[IMG]http://img519.**************/img519/6640/charkatangermainkr5.jpg[/IMG]

Olmsuz kont Saint Germain

Gizemlerin adamı;Bilinmeyen bir gizem orgutunun dunya temsilcisi;

Oyle bir adam duşunun ki, yuzyıllardır yaşıyor olsun, 300 yıl boyunca Avrupa Sarayları´nda tanınsın ve el ustunde tutulsun. Buyucu, simyacı, kaşif, milyarder, tıp adamı ve inanılmaz bir muzisyen; hatta Caykovski onun bestelerini calmıştı. İşte Kont St. Germain buydu ama boyle biri gercekten yaşadı mı? Kaynaklar bunu kesinlikle gosteriyor. Kimdi bu garip adam? Gizemlerin adamı; Francis Bacon, Valentine Andres, The Polish Rider (Polonyalı Suvari), Prince Rakoczy, Sinyor Gualdi, Kont Saint Germain gibi isimlerin yanısıra, İngiltere Krallığı’nın gercek varisi Francis Tudor olduğunu ve gercek soyunu saklamak icin kullandı. Bacon-Shakeaspeare ve Kont St. Germain uclusu tek kişi miydi?

Kont St. Germain´ın tum geleneksel biyografi yazarlarını şaşırtan bir yaşamı vardır; yazılan en sempatik kitap “The Com*te de St. Germain-Kralların Sırrı”dır. Yazarı ise dinbilimci I.Cooper Oakley’dir. Kitapta, Kont St. Germain bir kadının gozule anlatılır. Kont´un gizemi tarihci Bentick Van Rhoon’un şaşırtıcı notlarından yararlanılarak anlatılmış. 18 Nisan 1760 tarihli notlarda şoyle yazıyor: “Onun kim olduğunu kimse bilmiyordu. İngiltere gibi bir ulkede bu tuhaflık beni şaşırtmazdı cunku bu gizemi cozecek bir istihbarat orgutu yoktu, fakat beni asıl şaşırtan Fransa gibi bir ulkede bile sırrın cozulememesiydi.” Andrew Lang’ın, “ Tarihsel Gizemler” adlı kitabına bir goz atalım; “Resmi dokumanarda onun izine rastlamadım ama bir yerlerde boyle belgeler olduğu soyleniyor. Kont, 18. Yuzyıl´da*ki bir cok biyografi yazarının ele gecirmek istediği bir kişilikti. Ama guvenilir devlet dokumanlarında onunla ilgili bir ize rastlamak icin şansınıza guveniyorsanız, bunun buyuk bir hata olduğunu anlarsınız” Fransa İmparatoru III.Napoleon da Kont Saint Germain’in sırlarını merak etmişti. Kutuphanecilerine,18. Yuzyıl sonlarıyla ilgili arşiv ve dokumanları araştırıp toplamasını emretti. Sonunda, koca bir dosyayı dolduracak kadar belge toplanmıştı. Fakat Fransa-Prusya savaşında ve halk ayaklanmasında toplanan belgelerin bulunduğu bina yandı. Yazar Magre, “Magi’nin Donuşu” adlı kitabında; “Bu yine kaza olarak nitelenen bir ilahi adalet orneği cunku dunyada bazı şeyler gizli kalmalı” diyordu











Elli yıl sonra, yine 45 yaşındaydı...




