Senegal'de Murîdiye tarîkatının kurucusu. Buyuk ilim ve fikir adamı. 1850'de M'Backe koyunde doğdu. 1927'de Tûb koyunde vefÂt etti.

Doğduğu koy olan M'Backe'yi buyuk dedesi Mame Maram 1772 yılında kurmuştu. Mame Maram burada Kur'Ân-ı kerîm ile dînî ve naklî ilimlerin okutulduğu bir medrese inşÃ‚ ettirdi. Oğlu Mame Balla burada okudu ve dînî ilimlerde yukseldi. Mame Balla ise oğlu Momar'ı Bamba'da Ahmedu adında din ve fen ilimlerinde yuksek fazîletli bir hocanın derslerine gondermişti. Momar, oğrenimini bitirip koyune dondukten sonra doğan cocuğuna hocasının hÂtırasına Ahmedu Bamba adını verdi.

Babası kucuk yaştan îtibÂren Ahmedu Bamba'nın yetiştirilmesi, terbiyesi ve tahsîli icin buyuk bir îtin gosterdi. Ozel hocalardan dersler aldırdı. Ahmedu Bamba 9 yaşına geldiğinde bolge Fransızlar tarafından işgÂl edildi. Pekcok koyle birlikte M'Backe de yıkıma ve talana uğradı. Momar da Âilesini alarak Rip'te Porokhane koyune yerleşti. Bu sırada Fransızlara karşı cihÂd hareketini başlatmış bulunan Maba Diakhu Porokhane'de bir medrese kurdu ve eğitimin başına buraya gelen Momar'ı tayin etti.

Ote yandan Cayor'da Fransızlara karşı savaşan Lot Dior memleketini terketmek zorunda kalmıştı. Maba Diakhu tarafından kabûl edilen Lot Dior bu sırada Momar'la da iyi bir dostluk kurdu. Lot Dior yapılan antlaşma ile 1871 yılında yeniden Cayor'un idÂreciliğine getirilince, Momar'a da kÂdılık teklif etti. Ancak bu teklifi kabûl etmeyen Momar, Diorbel yakınlarındaki Pator koyune yerleşti. 1874 yılına kadar burada kaldı. 1874'te Cayor'a giderek burada daha once yıkılan koylerinin hatırasına M'Backe-Cayor koyunu kurdu. 1880'de olumune kadar burada kalan Momar bu sure zarfında bilhassa oğlu Ahmedu Bamba'nın tahsîliyle meşgûl oldu. Onu Arapca, tefsîr ve fıkıh bilgisi bakımından mukemmel bir hÂle getirdi. Ahmedu Bamba ilimde yukseldikce dînimizin emir ve yasaklarına uyması da fazlası ile artıyordu. Babasının vefÂtından sonra kendisine kÂdı olması teklif edildi ise de kabûl etmedi. Cunku gÂyesi, tasavvuf buyuklerinin sohbetlerine gidip, tarîkat yolunda ilerlemekti. Bu maksatla Saint Louis'e giderek o sırada Batı Afrika'nın en meşhur tarîkatı olan KÂdiriyyenin halîfesi El-HÂc Kamara'ya bağlandı. Sonra bu hocasının işaretiyle meşhûr KÂdirî şeyhi Sidya'nın sohbetlerine kavuşmak uzere Moritanya'ya gitti. Ahmedu Bamba, Şeyh Sidya tarafından cok iyi karşılandı. Ondaki kÂbiliyet, zek ve istidÂdı goren Şeyh Sidya, bu talebesi ile yakından ilgilendi. Şeyh Sidya'dan tasavvuf, akÂid, MÂlikî fıkhı ve Sahîh-i BuhÂrî okuyan Ahmedu Bamba, tarîkat makÂmlarında da kemÂl derecesine kavuştu. Şeyh Sidya kendisine icÂzet, diploma vererek Volof bolgesine halîfe tÂyin etti.

