Kabir ziyareti, biz Muslumanların cok onem verdiği bir uygulamadır. Kabristanları ziyaret eder, ibret alır ve Kur’an-ı Kerim okuyarak vefat eden yakınlarımızın ruhlarına hediye ederiz. Dinimizde Peygamberimizin hadislerine ve kendi fiili sunnetine dayanan bu uygulamayı bazı vehhabi ve sapık zihniyetli insanlar kabul etmezler. Dinde olan bir şeyi gizlemeye calışırlar. İşte onların yuzlerine carpacağımız deliller: “… Aişe (RadtyallÂhu anhÂ)’dan; Şoyle demiştir:
Ben bir defa Onu —yÂni Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i evde— bulamadım da (aradım.) Baktım ki Bakî’ mezarlığın-dadır. Şoyle buyurdu:
= “SelÂm sizlere ey mu’mîn bir kavmin kabristan (halk)ı! Siz bizim icin faratlarsınız (23) ve biz muhakkak size iltihak edicileriz. Allah’ım! Bizi onların sevabından mahrum etme. Ve bizi onlardan sonra hak yoldan saptırma.”
Farat: Yola cıkacak bir kavmin varacağı yerde gerekli hazırlığı yapmak uzere oraya gidecek onculere denilir.
… Bureyde (RadıyallÂhu anh)’den; Şoyle demiştir: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sahÂbilerine, kabristana cıkacakları zaman (ne soyleyeceklerini) oğretirdi. (Onlardan mezarlığa gideni) şoyle derdi:
”SelÂm sizlere ey bu diyarın mu’min ve musluman halkı! Biz de inşÃ‚allah sizlere iltihak edicileriz. Allah’tan kendimize ve sizlere afiyet dileriz.”
… Ebû Hureyre’den demiştir ki:
Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (ziyaret icin) annesinin mezarına geldi de ağladı ve etrafındakileri de ağlattı. Sonra (şoyle) buyurdu:
”Onun icin af dilemek uzere yuce Rabbimden izin istedim de bana izin vermedi. Bunun uzerine kabrini ziyaret etmem icin izin istedim. (Bu sefer) bana izin verdi. Kabirleri (siz de) ziyaret ediniz. Cun*ku bu (ziyaret) olumu hatırlatır.” (Muslim, cenÂiz 108; Ebû DÂvud, edeb 128; Nesaî, cenÂiz 101; İbn MÂce, cenÂiz 48; Ahmed b. Hanbel 11-441. Sunen-i Ebu Davud)
Suleyman b. Bureyde (RadıyallÂhu anh)’nin babasından rivÂyete gore, şoyle demiştir: Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurdu: Bazı sebeblerden dolayı size kabirleri ziyaret etmeyi yasaklamış idim. Şimdi Muhammed’e annesinin kabrini ziyaret etme izni verildi siz de kabirleri ziyaret ediniz cunku kabir ziyareti size ahireti hatırlatır.” (NesÂî, Cenaiz: 100; İbn MÂce, Cenaiz: 47)
Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd, İbn Mes’ûd, Enes, Ebû Hureyre ve Ummu Seleme’den de hadis rivÂyet edilmiştir.
Tirmîzî: Bureyde hadisi hasen sahihtir. İlim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar ve kabir ziyaretinde bir sakınca gormezler. İbn’ul Mubarek, ŞÃ‚fii, Ahmed ve İshÂk bu goruştedirler.
Hadis-i Şerifler bu konuda bizim yolumuzu aydınlatmıştır. Eğer biri de kalkıp: “Kur’an’da bu yok” derse ona da şu ayet ilahi bir cevap olur:
”…Peygamber size ne verdiyse onu alın (ne emrettiyse onu yapın). Size ne yasak ettiyse ondan da sakının (ona muhalefet etmeyin). ALLAH’tan korkun; cunku, (Peygamber’e muhalefet edenlere karşı) ALLAH’ın azÂbı cetindir. ” (Sûre-i Haşr,7)
KABİR ZİYARETİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Genel olarak kabirleri ziyaret etmek erkekler icin mustehab olup, kadınlar icin caizdir. Salih kimselerin, anne, baba ve yakın akrabanın kabirlerini ziyaret etmek mendup sayılmıştır. Kadınların kabirleri ziyaret etmesi, bağırıp cağırma, sacını başını yolma ve kabirlere aşırı saygı gibi bir fitne korkusu olmadığı zaman mumkun ve caizdir. Cunku Hz. Peygamber, cocuğunun kabri başında ağlamakta olan bir kadına sabır tavsiye etmiş, onu ziyaretten alıkoymamıştır (BuhÂrî, CenÂiz, 7, AhkÂm, ll; Muslim, CenÂiz, 15). Diğer yandan Hz. Âîşe’nin de kardeşi Abdurrahman b. Ebi Bekr’in kabrini ziyaret ettiği nakledilir (Tirmizi, CenÂiz, 61).
