Bugun kur'andan veliler sozcuğunden yola cıkarak, Allah neler anlatmak istiyor onu anlamaya calışalım. Once şu ayete bakalım.
(Araf sur.3: Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına duşmeyin! Siz ne kadar da az oğut alıyorsunuz.)
Bu ayette veli sozcuğuyle kimlerden bahsediyor once onu duşunmeliyiz, daha sonra kur'andan diğer ayetlerle karşılaştırdığımızda her şey ortaya cıkacaktır. Şimdide yazacağım ayetler uzerinde lutfen duşunun.
(Rad sur.7: KÂfirler diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! (HÂlbuki) sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun bir rehberi vardır.)
(İsra sur.33: Allah'ın saygıya layık kıldığı cana haklı bir sebep yokken kıymayın. Kim haksızlıkla oldurulurse, onun velisine yetki/soz hakkı vermişizdir. Ama o da oldurmede sınır tanımazlık etmesin. Cunku kendisine yardım edilmiştir.)
Yukarıda uc ayet yazdım, hepsinde gecen sozcuk veli ya da benzer anlamlarda kullanılan rehber sozcukleri var. Ama anlamları birbirini tastiklemiyor, tam tersine birinde velilerin ardına duşmeyin, Rabbinden indirilen kurana uyun derken, Rad7 de ise her toplumun bir rehberi vardır dedikten sonrada İsra 33 de ise onun velisine yetki verildiği soyleniyor. Demek ki burada kullanılan tum anlamlar birbirinden farklı olmalı, yoksa HÂşÃ‚ kuranda celişki yaratmış oluruz tam tersini duşunursek.
Acıklamaya gecmeden once Turk Dil Kurumunun sozluğune bakarak Veli sozcuğunun gunumuzde ne anlamlara geldiğine bakalım. ( Bir cocuğun her turlu davranışından sorumlu olan kimse. Din bilgini, ermiş, turbelerde yatan veliler… ) Osmanlıca sozluğune baktığımızda da pek fazla farklı bir şey gormuyoruz oradan da değişik olanları alalım.( Sahip, malik, muhafaza eden, baba ve babanın babası) Şimdide konuya acıklık getirmeye calışalım Allah ın izniyle. Araf suresi 3. ayete bakalım. Allah, (O'nun berisinden bir takım velilerin ardına duşmeyin!) Once Allah burada bizlere hangi konuda ve ne maksatla velilerin ardına duşmeyin diyor onu anlamalıyız ki, diğer ayetlerde bahsedilen veli ve rehberle ne anlatmak istiyor daha iyi anlayalım. Bu ayette anlatılmak istenen manayı vereceğim ayet ornekleri ile sizlerin yazdığımda anlayacağınızı sanıyorum. Bakın Allah neler soyluyor bizlere.
(Bakara 107:Bilmedi mi ki goklerin de yerin de mulk ve saltanatı yalnız Allah' ındır. Sizin icin Allah'tan başka ne bir veli vardır ne de bir yardımcı.)
(Aliimran 122: Sizden iki takım, korku ile bozulmak uzere idi. HÂlbuki Allah onların velisiydi. Muminler yalnız Allah’a guvenip dayansınlar.)
(Araf 196: "Benim veli'm, o Kitap'ı indiren Allah'tır. O, hayır ve barış seven kulları koruyup gozetir.)
(Ankebut 41: Allah'ın berisinden veliler edinenlerin durumu, bir ev edinen dişi orumceğin durumuna benzer. Ve evlerin en guvensizi/en zayıfı elbette ki dişi orumceğin evidir.Keşke bilselerdi.)
(Şura sur.46: Onların Allah'tan başka kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah'ın saptırdığı kimse icin artık hicbir yol yoktur.)
(Zumer 3: Gozunuzu acıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır! O'ndan başkasını veliler edinerek, "biz onlara, bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey icin kulluk etmiyoruz." diyenlere gelince, hic kuşkusuz Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hukmu verecektir. Şu bir gercek ki, Allah, yalancı ve nankor kişiyi iyiye ve guzele kılavuzlamaz.)