Gustav Berthold Volz’un 19 ve 20. Yuzyıllar´ı inceleyen yol gosterici araştırmasından sonra, Kont Saint Germain, “7 yıl savaşlarının Tarihcesi” adlı kitapta 18. Yuzyıl’ın en gizemli adamı olarak nitelendiriliyor. Grillot de Givry’nin “Cadılık, Buyu ve Simya” adlı kitabında soylediği gibi Mrs Cooper Oakley, Kont Saint Germain’in hala hayatta olduğunu iddia ediyor ve bu iddiasını kanıtlayacak belgeleri arıyor. Fransız Ulusal Kayıt Ofisi, Yabancı Olayları Araştırma Fransız Ofisi, Berlin’deki Alman Saray Arşivi, Viyana Saray ve Devlet Arşivi ve Kopenhag Devlet Arşivi, Cooper Oakley’in iz surduğu mekanlar. Genel bilgilere gore, Kont Saint Germain, doğumu ve kokeni yuzunden kendini saklamak zorunda kalmıştı. Transilvanya prensi Rakoczy’nin en buyuk oğlu olduğu iddiaları vardır. Paris’te “Saint Germain”, Londra’da “Kara Hac Markisi”, Ubergen’de “Kont Surmount”, İtalya’da “Kont Bellamore”, Venedik’te “Montferrat Markisi”, Pizza’da “Schoening Şovalyesi”, Cenova’da “General Soltikov” ve Murenberg’de Rus Hukumeti tarafından verilen onur payesini taşıyan “Başarılı General” onun bilinen bazı kişilikleriydi. Rus Savaşı’nda askerlere verdiği bir icecek yuzunden iceceğe “Saint Germain Cayı” adı verildi, cayın adı, ileride “Rus Cayı” olacaktı. Bu bitkisel karışım her derde deva bir icecekti. Kont Saint Germain, bazen de Rakoczy adının harfleriyle oynayarak "Tzaragy" adını kullanıyordu. Bu da kullandığı bircok isimden biriydi. Saint Germain Kontu, ilk kez 1710’da Venedik’te goruldu. Daha sonra Fransız Sefiresi Madam de Gergy onu 45 yaşlarında bir adam olarak tanıdı ve 50 yıl sonra Paris’te karşılaştıklarında sanki hic yaşlanmamış gibiydi. Sanki Saint Germain Kontu’nun oğluydu. Madam de Gergy’e gore gencliğinin sebebi kullandığı bitkisel bir genclik iksiriydi. İlk karşılaşmalarında bu iksirden ona da vermişti. Aşağıda goreceğiniz gibi Madam de Gergy de gencliğini korumuş oldu. Kont Saint Germain ilk kez gorulduğu Venedik’ten donduğunde onu kimse bilmiyordu. Ama Jenning’in “Rosicrucians-Gul Hac, Ayinleri ve Gizemleri” adlı kitabında onunla ilgili atıflar vardır. Burada Kont Saint Germain’e cok benzer bir kişinin tarifi vardı. Verilen tarih ilk gorulduğu yıldan 23 yıl oncesiydi yani, yıl 1687´idi. Bu kişi Sinyor Gualdi adını kullanıyordu, yıllar sonra işi ve uyruğu araştırıldığında şehri coktan terk etmişti, tıpkı Saint Germain Kontu gibi. Gualdi, bir sanat uzmanıydı ve seckin parcalardan oluşan bir koleksiyonu vardı. Manly Hall ve yandaşları bu tuhaf “Sinyor”un Kont Saint Germain olmasından kuşkulanıyorlardı. Başka bir yerde “Polish Rider” adıyla tanınan kişi icin de aynı izi surebiliriz. Bu kaynakta iddia edildiğine gore, 1624’te unlu bilge Francis Bacon olarak resmen oldukten 46 yıl sonra 1670’te, Abbe Monfaucon de Villars’a Gul-Haclar´ı (Masonların ve okultistlerin unlu gizem orgutu) anlatan bazı notlar vermişti. Bu notlar “Comte de Gabalis” başlığıyla basıldı. Ancak bir dahi onun ozgun yazı stilini taklit edebilirdi. Ama bu cok zor bir ihtimal olduğuna gore bu kişi Kont Saint Germain olmalıydı.

Her taşın altında o vardı;

