Zamanımızda birkac ayetin manasını bilen insanların, Kur’an-ı Kerimi Turkce malinden okuyarak “mufessir” kesildiğini ve ayetlere kendi yorumları ile mana verdiğini goruyoruz. Bu cok yanlış bir harekettir. Kur’an ayetlerinden mana cıkartmak yani tefsir ilmi herkesin yapacağı bir iş değildir. Tefsir Âlimleri, bir insanın Kur’an’ı tefsir edebilmesi icin o kişinin 15 ilim dalında ihtisas yapması gerektiğini vurgulamışlardır. İşte o 15 ilim dalı: 1- Lugat İlmi: Kur’an-ı Kerimdeki her kelimenin asıl manasını bilmeye yarayan ilimdir. Mucahid (Rahmetullahi Aleyh) diyor ki: “Allah’a ve kıyamet gunune iman eden kimsenin Arapca kelimelerin butun manalarını iyice bilmeden Kur’an-ı Kerim hakkında ağzını acması caiz değildir.” Sadece bir kelimenin bir kac manasını bilmek de yeterli değildir. Cunku bir kelime birkac manayı icine aldığı halde kişi bunlardan bir ikisini bilir. Halbuki orada gercekten başka mana kastedilmiş olur. (Taha suresinde gecen “Allah arşı istiva etti” ayetinde istiva kelimesinin diğer ayetlerle catışan “oturdu” manasını almak da boyle bir hatadır. Bu lugat ilmini iyi bilmemekten kaynaklanmaktadır.
2-Nahv (gramer ilmi): İrabın, yani harekelerin değişmesi ve başka şekle girmesiyle mana tamamen değişir. İrabı bilmek ise nahv ilmine bağlıdır.
3- Sarf İlmi: Bu ilmi bilmek gerekir. Cunku kelimenin şekil ve binalarının değişmesi ile manaları tamamen değişir. İbni Faris (Rahmetullahi Aleyh) diyor ki: “Sarf ilmini kaybeden cok şeyi kaybetmiştir.”
4- İştikak (kelime turetme) İlmi: Bir kelime iki ayrı kokten meydana gelmiş ise onların manası da değişik olur. “Mesih” kelimesinin dokunmak manasına gelen “mesh” ve olcek manasına gelen “mesahet” kokunden geldiği gibi.
5- Mania İlmi: Bu ilimle sozun manaya gore dizilişi bilinir.
6- Beyan İlmi: Bu ilimle sozun acık ve kapalı manaları, benzetme ve kinayeleri bilinir.
7- Bedi İlmi: Bu ilimle sozun ifade etme bakımından guzellikleri bilinir. Bu uc ilme “İlmi belagat” denir ki, Kur’an tefsir edenin bilmesi gereken onemli ilim dallarındandır. Zira Kur’an-ı Kerim başlı başına bir mucizedir. Belağatı ile onun benzeri getirmekten herkesi aciz bırakan hali bilinir.
8- Kıraat İlmi: Ceşitli okuyuşlar yuzunden farklı manalar anlaşılır. Boylece bir mananın diğeri uzerine tercihi bilinmiş olur.
9- Akaid İlmi: Kuran’ı Kerim’de bazı ayetler vardır ki, onların zahiri manalarını Allah’u Zulcelal icin kullanmak doğru değildir. Bu bakımdan onlarda bir tevile ihtiyac doğar. Mesela Fetih Suresi 10. Ayette gecen “Allah’ın eli” ifadesi gibi.
10- Usul-u Fıkıh İlmi: Bununla bir delile dayanarak ve kaynağına inerek hukum cıkarma yolları bilinir.
11- Sebe-i Nuzul: Ayetlerin iniş sebebini de iyi bilmek gerekir. İniş sebebini bilmekle mana daha acığa cıkar. Bazen mananın kendisini anlamak bile iniş sebebine bağlı olur.
12- Nasih ve Mensuh İlmi: kur’an’da lafzı ve manası sonradan başka bir ayet ile kaldırılan ayetler bulunmaktadır. Bu ilim bilinmezse o ayetleri anlamak imkansızdır.
13- Fıkıh İlmi: Bir şeyin teferruatı tam olarak kavranırsa onun butunu tanınmış olur.
14- Hadis İlmi: Kur’an-ı Kerimde tafsilatı zikredilmeyen ayetleri tefsir eden hadisleri de bilmek gerekir.
