VESİLE, HER ŞEY RAHMETE VESİLE

Veraset taşıyan Murşitler, Peygamber efendilerimizin manevi ashabıdırlar.. Rahmet-i ilahilerin tecellisini, ALLAH’ı unutarak murşidin şahsına mal etmek hakiykat dışıdır. ALLAH’ın rahmeti her hadisede olduğu gibi sebeple tecelli eder. Murşidimi vesile kılan Hazret-i ALLAH’a hamdolsun. Tertib-i tanzim-i ilahi olan murşidi kullarını ihya etmek icin rahmetine sebep kılmış. Vesiledir. “Kullu şey’in sebeba” buyuruldu. Dikkat edersen her şeyin sebep ve vesile ile zuhur ettiğini gorursun. Aclığa aş, ekmek vesile. Susuzluğunu gideren su vesile. Oksijen almana hava vesile. Hayatını devam ettirmeye guneş vesile, ay vesile, yıldızlar vesile, arz vesile.

ALLAH’a sadık kul olmak, ademlikten kurtulup insan olmak icin enbiya vesile, evliya vesile, namaz vesile, oruc vesile, zekat vesile, hac vesile, “evim” buyurduğu beytullah vesile. Kullarının bağışlanması icin tovbe, istiğfar, Arafat vesile, Muzdelife vesile. Ebraha’nın ordusunun gazab-ı ilahi ile helak olduğu yer Mina huccacın rahmetine vesile. Kurban kesmek de rahmete vesile. Saymakla bitmez... Hem akıl ermez. Cemi madde vesile, mana vesile.

Sebepsiz bir zuhuru vaki değildir. Sebepsiz zuhur ediyor ise mucize. Peygamber efendilerimiz vesile. Kerametin zuhuruna evliyaullah vesile. Aynı kerametin devamına “burhan” vesile. İmansızdan zuhuru gorulurse “istidrac”tır, vesile. Yaratılmış kullu rahmet-i ilahi olan peygamber efendilerimiz de, cumle evliya, veli, mu’min, muslim, daha nice nicelerde zuhur eden rahmet-i ilahi... Kıyamete kadar devam edecek nur-ı Muhammedi vesile...

Alime yakışmayan, cahilde dahi zuhuru kınanan bir soz edilir. “ALLAH ile kulun arasına girilmez” deye yakıştırma, o kadar acayip ki, ne madde, ne de mana ile izahı ve kabulu mumkun değil.

Hani, karısının gozleri şaşı idi. Her getirdiği bir taneyi birkac tane gorurdu. Fazla almaya imkanı olmayan adamın, karısının “nicin cok alıyorsun ?” sitemi adamın hoşuna gidiyordu. Kadınının şaşı olmasından memnundu. Bir gun eve eli boş dondu. Eli boş olduğundan, kadın şaşı gozleri ile adamın yuzune baktı : “O yanındakiler kim ?” deye tesettur etmeye ( kendini gizlemeye ) calışınca, bu durumdan memnun olmayıp, yanında gorduğunu sandığı kişileri erkeklik gururu ile bağdaştıramayan koca sitemle karısına : “İyi bak ve dinle” dedi. “Getirdiğim şeyleri cok cok gor. Bu goruşunden memnunum. Amma sakın ha, beni iki gorme ! Buna tahammul edemem...”

Cenab-ı Hakk’ı sakın bir kac gormeyesin. ALLAH Ahad’dir. Zati sıfatındandır. Birdir. Sayı ile değil ; eşi, benzeri olmayan birdir. Sakın iki gorme. Gayretullaha dokunursun. Nasıl diyorsun ki, “ALLAH ile kul arasına girilmez” diye. Bilmeden manevi tahribat yapıyorsun. Zira kul ALLAH’ın eşi benzeri değil ki, iki maddeden bahseder gibi ara buluyorsun. Yukarıda bir nebze yazmaya calıştığım vesilelerin hangisini inkar ediyorsun ? “Benim bu turlu gormem beni ilgilendirir” deme. Alim sıfatın olduğu icin ihlasta yeterli bilgiye malik olamayanları vesilelerden soyutlamakla inanc ve bağlılıklarında tahribat yapıyor, bazı insanların manalarını olduruyorsun.

Hazret-i Resul-i Ekrem ( s.a.v. ) Efendimizin bu hususta uzulduğunun, bu abd-i acize emrini anlatmamın vazife olarak verildiğinin zevkini taşıdığım kadar sıkletini de seve seve taşıyorum. Cok dervişlerin manalarında şahit oldukları emr-i Peygamberi :“onlar "kurtarıyoruz" zannediyorlar. Bilmeden olduruyorlar. Kendileri de oluyorlar”buyurdu. Bu mevzuda bu abd-i acizden ilgilenmem istendi. “Siz onlara olu demeyin, onlar diridirler, siz bilmezsiniz”hitabına iman ettin ise nur-ı Muhammedi’nin kıyamete kadar devam edeceğine inandınsa, itirazın tabii ki, kabul olmaz. ALLAH’ın Hay isminin zuhurunu kabule inanamıyorsan elbette, icraatın, vesileyi unutarak “taştan, topraktan, kabirden oluden ne bekliyorsun ?” hitabının cirkinliğini goremez ve duşunemezsin. Ama duşun, lutfen. Yer yuzunde kayıp olan bir şey yok. Hazret-i ALLAH’ın hic bir zaman verdiği rahmeti geri aldığı gorulmemiştir. Peygamber efendilerimiz irtihalinden sonra gene peygamberdirler. Ceseden ayrı gibi gorulseler de ruhen tasarrufatları bakidir. Evliyaullahın da tasarrufatları vardır. Mu’mine, şuhedaya da tasarrufat tertib-i ilahiye gore tanzim edilmiştir.

Geniş tasarrufat verilen gayb ricali dunya hayatında hazırlanır. Kalp ve beyinde olan kotu duşunceler manevi ameliyatla cıkarılır. Peygamber efendilerimiz de bu turlu daha acık ameliyat gecirmişlerdir. Maddede de zuhuru acık gorulmuştur. Her şey ve her hadise Tertip ve tanzim-i ilahidir. Yaratıcı yalnız ALLAH’tır. Cevher ve arazını halk etmiş. Kula vazife vermiş.

“Bu dunyayı sen tanzim edeceksin” anlamında yaşa. Mesul olduğun yerleri iyi anla. Medeniyet ve teknolojiden uzak durma. En mutekamil şeriat-ı garraya sahip kılmış Hazret-i ALLAH. Medeniyetin ilerisinde gorunmuyorsan dinini, şeriatını suclamayasın. Haksızlık olur. Beşeri vazifelerini de ALLAH’a havale eder, yılışarak beklersen yaratılışına ters duştuğunu bil. Hoşuna gitmeyen hadiselerde ALLAH’ı itham etme. Adem aleyhisselama yeryuzundeki vazifesini uc kelamla emretti : “Ekiniz, biciniz, yiyiniz.Bu emr-i ilahiyi hatırdan cıkarma.


Pir-i GÂlibî H.Galip Hasan Kuşcuoğlu
__________________