İngiltere´deki ozel muzesinde kendi el yazısıyla yazılmış bir mektup vardır. Mektup onun 22 kasım 1735’te Hauge Morin’de Baron von Gleichen’in sekreterliğini yapmış olduğunu ve Hollanda’da 1739’da karşılaştıklarını ispatlıyor. 9 Aralık 1745’te Horace Walpole isimli bir kişi Kont Saint Germain’le konuşurken onun iki yıldır Londra’da olduğunu soylediğini anlatıyor. Bu tarih Charles Edward ayaklanmasına rastlıyor ve St. Germain Kontu olduğuna inanılan genc bir isyancı, bir sure şuphe altında kaldı ve tutuklandı. Ama daha sonra masum olduğu anlaşıldı. Bu olayla ilgili olarak Walpole, bir mektupta şoyle yazıyor: “Gecen gun tuhaf bir adamı tutukladılar. Kont St. Germain adında birisiydi. İki yıldır buralarda, hicbir zaman adını ya da nereli olduğunu soylemiyor. Ama bilinen bir şey varsa, gercek isminin Kont St. Germain olmadığı. Cok iyi şarkı soyluyor, inanılmaz bir şekilde keman calıyor, besteler yapıyor ve onun cılgın biri olduğu duşunuluyor. Aslında cok duyarlı ve hassas. İngiltere Prensi bile onu merak ediyor ama cok kibirli biri.” İngiltere’de St. Germain, unlu yazar Bulwer Lytton ile arkadaştı. Yazarın bir Rosicrucian olduğu duşunuluyordu. Unlu kitabı “Zazani” nin baş karakteri Kont St. Germain’di. Kitapta bu gizemli adam bir Rosicrucian ve simyacı olarak nitelendiriliyordu. Ayrıca gizli bir yaşam surduğu de belirtilmişti. Kont St. Germain’nin kendi beyanlarından 1745 yılında iki kez Hindistan’da bulunduğunu anlıyoruz ve 1773’te yazılmış diğer mektuplardan anlaşılıyor ki; 1755’te tekrar Hindistan’da bulunmuş. Aynı mektupta bir de oğlu olduğundan bahsediyor. Cocuğun Bacon’un oğlu olduğu ve Amerika’nın kolonileşmesinde (Virginia Eyaleti´nin ilk yıllarında) buyuk rol oynadığı tahmin ediliyor. Bu konuda daha bircok soylenti var. Hatta Kont St. Germain’in bu olaylardan sonra Himalaya’lara cekildiği iddiası da var. Dinlenmek icin duzenli olarak geldiği Himalaya’larda yoga ile ilgilendiği ve yoga yaparken gorulduğu soyleniyor. 18 Yuzyıl boyunca nereden geldiği, kim olduğu ve soyu tum Avrupa’da merak edildi. Gizemlerin adamı hakkında E. M. Butter’in yazdığı “Magi Efsanesi” adlı kitapta şoyle yazıyor; “Boyle dikkat cekici bir şahsiyetin tanınmaktan kacması bir meydan okumadır. Cağdaş bilgilerle bile ulaşılamayan bir kimlik aslında hukumsuz demektir. St. Germain, Rakoczy olduğunu soylediğinde de bu doğa kuralından yararlanmıştır. Gun doğmadan once gizemini derinleştirdi. Cocukluğunu alevli renklerle tasvir diyor. Kendini inanılmaz bir manzara icinde betimliyor. Cok guzel bir havada şahane bahcelerde dolaştığını, Fas’ta Granada krallığının tek gercek varisiymiş gibi anlatıyor. Kont St. Germain, oğretmenine cıktığı bir gezide başındaki tacla bir daha hic goremeyeceği annesini son kez gorduğunu ve elinde bir bilezik olduğunu anlatmıştı. Kanıtlamak icin de annesinin giysisinden bir parca getirmişti. (YAZARIN NOTU: Kraliyet soyundan geldiğini kanıtlamak icin Kralice I. Elizabeth’in oğlu olduğunu soyluyor, “bir daha hic goremeyeceği anne” bunu simgeliyor. Daha sonra Lady Bacon onu kendi oğlu gibi yetiştirmiş. Kısaca kendini krallığın son varisi olarak tanımlamış ama ulkenin adını vermemiş.) Genc yaşında Avrupa’nın buyuk kısmını dolaşmıştı, Hindistan’da, İran’da, Turkiye’de, Japonya’da ve Cin’de bulunduğunu iddia etmişti. Gezilerinin adını vermediği bir yazar tarafından kaleme alındığını da soyluyordu. Ona inanmıyoruz ama gercekten bu ulkeler hakkında oyle detaylar anlatıyor ki, herkes şaşırıyor. Onun guclu ve etkili bir lider olduğuna inanılıyor. Cunku, bircok farklı orgut kurmuş, Bouillon Duku’ne Paris’te iki yuzu aşkın insanın Duk’un başkanlığında bir grupta toplanacağını soyledi. Paris’te 1785’te yapılacak Mason Konferansı’na da katılacağını soyledi. Ama bu olumunden bir yıl sonraydı ve Kont toplantıya geldi”

Garip guclere sahipti...