Hz. Peygamber, henuz kader inancının kokleşmediği ve cahiliye alışkanlıklarının devam ettiği donemde kabir ziyaretini bir ara yasaklamış, ancak bunu daha sonra serbest bırakmıştır. Hadiste şoyle buyrulur:
”Size kabir ziyaretini yasaklamıştım. Artık kabirleri ziyaret edebilirsiniz” (Muslim, CenÂiz, – 106, EdÂhi, 37; Ebû DÂvud, CenÂiz 77, Eşribe, 7; Tirmizi, CenÂiz, 7;Nesaî, CenÂiz, 100; İbn MÂce, CenÂiz, 47; Ahmed b. Hanbel, I, 147, 452, III, 38, 63, 237, 250, V, 35, 355, 357). Hz. Peygamber’in kabirleri cok ziyaret eden kadınlara lÂnet ettiğini bildiren hadisler (Tirmizi, SalÂt, 21; CenÂiz, 61; Nesaî, CenÂiz, 104; İbn MÂce, CenÂiz, 49), ziyaret yasağı olan doneme aittir. Tirmizi bunu acıkca ifade etmiştir (Tirmizi, CenÂiz, 60). Hz. Âîşe ve İbn Abdilberr bu goruştedir.
Hanefilerin sağlam goruşune gore, sac baş yolma, ağlamayı tazeleme gibi aşırılıklar olmamak şartıyla kadının kabir ziyareti caiz gorulmuştur. Cunku hadislerde yer alan ruhsat, kadınları da kapsamına almaktadır (Tirmizi, CenÂiz 60, 61; İbn Abidin, Reddu’l-MuhtÂr, İstanbul 1984, II, 242).
KABİR ZİYARETİNİN FAYDALARI
a) İnsana olumu ve ahireti hatırlatır ve ahireti icin ibret almayı sağlar (Muslim, CenÂiz, 108; Tirmizî, CenÂiz, 59; İbn MÂce, CenÂiz, 47-48; Ahmed b. Hanbel, Musned, I, 145).
b) İnsanı zuhd ve takvaya yoneltir. Aşırı dunya hırsını ve haram işlemeyi engeller. Kişiyi iyilik yapmaya yoneltir (İbn MÂce, CenÂiz, 47).
c) Salih kişilerin kabirlerini, ozellikle Hz. Peygamber’in kabrini ziyaret, ruhlara ferahlık sağlar ve yuce duyguların oluşmasına yardım eder. Hz. Peygamber’in ve Allah’ın veli kullarının kabirlerini ziyaret icin yolculuğa cıkmak menduptur. Bir hadis-i şerifte; “Kim, beni oldukten sonra ziyaret ederse, sanki hayatımda iken ziyaret etmiş gibi olur” buyurulmuştur. (Mansur Ali Nasif, et- TÂc, el-CÂmiu’l-Usûl, II, 190).
d) Ziyaret; insanın gecmişi, dinî kulturu ve tarihi ile bağlarının guclenmesine yardımcı olur.
Ziyaretin Oluye Faydası
a) Ozellikle anne, baba diğer akraba ve dostların kabirleri, ruhları icin Allah’a dua ve istiğfar etmek amacıyla ziyaret edilir. Oluler adına yapılan hayır ve hasenÂtın sevabının onlara ulaşacağı sahih hadis ve icm delili ile sabittir. Oluler ziyaret edilirken, onların ruhları icin Allah’a dua edilir, Kur’an okunur, yapılan iyiliklerin sevabı bağışlanır. Kabre ağac dikmek sevabtır. Dikilen ağac ve bitkinin olunun ruhundan azabın hafifletilmesine sebep olacağına dair hadisler vardır. Hristiyanların yaptığı gibi kabre celenk goturmek mekruhtur.
Dua ve istiğfarın olulerin ruhları icin faydalı olacağına şu ayet-i kerime de delÂlet eder: “Ey Rabbimiz, bizi ve iman ile bizden once gecmiş olanları yarlığa. İman etmiş olanlar icin kalbimizde bir kin bırakma” (el-Haşr, 59/10). Bu konuda varid olan pek cok hadis vardır (Ahmed b. Hanbel, Musned, II, 509; VI, 252; İbn MÂce, Edeb,
b) Olunun dirileri işitmesi. Kabir ziyareti sırasında konuşulanları kabirdeki kişinin duyduğu ve verilen selÂmı aldığı hadislerle sabittir.
