Dunyanın nufus yoğunluğu en fazla olan şehrilerinden biri Filipinler'in başkenti Manila'dır. Şehir her ne kadar turizm konusunda oldukca on planda olsa da gunde sadece birkac lira kazanan halk oldukca zor şartlarda yaşıyor.

Bu vatandaşlardan bir kısmı, şehirdeki en buyuk mezarlığı kendilerine mesken tutmuş, tum koşullara rağmen 50 yılı aşkın suredir burada yaşamaya başlamıştır. Olumun yaşamla yan yana bulunduğu bu ilginc yeri sizler icin The Sun'dan derledik.



Ley ve James, Manila Kuzey Mezarlığı'nda yaşana onlarca yoksul insandan sadece ikisi... Yatak odası olarak kullandıkları yer ise iki adet mezar taşının uzerinde uyudukları bir alan.



Filipinler'in başkenti Manila'daki Kuzey Mezarlığı ilk olarak 1904 yılında acılmış, fakat 1950'li yıllardan bu yana yaklaşık 10.000 kişinin yaşam alanı haline gelmiş. Mezarlıkta yaşayan cocuklar, kafatasları ya da curumekte olan bedenler ile oynuyor.



200 donumluk arazide bulunan Manila Kuzey Mezarlığı, ulkenin en buyuk mezarlığı olduğu icin unluler, yazarlar, film yıldızları, devlet erkanı ve diğer populer kişiler buraya defnediliyor.Ote yandan zenginler icin bir mezarlık olan bu yer, yoksul insanlar icin 'korku filmlerinden fırlamış' gibi bir yaşam alanı.



Mezarların ve tabutların uzerinde yer alan gecekondularda yemek yiyen aileler, TV izleyen cocuklar, camaşır asan kadınlar var...
Olumun hemen yanındaki yaşam, gercek hayatın ta kendisini gosteriyor. Gencler okul odevlerini yapıyor, kimi akşamlar bir araya gelip karaoke yapıyor ve hep birlikte film izliyorlar.

Her ne kadar kulağa korku filmi gibi gelse de, burada yaşayan bircok kişi mezarlığın daha yakınlardaki varoş mahallelerden cok daha guvenli olduğunu duşunuyor.



Binalarda herhangi bir kanalizasyon sistemi ya da elektrik yok. Olumun yalnızca birkac metre uzağında yaşayan aileler var. Burada yaşayan vatandaşların kimileri gunduz işe gidiyor ve yoksulluk sınırında yaşamak icin saatlerce calışıyor. Bazıları ise aylık 250TL maaş icin mezarların bakımını yapıyor.



Burada yaşayan hicbir ailenin ise buraya gomulecek kadar parası yok cunku mezarlar 5 yıllığına kiralanıyor. Parası olmayan oluler ise cuvallarda curumeye bırakılıyor. 51 yıldır burada yaşayan Elvira Miranda yaşadıklarını şoyle anlatıyor;



"Buradaki bircok insanın geliri yok, ama arada sırada işler bulup gecinmeye calışıyorlar. Olulerin ailelerine cicek satıyoruz, mezar taşlarını yapıyoruz ya da tabut satıyoruz." "Gunde 80'e yakın cenaze geliyor. Bu hizmetleri isteyen cok fakat oluleri gomecek yer yok."



Cenazeler yerine taşınırken, mezarlık sakinlerinin bir kenarda iskambil kağıdı oynadıkları oluyor.Ayrıca mezarlık sakinlerine hizmet veren bakkallar var.



Dunyanın en kalabalık şehirlerinden birinde, herhangi bir altyapısı olmayan bir mezarlıkta hayat kurmak herkes icin oldukca zor. Burada doğan cocuklar, sıklıkla tum hayatlarını burada gecirmeye mecbur kalıyor. Kelimenin tam anlamı ile olulerin uzerinde yaşanan bir hayat.



Kambal, 11 yıldır mezarlıkta yaşıyor. Mezarlıkta yaşayan 70 yaşındaki Ricardo Medina'nın oğlu 2016 yılında uyuşturucu sattığı gerekcesi ile polis tarafından olduruldu.

Şimdi ise oğlunun mezarı ile dip dibe yaşıyor.

"Yakınımda olmasından memnunum. Uyandığımda onu goruyorum. Onun mezarına bakım yapmak beni mutlu ediyor."



Burada insanlar mezar taşlarının uzerinde hayatlarına devam etmeye mahkumlar. 22 yaşındaki Lui, gunduz supermarketteki işine gidip geceleri mezarlıkta ailesi ile birlikte yaşayan genclerden sadece biri...

Kaynak



__________________