Bugun sizleri uzerinde duşunmeye davet etmek istediğim ayet, Zuhruf suresi 36. ayet olacaktır. İnternette dolaşırken bu ayeti okuyup, kafası karışan bir kardeşimizi gordum, haksızda değil, okuduğu kur’an mealinden, eğer tum kur’anı okumamış, bir butun olarak kur’anı duşunmeyen bir kişi, gercekten bu sozleri yanlış anlayabilir. Once yazdıklarını alıntı yapalım, daha sonrada ayet uzerinde araştırma yaparak duşunelim, bakalım Rabbim bu ayetiyle ne anlatmak istiyor olabilir bizlere, onu hep birlikte anlamaya calışalım.
(Merhaba, zuhruf suresi 36.ayette gecen "Kim, Rahman’ın Zikri'ni gormezlikten gelirse biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur. "Burada gecen biz onun başına bir şeytan sararız Allah şeytanı insanlara ozellikle mi sarıp musallat ediyor yani, şeytanı insanlara musallat olması icin gorevlendiriyor mu yani, mesela bir insana kuranı inkÂr ettiği icin bir şeytan mı gonderiyor? Boylece şeytan Allahın emirlerini, gorevlerini yerine mi getiriyor yani, Allah istediği insana şeytanı sardırıyor mu? Tam olarak ne demek istemiş kafam karıştı. Eğer boyleyse şeytanı Allah daha onceden lanetlememiş miydi? Bir celişki olmaz mı?)
Yazdıklarını okuduk. Eğer ayeti yazdığı gibi anlamaya calışır, kur’anı bir butun olarak duşunmediğimiz takdirde, bu arkadaşımızın kafasında belirdiği sorulara muhatap oluruz. Şimdide size farklı meallerden bu ayeti once yazmak istiyorum ki, ayeti daha iyi anlayalım.
Diyanet işleri Başk.: Zuhruf 36: Kim, RahmÂn’ın Zikri’ni gormezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur.
Yaşar Nuri Ozturk: Kim Rahman'ın Zikri'ni gormezlikten gelip, ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de, o ona can yoldaşı olur.
Muhammet Esed: Zuhruf 36: Rahman’ın uyarısını gormezden gelmeyi tercih eden kimseye gelince, Biz onun icine oteki kişiliğini oluşturmak uzere [kalıcı] bir şeytanî durtu yerleştiririz.
Aynı ayet, fakat cok farklı anlamlara gelen meal. Gercekten bizlerin gunumuzde cok daha dikkatle yazılmış, bir kur’an mealine ihtiyacımızın olduğu burada da onemini gosteriyor. Gelelim bu ayette Rabbim ne anlatmak istiyor, onu anlamaya calışalım.
İlk iki meale baktığımızda arkadaşımızın da anladığı gibi, kim kur’an dan, onun sozlerinden uzak kalırsa, onu gormezden gelirse, ona yanından ayrılmayan şeytanı musallat ederiz diye anlaşılıyor. Bu durumda Allah kur’an da bahsettiği, ateşten yarattığı şeytan ile ondan daha ustun yarattığı ve ona secde etmesini istediği, şeytanında karşı tavrından sonraki durumunu goz onune aldığımızda, Rahmanın şeytanı ozellikle kulunun yanına vermesi, ona gorevlendirmesi kur’an a ters duşer. Demek ki burada anlatılmak istenen cok daha farklı olmalı. Yani bizlerin bildiği şeytanı, yarattığı kulu kur’an dan uzak kalsa, gormezden gelse dahi doğruluktan, Allah yolundan uzaklaştırması, gercekleri gostermemesi icin, bizzat şeytana gorev vermesini duşunemeyiz. Peki kur’an dan uzak kalan, onun ayetlerini beşerin sozlerine tercih eden, bu insanın yanına dost olarak verdiği şeytan kimler olabilir, gelin şimdide onu anlamaya calışalım, ama daha once, Muhammet Esed in mealine bakalım ki, konu cok daha iyi anlaşılsın.
Bu meal de anlatılanı anlama calışalım. Hatırlayınız kur’anın uyarılarını gormezden gelenlerin, ondan uzak yaşayanların, gozlerine perde, kulaklarına ve gonlune muhur vururuz diyordu kur’an da bir ayetinde Rabbim. Hatta sizler kur’anın bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmıyor musunuz diye de ikaz edip bunların cehennemlik kÂfirler olduğunu soyluyordu bizlere. İşte boyle insanlar doğruları gercekleri goremeyecekleri icin, iclerindeki şeytanla, kendilerini baş başa bırakırız diyor. Boyle insanların dostları da, aynı duşuncede şeytanın yolundan giden dostlarıdır, onların arkadaşları da şeytana hizmet eder diyor. Kur’an şeytan sozunu, yalnız bizler icin gorunmez olan, ateşten yaratılmış mahlûklar icin kullanmaz. İnsanlar icinde kullanır bircok ayetinde. Burada kullanılan ona arkadaş, can yoldaşı olan da şeytandan farkı olmayan, onun izinden yuruyen insanlardır. İsterseniz bu soylediklerimi ayetin devamına bakarak daha cok netleştirelim ve anlamaya calışalım.
