Kur'anda Melekler ve İblis, Şeytan


ÂDEM’E SECDE EDEN MELEKLER:


Melek sozcuğunun sozluk anlamı olarak “kuvvet, yonetim gucu, elci, haber verici” anlamlarına geldiğini; terim olarak da Allah’ın butun emirlerine uyan, O’na hic isyan etmeyen varlıkları ifade ettiğini belirtmek gerekir..

Kur’Ân’daki melek sozcuğunun değişik şeyler icin kullanıldığını; insanın yararına calışmakla gorevlendirilmiş değişik zihinsel fonksiyonlara, iradesiz canlılara ve doğal guclere de “melek” dendiğinide duşunuyoruz..

Âdem’e secde eden meleklerin, halk kulturune yerleşmiş şekli ile surekli namaz ve niyazda olan melekler olmadığı; insandaki akıl, zekÂ, ar, hayÂ, hafıza, dikkat gibi zihinsel fonksiyonlar ile yağmur, bulut, ruzgÂr, soğuk, sıcak, ağac, nebat gibi insan dışında doğada mevcut diğer canlılar ve gucler olduğu hemen anlaşılmaktadır. Cunku bu sayılanların hepsi Âdem’e [insana] boyun eğmişlerdir [secde etmişlerdir] , hÂlen de eğmektedirler ve kıyamete kadar da eğmeye devam edeceklerdir.


İnsana ruh/bilgi ufurulduğu zaman, insan bu bilgiyle doğadaki tum canlı ve cansız varlıkları kontrol edebilir bir guce sahip duruma gelmiş ve bilgilendiği zamandan itibaren bilgisi oranında doğaya hukmetmeye başlamıştır. Hayvanları evcilleştirmiş, onların etinden, sutunden, yumurtasından, gucunden yararlanmış hatta en vahşîlerini bile kafeslerde, hayvanat bahcelerinde seyir amacıyla emri altına almıştır. RuzgÂra değirmen taşlarını dondurtmuş, gemilerini yuzdurmek icin yelkenleri şişirtmiştir. Akıp giden ırmakların suyunu barajlarla kontrol altına almış, icmede ve sulamada kullandığı bu sudan elektrik uretmiştir. Doğadaki madenlerden her alanda sayısız yararlar sağlamış, ormandaki ağaclar ise insanın arzusu doğrultusunda yakacak, mobilya, kÂğıt olmuştur. Havadaki oksijen sayesinde yaktığı ateş ile kendisini ısıtmış, yemeğini pişirmiş ve daha pek cok alanda kendine yarar sağlamıştır. İnsanın doğadaki bircok şeyi kontrol edişine dair verilebilecek ornekler saymakla bitmez. İnsanın doğaya hÂkim oluşu ile ilgili butun bu ornekler, doğa varlıklarının ve guclerinin [meleklerin] , Âdem’e [insana] boyun eğip itaat ettiğini [secde ettiğini] gosteren birer delil niteliğindedir. Burada gozden kacırılmaması gereken bir husus vardır ki, o da Âdem’in “bilgilendirilmiş insan” olduğudur.
Sonuc olarak, melekler/yonetim gucleri sıradan insana değil, kendisine ruh ufurulmuş [Rabbimizin sonsuz bilgisine nisbetle az bir bilgi ile bilgilendirilmiş] , yani Adam/Âdem olmuş insana secde etmektedirler [boyun eğmektedirler] .


KURANA GORE İBLİS - ŞEYTAN

“شيطان Şeytan”, sozluk anlamı olarak “Hakk’tan uzak olan” demektir. Kavram olarak ise, “hakka ve akla aykırı hareket eden her turlu kişi, guc ve kurumun ortak ve karakteristik adı”dır.


Kur’an’a gore şeytan:

- Haramın yenmesini, haksız kazanc elde edilmesini emreden ve oneren,
- Kotuluk, hayÂsızlık ve Allah’a karşı bilmediğimiz şeyleri soylememizi emreden,
- Bizi fakirlikle korkutan,
- Bizi kuruntulara duşuren,
- Allah’ın yarattıklarını değiştirmeyi emreden,
- Bizleri kandırmak icin bizlere yaldızlı sozler fısıldayan,
- Bize vesvese verip, kışkırtıp kafa bulandıran,
- Yaptığımız amellerimizle bizi şımartan,
- Bizi azdıran,
- İcki (uyuşturucu) ve kumarla, aramıza duşmanlık ve kin sokmak isteyen,
- Allah’ı anmaktan ve O’na kulluk etmekten bizi geri durdurmak isteyen, kişiler ve guclerdir.

