Değerli arkadaşlarım bugun kurandan araştırmaya calışacağımız konu, rahman elcisine kuranda olmayan, Rabbin acıklamadığı bir konuda hukum verip vermeyeceği ve yine Kuranın acıklamadığı yiyecekler konusunda haram koyma yetkisinin olup olmadığını anlamaya calışacağız. Konuya başlamadan once Rabbin elcisine nasıl bir gorev verdiğini, yani peygamberlik gorevinin tanımını iyice anlamamız gerektiğini duşunuyorum. Bu konudaki ayetleri hatırlayalım.

Hac suresi49: De ki: "Ey insanlar, ben sizin icin, acıklayıcı bir uyarıcıdan başkası değilim."

Gaşiye 21: Artık sen, oğut verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir oğut verici-bir hatırlatıcısın.

Enam 48:Biz o gonderilen elcileri, mujdeciler ve uyarıcılar olmaktan ote bir şey icin gondermiyoruz. İman edip hayrı ve barışı yerleştirenlere korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar.

Araf sur.188: De ki: "Ben kendi nefsime, Allah'ın dilediğinden başka ne bir yarar sağlayabilirim ne de bir zarar verebilirim. er gaybı biliyor olsaydım iyilik ve guzelliği elbette coğaltırdım. Bana kotuluk dokunmamıştır bile. Ben, inanan bir topluluk icin bir uyarıcı ve mujdeciden başkası değilim.

Kehf Suresi 56.;Biz, elcileri sadece mujdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gondeririz. Kufre sapanlar ise batıla yapışarak onunla hakkı kaydırmak icin uğraşıyorlar. Onlar, ayetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri eğlence edindiler.

Yukarıdaki ayetlere baktığımızda Yuce Rabbim elcisine verdiği gorevi apacık belirtiyor. Lutfen dikkatlice ozetleyelim.

(ben sizin icin, acıklayıcı bir uyarıcıdan başkası değilim, Sen, yalnızca bir oğut verici-bir hatırlatıcısın. Biz o gonderilen elcileri, mujdeciler ve uyarıcılar olmaktan ote bir şey icin gondermiyoruz. Ben, inanan bir topluluk icin bir uyarıcı ve mujdeciden başkası değilim. Biz, elcileri sadece mujdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gondeririz)

Yukarıdaki apacık sozlerden, Rabbin elcisine verdiği gorev ve gorevin tanımı sanırım anlaşılıyor. Şimdide verdiği bu gorevi konusunda nasıl uyarılarda bulunuyor ve dikkatini cekiyor birde onlara bakalım.

Nahl 64;Bu Kitap'ı sana yalnız şunun icin indirdik: Hakkında ayrılığa duştukleri şeyi onlara iyice acıklayasın ve Kitap, iman eden bir topluluk icin kılavuz ve rahmet olsun.

Rad 40: Ya onlara vaat ettiğimiz şeylerin bir kısmını sana gosteririz yahut da seni vefat ettiririz. O halde tebliğ etmek sana, hesap sormak bize duşer.

Enam 50. Onlara şunu soyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vah yedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Korle goren bir olur mu? HÂl duşunmuyor musunuz?"

Cin Suresi 21.ayet. De ki: "Şuphesiz ben, size ne zarar verebilir ne de fayda sağlayabilirim."

Enam suresi 57. ayet: De ki: "Ben Rabbimden gelen bir beyyine uzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız. Acele istediğiniz şey benim yanımda değil. Hukum yalnız ve yalnız Allah'ındır. Hakkı o anlatır. Ayırt edip cozum getirenlerin en hayırlısı O'dur.

Maide suresi 49 Sen de aralarında, Allah'ın indirdiğiyle hukmet. Onların keyiflerine uyma.

Maide Suresi 67. Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik gorevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, kufre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.

Yunus Suresi 15. Ayetlerimiz onlara acık-secik parcalar halinde okunduğu zaman, bize ulaşmayı ummayanlar şoyle dediler: "Bundan başka bir Kuran getir yahut bunu değiştir." De k: "Onu kendiliğimden değiştirmem benim icin soz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, buyuk bir gunun azabından korkuya duşerim."


Hakka Suresi 44; eğer bazı lafları bizim sozlerimiz diye ortaya surseydi, 45 Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. 46 Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.

