TOVBEYİ GECİKTİRMEMEK
Okuduğumuz Kur’an-ı Kerim kimin kelamıdır? Bunu duşunuyor muyuz? Bu Kur’an-ı Kerim’i butun kainatı yaratan şuanda pencerelerden gorduğumuz karları yağdıran sonrada onları eritmeye kadir olan Mevla Teala’nın kelamıdır. Kendisini bilmeyen zavallılar, yağdırsınlar ve eritsinler bu karları bakalım. Karlar erimese sokaklarda rahat rahat gezilmez. Rabbimize bundan dolayı hamd ederiz.

Dersimizin ayet-i celileleri kıyamet alametlerinin muhim bir kısmını bildirmektedir. Şoyle ki;
“Sema yarıldığı zaman.”
“Yıldızlar dokulup sacıldığı zaman.”

Semanın yarılmasıyla melekler semayı bırakıp peyderpey yeryuzune inecekler ve mahşer yerine toplanacaklar. Sure-i Furkan’ın Şu ayet-i celilesinde buyurulduğu gibi;
“Semanın (gokten cıkacak) bulutla yarılacağı ve arkasından meleklerin arka arkaya indirildiği kıyamet gunu.” (Furkan Suresi:25)

Mevla Teala şoyle buyurulmaktadır:
“Az daha ondan dolayı gokler catlayacak ve yer yarılacak ve dağlar yıkılıp yerlere gececekti.”
“Rahman’a veled (oğul) isnad etmelerinden dolayı.” (Meryem Suresi:91-92)

Semanın yarılması ile alakalı diğer bir ayet-i kerimede Sure-i Şura’dadır:
“Az kalıyor ki gokler ustlerinden catlayacaklar meleklerde rablerine hamd ile tesbihde bulunuyorlar ve yerde olanlar icin mağfiret diliyorlar. AgÂh olunuz! Şuphe yok ki Allah, O, cok affedicidir, cok esirgeyicidir.” (Şura suresi:5)

Demek ki insanlar, gokler yarılacak, yerler catlayacak kadar gunah işliyorlar. Bunlardan sebep de melekler istiğfar ediyorlar. Meleklerin istiğfarı olmasa perişan olacağız.
Bu caminin tavanı yıkılacak olsa burada bir tek canlı kimse kalır mı? Ya bundan da buyuk bir muazzam, tavan mesabesinde olan gokler yarılsa ne olur? Bir duşununuz.
Sema dunya binasının damı gibidir. Dam yıkılınca tavanda bulunanların yıkılacağı gibi tabi bir şey olduğundan gokyuzunde bulunan yıldızlarında dokuleceği aşikÂrdır.
Ne oluyor bize ki butun kÂinatı harab edecek kadar cok gunah işliyoruz. Bu nefs-i emmare yok mu. Şeytanı şeytan eden Firavunu Firavun eden odur. Ona uymaktan Allah’a sığınalım ve dua edelim ki, Cenab-ı Hak kendisine itaat etmekte bizleri daim eylesin.
“Denizler birbirlerine akıttırıldığı zaman.”

Denizlerin birbirine katılması acı ve tatlı suların birbirlerine karışmalarıyla olur. Butun denizler tek bir deniz haline getirilir, karalarda sularla kaplanmış olur.
“Kabirler deşildiği zaman.”

Kabirlerin toprakları alt ust olup icndeki oluler dışarı cıkarılacak. Dersimizde zikredilen dort ayetin ikisi yerde olacak değişikliklere aittir. İşte kıyamet vuku bulduktan sonra:

(Ders ayeti)
“Herkes (dunyada) yaptığı iyiliği ve bıraktığı kotuluğu bilecektir.”

Bu ayet-i celile yukarıdaki dort ayet-i kerimede gecen şartın cevabıdır.
Bazı insanın şimdi bir şeyden haberi yok. Bilmiyor ya, bu hususta derdi de yok, oynuyor, zıplıyor, eğleniyor. “Ben kimseyi dinlemem, kimseye itaat etmem.” diyor.

Bir kac genc bir yerde toplanmış saygısızca bazı hareketlerde bulunuyor, şamata yapıyorlardı. Onların bu hallerini goren Allah dostlarından bir zat: “Evlatlarım! Bu haller insanoğluna yakışmaz, vazgecin.” dedi.
İclerinden bir genc ben aslan gibiyimdir kendime laf soyletmem, diye soylendi. Bunun uzerine o zat gence şu cevabı verdi: “Oyle bir aslan gelir ki sana, o zaman sen kuzu olursun” dedi. O akşam genc cok hastalandı, cok fena oldu. “Cağırın o Allah dostunu da ondan ozur dileyeyim, işin hakikatini, ne demek istediğini şimdi anladım.” dedi.

