Sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim.

İbrahim Tatlıses 1954 yılında Şanlıurfa'da doğdu. Sanatcının cocukluğu hep yokluklarla gecmişti. Sesinin guzel olması nedeni ile yoreye has "Sıla Geceleri"nde hep buyuklerinin yanında turkuler okumuştur. İbrahim Tatlıses'i yoredeki herkes guzel ve yanık sesi ile tanımıştır. Belirli bir zaman sonra ailesi ile birlikte İstanbul'a goc etmeye karar verir. İstanbul'a gelen Tatlıses ve Ailesi burada bulunan akrabalarını yanına yerleşir ve bir cok işlerde calışır, leblebi satıcılığı, inşaat demirciliği ustalığı gibi. İbrahim Tatlıses bir zaman sonra hayatı boyunca ornek aldığı adam Yılmaz Guney gibi olmaya karar verir.

Yaklaşik otuz yil once inşaatlarda işcilik yapan karayağız bir gencin, hem muzik hem de iş dunyasi anlaminda tırnaklarıyla kazıya kazıya zirveye tırmanmasının hikayesi… Yedi cocuklu kalabalık ve fakir bir ailenin cocuğuydu. Cocuk yaşlarda calışmaya başladı, yaşamin agir yukunu omuzladı. İnşaatlarda soğuk demir ustalığı yaptı. Adanalı bir sinemacının, inşaatta turku soyleyen bu muazzam sesi duymasıyla birlikte şohret yolu acılmış oldu. Once Adana'da ardından Ankara'da ceşitli gazinolarda sahne aldi. Sesinin guzelliğini dinleyenler vasıtasıyla şohreti dilden dile yayıldı. Yetmişli yillarin ortalarina dogru Istanbul'a gecerek orada sahne almaya başladi. Şansını denemek isteyen Tatlıses Ailesinin ve cevresinin yardımıyla ilk kasetini cıkarır. Bu album onu şohrete ulaştıracak olan kapıları ardına kadar acmıştır. "Ayağında Kundura" ile muzik dunyasına bomba gibi duşer. 1977 yılında cıkardığı "Ayağında Kundura" adlı kırkbeşlik plakla tum Turkiye'ye sesini duyurdu. Ardından "Sabuha", "Dom Dom Kurşunu", "Bir Mumdur" gibi turkuleriyle Turkiye'nin gelecekteki muzik hayatında sarsılmaz bir yere sahip oldu. İbrahim Tatlıses cıkardığı kasetten sonra sinemayada el atar. Sanatcı yaptığı her işte başarılı olmanın sırrını oğrenmişti. Ve artık ne yapsa başarılı oluyordu. Halkın bitanecik İbo'su olmuştu. Her kaseti satış rekoru kırıyordu. Filimleri en cok izlenen filmler arasında yer alıyordu. Seksenli yıllarda tum Avrupa ve Ortadoğu ulkeleri onunla tanıştı. Yunanistan'dan Suudi Arabistan'a, Almanya'dan Afganistan'a cok geniş bir coğrafyada, milyonlarca hayran edindi. Kasetleri ve posterleri bazı ulkelerde milyonlarca satarken yurticinde ve yurtdışında sayısız odulun sahibi oldu. Seksenli yıllarda cıkardığı "Allah Allah", "Kara Zindan", "İnsanlar" ve "Fosforlu Cevriyem" gibi albumlerinin satışı milyonları aştı.80'li yıllar İbrahim Tatlıses'in yılları olmuştu. Sanatcı 90'lı yıllarda olgunluk devrine girmiştir. Artık sarsılmayacak kale olmuştur. Turkulerden Arabesk'e gecmiştir.90'lı yıllar aynı zamanda Tatlıses icin ticaretin başlamış olduğu yıllar olmuştu. Tatlıses Turizm, Tatlıses Lahmacunculuk, Tatlıses Otelleri gibi bircok şirket kuran sanatcı şarkıcılığından kalan zamanlarda bunlarla uğaşmayı tercih ediyordu. İbrahim Tatlıses, 1991 yılında muzik sektorunun kurumsallaşmasında ilk adımı atan Raks Muzik'le anlaşti. Ve ertesi yıl "Ah Keşkem" adlı albumuyle cıktı hayranlarının karşısına.