Şimdide yukarıdaki ayetlerden cıkan sonuca bakalım. Bu ayetlerde ozet olarak şunları soyluyor, ayetlerden kısa alıntı yapmak istiyorum anlaşılması icin. Allah tan başka veli ve yardımcı yoktur. Muminler yalnız Allah a guvensin ve dayansınlar, bizim velimiz kuranı indiren Allah tır, bizleri koruyup gozeten yalnız odur. Allah ın berisinden veli edinenler dişi orumceğin durumuna benzer, cunku en guvensiz ev odur diyor Allah. İnananların velisi yalnız Allah tır. Allah tan başka yardımcıda yoktur. Bizi Allah a yaklaştıracağını soyleyerek veli edinenler icin hukmu verecektir diyor ve onlar icin yalancı ve nankor kişiyi iyiye kılavuzlamaz tanımını yapıyor. Dikkat edin hic kimse veli dediği kimselere tapmıyor, onu Allah gibi gormuyor ama onun ardına duşup onun her dediğini yaparak bizi Allaha yaklaştıracak onun rızasına kavuşturacak diye ardından gittiklerini soyluyor. Hatırlayın Rabbim şefaat tumden bana aittir demesine rağmen bu kişilerinde şefaat edeceğini soylemiyorlar mıydı bizlere? Onların mahşer gunu bizlere yardım edecekleri anlatılmıyormu? Rabbimde bunu sakın yapmayın diye bizleri uyarıyor. Bu ayetlerden cıkardığımız sonuc olarak, hic kimseyi bana ulaşmak icin aracı kullanma diyor Allah. Sizleri doğruya iletecek, din ve iman adına guvenilecek, dayanılacak benim ve de size gonderdiğim kurandır diyor. Dikkat edin bir daha tekrar ediyorum, Allah a ulaşmak icin kimseyi aracı koymayın, ardına duşmeyin doğruya sizleri kuran ulaştıracaktır diyor.
Şimdide Rad suresi 7. ayete gelelim ve sonundan bir alıntı yapalım. (sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun bir rehberi vardır.) Bu sozcukten ne anlamalıyız, hemen kurandan bu ayeti acıklayan ayetlere bakalım.
(İsra sur.71; Gun olur, insan gruplarından her birini kendi onderiyle cağırırız. O gun kitabı kendisine sağdan verilenler, kitaplarını okuyacaklar ve bir kıl kadar haksızlığa uğratılmayacaklar.)
Allah mahşer gunu insan guruplarının her birini onderleri ile cağıracağını soyluyor, peki bu onderler kimler olabilir dersiniz? Velilerin ardına duşmeyin diyen Rahman acaba burada tam tersini soyler mi? Elbette hayır, eğer bunu savunursak farkında olmadan kuranda celişki yaratmış oluruz. Aşağıdaki ayetler aslında her şeyi cok iyi acıklıyor. Birileri bu kelimeye kendilerince anlamlar verip kendilerini onder ilan edip, binlerce insanı peşlerinden koşturmuyorlar mı?
Bakara 124: Hani Rabbi, İbrahim'i bazı kelimelerle imtihana cekmiş, o da onların hakkını vermişti de Rab şoyle demişti: "Seni insanlara onder yapacağım." İbrahim, "soyumdan birilerini de" deyince Allah: "Benim ahdime zalimler eremezler." Buyurdu.
Secde 24: Sabrettikleri zaman iclerinden, bizim emrimizle doğru yola ileten onderler cıkarmıştık. Onlar bizim ayetlerimize gereğince inanıyorlardı.
(Maide suresi 109. ayet; Allah, resulleri bir araya getireceği gun şoyle der: "Size ne cevap verildi?" Şoyle derler: "Hicbir bilgimiz yok. Gaybları en iyi bicimde bilen sensin, sen!")
