ilk olarak bayramınızı kutlarım




PonPon kızlar, bir spor takımının vazgecilmez şovlarıdır. Takımın kaslı yakışıklı delikanlılarına moral kaynağı olurlar. Tezaruhatlarda bulunurlar.

ABD’de ki ilk ponpon kızlar, erkekmiş. Peki neden hala ilk ponpon “kız” diyoruz. Biz de bilmiyoruz. Ama erkeklermiş yani bilin diye yazıyoruz.

----------------------------------------------------------------------------



Clue adlı film, zamanenin gişe rekorlarını kırmayı başarmış bir baş yapıttır. Peki bu filmin uc farklı sonunun olduğunu biliyor muydunuz? Piyasadaki DVD versiyonunda pek bulamazsınız bu iceriği. Yapımcılar surpriz olarak bunu tasarlamış ve insanlara değişik bir yapım sunmak istemişler. Filmin uc farklı sonu, gosterime girdiği sinemalara gore rastgele secilip dağıtılmıştır. Arkadaşıyla filme giden birisi daha sonra başka bir dostu ile başka bir yerde filmi izleyince dumurlara uğramıştır. Bunu bizzat yaşayanlarını da tanımaktayımdır. İlginctir, İlginc bir Bilgidir!

--------------------------------------------------------------------------



WC, İngilizce’de Water-Closet anlamına geliyor. Duz ceviri de Su-Dolap olarak anlaşılabilir ama İngilizler de, Su-Klozet anlamını taşıyor. 20.yy’ın ortalarında İngiltere’de vuku bulmaya başlayan WC, bugun hemen her ulkede tuvalet simgesi olarak goruluyor. Yani uluslararası tuvaletin simgesi, WC’dir sevgili okur.

--------------------------------------------------------------------------



NASA araştırmalarına hız kesmeden devam ediyor ve insanlığa yeni yeni bilgiler sunuyor. Aferim sana NASA, hep boyle devam et.

NASA araştırmalarına gore, ısınan madde doğal olarak kuculur ve bu tezin Guneş uzerinde de aynı etkiyi gosterebileceği one suruluyor. Yaklaşık 3,5 senedir bu araştırmayı yapan NASA, son gunlerde yeni bulgulara rastlayarak Guneş’in ısı vererek kuculduğunu kanıtlayabilir cinsten bir kac formulu bulmayı başardı. Şimdi sıra uzun sure Guneş’i gozlemekte. Bakalım Guneş kac beden kuculmuş?

--------------------------------------------------------------------------



Kolelik gercekten de kotu bir şey ve koleliğe karşıyız! Değil mi sevgili okur? O zaman şimdi okuyacağınız analizi dikkatli anlamaya calışın.

Uluslararası Anti-Kolelik gruplarının raporlarına gore, gunumuzde dunyada feodal yapıdan daha fazla kole var. Duruma gore, banka borclu insanlarda AB raporlarına kole sınıfına giriyormuş. O halde bu kanı gercekten de doğru. Gittikce koleleşiyoruz…

--------------------------------------------------------------------------



Hic merak edip de araştırmayan okurlarımızın icin nacizane bir bilgi daha. Saatler neden ileri – geri alınır?

1. Dunya Savaşı’ndan sonra yıkıma uğrayan Avrupa, enerjiden tasarruf icin gun ışıma dilimlerine gore saatlerini ayarlamaya karar vermiştir. Boylece elektrikten elde edilecek tasarruf ile cok buyuk kalkınmalar olabilecektir. Bunun uzerinde saatlerin ileri – geri alınma kararı milletlerce kabul edilmiştir.

İşte bu yuzden saatlerimiz ileri – geri alınır sevgili okur.

--------------------------------------------------------------------------



Bedenimiz, hucrelerden meydana gelir ve DNA bile bu hucrelerdeki cekirdek yapısıyla oluşur. Peki insan vucudunda kac adet hucre var biliyor muydunuz?

