Kuran’daki matematiksel mucizeleri incelediğimiz bundan onceki bolumde, Kuran’ın matematiksel mucizelerinin anlaşılması kolay, taklidi imkansız ozelliğine tanıklık ettik. Kuran’ın matematiksel mucizeleri, matematik eğitimi almamış, sadece saymayı ve rakamları bilen kişilerin tanıklık edebilecekleri niteliktedir. Fakat guclu bir matematiksel bakış acısına sahip olanların, bu mucizelerin buyukluğunu daha da iyi kavrayabilecekleri kanaatindeyiz.
Kuran’daki 19 sisteminin oluşturduğu mucizevi yapı da bircok yonuyle anlaşılması kolay, taklidi imkansız bir yapıdadır. Fakat bu mucizenin anlaşılması bilgi gerektirirken, taklidi ise imkansız olan yonleri de vardır. Bu kitabımızda anlaşılması kolay ornekleri daha cok vereceğiz. Fakat kitabın farklı okur kitlelerine hitap edeceğini duşunup, anlaşılması bilgi gerektiren yonlere de değineceğiz.
"Matematik, Allah’ın Evren’i yazmakta kullandığı dildir." Galile’nin meşhur sozudur. Kuran’daki matematiksel mucizelerle, Allah’ın, Evren’i yazmakta kullandığı dili, insanlara rehber olarak gonderdiği kitapta da kullandığına tanıklık ediyoruz. Bu mucizenin bize oğrettikleri; İngiltere Kraliyet Ailesi, New York Borsası, Şampiyon Kulupler karşılaşmaları hakkında değildir. Bu mucezinin bize oğrettikleri, Evren’in Yaratıcısı, yaratılış sebebimiz, oldukten sonraki yaşantımız hakkındadır. Cunku tum bu saydığımız konular Kuran’ın mesajlarında acıklanmıştır. İncelediğimiz mucize ise Kuran’ın değişmezliğini ve taklidi imkansız, insan gucunun cok ustundeki yapısını ortaya koymaktadır.
Hrovista of Gandersheim’in dediği gibi: "Yaratıcımızın bilgeliğini ve bilgisinin muhteşemliğini takdir etmeye bizi yoneltmeyen her tartışma boştur. O Yaratıcı ki Evren’i hiclikten yarattı ve her şeyi sayılarla, olcuyle, ağırlığıyla duzenledi. Ve insanlığa uzerinde calışıldıkca bircok yeni mucizeler sunacak bilimleri formule etti." Bizi yoktan yaratan Yaratıcımız ile ilişkilendirilemeyen her konu, bu konuya kıyaslanırsa boştur. Yaratılış amacımız ve oldukten sonraki durumumuz, hayatımızın temel konusu olmalıdır. İşte incelediğimiz Kuran’ın bu mucizeleri, bizi, hayatın bu temel konularında sonuclara goturmekte, bize deliller sunmaktadır.
DELİLLER VE İNKARCILAR
İşte bunlar sana haberlerini aktardığımız toplumlardır. Gercekten de elcileri onlara apacık delillerle gelmişlerdi. Ama daha onceden yalanladıklarına inanmadılar. Allah inkÂrcıların kalplerini boyle damgalar.
7-Araf Suresi 101
Allah bircok defa insanlara gonderdiği mesajları delillerle desteklemiştir. Fakat mesajları inkÂr eden zihniyet, delillere de inkÂrcı mantığıyla yaklaşmış, inkÂr etmeye şartlanmış bir şekilde delilleri ele almıştır. Allah’ın delillerine bu samimiyetsiz yaklaşımda bulunanlar, anlamaya calışmak yerine, inkÂr etmeye calışmışlardır. Oysa Allah’ın mesajına her insanın ihtiyacı vardır. İnkar eden, kendi aleyhine inkÂr eder. İnkarcıların yapmaları gereken ilk şey, inkÂr etmeye şartlanmışlıktan kurtulmak ve Allah’ın delillerine samimi bir şekilde yaklaşmaktır. Şu kısacık hayattaki kibir ve inat yuzunden, Allah’ın vaadi olan sonsuz yaşama sırt donmek hic de akıl kÂrı değildir.