15- Vehbi İlim: Bunların hepsinden sonra “Vehbi İlim” gerekir ki, Cenab-ı hakk’ın ozel ihsanıdır. Onun hususi kullarına lutfeder.
Halk hazreti Ali (Radıyallahu Anh)’a “Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sana bazı ozel ilimler oğretti mi veya başkalarına soylemediği, sana ait ozel vasiyeti var mı?” diye sorduklarında bu konuyu işaret ederek şoyle buyurdu: “Cenneti yaratan ve Vucuda can veren (Allah)a yemin olsun ki, bu (bende olan şey) Allah’u TeÂlÂ’nın kendi kelamını anlamak bir kimseye lutfettiği anlayıştan başka bir şey değildir.”
İbni Ebiddunya (Rahmetullahi aleyh) diyor ki: “Kur’an ilimleri ve ondan hasıl olanlar sahili olmayan deniz gibidir.”
Yukarıda anlatılan bu ilimler Kur’anı tefsir edecek biri icin vasıta yerindedirler. Eğer bir kişi bu ilimleri bilmeden Kur’an’ı tefsir ederse, o kendi goruşune gore tefsir yapmış olur k, bu yasaktır ve bunu yapanlar icin tehdit hadisleri vardır.
Kimya-i Saadet’te şoyle yazılmıştır: “Kuran’ı Kerim’in tefsiri uc kişinin kalbine acılmaz.
1- Arapca ilimlerini bilmeyene
2- Buyuk gunah işlemekte ısrar eden veya bid’at işleyene ki, onun işlediği gunah ve bid’at yuzunden kalbi kararır. Bu yuzden Kur’anı anlamaktan aciz kalır.
3- İtikadi meselelerde zahiri manaya inanmış olup Kur’an-ı Kerimin herhangi bir cumlesi inancına ters duşunce bundan hoşlanmayan kişiye de Kur’an’ı anlamak nasip olmaz.
Allah bu uc kısımdan bizleri muhafaza eylesin.
Kur’an-ı Kerime mana vermeye kalkışan adama sorarlar: “Sen bunlardan hangisini biliyorsun” diye. Cevap veremez, tutulur. Cunku ihtisas alanı başkadır. O fitneciliğin, bidatciliğin tezini yapmıştır.
Kimisi de kız tavlama taktikleri alanında uzmandır ama bir bakarsınız Turkce okuduğu mealden yola cıkarak ayeti tefsir etmeye kalkar.
Dolayısıyla hic alakası olmadığı, bu ilimlerin onda birini bile bilmediği halde Kur’an’ı tefsir etmeye kalkışan insanların sapıtması normaldir. Cunku tutunacağı dal, dayanacağı birşey yoktur.
BUYUK TEHLİKE
Bilerek saptıran ve ayetleri tahrif edenlerden başka cahil olup iki ayet bile okuyamayan insanlar da vardır. Cehalet mazeret kabul edilmeyeceğinden bu konudaki tehditleride sıralayalım:
Bir Hadis-i Şerifte buyruluyor ki:
“Kim, Kur’an’ın hukumleri ve anlamı hakkında bilgisiz olarak konuşursa, Cehennemdeki yerine hazırlansın.” (Tirmizi, Tefsir-i Kur’an 1)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Kur’an-ı kerimin tefsiri, Resulullahtan işitildiği gibi yapılabilir. “Kur’an-ı kerimi, kendi goruşune, anlayışına gore tefsir eden kÂfir olur” hadis-i şerifi, bunu bildirmektedir. (1/234)
“Kur’an-ı kerimi, kendi goruşuyle acıklayan, doğru olsa dahi, mutlaka hata etmiştir (Nesai)
Allah’u Teala boyle insanlara akıl fikir ihsan eylesin, şerlerinden Ummeti Muhammed’i muhafaza eylesin.
www.ismailaga.info
Kim, Kur’an’ın hukumleri ve anlamı hakkında bilgisiz olarak konuşursa, Cehennemdeki yerine hazırlansın.

Tirmizi, Tefsir-i Kur’an 1
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Kur’an-ı kerimin tefsiri, Resulullahtan işitildiği gibi yapılabilir. “Kur’an-ı kerimi, kendi goruşune, anlayışına gore tefsir eden kÂfir olur” hadis-i şerifi, bunu bildirmektedir. (1/234)
Kur’an-ı kerimi, kendi goruşuyle acıklayan, doğru olsa dahi, mutlaka hata etmiştir
(Nesai)
__________________