Ortalama bir insanda bulunan hucre sayısı yaklaşık 80 trilyon. Eğer bu hucreler uc uca verilip bir yol oluşturulmaya calışılsaydı, yaklaşık 136 milyar kilometre uzunluğunda bir yol oluşurdu.

--------------------------------------------------------------------------



Eşekler, dunyanın en guzel gozlerine sahip olan hayvanlardır. Bir de Afgan kızları vardır, onlar da dunyanın en guzel gozlerine sahip olan insanlardır. Sakın yanlış anlamayın sevgili okur, burada Afganlara eşek demek istemedik. Sadece goz muhabbeti acılınca belirtelim dedik.

Dunya uzerinde eşekler tarafından ciftelenerek olenleri sayısı bir hayli fazladır. Mesela ucak kazasında olenlerden bile fazla. Bunun nedeni insanların eşekler ile haşır neşir olması olarak gosterilebilir. Yani, eşekler tarafından ciftelenerek oldurulen kişiler, normal ucak kazalarında olenlerden daha fazladır.

--------------------------------------------------------------------------



Ahtopotlar ne kadar tiksinc canlılar değil mi sevgili okurlar? Ancak konumuz bu değil. Konumuz, bu canlıların duygusal yaşantıları ile ilgili.

Ahtapotların duygusallıkları, renklerinden belli olur. Yani eğer bir ahtapot birden beyazlaşırsa, bu korku anlamına gelir. Kırmızı ise sakin olduğunu gosterir. Peki sinirliyken ne olur? Eveet… Turuncu olur sevgili okur. Yani eğer denizde turuncu bir ahtapotla karşılaşırsanız, uzaklaşın hemen. Başka da bir onerimiz yok zaten.

--------------------------------------------------------------------------

Gunun İlginc Sorusu : Elimizde bir fincan sutumuz ve bir fincan da kahvemiz var. Bir kaşık sutten alıyoruz ve kahve fincanına dokuyoruz. İyice karıştırıp oradan da bir kaşık alıyoruz ve sute dokuyoruz.



Ve Sorumuz Geliyor

Kahvedeki sut mu yoksa sutteki kahve mi daha fazladır?

--------------------------------------------------------------------------



Bilimadamlarının yaptıkları deneyler ve araştırmalar oyle bir bulguyu ortaya cıkardı ki, insanın inanası gelmiyor gercekten. Bundan tam 65 yıl once insanlar ve yunuslar ortak bir ata canlıdan gelmeymiş. Yani insanların ve yunusların ataları aynıymış. Bu da şu demek oluyor, gunumuz de bile insanlar ve yunuslar aynı gen ve hucre yapısını taşıyor olabilir. Zaten dunyada zevk icin sevişen 2 tur var onlar da insanlar ve yunuslar. Cok yakınız yani birbirimize.

Yalnız bu yazıyı okuduktan sonra yunuslarla evlenmeye kalkışanlar olabilir aramızdan, o yuzden onları şimdilik sakin olmaya davet ediyoruz. İlerleyen donemlerde cok daha acık bir şekilde bu olay kesinliğe kavuştuğu zaman ynuslarla evlenebileceğimiz ulkeler elbette ki cıkacaktır.

--------------------------------------------------------------------------



17 Şubat 1935 tarihinde, İstanbul’da yağan kar yuzunden ilginc bir yasak yururluğe sokuldu. Henuz tam olarak nedeni kesinlik kazanmasa da şehirde o tarihte kartopu oynamak yasaklandı.

Kar yağınca insanın en cok sevdiği eğlencelerden bir tanesi, arkadaşlarıyla kartopu oynamaktır. Ancak 17 Şubat 1935 sabahı İstanbullular ne yazık ki bunu gercekleştiremedi. Trajik bir yasakla karşı karşıya kalan İstanbul halkı, once hupletti sonra gumletti ve kahkahayı bastı. Ancak ne olursa olsun o gun icerisinde kimse kartopu oynayamadı. Yasssaak!..

--------------------------------------------------------------------------

okuduysanız lutfen yorum ve beğenilerinizi eksik etmeyin arkadaşlar

__________________