Dunyada ve ahirette mekanların en şereflisi, Allahu tealadan bahs edenlerin bulunduğu yerdir.
Bir talebe, kıyamete kadar omru olup hocasına dua etse, hakkını odeyemez.
Abdulhakim efendi hazretleri buyurdular ki; Asuman secde kunet. Behri zemîni ki deru. yek du kes, yek du nefes. Behri Huda binişinent. Asuman demek, gokler demektir. Gokler secde eder. yÂni imrenir. Gokler'den maksat, gokdekiler demektir. Goklerdeki melekler imrenir, gıpta eder. Cennet, altıncı kattaki goktedir. Gokler deyince, cennetteki melekler de dahildir. Behri zemini ki deru; Oyle bir yere imrenirlerki,..(yek du kes, yek du nefes) bir iki kişi, bir iki nefes, yani kısa bir zaman. Behri Huda binişinent. Allah rızası icin toplanmışlar, sohbet ediyorlar. Dinden, Allahdan bahsediyorlar. Gokteki butun melekler oraya hayran hayran bakarlar. (Birkac kişi, kısa bir zaman, Allah rızası icin bir araya gelip te, Allah dan bahsettikleri yere, goklerdeki butun melekler imrenir, gıpta eder). Dunyada ve ahirette mekanların en şereflisi, Allahu tealadan bahs edenlerin bulunduğu yerdir. Ya oradakiler dine hizmet ediyorsa? Bu oyle bir nimettir ki, dunyada ve ahirette bundan daha buyuk bir nimet olamaz. Velhasıl; İnsan olarak yaratıldığımıza hamd edelim. Eli ayağı duzgun olarak yaratıldığımıza hamd edelim. Cenab-ı Hakkın bize akıl verdiğine şukr edelim. Akıl, insanı hayvandan ayıran farktır. Duygu organları olmasa, ne işe yarardık... Bir de iman nimeti var. Dolayısıyla, bu kadar nimetin de mutlaka şukru icap eder. Cunki eğer buna şukr edilmezse, gene Allahu teala buyuruyor ki; Elinizden alırım... Peki ne yapmak lazım? Ne emr ettiyse, onu yapmak lazımdır.
İsmail Hakkı Bursevi hazretlerinin altı cilt Ruh-ul Beyan adlı tefsiri vardır. Orada buyuruluyorki; (bazıları gelip sormuşlar), Altıparmak denilen yerde, Yahudiler ve Rumlar vardır. Bunlardan bazıları, cok comert ve guzel ahlak sahibidir. Kim ne icin gelse, yardım ederler. Camiler icin gelseler yardım ederler. Fakirler icin gelseler, yardım ederler. Bunlar da diğerleri gibi cehennemde yanacaklar mı?.. İsmail hakkı hazretleri, bu sualin cevabını Hocası atpazarlı Osman Haruni hazretlerine sormuş. Hocası buyurmuş ki; Bu, guzel ahlaktır. Peygamber efendimiz ‘aleyhisselatu vesselam’ buyurdu ki; Ben, guzel ahlakı anlatmak ve tamamlamak icin gonderildim. Din, guzel ahlak demektir. Kimde bu guzel ahlak varsa, imanla gitmesi muhtemeldir. Bu guzel ahlak sahibi insanlara, vefatlarına yakın cenab-ı Peygamber ‘aleyhhiselatu vesselam’ gorunur, cok iyiliklerin vardı. Ben Muhammedim, ben Peygamberim. Kelime-i şehadet getir, der. O da sesli bir şekilde kelime-i şehadeti getirir; oradakiler de duyar ve ondan sonra iman ile olurler. Gunahsız olarak olmuş olur. Cunki guzel ahlak sahibiydi.
Yine bu Ruh-ul Beyan tefsirinde buyuruluyor ki; Bir elma ağacı veya bir armut ağacı duşunun.. bazısı bağcede, bazısı dağda buyur. Bağcede buyuyen elma ağacı bahcıvanın elinde bakılır, budanır, sulanır, ilaclanır.. ağac cabuk olgunlaşır, meyvası da tatlı olur. Dağdaki yabani olanı ise, korumasızdır, hamdır, gec olgunlaşır. Bocekler yer, keciler yer, ne olacağı belli değildir. Hocası olan talebe, bahcıvanın elindeki elma gibidir. Hocası olmayan ise, dağdaki yamuk yumuk armut gibidir. Bahcıvanın elindeki ağacın aslı cennette olduğu icin, o da cennete gider.
ŞÃ‚h-ı Nakşibend hazretleri buyuruyorki; Bir talebe, kıyamete kadar omru olup hocasına dua etse, hakkını odeyemez buyuruyor.