Bu tanımlamalara gore şeytan, yakınımızda yaşayan, gorduğumuz, bildiğimiz birileri veya goremediğimiz ama icimizde hissettiğimiz birşeylerdir. Zaten Rabbimiz şeytanın, insanlar ve Nefis/Canı, ideoloji gibi tanımlayamadığımız gucler (cinler) olduğunu soylemektedir.



Kur’an’da, yukarıda sıralanmış olan şeytanî ozellikleri taşıyan insanlara “شيطان şeytan” denmiştir. Mesel Enfal suresinin 48. ayetinde gecen “شيطان şeytan” sozcuğunu insan icin kullanılmıştır.

Enfal suresi 48: O zaman şeytan onlara amellerini cekici gostermiş ve onlara: “Bu gun sizi insanlardan bozguna uğratacak kimse yoktur ve ben de sizin yardımcınızım” demişti. Ne zaman ki, iki topluluk birbirini gorur oldu o, iki topuğu ustunde geri dondu ve: “Şuphesiz ben sizden uzağım. Cunku ben sizin gormediğinizi gormekteyim, ben Allah’tan da korkmaktayım” dedi. Allah sonuclandırması pek şiddetli olandır.

Şeytanî ozellikleri olan insanları “şeytan” olarak isimlendiren Kur’an’dan bir diğer ornek de Bakara suresinin 14. ayetidir:

Bakara suresi 14: Bunlar iman etmiş olanlarla yuz yuze geldiklerinde, “iman ettik” derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarındaysa “Hic kuşkunuz olmasın biz sizinleyiz. Gercek olan şu ki, biz alay edip duran kişileriz.” derler.

Bu ayette soz konusu edilen şeytanlar da, munafıkların (ikiyuzlulerin) akıl hocaları olan insanlardır.Bir diğer ornek de Al-i Imran suresi ayet 175’te gecen “şeytan” ifadesidir.

Al-i Imran suresi 175; Size o (haberi getiren) şeytan, yalnızca kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, bana isyandan korkun, eğer inanıyorsanız!

Şeytan-ı Racim

Pek cok kimse “şeytan” ile “الشّيطان الرّجيم şeytan-ı racim”i birbirine karıştırmakta ve ikisinin de aynı olduğunu duşunmektedir. “Şeytan-ı Racim”; genel olarak şeytan adı altında toplanan ozelliklerden başka ozellikler de gosteren ozel bir şeytan (!) sıfatıdır. Bu ozelliği sebebiyle de Kur’an’ın kendisine verdiği ozel isim; “ابليس İblis”tir. Başka turlu ifadeyle İblis, şeytanlık yaptığından oturu Rabbimiz ona “Şeytan-ı Racim/kovulmuş şeytan” adını takmıştır. Konu ile ilgili olarak, Hicr suresi ayet 34; Sad suresi ayet 77; Tekvir suresi ayet 28 ve Nahl suresi ayet 98. ayetler bakılabilir.



Kur’an nasıl ki şeytanî ozellikler gosteren insanları “şeytan” diye nitelemişse, aynı şeytanî ozellikleri gosterdiği icin bazı ayetlerde (Bakara; 36 , A’rÂf; 14, 15, İsra; 64) İblis’i de “şeytan” olarak nitelemiş, fakat Bakara; 34, A’rÂf; 11 – 27, Hicr; 28 – 44, İsra; 61 – 65, Kehf; 50, Ta Ha; 116 – 123, Sad; 71 – 85, Şuara; 94, 95, Sebe; 15 – 21 gibi bir cok ayette de İblis’ten bahsederken ozel ismi ile bahsetmiştir. Boyun eğmeyişi, itaat etmeyişi ve inatcı oluşu nedeniyle de Saffat suresinin 7. Ayetinde ““شيطان مارد Şeytan-ı Marid” olarak nitelenmiştir.


Marid

“مارد Marid” sozcuğu; “azgın, inat ve isyanda benzerlerinden cok ileri giden, karşı cıkan” demektir. Bu sozcuğun mubalÂğa kalıbı olan “مريد merid” sozcuğu, “şeytan-ı merid” olarak Hacc suresinin 3. ve Nisa suresinin 117. ayetlerinde, gecmiş zaman kipiyle de “مردوا على النّفاق mered-u alennifakı/ munafıklık uzerine inatlarını surdurduler” şeklinde Tovbe suresinin 101. ayetinde yer alır.