Mevla Teala’nın Kadir-i Mutlak bizim ise aciz-i mutlak olduğumuzu unutmayalım. Bunu boyle bilelim, bunu boyle bilmediğimiz takdirde gok catlayacak, yer yarılacak kadar gunah işliyoruz demektir.

Yuce Allah Sure-i Araf’ın 56. ayet-i celilesinde:
“Yeryuzu duzeldikten sonra orada fesat cıkarmayın ve Allah’a hem korku hem de istekle kulluk edin, duada bulunun. Muhakkak ki iyilik yapanlara Allah’ın rahmeti pek yakındır.” (Araf Suersi:96) buyuruyor.

Bir ayet-i kerimede şoyle buyuruyor:
“Onun icin, gucunuz yettiği kadar Allah’dan korkun, oğutlerini dinleyin, emirlerine itaat edin, (Allah icin) harcayın, nefisleriniz icin hayır yapın. Kim nefsinin cimriliğinden kurtarılırsa işte bunlar azaptan kurtulanlardır.” (Teğabun sr:16)

“Gucunuz yettiği kadar Allah’dan korkunuz”
Gucunuz yuz dereceye yetiyorsa, yuz dereceyle korkunuz. Elli derecede korksak olmaz, yetmiş derecede korksak olmaz,doksan dokuz bucuk derecede korksak yine olamaz. İlla yuz dereceyle korkmak lazım.
Oysaki yuz dereceyle korkması gereken insanoğlu yarım dereceyle bile korkmuyor.
Şmdi buluğumuzdan şu ana kadar gecen mukellefiyet cağımızda acaba neleri takdim ettik, neleri tehir ettik. Namazlardan kılmadığımızı, oruclardan tutmadığımızı tesbit edip onları kaza etmemiz gerekir.
Canımız tenimizde iken bildirilen amellerden ne kadar cok yapsak, ne kadar cok hayır işlesek yeridir. Ahiretteki bilmek ancak hasreti arttırmak icin olacaktır.
İnsan noksanını, hata ve kusurlarını vaktinde bilmesi cok onemlidir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurur ki:
“Geciktiriciler helak oldu.” Yakında tevbe ederim diyenler helak oldu, yani tevbeye kavuşmadan oldu.

Dersimizin ayet-i celilesine gelelim:
“Ey insan! Seni O Kerim Rabbine karşı ne şey aldattı?”

Gafiller: “icki icsende olur, Allah kerimdir, milletin hakkını yesende olur, Allah kerimdir, cıplak gezsende olur, Allah kerimdir.” derler. Mevla Teala şoyle buyurmaktadır:
“Ey insanlar! Şuphe yok ki Allah’ın vaadi haktır. Artık sizi bu dunya hayatı aldatmasın ve şeytan da sizi Allah ile onun affına guvendirerek, aldatmasın.” (Fatır sr:5)

Hemen “Hoca Efendi bu dunyada yemek icmek ihtiyactır ama”diyenler olacaktır. Dunyanın aclığını duşunuyor da ahiretin aclığını hic aklına getirmiyor. Dunyada bir insan ac kalsa acıkır acıkır hicbir şey bulamaz ise sonunda olur, fakat ahirette acıkınca olmek yok, sade ac kalınsa iyi zakkum ağacında yedirecekler, kızgın maden tortusunu icirecekler.
Mevla Teala ayet-i celile de: “Şeytan sizi sakın aldatmasın” buyurmak ile: “Ey insanlar! Nicin aldanıyorsunuz? Ben size ayet indiriyorum, peygamber gonderiyorum. Ban inanmıyorsunuz. Benim sozumle amel etmiyorsunuz.
Ne kitabı ne de Peygamberi var olan bir cahil şeytanın sozuyle amel ediyorsunuz. Evet, ben kerimim amma sen cok ileri gidiyorsun” demek murad etmiştir.

Bu iş şuna benzer; bir kimsenin kalabalık bir ailesi olsa işleri bozulup gecim sıkıntısına duşse onu tanıyan bir zenginde acıyarak ona bir dukkan acsa icine satılacak mallar koyup mağazayı ona teslim etse, oda dukkanda bulunup muşteri bekleyeceğine gidip bir kahvede otursa tanıyanları tarafından kendisine:
“Nicin buradasın?” diye sorulduğunda: “Bana mağazayı acan zengin cok kerim bir insandır o bana mağazayı actığı gibi onu kendisi calıştırır parasını da bana gonderir.” demesi gibidir.
Allah-u Teala Hazretleri buyuruyor:

(ders ayeti)
“O (Rab) ki seni yarattı seni duzenledi, sana olculu bir bicim verdi.”
“Seni (n organlarını) dilediği şekilde birbirine ekledi.”