Bilgisizler dediler ki: "Allah bizimle konuşmalı veya bir delil gelmeli değil miydi?" Onlardan oncekiler de aynen onlar gibi konuşmuşlardı. Kalpleri birbirine benzedi. Delilleri gerceği bilmek isteyenler icin apacık gosterdik."
2- Bakara Suresi 118
Allah delillerini gereğince gosterir. Allah’ın delillerinin inkÂrcıların arzularına gore oluşması, "Allah gorunsun", "Melekler gokten insin" şeklinde beklentiler boşunadır. Allah delillerini anlamaya niyeti olanlar icin apacık sergilemektedir. Gunumuzde bilim, Dunya’da saygın bir yer edinmiştir. Bilimlere temel teşkil eden matematik ise en saygın konumdadır ve bilimsel gerceklikler en sağlam dayanaklarını matematiksel verilere dayandırmaktadır. En şupheci kişiler bile matematiksel kesinlik karşısında teslim olmak durumundadırlar. Konuşmasını sacmalığa goturmeyen her kişi matematiksel kesinlikler karşısında gerceği kabul etmek zorundadır. İcinde bulunduğumuz bu donemde Allah, Evren’i yazdığı dil olan mate-matikle, insanlara gonderdiği kitabını da yazdığını acığa cıkarmıştır. Boylece Allah’ın kitabı kendi icinde taşıdığı mucizeleriyle, kendisinin doğruluğunu, mesajının guvenilirliğini ispatlamaktadır.
38- Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki "Eğer doğru sozlulerseniz, Allah’tan başka cağırabildiklerinizi cağırın da bunun benzeri olan bir sure getirin."
39- Hayır, onlar bilgisini kavramadan ve yorumu kendilerine gelmeden yalanladılar. Kendilerinden oncekiler de boyle yalanlamışlardı. Bak da gor nasıl olurmuş zalimlerin sonu.
10- Yunus Suresi 38-39
İnkarcılar anlamaya calışmak yerine, inkÂr inadını benimseyince, Allah’ın delillerini anlamaya calışmadan, aceleyle inkÂr etmektedirler. Bu inkÂr, bir mantığa, bir delile dayanmamaktadır. Muhalefet hissi, kibir ve inat, inkÂrcı zihniyetin hareketlerinde motor guc olmaktadır. Bunların hangi delili gorurlerse gorsunler inanmayacaklarını Kuran haber vermektedir:
109- Kendilerine bir delil gelse, kesin olarak ona inanacaklarına dair tum gucleriyle Allah’a yemin ettiler. De ki: "Deliller ancak Allah’ın katındadır, onlara geldiği zaman onların inanmayacağını anlamıyor musunuz?
110- Onların gonullerini ve gozlerini ters ceviririz de ilk seferinde buna inanmadıkları gibi bırakırız. Azgınlıkları icinde şaşkınca bocalar dururlar.
111- Eğer onlara melekleri indirseydik, onlarla oluler konuşsaydı ve her şeyi karşılarına getirip toplasaydık; Allah’ın diledikleri haric, yine inanacak değillerdi. Ne var ki cokları cahillik ediyorlar.
6- Enam Suresi 109-111
ZATEN İNANIYORUZ, DELİLE NE GEREK VAR DENİR Mİ?
Kuran’daki bilimsel ve matematiksel mucizeleri gordukten sonra, bazı insanların "Biz Kuran’a zaten inanıyoruz! Delile ne gerek var?" dediklerine tanık olmaktayız. Kuran’a, delilsiz inandığını soyleyenlere bir dediğimiz yok. Fakat eğer "Delile ne gerek var?" derlerse "Orada dur!" dememiz gerekmektedir.
