Son gunlerde en cok tartışılan konuların başında sınır otesi operasyon yer alıyor. Peki Osmanlı'nın ilk sınır otesi operasyonu hangisiydi acaba?
03 Haziran 2007 Pazar 11:33
Avni Ozgurel/Radikal
Osmanlı demek sınır otesi takip demek
Eflak prensi 4. Vlad yani unlu Kazıklı Voyvoda, binlerce kişiyi korkunc yontemlerle oldurerek tarihe gecti.
Osmanlı savaşlarının onemli bir bolumunu eşkıya takibi, isyan ve sınır ihlallerine karşı harekÂtlar oluşturur. En sık Fatih doneminde yaşanan bu olayların baş kahramanlarından biri Drakula'ydı
Son birkac haftayı Kuzey Irak'a askeri mudahalenin yapılıp yapılmayacağı, yapılmasının gerekli olup olmadığı tartışmasıyla gecirdik... Gazetelerin ve TV kanallarının tek konusu bu oldu.
Kuzey Irak soz konusu olduğunda şunu soylemek mumkun: Son yedi asır boyunca Irak'ta Turk askerinin bulunmadığı bir donem olmadı.
Osmanlı asırlarını geciyorum, Musul konusunda anlaşma imzalanana kadar Irak'taydık... Sonra da gerek kacakcılık takibi amacıyla karakol duzeyinde gerekse teror gruplarının takibi maksadıyla sınır otesi operasyonlar dolayısıyla askerimiz hep Irak'ta oldu. Tabii aynı surecte Irak'ta yaşayan Turkmenler dolayısıyla siyasi dikkatimiz, istihbarat duyarlılığımız da bolgeye yonelik oldu.
Irak Osmanlı'yı en fazla uğraştırmış coğrafyadır. Ve en yetenekli valilerle idare edilmeye calışılmış eyalet.. Tuna valiliğindeki başarısının ardından Mithat Paşa'yı gorevlendirdi orada BabıÂli. Milli Mucadele oncesinde de Suleyman Nazif'i... Suleyman Nazif, Kurt asıllı ama İstanbul işgal edildiğinde unlu 'Kara Gun' makalesini yazan kalemdir...
Osmanlı savaş tarihi bir bakıma sınır otesi operasyon tarihidir derken durumu abarttığım sanılmasın... Hele hele imparatorluğun inşa sureci diyebileceğimiz Fatih doneminde Macaristan'a kadar uzanan coğrafyada Osmanlı askeri harekÂtlarının neredeyse ucte ikisi bu mahiyettedir. Batılı hukumdar ve prenslerin sadık kaldığı tek bir barış anlaşması bulunamaz. Sure koyularak, şu kadar yıl savaşmayacağız, denilen yapılan anlaşmaların dahi bir, en cok iki sene zarfında ihlal edildiği gorulur...
Fatih donemini ornek verişim sebepsiz değil elbette. İstanbul'un fethi oncesinde yani askeri guc olarak hicbir kıymetinin kalmadığı donemde dahi Bizans'ın genc Osmanlı hukumdarını rehin alınan şehzadeyi serbest bırakmakla tehdit ettiğini, Fatih ne zaman kıta Avrupası'nda sefere cıksa Venedik ve Macaristan'ın Anadolu'daki beylikleri ayaklandırmak icin caba sarf ettiklerini unutmak mumkun değil.
Hedef Kont Drakula
Osmanlı kaynaklarında Eflak-Boğdan diye zikredilen bugunku Romanya'nın muşterek adı 'Memleketeyn'di ve soz konusu topraklar iki prenslik/voyvodalıkla idare ediliyordu. Eflak prensliği Celebi Mehmet zamanında vergiye bağlanmıştı ama her ikisi de ilhak edilmiş değildi. Fatih doneminde Eflak'ın başında Ulahların 'Cepeş' adıyla andığı 4. Vlad, yani unlu Kazıklı Voyvoda bulunuyordu. Kazıklı sonradan kullanılan bir lakap değildi Vlad icin. Prensliği doneminde zevk icin basit suclar işlemiş kişileri dahi kazığa oturttuğu icin bu sıfatla anılıyordu. Tarihi kaynaklarda onun eşeğe binmiş bir papazı eşekle birlikte kazığa caktırıp bu manzara karşısında eğlendiği vardır. Sicilinde Eflak'ın 500 asilini ve 600 kadar tuccarı kazığa oturtmak, ateşe attırdığı insanların karşısında icki sofrası kurmak da vardır.