Yuce Allah, akıl, irade, kudret, eller, ayaklar yani lazım gelen şeyler verdi.
Cenab-ı Hak Mevlalığını yaptı, sende kulluğunu yap. Mevla Teala şoyle buyuruyor:
“Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkÂr mı ediyorsunuz?” (Bakara sr:85)
Nefsin hoşuna giden işlere calışırsın nefsin hoşuna gitmeyen işlere calışmazsın. Nefsinin hoşuna gitmayen din-i mubini islam’ın emirlerini, ibadetlerini tatbik etmek Mevlanın emridir. Niye yerine getirmiyorsun?

(Ders ayeti)
“Hayır, siz ceza gununu (gormeyi) yalanlıyorsunuz.”

Değil Kerim olan Rabbine karşı aldanmak hatta ceza gununu tekzib ediyorsunuz.

(ders ayeti)
“HÂlbuki uzerinizde hıfzedici (melekler) vardır. (Amellerinizi yazan ve Allah katında) kerim olan katib melekler var. Her ne yaparsanız bilirler.”

Kiramen KÂtibin melekleri insanın hayır ve şerden yapmış olduğu herşeyi yazarlar. Rabbimiz bizi her ceşit şerden muhafaza etsin.
Mevla Teala’nın “Kerem” liğinden biraz daha bahsedelim. Butun bu dunya satılsa cennetlerden bir tanesi hatta kucuk yeri dahi alınamaz. Mevla Teala o cennetleri kazanmak icin bazı farzları emretti ve bize bunları yapmamızı yapabilecek irad-i cuziyyeyi, gucu, kuvveti de ihsan etti, bunun yanı sıra şeriatta kolaylıklarda verdi.
Mesela abdest icin su bulamayan bir kimse teyemmum eder. İşte bunlar Allah’ın keremliğidir. Bunun otesinde kermlik arayan bela arıyor demektir. Melekler yazıyor, ben karışmam.
İnsanın sağ tarafında bulunan melek, kişi iyi bir amel işlediğinde hemen yazar. Kendisinden kotu amel sadır olduğunda sol taraftaki melek, yazmak ister. Fakat mesabesinde olan sağ taraftaki melek onu: “Belki tovbe eder.” diye yazmasını engeller, yedi saat kadar bekletir. Şayet tevbe etmez ise ondan sonra yazar.
Mevla Teala: “Cennetleri ben yarattım onlara girmek icin parasınıda siz bulun” deseydi, elimizden hic bir şey gelmezdi.

Mevla Teala oyle sevabı bol ibadetler verdi ki, bir kerre “SUBHANALLAH” demek ile neler kazanılıyor. Namaz kılmak, hacca gitmek, zekat vermekle neler kazanılıyor? Hasılı kelam cenneti yarattığı gibi onu kazanmayıda kolay etti. Neden insan kendi karına değilde cahil nefsine calışır acaba?
Duşmanlık yapma kimseyle,
Sana nefsin duşman yeter.
Ki senden asla ayrılmaz,
Ona uymak ne de beter.

İnsanın en azılı duşmanı kendi icin de. Kendi nefsi. O insan ise bundan habersiz başka duşmanla boğuşuyor. Hangi dovuşmek akla daha yatkın?

(ders ayeti)
“Muhakkak ki iyiler, naim cennetlerindedirler. Facirler (kÂfirler) ise cehennemdedir.”

Yuce Allah, bizlere iki yol gosterdi akıllı olan doğruyu secer hidayet yoluna gider. Akılsız olan delalet yolun secer. Nefsinin dediğini yapıp Allah’tan sevap uman insan acizdir.

(ders ayeti)
“Hesap gunu oraya (cehenneme) atılacaklar”
“Oradan asala cıkacak değillerdir.”
“Bildin mi, nedir hesap gunu? Evet, bildin mi nedir hesap gunu?”

Yani o ceza gunu ne buyuk şeydir. Ayet-i celilenin iki defa tekrarlanması ehemmiyete binaendir.

(ders ayeti)
“(O gun) oyle bir gundur ki, kimse kimseye sahip olamaz. Emir ve hukum o gun yalnız Allah’ındır”

O gunde Mevla Teala’nın izni olamadan hic bir kimse hic bir şeye kadir olamaz.
www.mahmudelofi.com
__________________