Ahmedu Bamba Senegal'e donduğunde, Lot Dior ile Fransızlar arasındaki savaş kızışmıştı. Ancak Ahmedu Bamba hocasının tavsiyesi ile harbe girmek yerine talebe yetiştirmeye kararlı idi. Bu sebeple buyuk merkezlerden uzak kalmaya dikkat ederek, Darau-MarnÂne adıyla bir koy kurdu. Onun koyde inşÃ‚ ettiği bir dergÂhta ders verdiğini duyan ilim tÂlipleri buraya akın etmeye başladı. Bir sure sonra buranın ihtiyÂca cevap vermediğini goren Ahmedu Bamba hazretleri, Baol'da Tûb koyunu kurdu (1886). Talebeleri ve bağlıları gun gectikce artıyordu. Bu sırada Baol ve Colof'ta siyÂsî karışıklıklar başgostermişti. Fransızlar bu karışıklıklardan Ahmedu Bamba'yı sorumlu tutmaya başladılar. Şeyh hazretleri 1891'de başkent Saint Louis'e giderek kendisinin fakir bir derviş olduğunu ve muridlerin eğitimiyle uğraşmaktan başka bir gÂyesi bulunmadığını belirtti. Buna rağmen Fransızlar tarafından Baol tahtının iddiÂcısı şeklinde takdim edildi. Mahallî yoneticiler, merkezî idÂreye Ahmedu Bamba ile mensuplarının buyuk bir tehlike arzettiği yolunda raporlar sundular.

Bu durum uzerine Ahmedu Bamba Colof'a giderek orada da Tûb adını verdiği yeni bir koy kurdu. Fakat etrafında toplanan talebe halkasının burada da artması somurge yonetimini iyice rahatsız etti. Muridlerini dağıtması icin kendisine baskı yapılmaya başlandı. Bu istekleri reddetmesi uzerine 1895'te tutuklanarak Saint Louis'e goturuldu. Oradan Gabon'a suruldu. Mayombe Adasında uzun yıllar Hıristiyanlaştırılmış halk arasında surgun yaşadı. Bu sırada pekcok eser kaleme aldı. 1902'de serbest bırakıldı ise de ertesi yıl yeniden tutuklandı. Bu def Moritanya'ya suruldu.

Ancak Ahmedu Bamba hazretlerinin tutuklanması, surgun hayÂtına mahkûm edilmesi olayların durmasını sağlamadı. Aksine daha da alevlendi. Şeyh hazretlerini sevenlerde yer yer şiddet hareketlerine varan gosteriler duzenlediler. Kimse vergisini vermez oldu. Ahmedu Bamba hazretleri surgunde bulunduğu muddetce kitapları elden ele geziyor ve kendisini sevenlerin sayısı cığ gibi artıyordu. Sanki o surgunde değil de muridlerinin her an yanında bulunan, onlara her an vÂzu nasîhat eden bir derviş idi. Bu hÂli goren Fransız otoriteleri Ahmedu Bamba'nın kendi hÂlinde bir derviş olduğu ve siyÂsî olaylarla ilgisi bulunmadığı yolundaki sozlerine inanmaya başladılar. Bu sebeple Birinci Duny Savaşı oncesinde kendisini serbest bıraktıkları gibi, din işleriyle ilgili şûr meclisinin uyeliğine tÂyin ettiler. Ayrıca kendisini Legion d'Honneor nişÃ‚nıyla taltif ettiler ise de, Ahmedu Bamba bunu kabûl etmedi.

Ahmedu Bamba hazretleri hayatının son doneminde pekcok koyde ve şehir merkezlerinde dergÂh ve zÂviyeler kurarak murîdlerinin eğitimi ve ilim yayma işiyle meşgûl oldu. 19 Temmuz 1927'de vefÂt eden Ahmedu Bamba hazretleri Tûb koyunde defnedildi.

Ahmedu Bamba mezhepsizlik ve VehhÂbîlik gibi Ehl-i sunnet olmıyan yolların ortaya cıktığı o devrede her işinde tasavvufî kaynaklara başvurdu. Ehl-i sunnet istikÂmetinden ayrılmadı. Yirmiyi aşkın eserinden bÂzıları şunlardır: HadÂiku'l-FedÂil, Celîbetu'l-MerÂgib, El-Cevheru'n-nefîs, MesÂliku'l-CinÂn, Mecmûu'l-Mufîd, Sefînetu'l-EmÂn, Celîbetu's-SaÂde ve MevÂhibu'n-Nebî.
__________________