►►► Tarihi Ters Yuz Eden Duvar Resimleri ◄◄◄
Bilim ve Teknoloji0 Mesaj
●31 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Teknoloji Forumları
- Bilim ve Teknoloji
- ►►► Tarihi Ters Yuz Eden Duvar Resimleri ◄◄◄
-
09-09-2019, 21:32:11
[IMG]http://img96.**************/img96/5980/tarih15125qy.jpg[/IMG]
Gectiğimiz yıllarda bir televizyon belgeselinin cekimi nedeniyle gittiğim Mısır'da, insanoğlunun bilinen tarihinde derin catlaklar acan ilginc olaylardan birine tanıklık ettim. Orta Mısır'ın antik kentlerinden Abidos'daki gorkemli bir tapınağın duvarları, gorenleri hayrete duşuren yaklaşık dort bin yıllık bir rolyefe ev sahipliği yapıyordu. Sozkonusu rolyefi bu denli inanılmaz kılan ise, uzerinde bulunan "helikopter", "denizaltı", "jet ucağı" ve "ucandaire" figurleriydi.
Mısır piramitlerini kimler inşa etti? Bu devasa yapılar o gunku ilkel teknolojiyle nasıl yapıldı? Eski Mısırlılar gercekte hangi ırka mensuptu? Olu mumyalama sanatını kimlerden oğrendiler?
Aralarında Erich Von Daniken, Robert Bouval ve Graham Hancock gibi unlu isimlerin de bulunduğu geniş bir araştırmacı kitlesi tarafından uzun yıllardan bu yana spekulatif kitaplara konu edilen antik Mısır kulturu, fantazi yonu ağır basan bu gibi yaklaşımları adeta desteklercesine her gecen gun eteklerinden yeni yeni gizemler dokmeyi surduruyor.
Kahire yakınlarındaki Giza kompleksi icinde yer alan uc buyuk piramite ilişkin olarak bugune kadar cok şey yazıldı ve soylendi. İnsanlık tarihinin bu en gorkemli eserleri, son iki yuz yıl icinde bilim adamlarınca oylesine cok incelendi, her koşesi oylesine didik didik edildi ki artık bu anıtlar uzerine soylenecek hemen hemen hic bir soz kalmadı gibi. Bu yapılar icin gunumuzde akıl ve mantığın kabul edebildiği bir "inşaat seceresi" cıkartılmış durumda. Bu sayede de gizem araştırmacılarının buyuk bir bolumu artık onları "uzaydan gelen yuksek teknoloji sahibi konuklara" maletmekten vazgectiler. Ancak, Mısır'ın derinliklerinde nedenini ve nasılını gunumuzde bile hala tam olarak acıklayamadığımız daha bir suru gizemli kalıntı mevcut.
İşte, ben de bundan bir kac yıl once bir belgesel film cekimi nedeniyle ziyaret etme fırsatı bulduğum Mısır topraklarında benzer turden bir gizeme tanıklık ettim. Ekip arkadaşlarımla birlikte tedbirli davranıp film kamerası ve fotoğraf makinelerimizle belgelemeyi başardığımız bu olay, o gun bugundur belleğimin bir koşesinde kocaman bir soru işareti şeklinde cevabını bekliyor.
"Helikopteri mi gormek istiyorsunuz?"
Başkent Kahire'den yaklaşık bin beşyuz kilometre guneyde, Nil nehri kıyısındaki bir antik kent olan Abidos, aynı adla anılan gosterişli bir tapınağa da ev sahipliği yapıyor. Bu tapınağa yaptığımız ziyaret kesinlikle raslantısal değildi. Henuz Kahire'deyken kulağımıza Abidos'un gizemli duvar resimlerine ilişkin bazı ozel bilgiler fısıldayan Mısırlı bir dost, bizi bu tapınağı mutlaka ziyaret etmemiz, ozellikle de "belli bir bolumunu alıcı gozuyle incelememiz" yonunde sıkı sıkıya uyarmıştı.
Başkentten Orta Mısır'ın turistik kenti Luksor'a geldikten sonra, bulabildiğimiz ceşitli aktarma araclarıyla daha gozden ırak bir bolgede kurulu bulunan Abidos tapınağına ulaştık.
Abidos tapınağında, anıtın resmi gorevlilerine buradaki "sıradışı rolyef"in yerini sorduğumuzda aldığımız ilk yanıt, "Burada sizin soylediğiniz gibi birşey yok" şeklinde oldu. "Resmi bilimsel tez"i temsil eden Mısırlı arkeologlar, ısrarcı tutumumuza karşın konuşmamakta bir hayli kararlıydılar. Zaten kısa bir sure sonra da bizimle sohbeti keserek kulubelerine geri donduler.
Tam bu esnada imdadımıza, anıtın cevre guvenliğinden sorumlu olan ve ziyaretci turistlerden aldığı harclıklarla hayatını surduren yaşlı bir Mısırlı bedevi yetişti. Derdimizi bu kez de ona anlattığımızda, "Oh, I know the helicopter, I know the helicopter" ("Helikopteri biliyorum") diye soylenerek bizi tapınağın girişindeki buyuk bir sutunun yanına doğru surukledi. Parmağını heyecan icinde yukarılarda bir noktaya ceviren yaşlı adam "İşte" diye bağırdı, "Aradığınız şey orada!"
