiermark, Pflaz'ın kaldırılmasından sonra Almanya iclerinde ilerledi. 12 yıl sonra 1621'de Hollanda da, İspanya-Flemenk Antlaşması'nın bozulmasıyla, savaş tekrar başladı. Fransız Richelien, İspanya ve Avusturya Habsburglarının ittifakının onune gecmek icin 1625'te Valteline'i işgÂl etti. Danimarka Kralı IV. Christian'ı destekledi.[1]

Kendisi de bir Protestan olan Danimarka kralı IV. Christian, Roma-Cermen İmparatorluğu'ndaki Protestanların yenilgiye uğramasından rahatsız olmuştu. İngiltere, Fransa ve Hollanda'dan aldığı destekle birlikte kendisini Protestanlığın savunucusu ilan etti ve İmparator'a ve Katoliklere karşı savaşa katıldı. Ama kendisini destekleyen devletlerin ic sorunlar yuzunden zayıf olması sebebiyle yenildi ve İmparatorla barış yapmak zorunda kalarak savaştan cekildi. (1625-1629) [2]

II. Ferdinand, guclenerek, 6 Mart 1629'da İade Fermanını cıkardı. II. Ferdinand, Regensburg Diyet Meclisinin desteği ile 1630'da oğlunu Roma Kralı tÂyin etmek isteyince, Alman ve Bavyera secicileriyle birlikte Fransız diplomasisinin ortaklaşa hareketi neticesinde buna muvaffak olamadı.[1]

Danimarka'nın cekilmesi, savaşı bitirmedi.[2] Richelieu, II. Ferdinand'ın faaliyetlerine karşı İsvec Kralını ona rÂkip cıkardı. İsvec Kralı II. Gustaf Adolf, koyu bir Protestan olup Baltık Denizi'ni ulkesinin golu hÂline getirmek idealindeydi. II. Gustaf, koylulerden meydana gelen, dindar, disiplinli, iyi techiz edilmiş milli bir orduya sÂhipti. Tilly, 1631 Mayısında Magdebur'u yağmalayıp, yerle bir edince, İsvecliler de Baltık Denizi kıyısındaki Pomeranya'ya girdi. İsvec Kralı, Saksonya ile muttefik olup, 17 Eylul 1631'de Breitenfield'de Tilly'i yendi. II. Gustaf'ın Ren'e yurumesi, Fransa'yı da telÂşlandırdı. Fransızlar Lorraine'ye ihtiyati askerî birlikler yerleştirdi. II. Gustaf, Bavyera'yı istila ve Bohemya'yı tehdit etti.

Danimarkalı kumandan Wallenstein'i, 16 Kasım 1632'de Lutzen'de yendiyse de, II. Gustaf bu savaşta oldu. Wallenstein, Bohemya tacına goz diktiği şuphesiyle, 25 Şubat 1634'te olduruldu. İmparatorluk icin İsvec tehlikesi devam ediyordu. Şansolye Oxenstierne, General Bernhard on Weimar'ın emrine verilen orduyu toplayarak, 23 Nisan 1633'te Protestan prensleriyle bir koalisyon kurmuştu. Alman prenslerinden kurulu, Heilbroon Birliği; 5-6 Eylul 1634'te imparatorcularla İspanyolların İsveclilere karşı Nordingen'de zafer kazanmalarıyla dağıtıldı.

İsvecliler, Main'in otesine cekilip, 1635'te Saksonya butun birliklerin dağılması esasını getiren Prag Antlaşmasını imzÂladı.[1] İsvec (Protestanlar) ile Roma Cermen İmparatorluğu (Katolikler) arasında yapılan barışa gore (1635, Prag Duzenlemesi) Alman prensliklerinin dış devletlerle ittifak yapması engelleniyor ve Alman prensliklerinin ayrı ayrı olan orduları, İmparator'un liderliği altında birleştiriliyordu. Yani, siyasi gucu cok zayıflamış olan Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu tekrar gucleniyordu.