Tum 18 Yuzyıl boyunca St. Germain Kontu, Avrupa’da ve Doğu’da bircok ulkede daima saraylarda ve kralların, imparatorların, sultanların cevresinde goruldu. Buyuk Car Peter’ın hukum surduğu zamanlarda Rusya’daydı ve ismen sozu ediliyordu. 1737’den 1742’ye kadar İran Şahı’nın onur konuğuydu. İran’dan Fransa’ya ve Calcutta’dan Roma’ya kadar her yerde kraliyet cevresinde saygın biri olarak tanınıyordu. Walpole’nin ona 1745’te, Londra’da, Clive’nin ise ona 1756’da Hindistan’da rastladığından bahsetmiştik. Madam D’Adhemar onun 1789’da Paris’te olduğunu iddia ediyordu. Bu tarih onun olduğu zannedilen tarihten 5 yıl sonrasıydı. Bunlar yetmiyormuş gibi, bir cok insan Kont Saint Germain’i 19 ve 20. Yuzyıllar´da gorduğunu de belirtiyordu. Avrupa soylularının cok yakından tanıdığı bir kişiydi ve ceşitli ulkelerdeki onemli insanların arkadaşıydı. Buyuk Frederick, Voltaire, Madam de Pompadour, Jean Jacques Rousseau ve Chatham onun arkadaşlarıydılar. Hepsini şahsen tanıyordu ve hepsi ondan soz ettiler ve adamın gizemini merak ediyorlardı. Una Birch, St. Germain’in hayatını konu alan “19. Yuzyıl”adlı kitabında şoyle diyor: “Londra’da bir Jacobite ajanı, St. Petersburg’da bir suikastcı, Paris’te simyacı ve sanat eksperi, Napoli’de bir Rus generali, Versailles’te muzisyen olarak karşımıza cıkıyor. Bunların tumu Kont St. Germain´di, Buyuk Frederick’in Berlin’deki kutuphanesinden oğreniyoruz ki, İlluministlerle bağlantı kurarak, Ren nehrine yakın yerlerde orgut toplantıları yapıyordu.” 1757’de St. Germain, Paris’te goruldu ve daha sonra Kraliyet tarafından kabul edildi. Bircok insan onun garip guclere sahip olmasına ve durmadan kılık değiştirmesine şaşırıyordu. Buttler, bu konuda şoyle yazıyor: “Kont, parlak bir konuşmacı ve araştırmacıydı. Cok fazla seyahat etmiş, cok okumuş, cok bilgili ve nezih biriydi. Mukemmel bir kişiliği vardı; alaycı ve sofistike bir tarzı vardı; iyi bir une ve guce sahipti ve bunları kendine değer verilsin diye yapmıyordu. Uc yıl boyunca kendini saklayarak entrikacılardan ve kıskanclıklardan korunmayı başardı. Kurnazlığı ve Madam de Pompadour’un lutfuyla Kral´ın nezdinde itibarı tamdı. Doğal etki gucuyle ve inandırıcıyla zaferler kazanıyordu. 15. Louis’in kırılmış elmaslarından birini, bozmadan eskisinden uc kat daha değerli bir elmasa donuşturdu. St. Germain Kontu´nun bir buyucu olduğu cok soylenir. Ama bu iddia asla kanıtlanamadı ve St. Germain’in başarıları sır olarak kaldı, hala da oyle. 15. Louis zamanını ozel bir laboratuarda gecirerek St. Germain’in sırrını cozmeye calıştığı anlatılır. Bircok yeni buluşun ardında onun bulunduğu soyleniyordu, cok buyuk bir para gucune her zaman sahipti, herkes işin icinde buyuk paralar donduğunu biliyor ve ona hemen kanıyordu. Bircok mucit ve kaşifi Chambord Sarayı´na atadı. Boylece Kraliyet´e gelir sağladı. Kral, ona tapıyordu ama Kont St. Germain resmi bir kişiliğe asla sahip olmadı. Saray cevreleri ondan nefret ediyorlar ama vazgecemiyorlardı cunku muhakkak birinin bir derdine o care bulmuştu veya buluyordu.








Rus Devrimi´nin ardında o vardı!

St. Germain Kontu bazen sarayda kralın ozel işlerine bakan bir sırdaş veya resmi daireleri yonlendiren bir fikir babası, bazen bir bilim adamı, bazen de ebedi gencliğin sırlarını bilen bir buyucu ve politikayı etkileyen bir filozoftu. Fransız kabinesinin bircok uyesi, St. Germain’e devlet sorunlarını danışıyor ve tavsiyeler alıyordu. 1760´da Kont St. Germain guvenirliğini kanıtlamış biri olarak, Fransa-İngiltere ile ilişkilerini duzenliyordu. Kont´un bir diplomat ve ust duzey burokat olarak yetenekleri 15. Louis’i cok etkilemişti. Kral ona deneylerini surdurebilmesi icin bir laboratuar ve Versailles’te bir oda verdi. Boylece Kont St. Germain, gunlerini Kraliyet Ailesi´yle birlikte gecirmeye başladı. İngiltere ile savaş devam ederken barışı sağlamak icin St. Germain bicilmiş kaftandı. Gizli bir diplomatik gorev icin Hague’ye gidebilir, İngiliz yetkililerle temasa gecip barışı sağlayabilirdi. Ama birden işler tersine dondu; gorevi, zamanın Dış İlişkiler Bakanı Duc de Choiseul’e bildirmediği icin ve Hauge’deki Fransız konsolosuna boyle bir bilgi ulaşmadığından St. Germain oraya gidip, Louis’in emirlerini bildirdiği zaman, yetkililer inanmayıp tutuklama emri cıkardılar ve zayıf yaradılışlı kral buna boyun eğdi. Fransız konsolosu D’Affrey, Kont St. Germain’in İngiltere’ye giriş yapmasına ya da başka ulkelere iltica etmesine izin vermedi ama Kont artık ortada yoktu. Yine Paris´de ortaya cıktı ama bu kez Saray´dan uzaktı. Sonra Almanya´da goruldu, İngiltere işinde kıskanclıktan dolayı başarılı olamamıştı ama 1761’de Almanya ve Avusturya arasında barışın sağlanmasınta başarılı oldu. Hatta Rusya’da diplomatik başarılara imza attı ve boylece 1764’de Carice Catherine’nin yakın cevresinde yer aldı. Peki acaba duşmanları onun icin ne diyordu? St. Germain Kontu, cok eleştirildi. Orneğin, Danimarka’lı burokrat Kont Charles Wernstedt şoyle yazıyordu; “Burada kotu unlu bir maceraperest var; adı Kont St. Germain, gercek bir şarlatan, bir aptal, bir geveze ve bir dolandırıcı, yıllardır onu gormeye alıştık. Kralımız onu tum kalbiyle onurlandırıyor. Boylece gercek kimliğini saklayabiliyor. Kim bu adam?" Fransız bilim adamı Thiebault ise “Souvenirs” adlı kitabında Kont St. Germain’e daha bir sempatiyle yaklaşıyor. “Kont St. Germain gelmiş gecmiş en akıllı maceraperesttir. Yaptığı herşey onurludur ve her zaman durust olmuştur.” Kont´a hayran olan asil Kauderbach, ilk kez 4 Nisan 1760’da Kont Wackerbath’a şoyle diyordu: “St. Germain, bizlere oyle garip, oyle acık sacık hikayeler anlattı ki, onları herşeyden once iğrenerek dinlersiniz. Ama etkileyici oldukları kesin. Bu adam 10 yaşındaki birini bile kandıramazken bizleri nasıl kandırsın? Ve ona sabrının sonuna gelmiş bir maceraperest olarak saygı duyuyorum, ama yine de sonu trajik bir bicimde gelmezse şaşıracağım.” Danimarkalı bir politikacı olan Kont Bernstorff ise 1779’da yazdığı ozel mektubunda şoyle diyordu: “Ne arkadaşıydım ne de ona hayrandım... Yargılarımı devreye soktum ama itiraf etmeliyim ki, daima gizemli, mantıksız işler yapan, devamlı isim değiştiren, bazen bir suclu bazen de bir centilmen gibi davranan birine guvenemiyorum.”