Zuhruf 37: Bu şeytanlar onları yoldan saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hÂl hidayet uzere olduklarını sanırlar.
38: O şeytan dostu kimse, en sonunda bize gelince arkadaşına: Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kotu arkadaşmışsın! Der.
Devamındaki ayetlere de baktığımızda, kur’an dan zikirden uzak kalanların yanına Rabbim, yine kur’an dan uzak kalmış şeytanın dostu insanlardan, arkadaş edinmelerini sağlıyor. Daha acıkca anlatmak gerekirse bizde bir soz vardır, arkadaşını soyle, senin ne olduğunu soyleyeyim. İşte Rabbimde aynen bunu uyguluyor, yoldan sapmışın dostunu, yine sapmış insanlardan yapıyor. Otuz sekizinci ayette ise cok daha net anlaşılıyor ve hesabın goruleceği gun geldiğinde, acı gercek ortaya cıkıyor ve bakın kendisini iyice azdıran şeytanın dostu arkadaşına ne soyluyor
. (Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kotu arkadaşmışsın.)
Buradan da anlaşılıyor ki, Allah kur’an dan uzak kalan, onun uyarısını gormezden gelen, bir kısmına inanıp bir kısmının hukmu kalktığını soyleyip kısmen inanan, Allahın kitabından uzaklaştırıp, beşerin hurafe kitaplarına yaklaşanlara, dini imanı kur’an dan aramak yerine, edindikleri velilerde arayanlara rabbim, şeytanın dostlarını dost yaptığını soyluyor. Cunku bu ayetlerin devamında, bizleri nereden hesaba cekeceğini, nereye sarılmamız gerektiğini bakın nasıl acıklıyor. Lutfen ayeti dikkatle anlamaya calışalım, rabbim kitabını, zikrini gormezden gelenler icin kullanıyor. Tamamen iman etmeyen, inkÂr edenler icin değil.
Zuhruf 43: Şu halde, sana vah yedilene sımsıkı-tutun; cunku sen dosdoğru bir yol uzerindesin.
44: Ve muhakkak ki o (Kur'an) hem senin icin, hem kavmin icin bir şereftir ve ileride bundan sorulacaksınız.
Bizler hala rabbin rehberi, guneşi, gonul gozu KUR’AN icin, orada her şey yoktur ozet bilgiler vardır, onu herkes anlayamaz diyenlere inandığımız, ardı sıra gittiğimiz surece, Rahmanın sana vah yedilen kitaba sımsıkı sarılın, ileride ondan sorguya cekilecek, ondan sorumlu olacaksınız dediği halde, kur’anı yeterli gormeyip, bilinmeyenlerin ardı sıra gidenlere, Allahın bazı ayetlerine gozlerini kapayıp, gormezden gelenlere, rabbimin kimleri dost yaptığını yukarıdaki ayetlerden anlayamadıysak, sanırım iki elimizi başımızın arasına alıp, cok ama cokkkk duşunmeliyiz.
Allah affedicidir, bağışlayıcıdır fırsatlar verir. Eğer bizler Rabbin verdiği fırsatları değerlendirmemekte inat edip, ısrarla Allahtan başka veliler edinmeye devam edersek, işte o zaman Rabbim daha da bataklığın icine, boğazımıza kadar batmamızı sağlamak adına, şeytanın dostlarını dost edindirdiğini soyluyor ayetinde. Bu insanlarında kendilerini doğru yolda zannettiklerini soylemesi de uzerinde cok iyi duşunulmesi gereken bir konudur. Zuhruf suresi 37. ayetin sonunda bakın ne diyordu tekrar hatırlayalım.
(Onlarsa kendilerinin hÂl hidayet uzere olduklarını sanırlar.)
Demek ki bu insanlar ne Allah ı inkÂr ediyor, nede ona karşı cıkıyor, peki ne yapıyorlar da Allah kotu dostları onlara dost edindiriyor dersiniz? Hatırlayınız aynı sozleri ve ihtarı Rabbim, kur’anın bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmayan onların ustunu ortenlere soyluyordu. Allah kullarına akıl vermiş, duşunup doğruyu bulsun diye. Bizleri de kur’an dan imtihan ettiğini soyluyor, ama bizler hala imtihan olduğumuz kitabı anlamadan okuyarak, bu imtihandan başarıyla cıkacağımızı soyleyip duruyoruz. İnatla Allahın ayetlerinin bir kısmına gozlerini yumanları Rabbim, şeytanın dostları yapıp, onları bataklığa surukleyeceğini cok acıkca belirtiyor bizlere. Rabbim yardımcımız olsun.
Beşerin hurafelerinin buyusunde olmayan, kur’an nuruyla nurlanan, sanırım cok fazla duşunmeden, onun guneşiyle aydınlanan, tum gercekleri gorecektir.
Saygılarımla Haluk GUMUŞTABAK.
__________________
Zuhruf 36. ayet ve Allah ın kullarını uyarısı.
Dini Sohbetler0 Mesaj
●19 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Sohbetler
- Zuhruf 36. ayet ve Allah ın kullarını uyarısı.