Bu ayette din ile, kendi dunyevi menfaatleri arasında tercih yapan insanlardan bahsedilmektedir. Genelde cahiliye toplumlarının din ahlakını yaşamaktan kacınmasının ortak birkac sebebi vardır. Ayette bu sebeplerin en onemli iki tanesine dikkat cekilmektedir. Ticaret ve eğlence.
Ticarete dikkat cekilmesinin sebebi, maddi menfaatin insanların en buyuk zaaflarından biri olmasıdır. Nitekim insanların bir kısmı, maddi menfaatleri uğruna coğu zaman dinin bircok hukmunu gozardı ederler. Bu kimi zaman namaz gibi şekli bir ibadette, kimi zaman ahlaki bir davranışta kimi zaman da dinin başka bir hukmunde kendini gosterir. İnsanların servet artırımı konusunda bu derece hırslı olmalarının sebebi, zenginliğin var olan butun problemleri cozme gibi buyulu bir gucu olduğu inancıdır. İnsanlar elde edemedikleri ve ozlemini duydukları her turlu imkana, zenginlik sayesinde kavuşacaklarına inanırlar. Bunlar arasında mutluluk, ic huzuru, guvenlik hatta olumsuzluk vardır. Zengin olmalarının olumlerini bile geciktireceğini ve dunyada onları daha kalıcı yapacağını zannederler. Bu nedenle cahiliye insanları buyuk bir hırs ve tutkuyla, butun vakit ve imkanlarıyla ticarete yonelirler. Ancak hicbir zaman bu hedeflerine zenginlikle ulaşamazlar. Nitekim bu gune kadar hicbir insanın mulku onun olumunu veya yaşlanmasını engelleyememiştir. Cunku bir insana fayda veya yarar verme gucune sahip olan tek guc, mulkun gercek sahibi olan Allah'tır. Ayrıca zenginlikle elde edilmek istenen ic huzurunun, guvenliğin ve mutluluğun tek şartı vicdanlı bir hayat surmektir. Vicdana uygun olan tek hayat modeli ise Kuran'da tarif edilen modeldir.
Ayette dinin gereklerinin gozardı edilme sebebi olarak dikkat cekilen ikinci nokta ise eğlencedir. Eğlenmek de insanlar icin buyuk bir tutkudur. Eğlencenin bu derece buyuk bir tutku olmasının sebebi de, insanların bunu bir kurtuluş ve bazı gerceklerden bir kacış olarak gormeleridir. Vicdan azabının ruhlarına verdiği sıkıntı ve azabı ulke ulke gezerek veya bol bol insanla tanışarak uzerlerinden atabileceklerine inanırlar.
Halbuki insanların dinin gereklerini gozardı ederek, ticaret ve eğlenceyle ulaşmak istedikleri hedefler, ancak din ahlakını yaşadıkları zaman elde edebilecekleri hedeflerdir. Kalpler Allah'ın elindedir ve Allah kalplere mutluluğu ancak Kendi dinine uyulduğunda vereceğini vadetmiştir. (Rad Suresi, 28)
Aynı zamanda ayette hatırlatılan cok onemli bir konu daha vardır: Allah Katında kazanılacak olan, eğlenceden de ticaretten de daha hayırlıdır. Dunyanın en guzel evleri, arabaları, manzaraları, kıyafetleri, sanat eserleri veya mucevherleri cennetteki zenginliğin yanında son derece kohne ve basit kalacaktır. Dunyanın eğlencesi ise her zaman eksik, yarım ve kusurludur. Ancak eğlencenin, coşkunun ve mutluluğun gercek yeri Allah'ın bir şolen yeri olarak tarif ettiği cennettir.
Bu nedenle Muslumanlar hicbir zaman dinin herhangi bir hukmunu ticaret veya eğlence icin gozardı etmez ve ertelemezler. Allah Kuran'da muminlerin bu ozelliklerini şoyle bildirmiştir

__________________