Prag Duzenlemesi'nden en cok Fransa rahatsız olmuştu. Fransa'da iktidarı elinde tutan XIII. Louis'in bakanı Kardinal Richelieu'ya gore bu duzenleme, Kıta Avrupa'sındaki Habsburg etkisini cok arttırıyordu. Bu nedenle 1636 yılında Fransa, Katolik bir devlet olması ve Katolik bir başpiskopos tarafından yonetilmesine rağmen Protestanların yanında savaşa girdi.[2]

Fransız Richelien, Birleşik EyÂletler karşısında hareket serbestliğine kavuşan İmparatorun mudÂhalesini onlemek icin Şansolye Oxenstierne ile 28 Nisan 1635'te ittifak kurdu. Richelien, 19 Mayıs 1935'te İspanya'ya Kutsal İmparatorluk da, 1636'da Fransa'ya savaş îlÂn etti.[1] İspanya ise, Roma Cermen İmparatoru'nu desteklemek amacıyla İspanya Hollanda'sından (gunumuz Belcika'sı) guneye doğru Fransa'yı işgale başladı ve geri puskurtulmeden once Paris yakınlarına kadar gelmeyi başardı.[2] İspanyollarla İmparatorcular Saint Jean de Losne'yi kuşatıp, Corbei'yi alarak, Paris'i tehdit etmeye başladılar. Saint Jean de Losne direnişi ve Corbei'nin geri alınması, 1638'den sonra Bernhard Von Weimar tarafından Alscae'de ve İsvecli Baner'in Almanya'ya saldırıları, Kutsal İmparatorluğun durumunu duzeltti. 1639'da Bernhard Von Weimar'ın olumuyle, Fransa onun ordusuna sÂhip olarak, Alsace'ı işgal edip, 1641'de İsvec ile ittifakını yeniledi. Fransız Richelieu, İspanya'ya karşı, Portekiz ile Katolonya'yı isyana teşvik etti.[1]

Vestfalya (Westphalia) Barışı
Fransa, 1640'ta Arras ve Perpignan'ı işgal ederek, 1643'te Rocrai'de ucretli asker olan Korkunc İspanyol Tercio'yı yendi. İsvecliler de 1645'te Almanya, Bohemya ve Moravya'yı gecerek, Viyana'yı tehdide başladılarsa da, Saksonya'ya cekildiler. 1645-1648 yılları arasında Guney Almanya'da ileri yuruyuşe devam ettiler. 1647'de Bavyera'yı antlaşma istemek zorunda bıraktılar. Bu gelişmeler ve Alman prens ve prenslik şehrinden baskı goren imparator, 1640 yılından îtibÂren Brendenburg ile Saksonya'nın fiili desteğini kaybedince; 1644'te Fransa, İsvec ve muttefikleriyle Munster ve Osnmabruck'te sulh goruşmelerine başlamıştı. Bu goruşmeler, 1648'de Vestfalya Antlaşmalarıyla sona erdi.[1]

Bu antlaşma Avrupa tarihinde cok onemli bir adımdır. Almanya Protestanlığı resmi din olarak tanıdı.[3] Westfelya Antlaşmasına gore;

1.Protestanlık resmen tanınırken, halka da mezhep ozgurluğu verildi.
2.Almanya, Prusya Dukalığı cevresinde bircok prensliğe bolundu.
3.Alsas - Loren Bolgesi Fransa'ya bırakıldı.
4.1609'da kurulmuş olan Hollanda ve İsvicre'nin de bağımsızlıkları onaylandı.
5.İspanya ile de 1639'da Pirene Antlaşması yapılmıştır.[6]
Boylece, Uluslararası hukuk bakımından Kutsal Roma Germen imparatorluğunun parcalanmış ve Alman prenslerinin bağımsız hale gelmişlerdir. Boylece Avrupa kıtasında guc dengesi tamamen değişmiş oldu. İspanya Avrupa’daki ustunluğunu kaybederken, Fransa en guclu devlet haline gelmiş ve İsvec Baltık Denizi Bolgesinde hakimiyetini kurmuştur. Bununla beraber, daha onceki uluslararası toplantılar dinsel nitelikteyken, Westphalia devlet, savaş ve iktidar sorunlarının tartışıldığı laik bir konferans olmuş ve toplantılar sırasında Papalık temsilcisi dinlenilmediği gibi antlaşma metni Papaya imzalattırılmamıştır. Dolayısıyla, kilisenin politik gucu iyice sınırlandırılmış ve Avrupa kıtasında kendi kanunlarına gore davranan, kendi milli politik ve ekonomik menfaatlerini gozeten, ittifaklar kuran ve bozan modern bağımsız devletler oluşmuştur. Bugunku anlamda devletlerin oluşturduğu uluslar arası sistem, Westphalia Antlaşmasının sonucudur.[7]

Vestfalya Barışı ile Augsburg Barışı hukumleri yenilendi ve Kalvenizm Roma Cermen İmparatorluğu'nda kabul edilen mezheplerden biri oldu. Vestfalya ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu icindeki prenslikler, hemen hemen bağımsız siyasal birimler oldular. Uye devletlerin rızası olmadan İmparator vergi ve asker toplayamayacak, kanun koyamayacak ve savaş ilan edemeyecek olması, İmparator'un siyasal otoritesinin kalmadığını ortaya koyuyordu. Daha sonra Fransız yazar Voltaire'in de soyleyeceği gibi Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, artık “ne kutsal, ne Romalı, ne de imparatorluktu”.