Şimdide yukarıdaki ayetleri anlamaya calışalım. Nahl 64. ayette (Hakkında ayrılığa duştukleri şeyi onlara iyice acıklayasın) diyor Rabbim. Acaba burada bahsettiği acıklama ilaveler yapma anlamında mı, yoksa eski inanclarından vazgecmeyen topluma ayetleri guzel bir şekilde, Rabbin verdiği ilimle ikna ederek anlatma anlamında mı? Zaten ayetin devamında bakın ne diyor?(Kitap, iman eden bir topluluk icin kılavuz ve rahmet olsun.) O gunku toplumun kabul etmek istemediği yeni din ve yeni kitap, peygamberimizin ozel cabaları ile anlatılmış ve izah edilerek kabul ve ikna edilmiştir. Zaten hicbir kılavuz zor anlaşılır değildir, onemli olan topluma vereceği orneklerle ikna etmektir. Gunumuzde bile bu şekilde toplum yonlendirilmiyor mu? Rad40. Ayette Rabbim elcisine donerek, sen tebliğ et senin gorevin tebliğ etmektir, hesap sorması bana aittir diyor. Yine enam 50. ayette,( Yalnız bana vah yedilene uyarım ben.) diyor peygamberimiz. Cin suresi 21. ayetten alacağımız kıssadan hisseler bana gore cok fazladır. Peygamberimiz bizlere hitaben (Şuphesiz ben, size ne zarar verebilir ne de fayda sağlayabilirim.) Şimdi duşunelim bizler peygamberimize o kadar yetkiler veriyoruz ki rabbin vermediği, bunları saymak istemiyorum. Ama Rabbim bakın bizlere ne soylemesini istiyor? Ben size ne fayda sağlayabilirim nede zarar verebilirim. Hatırlayın dine ilaveler yapabileceğini, hukum verme, şefaat yani bağışlama yetkisinin olduğunu soylemiyor muyuz? Yine hatırlayın Muhammet 19. ayeti, Rabbim peygamberimize, kendi gunahların icin dua et dediği halde bizler Rabbim yalnız benden şefaat dileyin dediğini unutup neden peygamberimizden şefaat diliyoruz? Apacık hukmu ben veririm demesi bizlerin neden dikkatimizden kacıyor da, beşerin sozlerini hic unutmuyoruz? Allah elcisine sen sana indirdiğimle kullarıma hukmet dediği halde, nasıl olurda kuranın dışından hukum verme yetkisi vardır peygamberimizin diyebiliriz? Maide suresi 67. ayet bakın apacık ne anlatıyor bizlere? (Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik gorevini yerine getirmemiş olursun.) Allah acıkca elcisine sana indirdiğim kuranı tebliğ et, bunu yapmazsan gorevini başaramadı sayarım demesi, Kurandan başka hicbir hukum koyucu olmadığını gostermiyor mu? Yunus suresi 15. ayette acıklanana bakar mısınız lutfen.(." De ki: "Onu kendiliğimden değiştirmem benim icin soz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum.) Bu sozleri sanırım izah etmeye gerek yok, cunku her şey cok acık. Hakka suresi 44. ayet apacık resulune ihtarda bulunurcasına, bazı lafları Allah sozudur diye ortaya surseydi onun once sağ elini, sonra canını alırdık demesi bizlerin hic mi dikkatini cekmiyor da, kuranın bircok ayetinde elcisine uyun ve o ne verdiyse alın sozlerinden, dine hukumler koyabilir, kuranda olmayan helal haramlar yapabilir diyebiliriz? Hani bizim soylemediğimiz bir sozu bizim diye soyleseydi canını alırdık onun diyordu, bunu hic duşunmuyor muyuz? Kuran dışından hukumler verilmiş olsaydı, Rabbim sizleri Kurandan hesaba cekeceğim der miydi?

Şimdide Rabbim kuran icin neler soyluyor onları hatırlayalım.

Nahl89. ayet; …..Sana bu Kitap'ı indirdik ki her şey icin ayrıntılı bir acıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Muslumanlara da bir mujde olsun.

Enbiya suresi 10. ayet;Andolsun, size (butun durumlarınızı kapsayan) zikrinizin icinde bulunduğu bir Kitap indirdik. Yine de akıllanmayacak mısınız?

