Tersinimin Kaleminden

KERBELA FACİASI

Yararlanılan Eserler:

Ahmet b. Hanbel Musned
Beyhaki Sunen
Buhari Edebulmufred
Buyuk İslam Tarihi
Diyarbekri Hamis
Hakim Mustedrek
Hatib-i Tebrizi Mişkatulmesabih
İbn-i abdul’berr İstiab
İbn-i İshak - İbn-i Hişam sire
İbn-i Mace Sunen
İbn-i Sa’d Tabakat
Mus’ab-ul Zubeyri Neseb-i kureyş
Taberi tarih
Tırmizi Sunen
Zehebi Alamunnubela – Tarih ul İslam

= = =


Kerbela faciası İslam Tarihinin en acıklı fakat en onemli olayların birisidir.

Bu yazıyı kaleme almamızın nedeni tarihe mal olmuş, sebep olanların Dar-ı Ukba’da hesap verdikleri acı bir olayın yaralarını deşelemek değildir.

Kerbela faciası İslam duşmanlarının sık sık gundeme getirip suiistimal ettikleri fitneler, fesatlara malzeme olarak kullanmaya calıştıkları, gercekte tum Muslumanların ciğerlerine yakan acı bir olaydır.

Kerbela olayı anıldığında ayrımsız tum gercek Muslumanların icleri acıyla kavrulur.

Biz Kerbela olayının ders alınması gereken ibret verici boyutlarının olduğunu inanıyoruz.

Bu nedenle tamamen tarafsız olacağız ve mumkun olduğunca gercekleri yazmaya calışacak, hatalarımız olursa kaynak gostererek ikaz edilmesi durumunda duzeltmekten kacınmayacağız.

Once Kerbela faciasının en buyuk mağduru, mazlumu ve aynı zamanda kahramanı olan Hz. Huseyin (r.anh) efendimizi tanımaya calışalım.

= = =

Hz. Huseyin (r.anh) milÂdî takvime gore, 625 (626) hicri takvime gore hicri dorduncu yıl şaban ayının on beşinde Medine’de doğmuş, miladi 10 ekim 680’de, hicri altmış birinci yıl on muharrem gunu KerbelÂ’da şehit edilmiştir.

Hz Huseyin’in (r.anh) annesi peygamber efendimizin en kucuk kızı ve gozunun nuru Hz.Fatıma (r.anha) annemiz ile peygamber efendimizin amcasının oğlu Haydar, Ebu Turap lakaplı ilk Muslumanlardan ve aşere-i mubeşşereden dorduncu halife Hz. Ali (k.v) efendimizin ikinci cocuklarıdır.

Hz. Huseyin (r.anh) Peygamber efendimizin Hz. Ha-san’dan (r.anh) sonra ikinci torunu olur.

Kunyesi Ebu Abdullah’tır.
= = =

Hz. Abbas’ın (r.anh) hanımı Ummulfadl (r.anh) Hz.Fatıma validemiz Hz. Huseyin (r.anh) efendimize yuklu iken, doğumdan bir kac gun once bir ruya gordu.

Peygamberimizin yanına gelerek:

-Ya Resulallah! Ben dun gece bir ruya gordum dedi.

Peygamberimizde meraklanarak:

-Ya Ummulfadl! Nasıl bir ruya gordun? Diye sordu.

Ummulfadl bu soruya:

-Ya resulallah! O cok şiddetli ve mihnetli bir ruya idi diye cevap verdi.

Peygamberimiz bu kez:

-Sen bana onu anlat buyurdu.

Ummulfadl:

-Ya Resulallah Ben ruyamda senin vucudundan bir parcanın kesilip benim evime konulduğunu gordum dedi.

Peygamber efendimiz biraz duşundukten sonra:

-Ya Ummulfadl! İnşaAllah sen hayır gormuşsundur.

Kızım Fatıma bir oğlan doğuracak sende onu oğlun Kusem ile birlikte emzireceksin
buyurdu.

Gercekten de peygamber efendimizin buyurduğu gibi Hz Fatıma (r.anh) bir erkek cocuk doğurdu, Ummulfadl’da Onu oğlu Kusem ile birlikte emzirdi.

Umulfadl Hz. Huseyin’i (r.anh) sık sık dedesi peygamber efendimizin yanına gotururdu, o da onu kucağına oturtur; oper, severdi.

Bir gun Hz Huseyin (r.anh) peygamber efendimizin kucağında iken cişini kacırıverdi.

Peygamber efendimiz durumu fark edince:

-Ya Ummulfadl! Şu oğlumu al, uzerimi ıslattı buyurdu.

Ummulfradl Hz Huseyin’i (r.anh) resulallahın kucağından alırken bir yandan da:

-Resullahın uzerine akıtarak onu uzdun diye onu azarladı ve canını acıtacak derecede boynuna vurdu.

Canı yanan Hz. Huseyin (r.anh) ağlamaya başlayınca Resulallah:

-Ey Ummulfadl! Allah iyiliğini versin.Allah seni esirgesin. Sen oğlumun canını acıtıp ağlatmakla onunla beraber beni de uzdun buyurdu.