Dunyanın her yerinde ortaya cıktı...

Ve buyuk duşunur Voltaire biraz da alaylı bir şekilde arkadaşı Frederick’e Kont St. Germain hakkında şoyle yazmış, “Herşeyi bilen ve hic olmeyen biri.” Herhalde Frederick bu alaycı uslubu pek ciddiye almamıştı. Dresden’deki Prusya buyuk elcisi Alvensleben de, Frederick’e 25 Haziran 1777’de Kont St. Germain hakkında bir mektup yazıyordu; “Cok yetenekli ve cok zeki biri, ama kesinlikle adalet duygusundan yoksun. Ununu, en basit insanın bile yapabileceği dalkavuklukla kazanmış. Ozellikle hitabet yeteneğiyle guzel sozler duymaya hazır birisini kolayca etkileyebilir. Tum kişiliği, haddinden fazla kibirle orulmuş. Hikayeleriyle toplumu uyarmaya ve bilgilendirmeye calışıyor. Ama sıra kendi fikirlerini empoze etmeye gelince gucsuzluğu ortaya cıkıyor. Ama asıl acı olan, onu yalanlayacak kimsenin olmaması.” Danimarkalı Amiral Kont Danneskjold, Amsterdam’dan 27 Nisan 1760’da St. Germain’e bir mektup yazmıştı; “Cok iyi biliyorum ki, Mosyo, dunyanın en iyi yoneticisiniz.” Oylesine celişkiler vardı ki, takdirler, ovguler bir yanda, alay, kucumseme ve aşağılamalar ote yandaydı. Rusya Buyuk Elcisi Prens Golizyn 1 Nisan 1760’da Kauderback’a yazdığı mektupta şoyle bir ifadeye yer veriyordu; “Ben de tıpkı sizin gibi onun bir aptal olduğunu duşunuyorum.” Alman Burokrat ve devlet adamı Bentinck von Rhoon ise, St. Germain’i cok nazik ve başarılı bulurken beraberlikten zevk alıyordu. Cunku Rhoon´a gore Kont, gercekten zeki ve birikimliydi ve bircok ulke hakkında bilgi sahibiydi. Cok iyi bir eğitim almıştı, cok kibardı ve insanlar hakkında verdiği kararlar cok doğruydu. Tarihci Sypesteyn, “Tarihsel Anılar” adlı kitabında St. Germain Kontu´ndan soz etmiş; “St. Germain, gercekten dikkat cekici biri. Tanındığı her yerde akılda kalıcı bir etki bırakıyor. Gercekten de asil ve iyi yanları cok. Hicbir kotu harekette ya da onursuz davranışta bulunmamış ve heryerde sempatiyle karşılanıyor.” Edebiyatın olumsuz ismi Cehov, “Maca Kralicesi” adlı yapıtında Saint Germain tarafından St Petersburg’da yazılmış bir buyu kitabına gonderme yapıyor. 18 Yuzyıl başlarında Saint Germain Kontu´nun, daha sonraları Rus Devrimi´nde buyuk rol oynayan gizli direniş gruplarını kurduğu belirtiliyor. Tıpkı Mason orgutlerinin Fransız ve Amerikan devrimlerini etkilemesi gibi, bu orgutler de Rus Devrimi´nin kaderini etkilemişti. Ondan soz edenler, tanıyanlar, sevenler, sevmeyenler ama bunların tumu Kont St. Germain´ın kimliğini anlamaya yine de yeterli olmuyor. Kontes D’Adhemar “Marie Antionette’in Anıları” adlı kitabında Saint Germain’i tanımlıyor; “Herşey 1743 yılında cok zengin ve inanılmaz mucevherlere sahip bir yabancının Versailles’e geldiği dedikodusuyla başladı. Nereden geldiğini kimse bilmiyordu. Gorunuşu titiz ve şıktı. Elleri nazik ve zarif, ayakları bicimliydi. Bicimli bacaklarını herzaman şık coraplar susluyordu. Giysileri daima vucuduna oturuyor ve uyum gosteriyordu. Gulumserken dişlerinin berraklığı ve pırıltısı dikkat cekiyordu, yanağında şirin bir gamze vardı. Siyah sacları iyi kesimliydi. Ve o harika gozler... Hic onunki gibi gozlere rastlamamıştım... 45 yaşlarında gozukuyordu. Her zaman Kraliyetin gozdesi oldu ve Kraliyetin ona karşı sınırsız hoşgorusu 1768’de başlamıştı.”