Duhan Suresi 58.ayet; Biz o Kuran'ı senin dilinle/senin diline kolaylaştırdık ki, duşunup oğut alabilsinler.

Araf Suresi 3. (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az oğut alıyorsunuz!

Yukarıdaki ayetlere benzer onlarca ayet vardır ki bizleri kurana yoneltir ve başka hicbir kaynaktan bahsetmez. Apacık Rabbinizden indirilene yani Kurana uyun dedikten sonra, Kuran dışından hukumlerin helal ve haramların olabileceğine inanmamız ne kadar doğru olur? Allah ayrıntılı acıklayıcı diyor biz sanki HÂŞÂ Rahmanla inatlaşırcasına, ayrıntılı değil diyebiliyoruz. Bizler icin rehber ve oğut olan bir kitapta hicbir şey eksik olmaz. Bize oğretilenleri kuranda bulamadığımızda ne yazık ki yaptığımız yanlış, bakın işte demek ki kuranda her şey yokmuş dememizdir. Rahman bizlere tebliğ etmediği bir konudan asla hesaba cekmeyeceğini soylemiştir.

Şimdide aşağıdaki ayetleri anlamaya calışalım, acaba bu ayetlerde Allah elcisine helal ve haram koyma yetkisini mi verdiğini anlatıyor, yoksa yukarıda izah ettiğim ve bircok orneklerini yazdığım elcisine gonderdiği ve tebliğ etmesini istediği kitaplarda yazılı olanlardan mı bahsediyor, onu anlamaya calışalım.


Tevbe 29: Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gunune inanmayan, Allah'ın ve Resulu’nun haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam'ı) din edinmeyenlerle, kucuk duşurulup cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın.

Araf 157: Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları ummî peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kotu ve cirkinden onları alıkoyar. Guzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar……

Maide 5: Bugun size temiz olan şeyler helal kılındı. (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir. ……

Tevbe suresi 29. ayette yazan, Allahın ve resulunun haram kıldığını tanımayan sozunden ne anlamalıyız? Yazdığım onca ayetten yola cıkarak, rahman elcisine verdiği gorevde sana indirdiğimle insanlara hukmet diyordu hatırlayalım. Burada anlatılmak istenen eğer başkadır dersek en buyuk yanlışı yaparız. Allah kendisine asla eş koşmaz, asla gorevin bir kısmını başkasına vermez. Burada Allahın haram kıldıkları başka, elcisinin haram kıldıkları daha başka şeylerdir dersek, rabbe şirk koşmuş oluruz, boylece kuran ayetleri arasında Allah korusun celişki yaratırız. Allahın haram kıldığını elcisi bizlere nakletmiştir. Araf 157 dede aynı konu işleniyor. Allahın gonderdiği kitapları, elcileri vasıtasıyla topluma naklederler ve o toplum Allahın elcilerine uyar. Elcileri de Rahmandan aldıkları bilgilerle toplumu uyarır onları iyiliğe yonlendirir kotulukten men ederler. Yine Rabbin indirdiği kitaplardan tebliğ ederek guzel şeyleri helal kılar cirkinden men ederler topluma bunu anlatırlar diyor. Dikkat edin burada Allahın elcileri kendi kafalarından yapmıyor bunları Tevrat ve İncil de yazılı olanlardan yapıyorlar. Maide 5. ayette aynı, bugun temiz olanlar bizlere helal kılındı diyor. Peki, bunları nasıl acıklıyor acaba ben ozet yaptım gerisini elcim sizlere acıklar mı diyor? Gelin onlara da bakalım. Once yazacağım ayeti cok iyi duşunelim bakın kesin kanıtı olmayan sozlere inananlara rabbim nasıl kızıyor?

(Mumin sur.56: Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın, Allah'ın ayetleri hakkında munakaşa edenler var ya, hic şuphe yok ki, onların kalplerinde, asla yetişemeyecekleri bir buyukluk hevesinden başka bir şey yoktur. Sen Allah'a sığın. Kuşkusuz O, işiten ve gorendir.)