Demek ki mahşer gunu gonderdiği resullere soruyor ve verdiği cevap ise her şeyi bilen bizzat Allah olduğunu soyleyeceklerini belirtiyor. Burada İbrahim peygamberi insanlara onder yaptığını soyluyor Rabbim. Secde 24. ayette ise bu cok acık anlaşılıyor. Sabrettikleri zaman, bizim emrimizle doğru yola iletecek onderler cıkarmıştık onların iclerinden diyor Rahman. Toplumların liderleri Rabbin gonderdiği elciler olduğu anlaşılıyor. Demek ki bir araya toplanacağımız gun geldiğinde, bizlere Rahmanın gonderdiği onderlerle yani peygamberlerle, birlikte onların şahitliğinde hesap goruleceği daha iyi anlaşılıyor. Fakat birileri bu sozlerin uzerinden kendilerini onder ilan etmekten cekinmiyorlar, onlar hesabını Rabbim e cok cetin vereceklerdir eminim. Bu sozlerimi daha da iyi anlayabilmeniz icin lutfen şu ayeti okuyup iyice duşunelim.
İsra sur.15; Kim yola gelirse kendisi icin yola gelmiş olur. Sapıtan da kendi aleyhine sapıtmış olur. Hicbir gunahkÂr, bir başka gunahkÂrın yukunu taşımaz. Ve biz, bir resul gondermedikce azap edici değiliz.
Ayetin sonundaki cumle her şeyi acıklıyor, demek ki Rad suresi 7. ayette gecen her toplumun bir rehberi vardır sozunden bahsedilen rehber peygamberler olduğunu daha da iyi anlıyoruz. Bakın bu ayetlerden de bu soylediklerimi onaylıyor.
Tevbe sur.115. ayet: Allah bir topluluğa kılavuzluk ettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine ayan-beyan bildirinceye kadar, onların sapıklığına hukmetmez. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
Bu ayette gecen topluluğa kılavuzluk edecek, sakınacak şeyleri bildirecek, daha acıkcası onlara rehber olacak kimler olabilir, elbette peygamberler ve gonderdiği kitaplar. Bakın bu ayette bu konu ile ilgilidir.
(Araf sur.6.ayet: Yemin olsun, kendilerine elci gonderilenleri muhakkak hesaba cekeceğiz; gonderilen elcileri de mutlaka hesaba cekeceğiz.)
Şimdi yazacağım ayet ise acıklamaya calıştığım peygamberler yani rehberler konusuna bilgi veriyor.
Ali İmran 68: Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakını, elbette onun izinden gidenler, şu peygamber ve inananlardır. Allah, inananların velisidir.
Ayete baktığınızda İbrahim peygambere en yakını onun izinden gidenlerdir diyor, yani onun tebliğ ettiği Rabbin kitabına uyanlardır. Ama ayetin sonunda yazımızın başında izah ettiğimiz din ve iman adına gercek rehber ve sığınılacak, guvenilecek, dayanılacak bağışlayıcı tek dost veli olarak Allah kendisinin olduğunu acıklıyor. Şimdi yazacağım ayet ise bahsettiğimiz bu konunun uzerinde, bizleri duşunceye sevk edecek bir ayet.
(Muddesir sur.56:Ve onlar, Allah'ın dilediği dışında, oğut alamazlar. Sakındırmaya ve affetmeye ehil olan O'dur.)
Dikkat edin Allahın dilediği dışında kimsenin oğut alamayacağını soyluyor ve sakındırmaya ve affetmeye tek yetkili ve ehil olan ALLAH tır diyor. Ama yukarıda ne demiştik peygamberler bizler icin bir rehberdir diyordu ayetlerde. Ayrıca her toplumun rehberleri olduğu acıklamasını yapıyordu. Rehber yani resul gondermedikce hesapta sormayız acıklamasını yapıyordu. Son ayette ise bence anahtar ayet, rehber gondersek bile Allahın dilediği dışında kimse oğut alamayacağını sakındırmaya ve bağışlamaya tek yetkili bizzat kendisinin olduğunu soyluyor Rabbim. Bu kısım onemli olduğu icin tekrarladım.
Şimdide İsra suresi 33. ayette gecen velinin ne anlamda kullanıldığına bakalım. (onun velisine yetki/soz hakkı vermişizdir.) Burada gecen veli sozcuğunu vereceğim orneklerle daha iyi anlayacaksınız. Buradaki veli din ve inanc bakımından sığınılacak kişi değil, ama kendisinden sorumlu insan, anlamında kullanılmıştır. Ornekler verelim.
(Neml sur 49: Allah adına yeminleşerek şoyle dediler: "Ona ve ailesine bir gece baskını yapalım, sonra da velisine şoyle diyelim: Biz onların ailesinin olduruluşune tanık olmadık. Vallahi, doğru soyleyenleriz.)