Huzuruna cıkan Turk elcileri başlarını acmadıkları icin sarıklarını kafalarına caktırıp kazığa oturtmak, suclu saydığı kadınlara cocuklarını ateşte kızartıp etlerini yedirmek, memelerini kestirip yerine cocuklarının başını diktirmek, dilencileri toplatıp karınlarını doyurduktan sonra hepsini ateşe attırmak turunden eylemleri dolayısıyla Fatih donemi muverrihlerinden Dursun Bey onu 'Keferenin Haccac'ı' diye anıyor.
1460'ta Eflak'ın statusu tabiyet değil vergiye bağlılıktır. Bu vergiye
karşılık Osmanlı topraklarına gelecek Ulahlardan vergi alınmaması, yerleşmek isteyen Ulahlara oncelik tanınması gibi imtiyazlar verildiği bilinir.
4. Vlad, yani Kont Drakula'nın unlu Macar Kralı Hunyadi Yanoş'un oğlu Mathias'la Osmanlı'ya karşı birlikte mucadele etmek icin gizli bir anlaşma yapıp Fatih'in Anadolu beylikleriyle meşgul olmasından istifade ederek Osmanlı topraklarına saldırmasına kadar ciddi bir mudahaleye maruz kaldığı da soylenemez.
Fatih Anadolu seferinden dondukten sonra Vlad'ı uyarmak ve bağlılığını tazelemek icin İstanbul'a cağırdı. 'Ben burada ayrılırsam Macarlar ulkemi işgal eder' diyen Vlad'ın Fatih'ten yerine muhafız gondermesini istediği,
bunun uzerine Vidin muhafızı Hamza Paşa'nın Eflak'a gonderildiği biliniyor.
Tabii akıbeti de... Drakula paşa ve maiyetindeki askerleri tutuklayıp ellerini ve ayaklarını kestirdikten sonra hepsini kazığa oturttu... Rivayet olunur ki Hamza Paşa'ya ' Seni makamına hurmeten yuksek kazığa oturtuyorum' diyerek alaya almaktan cekinmemiş...
İlk sınır otesi operasyon
Tarihler bu vahşet uzerine Fatih'in 200 bin kişilik bir orduyla Romanya'ya hareket ettiğini, aynı zamanda 25 buyuk, 150 kadar da kucuk gemiyi Tuna'ya gonderdiğini yazıyor. Bukreş yakınlarında Turklerle işbirliği yapmaktan dolayı Vlad'ın suclu bulduğu ve kazığa oturttuğu 20 bin kurbandan oluşan bir ceset ormanı gorulduğunu de...
Drakula hicbir zaman Fatih'in ordusunun karşısına cıkmadı. Macaristan'a kactı. Eflak bu sefer sonunda Osmanlı hÂkimiyetine gecti. Macar kralı da daha once birlikte hareket etmek icin anlaşmış olmasına rağmen Osmanlı'nın ofkesini uzerine cekmemek icin Vlad'ı tutuklayıp bir zindana kapattı. Eflak'a ne oldu derseniz Fatih, Drakula'nın yerine Osmanlı'ya sığınmış olan kardeşi Radul'u voyvoda tayin etti.
15 sene surdu Drakula'nın tutukluluğu. Radul'un vefatı uzerine hapis tutulduğu zindandan muhafızlarla anlaşarak kactıysa da 1479'da Eflak'ta yakalandı ve kesik başı başta İstanbul olmak uzere Osmanlı topraklarında teşhir edildi...
__________________
Osmanlı'nın ilk sınır otesi operasyonu.
Bilim ve Teknoloji0 Mesaj
●40 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Teknoloji Forumları
- Bilim ve Teknoloji
- Osmanlı'nın ilk sınır otesi operasyonu.