Ressam, muzisyen ve şair ama ne?

Kont Saint Germain gununun onemli bilginlerinden biriydi. Tarihcilerin onu gozardı etmesi bile halk arasında mitolojik bir figur haline gelmesini engelleyemedi. Onun diller hakkındaki bilgisi hem modern dilleri hem de eskileri kapsıyordu. Almanca, İngilizce, İtalyanca, Portekizce, İspanyolca, Fransızca, Yunanca, Latince, Sanskritce, Arapca ve Cince konuşabiliyordu. Ustelik bu dilleri anadili gibi duzgun bir aksanla konuşuyordu, cok iyi bir muzisyen, iyi bir kimyacı ve bir dahi olduğu soyleniyordu. Fransa´nın tarihi simgesi Madam de Pompadour ise Saint Germain’i şoyle ovuyor: “Modern ve eski tum dilleri harika konuşuyordu. Harika bir belleği vardı, her alanda konuşmasını sağlayan etkileyici bir bilgi birikimine sahipti, onu iyi bir konuşmacı yapan insanları tanıma yeteneğiydi. Bazen krallar ve prensler hakkında hikayeler anlatırdı. Oyle bir uslup kullanırdı ki, her detay bir illuzyon gibi gozunuzde canlanır, gercekmişcesine etkilerdi. Butun dunyayı dolaşmıştı ve Kral onun maceralarını dinlemeye bayılıyordu. Asya, Afrika hatta Rusya, Turkiye ve Avusturalya hakkında oykuler anlatırdı. Ustelik tum bunlar Kralı ve dinleyenleri derinden etkilerdi.” İşin bir de İngiltere yonune bakalım; Saint Germain Kontu, bazen Francis Bacon olarak, Kralice Elizabeth’in oğlu gibi, bazen de Kral James’in sağ kolu olarak coğu zamanını Kraliyetle birlikte gecirmişti. Shakespeare’in oyunlarındaki gibi kılıktan kılığa girerek 18 Yuzyıl´ın Avrupa soylularını etkilemeyi başardı. Belki de Bacon-Kont St. Germain-Shakeaspeare uclemesi oydu. Boylece kendini yormadan icinden gelen bir yetenekle once Kralı etkiledi sonrada tum Avrupalı asillere kendini kabul ettirdi. Bunun asıl nedeni iddia edildiği gibi Kraliyetin kanını taşıyor olması mıydı? Belki de, Cooper Oakley’in biyografisinde Kont St. Germain’i tanımlarken “Kralların Sırrı” tamlamasını kullanmasının nedeni buydu. Aşağıda St. Germain’in gorunuşu benzer ifadelerle acıklanıyor: St. Germain bir medyum kadar hassas bir ruha ve kibar davranışlara sahipti. Gorunuşu guzeldi, cildi esmer, sacları siyahtı. Yuz hatları asildi, zekasını ve dehasını gosteren bir ifadesi vardı. Sadece buyuk ve onemli insanlara ozgu bir edası vardı, giysileri basit ama şıktı. Luksu cok sayıda elmaslardan ibaretti. Bunlar iyi gizlenmişlerdi fakat her parmağına yuzuk takardı. Saati elmaslarla cevriliydi. Bir akşam guzel ayakkabı tokaları takmıştı. Değerli taş uzmanı von Contaut’un dediğine gore tokaların uzerindeki taşların değeri 200.000 frank kadardı. Oakley yazıyor; “Piyanoda her şarkıyı calabilmesi bir yana, en zor koncertoları bile değişik enstrumanlarla calabiliyordu, ozellikle yorumlarından etkilenenler sayısızdı. İnanılmaz guzellikte yağlıboya resimler yapıyordu. Resimlerini cekici kılan kendi keşfettiği bir boya turuydu ve bu bir sırdı. Vanloo bu resimlerdeki renklerden cok etkilenmişti ve bir cok kere bu sırrı onunla paylaşması icin rica etmişti. Ama sır hicbir zaman acığa cıkmadı. Aslında mucizelerin kaynağı engin kimya ve fizik bilgisiydi. Her zaman sağlıklıydı ve bunun nedeni gizemli bilgilerdi. Ustelik bir insana nasip olabilecek yaşam suresinin cok uzerine cıkması yine bu bilgilerin hikmetiydi."