Bu ayeti cok iyi duşunelim, gunumuzde kuranın acıkladıkları dışında hukumlerin ve yine kuranın acıkladıkları dışında helal ve haramların olduğunu soyleyenlerin kuran gibi kesin delili var mı? Cevabı herkes kendisi kendi nefsine versin. Bu ayette peygamberimizin kuranı tebliğinde kendi inanclarından vazgecmeyen, ısrar edenlere sesleniyor ve sen Allah a sığın diyor. Şimdi gelelim kuranda Rahman haram ve helal konusunda bizleri nasıl bilgilendiriyor? Aşağıdaki ayetleri lutfen iyice duşunelim, Rahman benim Kuranda acıkladıklarımdan başka benim elcimde helal ve haram koyma yetkisi mi var diyor, yoksa yalnız bu yetki benim mi diyor?

( Enam Suresi 145. De ki: "Bana vahyolunanlar icinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar."…..)

(Yunus Suresi 59. De ki: "Ne oldu size de Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram yaptınız bir de helal?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?")

(Maide Suresi 87. Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve guzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.)

(Araf sur.32. ayet: De ki: "Allah'ın kulları icin cıkardığı susu, guzel, temiz ve tatlı rızıkları kim haram etmiş?" De ki: "Dunya hayatında onlar, inananlar icin de var. Kıyamet gununde ise yalnız inananlar icindir onlar." Bilgiden nasipli bir topluluk icin biz, ayetleri boyle ayrıntılı kılıyoruz.)

(Hac sur. 30:İşte boyle. Kim Allah'ın yasaklarına saygılı olursa bu, Rabbi katında kendisi icin cok hayırlı olur. Karşınızda okunarak acıklananlar haric, tum hayvanlar size helal kılınmıştır. Artık putların pisliğinden, yalan sozden uzak durun.)

(Nahl Sur. 116. ayet; Yalan duzerek Allah'a iftira etmek icin, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "Şu helaldir, şu da haramdır!" demeyin. Yalan duzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar.)

Yukarıdaki ayetleri okudunuz sizce acıklananların dışında, haram koyma yetkisini elcisine verdiğini mi anlıyorsunuz? Bakın ne diyor rabbim?( De ki: "Ne oldu size de Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram yaptınız bir de helal?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz.) Siz bu cumlelerden haram helal koyma yetkisinin yalnız ve yalnız Allah ın kendisinde olduğunu anlamadınız mı? Apacık bu sozleri soyleyen Rabbim kuranın başka bir yerinde bunun tersini soylermi? Haram koyma izni Rabbim de olmasa Allah mı izin verdi der mi? Bunları yapanlara da kızarak, Allaha iftira etmek olduğunu soyluyor. Sizce hac suresi 30. ayetinde acıklanan bu cumleden sizler ne anlıyorsunuz? (Karşınızda okunarak acıklananlar haric, tum hayvanlar size helal kılınmıştır.) Doğrusu bu acıklamadan sonra soyleyecek bir şey ben bulamıyorum. Nahl suresi 116. ayeti tekrar hatırlayınız.( Yalan duzerek Allah'a iftira etmek icin, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "Şu helaldir, şu da haramdır!" demeyin.) Bakar mısınız lutfen apacık sozlere. Kuranda acıklanalar haricinde, helal ya da haram diyenlere bakın Rabbim ne diyor? Yalan soyleyerek Allaha iftira atıyorlar. Doğrusu yaptığımız yanlışları gorunce gecmişte yaptıklarım icin Rabbim e yalvarıyorum, af diliyorum. Rabbim affetsin.

Sizlere bir ornek daha vermek istiyorum, acaba Rabbim bu ayetteki olayı neden kuranda zikrediyor ve ornek gosteriyor bizlere lutfen onu duşunelim.

Tahrim Suresi 1. Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafur’dur, Rahîm'dir.

Ayeti dikkatle okuyup duşunduğunuzde hemen şoyle bir soru geliyor akla. Acaba peygamberimizin aile icinde ne olduğunu dahi acıklamadığı, izah etmediği bir konuda bir helale haram demesini ve Rabbin elcisini uyarmasını neden bizlere anlatmıştır? Bu soru bence cok onemli. Neden Allah elcisinin bu olayını bizlere anlatmış olabilir? Sanırım sorduğumuz sorunun cevabı yalnız bu ayette bile var. Allahın helal dediği bir şeye, Allah elcisi bile haram diyemez. Yani helal ve haram koyma yetkisi yalnız rahmanındır. Bakın bu konuda ikaz etmese peygamberimizin eşleri topluma, Allahın elcisi bizlere bunu haram dedi diyebilirlerdi. Duşunebiliyor musunuz bu hatanın olmasını bile rabbim engellemiştir.