Gercekten de Peygamber efendimiz torunlarının ağlamalarına dahi dayanamaz; sık, sık bakıcılarına ikaz eder; Onların ağlamalarının beni uzduğunu bilmiyor musunuz? buyururdu.

Hz Huseyin doğduktan yedi gun sonra peygamber efendimiz onun icin akika kurbanı olarak iki koc kestirmiş, Hz. Huseyin (r.anh) efendimizi tıraş ettirmiş, kesilen sacının ağırlığı kadar sadaka verdirmiştir.

Hz Ali (k.v) ikinci oğlu doğunca ona Harp ismini vermek istemişse de peygamber efendimiz:

-Hayır o Huseyin’dir buyurmuş, ismini bizzat kendisi koymuştur.

Peygamber efendimiz Haz. Huseyin’e (r.anh) ismini koymadan once sağ kulağına ezan sol kulağını kamet okuduktan sonra ismini koydu.

Peygamberimizin erkek torunlarının isimleri Hasan, Huseyin, Muhassin vahiy sonucu konulmuş olup Hz. Harun’un (a.s) oğulları olan Şebber, Şebir ve Muşebbir isimlerinin Arapca karşılığıdır.

Hz. Huseyin (r.anh) doğumunun yedinci gunu sunnet ettirildi.

Peygamber efendimiz torunları olan Hz. Hasan (r.anh) ile Hz Huseyin’i (r.anh) cok sever ve bu sevgisini sık, sık dile getirirdi.

Peygamber efendimiz her ikisine de bakıp:

-Allahı’m! Ben bunları seviyorum. Bunları Sende sev diye dua ederdi.

Peygamber efendimiz Hz. Hasan (r.anh) ve Hz. Huseyin (r.anh) hakkında:

-Hasan ve Huseyin ki benim dunyada kokladığım iki reyhanımdır.

-Hasan ve Huseyin’i seven beni sevmiş, onlara kin tutmuş olanda bana kin tutmuş olur.

-Hasan ve Huseyin cennetlik genclerin iki seyyididir
buyurmuştur.

Peygamber efendimize yakın olma şerefine erişmişlerden biri olan Ebu Eyyup el Ensari derki:

-Bir gun resullahın huzuruna girdiğimde Hasan ve Huseyin onunde oynuyorlar, peygamberimiz de onları keyifle seyrediyordu.
“-Ya Resulallah! Sen şuncağızları cok mu seversin” diye sorunca peygamberimiz:
“-Ya Ebu Eyyup! Onları nasıl sevmem?Bunlar benim dunyada kokladığım iki reyhanımdır” buyurdu.


= = =

Peygamberimiz bir gun ashabıyla birlikte davet edildiği yemeğe gidiyordu. O sırada Hz. Huseyin’de yolda arkadaşlarıyla oynamaktaydı.

Onu goren peygamberimiz ashabından geri kaldı, yavaşca Hz. Huseyin’i yaklaşıp ellerini acarak tutup, yakalamak istedi.

Fakat Hz. Huseyin dedesinin kendisini yakalamak istediğini fark etmiş cocuklara ozel kıvrak bir manevrayla dedesinden kacmayı başarmıştı.

Kucuk Huseyin neşeyle cığlık cığlığa oraya buraya kacıyor, peygamberimizde gulerek onu yakalamaya calışıyordu.

Sonunda onu yakalamaya başardı.

Onu sevgiyle optukten sonra:

-Huseyin bendendir ben de Huseyin’denim.

Allah’ı seven Huseyin’i de sever.

Huseyin torunlardan bir torundur
buyurdu.

Peygamber efendimiz torunlarını oyle severdi ki namazda secde halindeyken sırtına tırmanmalarını, uzerinde oynamalarını ses cıkarmazdı.

= = =

Peygamberimiz Hz. Huseyin (r.anh) hakkında:

-Cennetlik genclerin seyidini gormek isteyen Huseyin’e baksın buyurmuştur.

Ahzap suresinin 33 ayeti (Ey ehl-i beyt Allah sizden kiri gunahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister mealli ayet) nazil olunda peygamberimiz once Hz. Fatıma’yı Hz. Hasan’ı Hz Huseyin'i ortusuyle orttu.

Sonra Hz. Ali efendimizi cağırdı.

Onu Onlara dahil ettikten sonra:

-Allah’ım bunlar benim ehl-i beytimdir. Bunların gunah kirlerini gider, kendilerini tertemiz yap diye dua etti.

Peygamberimizin ehl-i beyti icin:

-Ehl-i beytimle sulh olanlarla sulh olur, carpışanlarla carpışırım buyurduğu da rivayet edilir.

Peygamberimize Hz Huseyin’in (tıpkı babasının nerede, nasıl şehit edileceğini bildirdiği gibi) Kerb-u bela denilen yerde şehit edileceği sağlığında iken bildirilmişti.


İnşaAlah devam edeceğiz.
__________________