Caykovski bir hırsız mıydı?

Bu nitelikleri Kont’u Madam de Gergy’nin gozdesi haline getirmişti. Daha ilk gunden başlayıp uzun yıllara yayılan ilgi Venedik’teki ilk karşılaşmayla başladı. Madam de Gergy, uzun yıllar sonra bile 25 ‘inde gorunmesini sağlayan bir iksiri Saint Germain’den almıştı. Madam de Gergy’nin inanılmaz gencliğine tanıklık edecek yaşıtı olan bir cok yaşlı erkek vardı ve bu yaşlı centilmenler bu sırrı sorguluyorlardı ama asla bir sonuc elde edemediler. Bir muzik kenti olan Paris´de o gercekten bir ustaydı. Versailles’te bulunduğu sırada kemanla bircok konserler verdi ve bir keresinde bir senfoni orkestrasını yonetti. Eski bir İngiliz şarkısı olan “Oh, Woulds Tough Know What Secret Charms”ın da icinde olduğu besteleri yayınlandı. 1760’da yeni şarkılar besteledi ve 1780’de keman icin bir solo grubu oluşturdu. Eleştirmenler onu calışkan ve kabiliyetli bir sanatcı olarak tanılıyordu. Ayrıca konserleri ve besteleriyle dikkatleri uzerine cekiyordu ve iyi bir nota muzisyeniydi. Bir konser icracısının, alet calmasını yalnızca Fransız bestecisi Rameau ovmuyordu, en inanılmazı da olduğu zaman Caykovski’nin kağıtları arasında onun bestelerinin bulunmasıydı. Rusya’daki bu garip olayın bir diğer yonu de, bir Rus bestecisinin onun bestelerini sahiplenmesiydi. Bu olay şoyle anlatılıyor; “St. Germain Kontu, St Petersburg’da Kont Rotari adlı bir ressamla yaşıyordu. Bu ressamın mukemmel portreleri Peterhof Sarayı’nda sergilenmektedir. St. Germain, iyi bir keman virtuozuydu, tek başına bir orkestra gibiydi. Rus besteci N. Pyliaeff icin besteler yapmıştı ve besteler Kontes Ostermann’a ithaf edilmişti. Tarih yaklaşık 1760´idi. N. Pyliaeff bu besteleri nedense sahiplendi. Eserlerin bazılarını satın aldı ve bir sure elinde tuttu. Daha sonra onları unlu bestekar Peter Caykovski’ye hediye edermişcesine verdi. Boylece bestekar olduğunde besteler kağıtlarının icinde bulundu. Fakat N. Pyliaeff, St. Germain’in bestelerindeki gizli duzenin kimse tarafından taklit edilemeyeceğini duşunuyordu.” Kısacası Caykovski´nin, Kont St. Germain´ın bestelerini caldığı resmen iddia ediliyordu. Daha ote gariplikler de var; Kont St. Germain, aynı cumleyi aynı anda iki eliyle de yazabiliyordu. Sonra bu iki nushayı ışığa tutunca fotokopi makinesinde coğaltılmışa benziyordu. Bir okuyuşta bir metni tekrarlayabiliyordu, beyninin iki yarısı, bağımsız olarak işlevlerini yerine getiriyordu. Bunu kanıtlamak icin ise sağ eliyle aşk mektubu sol eliyle mistik bir şiir yazardı. Aynı anda da şarkı soylerdi. Yine J. Cooper Oakley´e donelim; “Butun bu tuhaf anlaşılmazlar icinde 18. Yuzyıl´ın en evrensel ve dikkat cekici mistik ismi Kont St. Germain’dir. Arada bir romantik bir kahraman, belki bir şarlatan veya dolandırıcı ya da bir maceraperestdi. Hep bu tur sıfatlarla değerlendirildi. Onu değerlendirenler guclu ve zengindiler, genelde nefret edilen ve erkeklerin cok azının sevdiği, donemi boyunca kendini saklayan biriydi. Daha onceleri de, şimdi olduğu gibi, majisyenler ve simyacılar şarlatan olarak değerlendirilmişlerdir ve cok az insan bu gizemin gucunu farkedebilmiştir. Kralın arkadaşı ve sağ kolu olarak bircok insanı kıskanclığa surukluyordu. Bilgileriyle “Batı’ya” yardım etmek istedi ve bircok ulusu fırtına yuklu bulutlardan kurtardı. Eyvah! Ne yazık ki, uyarı dolu sozlerini ancak sağır kulaklara ulaştırabildi ve tavsiyeleri gercekten dikkate alınmadı.”

