Hz.Nuh'un kafirlerle beraber bulunan bir oğlu vardı. Hz. Nuh oğlunu dalgalardan kurtulmaya calışırken gorunce seslendi:

- Ey oğulcağızım! Bizimle gemiye bin. Sakın kafirlerle beraber olma!

- Beni sudan koruyacak bir dağa sığınırım!

- Allah dilemedikce, bugun O'nun azabından koruyacak hicbir şey yoktur.

Hz.Nuh ile oğlunun arasına dalgalar girdi. Hz.Nuh'un oğlu da boğulanlardan oldu. Hz.Nuh oğlu icin cok uzulmuştu. Nasıl uzulmesinki? O kendi oğlu değil miydi? Hz.Nuh dunyada sudan kurtulamayan oğlunu hic değilse kıyamet gunu kurtarmayı arzu etti!

Muhakkak ki, ateş sudan daha şiddetlidir. Ahiret alemindeki azap daha korkunctur. Acaba Allah, kulu Nuh'a aile efradını kurtaracağına dair bir soz vermemiş miydi? Elbette vermişti. Allah Teala sozunden caymayacağı icin Hz.Nuh Allah katında oğlu icin şefaatte bulunmayı istedi.

Hz.Nuh rabbine şoyle yalvardı:

- Şuphesiz oğlum benim aile efradımdandır. Muhakkak ki, senin aile efradımı kurtaracağına dair verdiğin sozun haktır. Sen hakimlerin hakimisin!

Fakat Allah, soylara, soplara değil sadece amellere bakar. Allah kendisine ortak koşanlar hakkında yapılan şefaati kabul etmez. Allah'a ortak koşan bir kimse peygamberin ailesinden biri olamaz. İsterse oz oğlu olsun! Allah, Nuh kulunun dikkatini bu hususa cekerek şoyle buyurdu:

- Ey Nuh! O senin ailenden değildir. Cunku o iyi olmayan amellerin sahibidir. O halde bilmediğin bir şeyi benden isteme. Seni cahillerden olmaktan menederim.

Hz.Nuh (a.s.) hemen hatasını anladı ve derhal Allah'a yonelerek tevbe etti ve yalvardı:
- Ey rabbim! Bilmediğim bir şeyi senden istemekten sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, husrana duşenlerden olurum.

Kaynak: Kur'an'ın Işığında Peygamberlerin Kıssaları, Ebu Hasan Ali En-Nedvi, Cev.Ali Arslan, Hikmet Neşriyat
__________________