Gosterdiği yere doğru baktık. En az 5-6 metre yukseklikteki bu heybetli sutunun tam tepe noktasını işaret etmekteydi; ancak gosterdiği rolyef gozlerimizin ayrıntıları secemeyeceği kadar yukarıda kalıyordu. Bedeviye oraya nasıl cıkacağımızı sorduk.
Sonucta, fazladan verilen bir miktar bahşiş ile bu amacımıza da ulaşacaktık. Alelacele bulup getirilen portatif bir merdiven ile mihmandarımızın gosterdiği rolyefin yakınına tırmandığımızda, Abidos'a ulaşana kadar cektiğimiz onca sıkıntıya kesinlikle değecek bir goruntuyle karşılaştık. Binlerce yıldır derin bir sessizliğe gomulmuş olarak ziyaretcilerini bekleyen bu inanılmaz duvar resmi, şimdi butun şok ediciliğiyle karşımızdaydı.
Şaşkınlık icinde filmini ve fotoğraflarını cektiğimiz panelin sol ust kısmında, cağdaş orneklerine şaşılacak kadar benzeyen bir "helikopter", hemen yanında yine gerceğine son derece uygun bir "denizaltı", onun altında "ucandaire" benzeri bir cisim, en altta da tipik bir jet ucağı piktogramı yer alıyordı. Ve bu simgeler, geleneksel hiyeroglif alfabesinin birer harfi değildi. (Yazının giriş fotoğrafını inceleyiniz.)
Elektronik tupler mi, cicek mi?
[IMG]http://img95.**************/img95/4006/13ya2.jpg[/IMG]
Abidos'ta karşılaştığımız gizemli duvar resimlerinin bir benzeri de, buradan bir kac yuz kilometre uzaklıktaki Dandera kentinde, Hathor Tapınağı'nda bulunuyordu. Hathor'daki cekim calışmalarımız sırasında, tapınağın zemin seviyesinin uc metre kadar altında bulunan, duvarları ceşitli kabartmalarla kaplı uzun bir tunelin son derece şaşırtıcı bir resim grubuyla sonlandığına tanık olduk.
Ozel izinle girdiğimiz bu boğucu ve zifiri karanlık dehlizde bir sure ilerledikten sonra, karşımıza ilginc bir "elektronik aygıt ve onu kullanan teknisyenleri" betimleyen karşılıklı iki duvar rolyefi cıktı. Buyuk birer katot tupune benzeyen bu aygıtların iclerine işlenmiş birer yılan figuru hemen hikkatimizi cekti., Yılanlar tuplerin icindeki ışıltıyı ya da flaman telleri simgelediği gibi, bu aygıtların icinde işleme tabi tutulan birer "deney hayvanı" da olabilirlerdi. Her iki tup figurunun arka kısmından cıkıp başka bir kutuya bağlanan uzun ve kalın kablolar ise şaşkınlığımızı daha da artırdı. Bu arada, rolyeflerin mechul sanatcısı, tuplerin yanıbaşına onları kullanan (ya da denetleyen) bir kac teknisyen cizmeyi de ihmal etmemişti.
Bu gizemli cisimlere, Hathor tapınağının bir başka bolumunde daha rastladık. Tapınağın gozlerden ırak bir salonunda, bu kez yerden en az 8 metre yukseklikte bulunuyordu aradığımız resimler. Ustelik, yer altındaki kabartmalara gore şekil olarak cok daha belirgindiler, ayrıca tumu toprak boyalarla renklendirilmişti.
Uzunca bir sure yanında kalıp bir cok fotoğrafını cektiğimiz bu tuplerle ilgili olarak Dandera'nın resmi arkeoloğuna fikrini sorduğumuzda, yorumu da tam beklediğimiz gibi oldu: "Ha onlar mı, onlar yalnızca birer cicek!"
Yaklaşım boyle olunca, biz de "iclerinde birer yılan bulunan, herbiri neredeyse insan boyundaki bu dev cicekleri" (!) daha fazla sorgulamadan oradan ayrıldık.
Gelecekten birer mesaj mı ?
Antik Mısır'a ilişkin araştırmalar yapan Batılı yazarlardan bir kısmı, sozgelimi İsvecli muhendis Henry Kjellson, bu gibi resimlerde betimlenen cağdaş teknolojinin gercekte o donemde iyi bilindiğini ileri suruyor. Ancak bu, kanıtlanması da, inanması da son derece guc bir iddia. Buna karşılık, daha kalabalık bir araştırmacı grubuna gore ise, maji sanatlarında (astroloji ve buyuculukte) cok ileri bir noktaya ulaşmış olan Mısırlı kahinler, gelecekten bazı vizyonlar gorebilmekteydi. Her ne kadar yaptıkları ruhsal seanslarda telepatik olarak izledikleri bu arac-gereclerin mahiyetini hic anlayamadıysalar da, gelecekten bilinclerine "durugoru" ile yansıyan bu imajların bazılarını tapınak duvarlarına kazımayı başardılar. Bu ikinci iddia ise "M.O 2000'lerde Mısır'da helikopter kullanıldığını" kabul etmekten cok daha yenilir yutulur gibi.
alıntıdır
__________________