(Bakara 282: …….Borc altına giren, aklı ermez yahut zayıf-caresiz biri ise yahut yazdırmaya gucu yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun……..)
Buradaki ayetlerden cok net anlaşılıyor ki bizlerden sorumlu buyuğumuz anlamında kullanılmış.
Şimdide buna benzer ama lider yonetici anlamında gecen ayetlere bakalım.
(Nisa 58:Şu bir gercek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hukmettiğinizde adaletle hukmetmenizi emrediyor. Allah size bu şekilde ne guzel oğut veriyor. Allah Semî'dir, cok iyi duyar; Basîr'dir, cok iyi gorur.)
(Nisa 59:Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ululemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa duşerseniz Allah'a ve ahirete gercekten inanıyorsanız onu Allah'a ve Resûl'e goturun (onların talimatına gore halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha guzeldir.)
Yukarıda gecen iki ayete bakalım. Birincisinde bizleri yonetecek insanları ehil insanlardan secmemizi emrediyor, bu gorevin mahiyeti de devamında zaten acıklanıyor. Bu gorevi alan bir insanında bir devlet yoneticisi ya da buna benzer bir goreve secilmiş bir insanın, adaletle insanları yonetmesi emrini veriyor, dikkat ederseniz aldığı gorev konusunda adaletli yonetimden bahsediyor, yoksa bizleri Allah a yaklaştırması ya da din ve iman adına liderlik yapmasından asla bahsetmiyor. Eğer bundan bahsediyor dersek diğer ayetlerin hicbirisini kabul etmemiş, doğru anlamamış oluruz, tam aksine kuran ayetleri arasında celişki yaratırız.
Şimdi gelelim ayetin verdiği peygamberimiz orneğine. Bu ayetin icinde peygamberimizin de ozellikle zikredilmesinin nedeni, peygamberimizin aynı zamanda o toplumun bir lideri, yoneticisi, aynı zamanda devlet başkanı olmasındandır. Dikkat ederseniz anlaşmazlığa duşulduğunde onu Allah a ve resulune goturun diyor ayet. Şimdi duşunelim bu ayetin demek ki anlatmak istediği iki amacı var. Birincisi peygamberimizin sağlığında herhangi bir anlaşmazlıkta ilk muracaat edilecek makam peygamberimiz olduğu anlaşılıyor, ama ya peygamberimiz yoksa? İşte işin ince noktası, yoksa din ve inanc konularında diğer liderlerine sorun demiyor dikkat ederseniz. O zaman Allah a bırakın diyor. Bu sozlerimden tatmin olmayan arkadaşlarımız olabilir, haklıdır da bu sozlerimi destekleyen bakın şu ayetler nasıl sozlerimi doğruluyor, yani gunumuzde aramızda din ve iman adına bir anlaşmazlığa duştuğumuzde, hukmunu kime bırakmamızı istiyor Allah.
(Zumer sur.46: De ki: Ey gokleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikÂrı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa duştukleri şeyin hukmunu ancak sen vereceksin.)
(Şura sur.10:Herhangi bir şeyde ihtilafa duştuğunuzde onun HUKMU Allah'a bırakılır. İşte budur Rabbim olan Allah! Yalnız O'na guvenip dayandım; yalnız O'na yonelirim ben.)
Ayetleri okuduğumuzda ne kadar guzel anlaşılıyor, Allah anlaşamadığımız konuları bakın peygamberimiz varken yani yaşıyorken kendisine danışmamızı, daha sonraki donemlerde de Allah a havale etmemizi, yani hukmunu ona bırakmamızı emrediyor.
Sanırım konu iyice anlaşılmıştır. Ozet yapmak gerekirse dayanılacak ve ardından din iman ve inanc adına gidilecek, guvenilecek, sığınılacak VELİ yalnız benim diyor ALLAH. Hatta bana sizleri yaklaştıracağını soyleyenlere de inanmayın diyor. Bir başka veli ise bizlerin yetiştirilmesinden sorumlu kişiler ki ayetlerden cok net anlaşılıyor. Bir diğeri de peygamberler, onlarda bizlerin uyarıcı ve rehberleridir diyor ayetlerinde. Bizlerde peygamberlere gonulce en yakın olanlar, onlara uyanlar ve takipcileridir diye acıklık getiriyor. Allah muminlerin velisidir diyor kuran.