ŞÃ‚h-ı Nakşibend hazretlerine birgun bazı insanlar gelmiş, hocam, bize bir keramet gosterin demişler. Buyurmuşki; Ne kerameti? Benim kerametim, her an meydandadır. Bir insan, bu kadar gunahı omuzlarında taşıyıp, hala yuruyorsa, konuşuyorsa, başka ne istiyorsunuz, buyurmuşlar. Soranlar demişlerki; efendim, genede bazan kerametiniz goruluyor.. Şahı Nakşibent hazretleri "onlar bana aid değildir, hepsi hocama aiddir" buyurmuş. Şahı Nakşinent hazretleri yine buyurmuşlar ki; "Sizden fevkalade haller zuhur etse, butun ağacların yaprakları dile gelse, taşlar konuşsa, ey mubarek zÂt, sen artık mubarek oldun deseler, sakın inanmayın. Biz bununla emr olunmadık, bunun icin gonderilmedik. Bizim dunyaya geliş gayemiz, Onun dinine uymak ve Onun dinini anlatmaktır".
Eshab-ı kiramdan bir zÂt buyuruyor ki; Hazretin Omerin yanında oturuyordum. Medine-i munevverede dehşet bir salgın hastalığı oldu. Bir cenaze gecti. Cenaze gecerken Eshab-ı kiramdan beraber olduklarımız, ya Emirel mu’minin, şoyle iyi huyları vardı, boyle iyi huyu vardı, dediler. O hicbir şey soylemedi, sadece başını onune eğdi, kesinleşti, dedi. Biraz sonra başka bir cenaze daha geldi. Efendim, şoyle iyi ahlaklıydı, şoyle comertti, dediler. Gene bir şey demedi, başını onune eğdi, kesinleşti, buyurdu. Bir cenaze daha gecti, Allah afv etsin, şoyle hasisti, zalimdi, şunu yaptı bunu yaptı, dediler. Kesinleşti, buyurdu. Ya Emirel Mu’minin, kesinleşti kesinleşti, dediniz, ne kesinleşti, dediler. Buyurdu ki; Ben cenab-ı Peygamberin ‘aleyhisselatu vesselam’ yanındaydım. Mubarek buyurdu ki; Dort mu’min, bir mu’min hakkında iyi bir muslumandır dese, kesinleşti, o cennetliktir. Peki ya Resulallah, bunlar uc kişiyse, dedim; kesinleşti, buyurdular. Peki ya Resulallah, iki kişi şahit olsa.. Buyurdular ki; gen kesinleşti. Birkişi olsa diyemedim, utandım, buyurdu. Dolayısıyla, olen bir insan icin arkasından soylenilenler cok muhimdir. Allahu teala onu Muslumanların nasıl bildiğine, nasıl şahitlik yaptığına onem veriyor.
Birgun sarhoşun birisi meyhaneden cıkmış evine giderken zikr sesleri duyuyor. Zikrin ne olduğunu bilmiyor, ses nereden geliyor diye merak edip sesin geldiği yere gidiyor. Pencereden iceriye başına uzatmış. Bakmış ki orada Abdulkadir Geylani hazretlerinin talebeleri bir araya gelmiş zikir yapıyorlar, sohbet ediyorlar, Allahdan bahsediyorlar. O da bakmış, ya Rabbi bunlar ne guzel insanlar demiş ve evine gitmiş, evde de olmuş. Ertesi gun cenazesini kaldırıyorlar, kabre koyuyorlar. Melekler Cehenneme gotureceğiz diyorlar. Gavsı azam hazretleri nereye goturuyorsunuz diyor. Bu adam berbat, bu adamın yeri ancak ateş olur diyorlar. Gavsı azam hazretleri başını vermem, vucudunu ne yaparsanız yapın diyor. Cunki o baş, o goz benim talebelerime sevgi ile baktı. Benim talebelerime sevgi ile muhabbetle bakan gozu ateş yakmaz. Başını vermem ama geri kalanını ne yaparsanız yapın beni alakadar etmez demiş. Demişler ki, ya Gavs olur mu oyle şey, baş bir tarafta vucut bir tarafta olmaz diyorlar. Cenab-ı Hakka arz edin demiş. Ya Rabbi ne yapacağız bu mevtayı demişler. Allahu Teala da buyurmuş ki, baş ne tarafta ise vucutta o taraftadır. Dolayısıyla kim olduğumuz değil, kiminle olduğumuz onemlidir. Ve kimi sevmek, kimi sevmemek lazım olduğunuda iyi secmeliyiz. Ahiretde nerede ve kimlerle olmak istiyorsak, buna dunyada karar vermeliyiz. İNSAN SEVECEĞİ KİMSEYİ İYİ SECMELİ, ONA GORE SEVMELİDİR..
__________________
Dunyada ve ahirette mekanların en şereflisi
Dini Sohbetler0 Mesaj
●33 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Sohbetler
- Dunyada ve ahirette mekanların en şereflisi