“Marid” sozcuğu ile İblis’e (duşunce yetisi) yakıştırılan “inat ve isyanda cok ileri gitme” sıfatı, Kur’an’da anlatılan olaylardaki İblis’in (Şeytan-ı Racim’in) davranışları ile birebir ortuşmektedir. İblis’e (duşunce yetisi), Âdem’e secde et (Âdem’e boyun eğ) denildiğinde secde etmeyerek isyan etmiş, kendisine yapma denileni yapmış, yap denileni yapmamış, Âdem’i yaklaşılması yasaklanan ağaca yaklaştırmıştır.


“ابليس İblis” sozcuğunun anlamı; “hayırdan son derece umitsiz olan, Allah’ın rahmetinden umudunu kesen” demektir.

İblis, insanların sudûrundadır (beyinlerindedir, zihinlerindedir).

Nass suresi ayet 4, 5: -Hannasın kotu fısıltılarının şerrinden,-Ki o, insanların goğuslerinde vesvese verir.

İblis insan var oldukca vardır insandan başka bir varlıkla ilişkisi yoktur..

Sad suresi ayet 79-81: Dedi: “Rabbim, o halde insanların diriltileceği gune kadar bana sure ver.” Buyurdu: “Peki, sure verilenlerdensin. O bilinen gune kadar.”



İblis gokyuzune cıkamaz. Gokyuzu ondan korunmuştur.

Hıcr suresi ayet 16-18 ve Saffat suresi ayet 6-10. Ayetler. Kulak Hırsızlığı Yapan insan Şeytanları astroloji ışığında insanlara goklerdeki yıldız hareketleri ile bir takım bilgiler vermektedirler.

Yani, Gozukmeyen, insanların icinde (beyinlerinde) bulunan, surekli vesevese veren, kıyamete kadar da bu işlevini surdurecek olan, insandan başka bir varlıkla ilişkisi bulunmayan, insana boyun eğmeyen ve enerjiden yaratılmış olan bu guc nedir?

Bu soruya herkesin (ozellikle de psikolojiden az da olsa anlayanların) verebileceği tek cevap vardır. Bu nitelikli tek guc, insanın DUŞUNME YETİSİDİR.

“Duşunme Yetisi”, “Beynin indirect yaptığı bir tepkidir.” diye tanımlanır Psikoloji biliminde. Bu yeti canlılardan sadece insanda vardır. Diğer canlılarda yoktur.


Yukarıda sıraladığımız Kur’an kaynaklı İblis’e ait ozellikleri tek tek insandaki “duşunme yetisi”ne uygulayabiliriz.Yani Duşunme yetisi:

* Goze gozukmez,
* İnsanın zihninde surekli vesvese verir
* Sadece insana ozgudur, varlığı onun varlığına bağlıdır,
* Marid’dir. İnsana secde etmez (insana boyun eğmez, insanın kontrolune girmez),
* Enerjiden ibarettir (ateşten yaratılmıştır, madde halinde varlığı yoktur),
* Bir guctur (melektir).
* Racimdir. (Ham duşunce uretenler, kuru kuru felsefe yapanlar, sevilmezler, dışlanırlar.)
* Gokyuzu (uzay) ondan korunmuştur. Yani herhangibir varlığın olmadığı yerde işlev yapamaz.


Bu acıklamalardan anlıyoruz ki insan, kendisinde var olan akıl, irade, bellek, dikkat, merak, korku, duşunce gibi zihinsel melekleri (gucleri) arasında, sadece duşunce meleği (melekesi de denilebilir) uzerinde tam kontrole sahip değildir. Yani ‘birincil surec duşuncesi’ adı verilen duşunme; bilinc dışı, insanın kontrol edemediği bir melektir.

İşte, iğvalarından Allah’a sığınmamız gereken Şeytan-ı Racim (İblis) budur.


Tabiki en iyisini Allah bilir. Bizler bir arstırma, inceleme yaptık. Kendimize gore bir sonuc cıkarttık. Lakin bunun doğruluğu Allah katındadır.. Bizlerin yapması gerek tek şey vardır ki. Kur'anın peşinden ayrılmamaktır. Herne olursa olsun hic bir şeyi Allah'a ortak koşmamak gerekir. Bunların başında iclerinde yalan hadislerin de olduğu kaynakları kur'an ile bir tutmamamız gerekmektedir.Hepimizin bildiği gibi Allah katında en buyuk gunah şirk/ortak koşmaktır.. Allah yar ve yardımcınız olsun. İnşAllah.
__________________