Son olarak tekrar hatırlatmak istediğim ve uzerinde durmak istediğim bir ayet var. Ankebut suresi 41. ayet once tekrar yazalım.
(Ankebut 41: Allah'ın berisinden veliler edinenlerin durumu, bir ev edinen dişi orumceğin durumuna benzer. Ve evlerin en guvensizi/en zayıfı elbette ki dişi orumceğin evidir. Keşke bilselerdi.)
Yukarıdaki ayeti sizler okuduğunuzda ne anladınız? Doğrusu ben ilk okuduğumda cok fazla bir şey anladığımı soyleyemem. Dişi orumceği ve ozelliklerini araştırdığımda ayetin onemini anladım ve Rabbin o muazzam orneğinin bizlere birer ibret nişanesi olması gerektiğini duşunerek, sizlere kısaca anlatmak istiyorum. Velinin ardına duşen onu Rabbin tabiriyle Allah a yaklaşmak icin kullananlara verdiği ornek, dişi orumceğin evine sığınanlar gibidir diyor Rahman. Tabi bu ayetin, sanırım yakın zamana kadar tam anlaşılmadığını, gunumuzde ilmin ve bilimin yardımıyla cok iyi anlaşılmış olacağını duşunuyorum. Bakın rabbim bizleri nasıl uyarıyor bu orneğiyle.
Dişi orumcek evini yalnız ve yalnız, barınmak icin değil karnını doyurmak icin bir kapan, bir aldatmaca olarak kullanırmış. Yaptığı dikkat cekici ve guzel ağına konan, sinek ya da bocekleri avlar ve yermiş. Dişi orumceğin evi erkek orumcek icin dahi guvenilir değilmiş. Eşi ile ciftleşen erkek orumcek, eğer eşinden hemen uzaklaşmaz ve kacmaz ise hemen onu oldurur ve yermiş. Duşunebiliyor musunuz Rabbin verdiği orneği. İşte din ve iman adına Rabbin kelamını bırakıp, veliler edinerek Allah a ulaşmaya calışanların nasıl bir tehlike altında olduğunu sizce bu ornekten daha guzel nasıl anlatılır?
Zumer suresi 3. ayeti lutfen hatırlayalım ne diyordu Rabbim? (O'ndan başkasını veliler edinerek, "biz onlara, bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey icin kulluk etmiyoruz.) Demek ki hic kimseyi Allah a yaklaşmak icin kullanmayacaksın, ona ulaşmak icin tek yol, Kuranın ipine sarılmak olduğu belirtiliyor. Rabbim boyle yol izleyenlere nasıl kızıyor ve bakın ayetin sonunda ne diyordu?
(hic kuşkusuz Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hukmu verecektir. Şu bir gercek ki, Allah, yalancı ve nankor kişiyi iyiye ve guzele kılavuzlamaz.)
Bu yolu secenlere Rabbim yalancı ve nankor olarak nitelendiriyor. Bizler hic duşunmeden Rabbin ayetlerinden habersiz işin kolayını bulmuş, kendimize veliler, şeyhler edinmiş Allaha ulaşmaya ve bu yolla onun rızasını kazanacağımızı sanıyoruz. Onu oyle yuceltiyoruz ki Allah katında en doğru insan olduğunu soyluyor ve her şeyimizle ona guveniyoruz. Ardından duşunmeden, sorgusuzca gidiyoruz. HÂlbuki Rabbim ayetinde kimsenin ardına duşmeyin derken, kimin doğru yolda olduğunu yalnız ben bilirim diyerek, bizleri nasıl uyarıyor?
İsra suresi 84. ayet; De ki: "Herkes, kendi varlık yapısına uygun iş gorur. Yolca daha doğru gidenin kim olduğunu Rabbiniz daha iyi bilir.
Bizler Kur’andan uzak yaşadığımızı yaşamımızda hep gostermişiz, zaten peygamberimiz mahşer gunu bunu soyleyeceğini, şimdiden bizlere hatırlatıp dikkatimizi cekiyor Rabbim ve bakın ne soyleyecek diyor?
