Sekizinci yuzyılda Basra'da yetişmiş olan evliyÂnın buyuklerinden. İsmi, Muhammed bin Ahmed bin SÂlim, kunyesi Ebû Abdullah'tır. Basralı olduğu icin Basrî nisbesiyle meşhûr olmuştur. Doğum tÂrihi belli değildir. 909 (H.297) senesinde Basra'da vefÂt etti.
Uzun muddet buyuk velî Sehl bin Abdullah-ı Tusterî'nin hizmetinde ve sohbetinde bulundu. Tasavvuf yolunda ilerleyip yuksek mÂnevî derecelere kavuştu. Sehl bin Abdullah-ı Tusterî'den sonra da başka bir zÂta talebe olmadı.
Hocasının tasavvuftaki yolunu devÂm ettiren Ebû Abdullah el-Basrî, Sehl bin Abdullah-ı Tusterî'nin soz ve hallerini talebelerine anlattı. Pek cok kimse onun sohbetlerinde bulunup istifÂde etti. ZÂhirî ilimlerde ictihÂd derecesinde olan Ebû Abdullah el-Basrî, insanların muşkillerini ve meselelerini halletmeye calıştı.
Kendisi gÂyet yumuşak huylu ve tatlı sozlu olup, herkese yumuşaklık ile davranılmasını tavsiye etti. Bu hususta;
"Bir kimse, ayıplarının ortulmesini ve gizlilik perdesinin yırtılmamasını isterse; kendisine Âsî ve kaba davranana hilm ve yumuşaklık gostersin. Elinde olan şeylerle insanlara ihsÂn ve ikrÂmda bulunsun." buyurdu.
Her işinde tevekkul sÂhibi olan, Allahu teÂlÂya guvenen Ebû Abdullah el-Basrî rahmetullahi aleyh, her işini Allahu teÂlÂya havÂle eder, yalnız O'na guvenir, her şeyi O'ndan beklerdi. O tevekkulu, bÂzı cÂhillerin soylediği gibi hic bir sebebe yapışmadan, her şeyi Allahu teÂlÂdan beklemek olarak değil, sebeplere en guzel şekilde yapışıp, sebepleri yaratanın Allahu teÂl olduğunu bilmek ve O'na tam guvenmek olarak kabûl ederdi. Tevekkul hakkında buyurdu ki:
"Tevekkul, Resûlullah'ın sallallahu aleyhi ve sellem hÂli; kesb, calışıp kazanmak da, O'nun sunnetidir. Kim Allah'a tevekkul ederse, Allahu teÂl onun kalbini hikmet nûruyla doldurur. Allahu teÂl her istediğinde ona kÂfi gelir, onu sevdiği her şeye kavuşturur. Allahu teÂlÂ, TalÂk sûresi 3. Âyet-i kerîmesinde meÂlen; "Kim Allah'a tevekkul ederse, O, ona kÂfidir." buyuruyor. Bunun icin Allahu teÂl her işinde o kimseye kÂfidir. Allahu teÂlÂya tevekkul etmek farzdır. Cunku Allahu teÂlÂ, Kur'Ân-ı kerîmde MÂide sûresi 23. Âyetinde meÂlen; "Eğer gercek muminlerseniz, Allahu teÂlÂya tevekkul ediniz." buyuruyor.
Sevdiklerinden birisine dostluk yapacağı kimselerle ilgili olarak şoyle nasîhat etti:
"Yalancı kerem sÂhibi, riyÂkÂr huylu olan kimselerle dostluk etmekten kendini uzak tut ve hakîkî dostlar olan Allah adamlarıyla berÂber yaşa. Eğer kerem sÂhibi gibi gorunen kimselerle berÂber bulunursan, hakîkî dostlardan uzaklaşır, onlarla ulfet, yakınlık ve muhabbeti kesersin. Eğer riyÂkÂr, kotu huylu kimselerden usanır, dostluğunu kesersen; helÂk olmaktan kurtulur, yuksek makamlara ulaştırılırsın. Bu hal sende hÂsıl olduğu zaman, senin icin buyuk bir kıymet de hÂsıl olur ve sen kıymetlenirsin (cunku, Allahu teÂlÂnın velî kulları, hakîkî dostlarıyla berÂber bulunanlar, bir gun onlardan olurlar)."
Ceşitli sohbetlerinde buyurdu ki:
"Minnet sÂhibinin ihtiyÂcını gormek, dostluğun anahtarıdır."
"Kişinin aklı, hilmi ve yumuşaklığı, comertliği, ayıplarını orter. Her hÂlinde doğru olması, onu kuvvetli kılar."
"Allahu teÂlÂnın emrettiği şeylere uy. Kim Allahu teÂlÂnın emirlerine uyarsa, sağlam bir kale icinde hıfz olunmuş korunmuş olur."
"Allahu teÂl bir kimseye iyilik ile muÂmele ederse, ondan kerÂmetler zuhûr eder."
"Kalpten riy hastalığı, ihlÂs; yalan hastalığı ise, doğruluk nûru ile giderilip tedÂvî olunur. Kim nefsinin arzu ve isteklerine muhÂlefet eder karşı cıkarsa, Allahu teÂl onu, unsiyet, dostluk ve muhabbet makÂmına kavuşturur."
VELÎ NASIL TANINIR
Bir gun kendisine; "Velî halk icinde nasıl tanınır? AlÂmetleri nelerdir?" diye sorulunca, evliyÂnın, Allahu teÂlÂnın dostlarının alÂmetlerini şoyle bildirdi: "Velî, dilinin cok tatlı olması, ahlÂkının guzel olması, ozur dileyenlerin ozrunu kabûl etmesi, ister iyi ister kotu olsun, butun mahlûkÂta tam bir şefkat ve merhametle, acımasıyla anlaşılır."
Omrunde hic bir kimseyi kırmayan, incitmeyen Ebû Abdullah el-Basrî, en kucuk mahluklara bile merhÂmet eder, yolda yururken bir karıncayı bile ezmemeye cok dikkat ederdi. DunyÂya hic kıymet vermeyen Ebû Abdullah el-Basrî, insanları Allahu teÂlÂdan uzaklaştıran şeylerin hepsinin duny olduğunu beyÂn buyurur ve herkese; "DunyÂnın oğullarına (duny malı, mevkii, şan, şohret, para, cocuk vs.) karşı zÂhid olmak, onlara kıymet vermeyip terketmek; akıllı kişinin şÃ‚nındandır. Cunku onlar kendisini meşgûl eder, Allahu teÂlÂyı zikirden alıkor. Kendisi, din ve duny işlerinin duzgun olmasını istediği halde, duny oğulları oyle değildir."
__________________
Ebu Abdullah El-Basrî
Peygamberler ve Evliyalar0 Mesaj
●49 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Peygamberler ve Evliyalar
- Ebu Abdullah El-Basrî