Tek başına babasına ve tum toplumuna karşı cıkan Hz. İbrahim, Kuran’da ovulmuş bir Peygamber’dir. Kuran’ın ovduğu Hz. İbrahim dahi Allah’tan delil istemiştir (Bakınız 2-Bakara Suresi 260). "Delile ne gerek var?" diyenler, Allah’ın delillerini incelemeyi kucumser bir tavır takınanlar, siz Hz. İbrahim’den daha mı sağlam bir imana sahipsiniz?
İnananların Allah’ın delillerine karşı tavrı, bu delilleri minnettarlıkla karşılamak şeklinde olmalıdır. Allah, eğer bir delilini acığa cıkartıyorsa, bunun muhakkak bir nedeni olmalıdır. Bir kişi, delile ihtiyacı olmadığını duşunuyorsa bile Allah’ın dinine, insanların kalbini ısındırtmak icin bu delilleri oğrenmesi ve başkalarına iletmesi gerekmez mi? Allah’ın delillerine inananlar sahip cıkmazsa, bunlara kim sahip cıkacaktır?
Kitabımızın bu bolumunde inceleyeceğimiz 19 mucizesi icin de aynısı gecerlidir. 19, Kuran’ın değişmediğini ispat etmek icin ve Kuran’ın mucizevi yapısı icin bir delildir. Ustelik Allah Kuran’da 19’un inananların inancını kuvvetlendireceğine dikkat cekmiştir. (74-Muddesir Suresi 31)
Bilimlerin temeli olan ve rasyonalitenin doruğu olan matematikle gosterilen bir mucize-ye, rasyonaliteyi inkÂr edenler tanık olamaz. 19, kor taklit duvarını yıkıp, yerine akılcı, delilli duşunmeyi bina eden bir mucizedir. Arkadaşlarının, icinde bulunduğu toplumun, ailelerinin psikolojik ve ekonomik desteğini gereğinden fazla onemseyenler; icinde bulundukları toplumla ters duşmekten, Allah’ın delilleriyle ters duşmekten daha cok korkanlar; taklitci inancın rahatlığını, araştırıcı ve akılcı inancın sağlamlığına tercih edenler, "Bu fikirleri ben onceden inkÂr ettim, şimdi bunları kabul edersem insanlara ne derim?" diyerek Allah’tan daha cok insanlardan utananlar bu mucizelere tanıklık edemezler. Bu tiplerin akılları, bu mucizeye tanıklık etse de dilleri ve gonulleri bu mucizeyi inkÂra calışır.
NEDEN 19
Kuran’da 19 mucizesinin varlığından bahsedip, Kuran’daki kelimelerin, ayetlerin, surelerin 19’la ve 19 sayısının katlarıyla ilişkili olduğunu soylediğimizde, en cok duyduğumuz sorulardan biri "Neden 19?"dur. Eğer ileri surulen sayı 11 veya 23 olsaydı "Neden 11?", "Neden 23?" diye de sorulabilirdi. Fakat ileri surulen sayı 19’dur ve soru "Neden 19?"dur. Bu sorunun cevabını şoyle verebiliriz.
1- Kuran’da 74. sure olan Muddessir Suresi’nin 30. ayeti "Uzerinde 19 vardır." şeklindedir. Aynı surenin 31. ayeti ise 19’un fonksiyonlarını anlatır. Boylece 19, Kuran’da fonksiyonlarına dikkat cekilen yegane sayıdır. İlerideki başlıklarda Muddessir Suresi’ni detaylıca inceleyeceğiz. Bizce, 19’un sırf bu ozelliği bile "Neden 19?" sorusu icin yeterli cevaptır. Cunku Allah 19 sayısını secmiş ve bunu Kuran’da hicbir sayıyı vurgulamadığı şekilde 19’u vurgulayarak gostermiştir. Bu temel nedenin yanında "Neden 19?" sorusuna bazı yan nedenler de sayabiliriz. Diğer maddeler bu yan nedenleri belirtmektedir:
2- 19 asal bir sayıdır. Yani 19 sadece kendisiyle ve 1 ile bolunebilen bir sayıdır. (Guvenlik şifreleri oluşturulurken asal sayıların kullanılması, bankaların, istihbarat orgutlerinin de bir tercihidir.) Eğer Kuran’ın şifresi bir kompozit sayı uzerine kurulu olsaydı, o zaman Kuran’ın bu sayının mı yoksa carpanlarının mı uzerine kurulu olduğu tartışmalı olacaktı. Orneğin 21 sayısının carpanları 7 ve 3’tur. Kuran’ın şifresi 21 sayısının uzerine kurulu olsaydı, 21’in katı olan her sayı 7’nin ve 3’un de katı olduğu icin Kuran’ın şifresinin bu sayılardan hangisinin uzerine kurulu olduğu tartışılabilirdi.
