Vampir sozcuğu size ne hatırlatıyor? Kan, yarasa, karanlık yapılar olabilir mi? Ya Kont Drakula? Drakula’nın bir roman ve film kahramanı olduğunu sanırız bircoğunuz biliyorsunuz. Yoksa Kont Drakula gercekten yaşamış mıydı?

1310 yılında Fransa’da insanlar arasında vampir histerisi yaygındı. Bunu takip eden yuzyıllarda diğer Avrupa ulkelerinde de benzer bir korku yaşanıyordu. O donemin insanları bilimden cok uzaktılar ve kan emen olumsuzlerle ilgili tuyler urpertici her oykuye inanarak panik yaratıyorlardı. Vampirler hakkında o kadar cok oyku vardı ki insanlar ister istemez onların varlığına inanmaya başlamışlardı. Oyle ki olumsuz vampirler icin ozel mahkemeler bile kurulmuştu.

Vampir olduğuna karar verilen zavallı kurban, kalbine kazık batırılarak olduruluyordu. Cunku insanlar olumsuz vampirlerden ancak bu şekilde kurtulacaklarına inanıyorlardı.

1897 yılında vampirlerin, vampiri nihayet sahneye cıktı: Kont Drakula. Yazar Bram Stoker’in vampir romanı yayımlanınca bu korku bir isim kazanmış oldu.

Cocukluğu hastalıklarla gecen Bram Stoker, 1847 yılında yoksul bir ailenin cocuğu olarak Dublin’de dunyaya gelmişti. Edebiyat, felsefe ve matematik eğitimi alan Stoker, tiyatro eleştirmenliği yaparak gecimini sağlıyordu, ilk kitapları pek başarılı değildi. Kazıkcı Kucuk Şeytan

Bram gunun birinde Shakespeare oyuncusu John Irving’le karşılaşır ve bu karşılaşma onun yaşamındaki donum noktası olur. John Irving’in neye benzediğini merak ediyorsanız, romanlardaki vampir Drakula’nın tasvirlerini okumanız yeterli. Irving’den başka hic kimse Drakula tiplemesi icin bu kadar uygun olamazdı. Stoker 27 yıl boyu Stoker’in menajerliğini yapmıştı. 1897 yılında yayımlanan vampir romanı İngilizce konuşulan ulkelerde en başarılı calışmalardan biri haline geldi.

Balkanları gezmiş olan Stoker, Arminius Vambery adlı turkologu da yakından tanıyordu. Vambery ona Vladislav III’den (1431-1476) bahsetmiş olmalı. Ancak kısaca Vlad olarak da anılan bu hukumdar ne vampir ne de kont idi.

Bugunku Romanya’nın bir bolgesinde hukum suren, kanlı ve zalim bir hukumdar olan Vladislav, Turklere karşı savaşıyordu ve binlerce duşmanını korkunc yontemlerle oldurmuştu. En sevdiği işkencelerden biri hayatta olan kurbanının bedenine kazık saplayarak oldurmekti. Vlad bu yuzden Drakula ve Tepes gibi iki isimle birlikte anılıyordu. Drakula Romence’de "kucuk şeytan" demek. Tepes ise aşağı yukarı "kazıkcı" anlamına gelmekte. Boylece Transilvanya vampirlerin vatanı, Vlad Drakula ise kahramanın isim babası oldu. Ayrıca olumsuz vampirlerin tabut icinde kazıklanarak oldurulmesi de "kazıkcı" hukumdardan esinlenilmiştir. Vlad Drakula 46 yaşındayken olduruldu. Soylenceye gore kucuk bir adadaki bir manastırın bahcesine gomulmuş. Ama cesedinin gercekten de orada olup olmadığını kimse bilmiyor.

alıntıdır

__________________