Hollanda'nın bağımsızlığı resmen tanınarak Hollanda ile İspanya arasındaki Seksen Yıl Savaşları sona erdi. İsvicre'nin bağımsızlığı tum taraflarca tanındı. Fransa Metz, Toul ve Verdun'u alarak Almanya'ya doğru genişledi. İsvec de Pomeranya'yı alarak Almanya'ya doğru genişlemiş oldu.[2]

Pireneler Barış Antlaşması ve Birinci Kuzey Antlaşması
İspanya, 1648'de Munster'deki antlaşmayla Birleşik EyÂletlerin istiklÂlini tanıyınca; Fransa ile goruşmeleri reddetti. Bu durum savaşı neticelendiren antlaşmaları tehlikeye duşurdu. İspanya'nın saldırılarını Fransa puskurttu. 1658'de İngilizler de İspanyolları yendiler. İspanya 1659'da Ren Birliğiyle Pireneler Barış Antlaşması'nı imzÂladı. 1660-1661'de Birinci Kuzey Antlaşması imzÂlanarak anlaşmazlıklara son verildi.[1]
Savaşın Sonucları
Otuzyıl Savaşları neticesinde Kutsal İmparatorluk parcalandı.[1] Savaşlarda ve savaşla beraber gelen kıtlık ve salgın hastalıklarda [2] milyonlarca insan oldu. Savaş oncesi nufûsu 16.000.000 olan Bohemya, Bredenburg, Pomeranya, Rheinland bolgelerinin nufûsu, 6.000.000 duştu.[1] Bunda, savaşan devletlerin kiraladığı paralı askerlerin yaptığı yağmanın yol actığı yıkımın buyuk rolu vardır.

Otuz Yıl Savaşı'nın en onemli siyasal sonucu, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun feodal bir karmaşaya suruklenmesiyle Fransa'nın Kıta Avrupası'nda en guclu devlet olarak ortaya cıkmasıdır. 19. yuzyılda Almanya İmparatorluğu kuruluncaya kadar Avrupa siyaseti Almanya'nın bolunmuşluğu ve Fransa'nın ustunluğu cevresinde donecektir.

Roma Cermen İmparatorluğu'ndan başka İspanya Habsburgları da gerileme surecine girmişti. Altmış yıldır İspanya egemenliği altında olan Portekiz 1640'ta bağımsız oldu. Benzer bir başarısızlık kolonilerde Hollanda'ya karşı goruldu.

Vestfalya, Avrupa'nın gorduğu son buyuk din savaşıdır. Habsburglara karşı Protestanları destekleyen Katolik Fransa orneğinde olduğu gibi artık devletlerin cıkarları, dinsel bağlılıklarının onune gecmiştir. Bu acıdan Vestfalya ile modern diplomasi ve uluslararası ilişkiler esaslarının temelleri atılmıştır.

Artık Avrupa, kendi yasalarına gore davranan, kendi ekonomik ve siyasal cıkarlarını izleyen, istediği tarafta yer alan, ittifaklar kuran ve bozan modern bağımsız devletlerden oluşacaktır. Gunumuz devletlerarası sistem Vestfalya ile kurulmuştur.

Savaşta en cok zararı Almanya gordu. [2] Almanya'nın, dunya siyasetinden 19. yuzyılın ortalarına kadar cekilmesinin sebebi, Otuzyıl Savaşlarının getirdiği; katliam, yağma ve yıkımdır.[1] 300 kadar prenslik, bağımsızlığını ilan etmiştir ve Avrupa'nın ortası, yani Almanya, parcalanmıştır. Bu durum, Otto von Bismarck'ın 3 Ekim 1871 tarihinde Alman Birliğini sağlamasına kadar devam edecektir.[5]

Fransa ve İsvec, toprak kazandı. Habsburg ve Bourbon hÂnedanlarının duşmanlığını daha da artırdı. İspanya dÂhil, savaşa katılan devletlerin hazînesi boşalıp, iktisÂdî cokuntu başladı. İc savaşın getirdiği yağma ve yıkım, ulkelere cok pahalıya mÂl oldu. Diğer taraftan bu mucadeleler, savaş sanatına ve sanÂyinin gelişmesine yol actı. Ordular, toplar ve fitilli tufeklerle donatıldı. Silahların ceşitleri gelişti. Topculuk, piyÂde sınıfından ayrıldı. Avrupa'da suvÂri birlikleri kuruldu. Millî ve dÂimî ordular kuruldu.[1]