3- 19’u meydana getiren 1, sayma sayıların en kucuğu, 9 ise tek haneli en buyuk sayma sayısıdır. Ayrıca 1 ve 9’un şekli bircok ayrı yazım dilinde birbirine en cok benzer şekildedir. Orneğin Arapca’daki yazılımlar ve Dunya’da yaygın olarak kullanılan yazılım şekli, cok ben-zerdir.
4- 19, 10 ve 9 sayılarının 1. kuvvetlerinin toplamına (10+9= 19) ikinci kuvvetlerinin ise farkına (100-81= 19) eşittir. Bu ozelliğe sahip tek sayı 19’dur.
5- Bizim bilebildiğimiz ozel bolunebilme ozelliğine sahip en buyuk asal sayı, 19’dur. Bu ozellik şoyledir: 19’un katı olup olmadığını incelediğiniz sayının, son rakamının 2 katını alıp bir onceki sayıya ekleyin ve 19’dan buyuk bir sayı elde ettiyseniz bu sayıdan 19’u cıkarın. Elinizde kalan sayıyı, aynı başta olduğu gibi 2 ile carpın ve sonuna dek aynı işlemi surdurun. Sonucta, 19’un katı olan bir sayı karşınıza cıkarsa incelediğiniz sayı 19’un katıdır. Orneğin 1254 sayısını ele alalım ve bu sayının 19’un katı olup olmadığını inceleyelim. 1254’un son rakamı 4’un 2 katını alın bir onceki rakama ekleyin. 8’i, 5’e eklediğinizde 13 eder. Bu sayının 2 katı 26’dır. 26’dan 19’u atın 7 kalır. 7’yi bir onceki 2 sayısına ilave edin 9 eder. 9’un iki katını alın 18 eder. 18’e 1’e ekleyin, 19 eder. Demek ki 1254, 19’un tam katıdır. 19 koduna bağlı bircok veri 19’un katı olan sayıların bulunmasına bağlıdır. Goruluyor ki, bu işlem icin yaygın bolme işlemi dışında, elimizde ekstra bir metod daha vardır.
19’un, bu saydığımız ozellikleri gibi bircok ilginc ozellikleri daha vardır. Evren’de, kimyadaki elementler ile ilgili tabloda da 19’larla ilgili ilginc yaklaşımlar yapılmaktadır. Fakat bunlar, bu kitabımızın konusu değildir ve bu calışmalar uzerinde daha cok tartışmalar yapılması gerektiğini soylemeliyiz.
Kuran’da bir matematiksel sistemin -19’ları bilmesek de- varlığını KUM’ları incelerken bir onceki bolumde gorduk. Bunun uzerine eğer biri kalkıp Kuran’ın belli bir sayıya dikkat cekip cekmediğini araştırırsa, Kuran’ın hicbir sayıya dikkat cekmediği şekilde asal bir sayı olan 19’a dikkat cektiğini gorur.
İşte Kuran’ın dikkat cektiği bu sayının katları uzerinde, Kuran’da bircok kodlamanın bulunduğuna tanıklık ediyoruz. "Neden 19?" sorusunun asıl cevabı budur. Diğer cevaplar, bunun yanında enteresan yan ozelliklerdir.
__________________
Matematİk Ve 19
Bilim ve Teknoloji0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Teknoloji Forumları
- Bilim ve Teknoloji
- Matematİk Ve 19