Furkan Suresi 30 ayet; Ey Rabbim! Benim toplumum bu Kuran' ı devre dışı tuttular.
Sizce Kur’anı devre dışı tutmadık mı? Rabbim her şeyden nice ornekler verdim demesine rağmen, bizlere kur’anda her şey yoktur diyenlere, beşeri ilaveleri kuranda goremeyince haklısınız kuranda gercekten bakın bunlar, ya da şunlar yokmuş diyerek inanmadık mı? Rabbim yemin billÂh ederek bu kitabı sizler icin kolaylaştırdım demesine rağmen, birilerinin sizler Kur’anı anlayamazsınız onu veli insanlar anlar dediklerinde Rabbim e inanmamız gerekirken, beşerin sozlerine inanmadık mı? Onlara inandığımızdan, kitabı bizler anlayamayız dediğimizden, kitabı anlama, oğrenme yoluna gideceğimize, saygımızı yuksek bir yere asıp gostermedik mi? Bizler kendimizi arındıracak, temizleyecek, Allah a yaklaştıracak şeyhler, cemaat liderleri, veliler secip kendimizi temize cıkarıp, bizler doğru yoldayız, hakkın yolundayız diyerek kendimizi temize cıkmış gostermiyor muyuz? Bakın Rabbim bu durumda olanları nasıl uyarıyor?
Necm 32:Ki onlar, ufak tefek gunahlar dışında, gunahın buyuk olanından ve cirkin utanmazlıklardan kacınırlar. Şuphesiz senin Rabbin, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi topraktan inşa ettiği (yarattığı) ve siz daha annelerinizin karnında cenin halinde bulunduğunuz zaman da. Oyleyse kendinizi temize cıkarıp-durmayın. O, sakınanı daha iyi bilendir.
Kur’anı rehber alan, bir başka kişinin ardından gitmez, kur’anı rehber alan veliler edinmez, Kur’anı rehber alanın velisi yalnız rabbimdir ona ulaşmak icinde Kur’anın ipine sarılır. Elbette kur’anı anlamak icin yardımlar alınacak ve daha iyi bilenlerden istifade edilecektir bunda hic şuphe yok. Eğer bizlere kuranı siz anlayamazsınız deniyorsa o kişiler Rabbin kelamından bizi uzaklaştırmak isteyen, beşeri yalanların ortaya cıkmasını istemeyenlerdir, bunu unutmayalım. Şukurler olsun ki artık Rabbin guneşi bir başka parlıyor, insanlar uyanmaya başladı. Once Rahmanın kelamına ulaşmaya, anlamaya calışıyor daha sonra da, daha iyi anlamak adına cabalıyor, uğraşlaş veriyor. Duşunebiliyor musunuz Rabbim elcisini bile hesaba cekeceğini bizlere hatırlatıyor, sizce bunun anlamı ne olabilir?
Ben Kurandan anladıklarımı sizlerle paylaşmaya calıştım, benim yaptığım yalnız ve yalnız Rabbin ayetlerini hatırlatmak ve uzerinde bir butun olarak duşunmektir. Bunu yaparken elbette hata yapabilirim. Sizlere duşen Kuranı anlayarak bol bol okuyup onu anlamaya calışmaktır. Rabbim istemeden yapacağım hatalarımdan dolayı beni bağışla, affet. Bizlere gosterdiği yol, kur’anı bir butun halinde okuyup daha sonra aklımızı calıştırıp duşunmektir. Kuran dışından rehberler ve veliler edinmeden Rahmanın yolunu bulmaktır. Rabbim, bende bu emrini yerine getiriyorum ve senin rehberini anlamaya calışıyorum, yaptığım ve yapacağım hatalarımı bağışla ne olur.
Rahman gonul gozumuzu acık, ayetlerine karşı kor ve sağır olmayan kullarından eylesin bizleri. SAYGILARIMLA Haluk GUMUŞTABAK
__________________
Kur'anda geCen velİ sOzlerİnden ne anlamaliyiz?
Dini Sohbetler0 Mesaj
●28 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Sohbetler
- Kur'anda geCen velİ sOzlerİnden ne anlamaliyiz?