Onemi
30 Yıl Savaşları, Avrupa'da askeri acıdan bir devrim yaratmıştır. Eskiden kucuk caplı ve genelde catışma gibi gorunen savaşlar, artık daha buyuk ve topyekûn bir hÂl almaya başlamıştır. 30 Yıl Savaşları ile onemli bir ivme kazanan Avrupa medeniyeti, aldığı bu hız ile, bir asır sonra Osmanlının başına bela olmuştur.

Diğer yandan, bu savaş ile Avrupa ulkeleri ekonomilerinin savaşlara dayalı olduğu ortaya cıkmıştır. Gunumuz Avrupası'nın dini yapısını belirleyen bu savaş, hÂlen Avrupa'da en cok konuşulup tartışılan olaylardan biridir.[8]

17 ve 18. Yuzyıllarda Avrupa Devletleri
1. Almanya: Kutsal Roma-Germen adını taşıyan Almanya'da yuzlerce prenslik vardı. Aralarında siyasi birlik yoktu. Otuz Yıl savaşlarında Almanya yenilmiş ve ulkedeki prensliklere mezhep ozgurluğu tanımıştı. 18. yuzyıl başlarında Prusya en guclu prenslik olarak krallık haline geldi ve lider durumuna yukseldi.

2. İngiltere: 17. yuzyıl sonlarında İngiltere'de meşruti krallık kuruldu (1688). 18. yuzyıla guclu bir şekilde giren İngiltere her alanda gelişme gosterdi. Yedi yıl savaşları'nda Fransa'dan buyuk somurgeler elde etti. Amerika'da 13 koloni kurdular. Amerika'nın bağımsızlığını Versay (1783) Antlaşmasıyla tanıdılar.

3. Fransa: 17. yuzyılda Avrupa'nın en guclu devleti durumuna geldi, ispanya Veraset Savaşlarında Almanya ve İngiltere ile mucadele etti. Bu savaşlar Fransa'yı olumsuz yonde etkiledi.

4. Lehistan: 17. yuzyılın sonlarına doğru Kutsal İttifaka katılarak Osmanlı Devleti'yle mucadeleye girişti, ic ve dış nedenler siyasi alanda etkili olmasına engel oldu. 18. yuzyılda iyice gucsuzle-şen Lehistan, Rusya, Prusya ve Avusturya tartından uc kez boluşulerek ortadan kaldırıldı (1772, 1793, 1795).
18. yuzyılın sonlarına doğru Lehistan'ın ortadan kalkması ile Rusya hem İsvec hem de Osmanlı Devleti icin cok buyuk bir tehlike durumuna geldi.

5. Hollanda: İspanya'dan bağımsızlığını kazanan Hollanda'da krallık kuruldu. Kısa zamanda somurgecilikte ilerledi ve zengin bir duruma geldi.

6. Rusya: Rusya, 17. yuzyılın sonlarında (1682) Car I. Petro'nun yonetimine girdi. I. Petro'nun iki amacı vardı: Karadeniz'e ve Ballık kıyılarına ulaşmak. Petro, Rusya'yı bir Avrupa devleti haline getirmeye calıştı. İstanbul Antlaşmasıyla Karadeniz'e inen Rusya, Kucuk Kaynarca'yla da Kırım'ı alarak kuvvetli bir devlet haline gelmiştir.

7. Avusturya: Otuzyıl savaşlarında Avusturya Alman siyasi birliğini kuramamıştı. Fakat guclu devletler arasındaydı. Zaten Karlofca Antlaşmasıyla Macaristan'ı ve Erdel'i alarak buyumuştu. Fransız ihtilÂli Avusturya'nın buyumesinde buyuk bir engel olmuştur.

8. İsvec: Otuz yıl savaşlarından başarı ile cıkmıştır. Paltova savaşıyla İsvec'in genişlemesi durdu.

9. İtalya: İtalya'da siyasi birlik yoktu. 18. yuzyılda da bu ozelliğini devam ettiren İtalya'da en buyuk cumhuriyet Sardunya Krallığı idi. Venedik eski onemini yitirmeye başlamıştı. 19. yuzyılda Sardunya İtalyan birliğini kurmuştur.[3]


alıntıdır
__________________