Abdullah b. Omer (r.a)’den nakledildiğine gore Hazreti Peygamber Bedir gazvesinden sonra yerde yatan Kureyş buyuklerinin cesetlerine karşı: “Rabbinizin va’dettiği azabın doğru olduğunu anladınız mı?” diye seslenmişti. Hazreti Omer’in: “Ey Allah’ın Resulu! Bu duygusuz cesetlere mi hitap ediyorsunuz?” demesi uzerine, Resulullah Efendimiz şoyle buyurmuştur:
”Siz bunlardan daha fazla işitici değilsiniz. Fakat bunlar cevap veremezler” buyurmuştur (Ahmed b. Hanbel, II, 121). Bu konuda Hz. Aişe’den, olulerin işitmesi yerine, Resulullah’ın; “Gerceği olunce şimdi daha iyi anlarlar. Nitekim CenÂb-ı Hak’da: “Habibim sen, sozunu olulere duyuramazsın ” hadisi nakledilmiştir. Ancak coğunluk İslÂm bilginleri bu konuda Hz. Âîşe’ye muhalefet etmişler, başka rivayetlere uygun duştuğu icin yukarıda zikrettiğimiz Abdullah b. Omer’in hadisini esas almışlardır (bk. ez-Zebîdi, Tecrid-i Sarih Terc. KÂmil Miras, Ankara 1985, IV, 580).
Ziyaretin Âdabı
Ziyaretci mezarlığa varınca yuzunu mezarlara dondurerek Peygamberimizin dediği gibi şoyle selÂm verir: “Ey muminler ve muslumanlar diyarının ahalisi, sizlere selÂm olsun. İnşaallah, biz de sizlere katılacağız. Allah’tan bize ve size Âf yet dilerim” (Muslim, CenÂiz, 104; İbn MÂce, CenÂiz, 36).
Hazreti Âîşe’nin rivayetinde anlam aynı olduğu halde ifade biraz farklıdır. Tirmizi’nin İbn AbbÂs’tan rivayetinde Resulullah bir defasında Medine mezarlığına uğradı ve onlardan tarafa donerek şoyle dedi:
”Ey kabirler ahÂlisi, size selÂm olsun! Allah bizi ve sizi mağfiret eylesin. Sizler, bizden once gittiniz, biz de sizin ardınızdan (geleceğiz)” (Tirmizi, CenÂiz, 58, 59). Kişi, tanıdığı bir kimseye kabrinin başından gecerken selÂm verirse, olu selÂmını alır ve onu tanır. Tanımadığı bir kimsenin kabrinin yanından gecerken selam verirse, olu, selÂmını alır (GazzÂli, İhyau Ulûmi’d-din, IV, ZiyÂretu’l-Kubur bahsi).
Kabir ziyareti sırasında mezarda namaz kılınmaz. Kabirler asla mescid edinilmez. Kabre karşı da namaz kılmak mekruhtur. Kabirlere mum dikmek ve yakmak caiz değildir (Muslim, CenÂiz, 98; Ebû DÂvud, SalÂt, 24; Tirmizî, SalÂt, 236).
Boş yere para harcandığı icin, ya da kabirlere tazim icin buralarda mum yakılmasını Hz. Peygamber yasaklamıştır. Kabrin uzerine oturmak ve mezarları ciğnemek mekruhtur (Muslim, CenÂiz, 33; Tirmizi, CenÂiz, 56).
Kabirde ziyaretle bağdaşmayan edep dışı ve boş soz soylemekten, kibirlenip calım satarak yurumekten sakınmak ve mutevÂzı bir durumda bulunmak gerekir (NesÂî, Cenaiz, 100; Tirmizî, Cenaiz, 46). Kabirlere, kucuk ve buyuk abdest bozmaktan sakınmak gerekir. (Nesaî, CenÂiz, 100; ibn MÂce, CenÂiz, 46). Kabristanın yaş ot ve ağaclarını kesmek mekruhtur. Caput bağlamak, mum yakmak caiz değildir. Olulerden bir şey istenmez cunku diri de olsa, olu de ola kimse yaratmaya kadir değildir. Ancak salih kimseleri vesile ederek Allah’tan istemek caizdir. Kabirler KÂbe tavaf edilir gibi dolaşılıp tavaf edilmez.
Hanefi ve Malikilere gore kabir ziyaretini cuma ve bunun iki yanındaki perşembe ve cumartesi gunleri yapmak daha faziletlidir. Şafiîler, perşembe gununun ikindi vaktinden başlamak uzere cumartesi sabahına kadar ziyaretin daha uygun olacağını soylemişlerdir. Hanbeliler, ziyaret icin belli bir gun tahsis etmenin doğru olmadığını belirtmişlerdir. Sonuc olarak cuma gunu ziyaret daha faziletli ise de diğer gunlerde ziyaret de mumkun ve caizdir
www.ihvanlar.net
__________________
Kabir Ziyareti Caiz mi? Kabir ziyareti delilleri
Dini Sohbetler0 Mesaj
●35 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Sohbetler
- Kabir Ziyareti Caiz mi? Kabir ziyareti delilleri