Sizlere bir ayet hatırlatıp duşunmenizi rica ediyorum.

Şura suresi 10. ayet: Herhangi bir şeyde ihtilafa duştuğunuzde onun hukmu Allah'a bırakılır. İşte budur Rabbim olan Allah! Yalnız O'na guvenip dayadım; yalnız O'na yonelirim ben.

Yukarıdaki ayet ne anlatıyor olabilir sizce? Cok dikkatle duşunelim ve kuranın diğer ayetleri ile bağlantı kuralım. Peygamberimiz yaşıyor ve sağken, her hangi bir konuda sorunumuz olduğunda, hatta bir karar verdiğinde ona uymamız gerektiğini acıklıyordu hatırlayınız. Peki, burada herhangi bir konuda ihtilafa duşulduğunde neden peygamberinize muracaat edin demiyor? Demek ki artık Peygamberimiz yaşamıyor sağ değil ki boyle soylemiş. İşte bu ayet uzerinde cok duşunmeliyiz. Elimizde kuran var fakat bizler bir turlu anlaşamıyoruz, peki neden bu durumda başka bir kaynağa bakın demiyor da, Onun hukmunu kararını Rabbinize bırakın diyor? Ayetin devamın dada Yalnız ona guvenip dayanırım ben diyor. Bu ayet uzerinde her Musluman iyi duşunmelidir.

Gercekten gunumuzde bizler, rabbin gonderdiği rehber uzerinde o kadar oynamalar ve değişiklikler yapma cabasına girmişiz ki, adeta peygamberimizin tebliğ ettiği İslam’dan eser kalmamış. Bakın Rahman bizleri nasıl uyarıyor?

Hac sur. 8.ayet: İnsanlar icinde oylesi vardır ki, Allah konusunda ilimsiz, kılavuzsuz ve aydınlık getiren bir kitaba sahip olmaksızın mucadele edip durur.

Hatırlayın, kuran dışından bunlar Allah katındandır dediğimiz onca konular vardır ki, delilsiz mesnetsiz inanmaya yolunu seceriz. Kendimize sormamız gerekmez mi, bizlere kuran dışından gelen hukumler helal ya da haramların garantisini veren kimlerdir? Acaba bu kitaplar Allah katından aydınlık bir kitaba sahipler mi de bunlara bizler hic kuşku duymadan inanıyoruz? Doğrusu işimiz cok zor. Eğer aklımızı bir kenara koymuşta birilerinin akıllarına guvenir olmuşsak, sanırım bu yolun doğru yol olduğunu kimse garanti edemez.

Sizlere son bir ayet daha hatırlatmak istiyorum. Diyelim ki yukarıda soylediklerimde ben yanılıyorum. Rabbim bizleri yalnız Kurandan hesaba cekmeyecek ve gunumuze kadar gelen kuranın hukum koymadığı konularda hukumler koyan bircok hadislerden de sorumlu tutacaktır diyelim. Acaba bizleri yaratan O Yuceler Yucesi rabbim bizlere şoyle seslenir miydi?

Zuhruf Suresi 44 Gercek şu: Bu Kuran sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir duşundurucu/bir şeref/bir oğuttur. Bu kitaptan sorumlu tutulacaksınız.

Bu yazdıklarım benim kurandan anladıklarımdır. Bende bir insanım hata yapabilirim, ama ben bilmediğim bilginin, sozlerin ardına duşerek riskimi artırmak yerine, Rabbin sarılın ve sorumlu olduğunuz kitap kurandır dediği kitaba sarılıp, okuyun, duşunun emrini yerine getirip, onu anlamaya calışıyorum. Rabbim yanlışlarımı affetsin. Dilerim Rabbim cumlemizin gonul gozunu acık, gozleriyle bakan değil goren, kulları arasına bizleri alması dileklerimle. SAYGILARIMLA Haluk GUMUŞTABAK
__________________