Uğur Bayar ve Mustafa Ozhan ikilisinin muzik yonetmenliğini yaptığı album, soz ve muziği kendisine ait "Ah Keşkem"le cıkış yaptı. "İki Gozum İki Ceşme" ve "Yar Diline" gibi populer parcaların yanı sıra kendisine ait eserleri yorumladı. 1993 yılında cıkardığı album ise "Mega Aşk" adını taşıdı. Mustafa Ozden'in yonetmenliğini ve aranjorluğunu yaptığı albumde Selami Şahin'e ait "Seni Sevmediğim Yalan", "Akşamdan Akşama", "İcem Diyorum", "Bu Nasıl Guzel"; Yusuf Hayaloğlu'na ait "Dağlarda Kar Olsaydım"; Ali Gencebay'a ait "Cakmak Cakmağa Geldik"; Arif Sağ'a ait "Kotu Kader"; Hasan Kaplan'a ait "Yuruyorum Dikenlerin Ustunde"; Mehmet Arslan'a ait "Ben Ne İnsanlar Gordum" ve kendisine ait "Mega Aşk", "Sen Sen", "Derya" adlı onuc parca yorumladı. 1994 tarihini taşiyan "Haydi Soyle" albumu Burhan Bayar, Arif Sağ, Ozkan Turgay ve Zafer Dalgıc'tan oluşan uzman bir kadro eşliğinde hazırlandı. "Haydi Soyle", "Nankor Kedi", "Saza Niye Gelmedin", "Tombul Tombul" gibi parcalar buyuk beğeni kazanırken, Tatlıses koklerini de unutmayarak "Maraş Maraş" adlı derlemesini seslendirdiği Kazancı Bedih'i de muzikseverlere tanıtmış oldu. İbrahim Tatlıses, adıyla birlikte anılan ve eski kırkbeşliklerde kalan unlu parcalarını, 1995 yılında "Klasikleri" adını taşıyan albumde biraraya getirdi. Gunumuz teknolojisinden yararlanılarak alt yapısı hazırlanan albumde, eski parcalarını yeniden seslendirerek hem yeni kuşağın eski Tatlıses'i tanımalarını hem de hayranlarının piyasada kaydı olmayan bu şarkıları arşivlerine katmalarını sağladı.

"Ben De İsterem" adını taşıyan 1996 tarihli albumuyle yeni bir satış rekoruna imza attı. Sendur Guzelel'in yonetmenliğini, Osman İşmen'in aranjorluğunu yaptığı calışmada yer alan "Fırat" turkusuyle uzun sure listelerde kaldı. "Allahım Neydi Gunahım", "Yakamoz", "Yol Ver Dağlar" gibi populer parcaları kendisine has uslubuyla yorumlayarak 1996 ve 1997 yılında sayısız odulun sahibi oldu. Hızını kesmeyerek ertesi yıl "At Gitsin" albumunu piyasaya surdu. Albume adını veren parca başta olmak uzere tum parcaları yine Turk halkının diline dolandı. Tatlıses, bu albumde pop muziğin unlu isimlerine ait parcaları da seslendirdi. Kayahan'ın "Odalarda Işiksizım", Sezen Aksu'nun "Erkekler" ve Yıldız Tilbe'nin "Anam" adlı parcalarını yorumladı. "Bi Tanem", "Guneş Dogmuyor" ve "Ağlıyorum Kahrımdan" adlı parcalarını seslendirdiği yeni bir yeteneği, Cengiz İmren'i muzikseverlere tanıttı. İbrahim Tatlıses, seksenli ve doksanlı yıllar boyunca cevirdiği sinema filmleriyle de cok yonlu bir sanatcı olduğunu kanıtladı. Sinemanın baştan sona her alanında yeteneklerini sergiledi. Talk show programları hazırladı, ceşitli sanatcilarin video klip yonetmenliğini yaptı. Tatlıses, bugun, yalnız sanatcı kişiliğiyle değil, yanında calıştırdığı ikibin kişiyle ve hÂl insanlara iş alanlari acan başarili işadami kimligiyle de Turkiye'nin sayili isimleri arasinda yer aliyor. Yonetmen, oyuncu, senarist, soz yazarı, besteci ve yorumcu İbrahim Tatlıses'in sahip olduğu şirketler grubu; gıda, film, produksuyon, turizm, havacılık ve yayıncılık dallarında faaliyetlerini surduruyor.
Sanatcının Şanlıurfa'dan bulunan eşinden 1 erkek ve 2 kız, sinema sanatcısı Perihan Savaş'tan bir kız ve şu an hayatını paylaştığı Derya Tuna'dan ise 1 erkek cocuğuna sahiptir. Sanatcı hayatı boyunca inandığı şeyler uğruna savaş vermiş ven bunları başarmıştı. Bu kadar unlu olmanın tek sebebi bu olsa gerek.

__________________