"Gizli Kardeşlik" yine karşımızda;

St. Germain’i takdir eden bir başka kadın da unlu gizemci ve Teosofi Orgutu´nun kurucusu Madame Blavatsky´idi. Blavatsky onu şu sozlerle anlatıyor: “Eğer bir şarlatan olsaydı, uzun yıllar boyunca sayısız zeki ve yetenekli devlet adamının ve asillerin takdirini kazanabilir miydi?” Manly Hall’ın Gul-Hac´ı, simyayı, masonları ve diğer mistik bilimleri anlatan, kapağında Prens Rakoczy’nin resmi olan kitabında şoyle yazıyor: “Biri ona kendisiyle ilgili birşey sorduğunda babasının gizli bir duşunce, annesinin ise gizem olduğunu soyluyordu. St. Germain Kontu, Doğu konsantrasyonunun prensiplerini iyi bilen bir ustattı. Cok defa, yoga yaparken goruldu. Himalaya’larda bir inziva koşesi vardı, burada kendini dunyadan tamamen soyutluyordu. Bir iddiaya gore tam 85 yıl Hindistan’da kaldıktan sonra Avrupa’da tekrar ortaya cıktığı soyleniyordu. Sık sık kendinden yuce bir gucun kurallarına uyduğunu tekrarlardı. Soylemediği şey ise, bu ustun gucun bir “Gizem Okulu” olduğu ve onu gizli bir gorev icin Avrupa’ya gonderdiğiydi. Kont Saint Germain ve Francis Bacon, “Gizli Kardeşlik” tarafından son bin yıldır insan icine salıverilmiş iki onelmi isimdi. (Manly Hall burada bu iki kişinin aslında aynı kişi olduğunu ve Francis Bacon’un esrarengiz olumunu ima ediyor. Edebiyat eserlerine konu olan, mistik hikayelere karışan bir insan 1624’te oldukten sonra nasıl olur da mezarından kaybolur? Bir kac farklı kimliğe girerek, duşuncelerini felsefi, dramatik, ve edebi yonden yaymak istiyor olabilir miydi?)

Binlerce yılın bilgisini taşıyor;

Kont Saint Germain, Gnostikleri ve Gul-Hac´ın Fransız Devrimi´ni bile etkileyen fikirlerini 18 Yuzyıl boyunca yaymaya calıştı. Lord Bulwer Lytton’un “Zazani” adlı romanının konusunun Count St Germain’in hayatı ve yaptıkları olduğu iddia ediliyor. Masonik torenlerde ilk adımın atılmasındaki onemli figurun ise Kont St. Germain olduğu artık biliniyor. Butler’e gore, "Zazani" adlı kitap Madam Blavatsky’yi etkilemiş ve sonradan başladığı dinbilimsel hareketin temelini oluşturmuştur. Kitabın gercek kahramanı, yazar Bulwer’in de yakından tanıdığı, genclik iksirini ve diğer simyasal gizemleri, otların gucunu, Fransız ihtilalinin arkasındaki Rosucrician gizemini bilen Kont St Germain’den başkası olabilir mi? Manly Hall, St Germain’in Francis Bacon’la olan benzerliğini şoyle tanımlıyor: “Cahil ve amacsız ukalalığın arkasında net ve acık bir şekilde gorulen şahsiyet Kont St Germain´dir. Eski bilgeliğin efendisi, unutulmuş doğruların bilgesi, merak edilen antik sanatların profesoru olan bu kişi, bir yandan da modern dunyanın ************fizik yanını ve geleneklerini, 50 yuzyıllık bir calışmanın urunlerini Kont St Germain adıyla yaymaktadır. Binlerce kez sorulan soru şudur; St Germain Kontu, doğa kanunlarına ait bu ilginc bilgileri nerede saklıyor? Yuzyıllardır kendini nasıl yeniliyor? Nasıl olumsuz olabiliyor? Tum insanlığı kacınılmaz sona goturen sırrın cozumu nedir? St Germain Kontu, Mısır ve Yunan´da yaşamış bir cok filozofun kardeşi olarak onların temsilcisi ve sozcusudur. Bize bircok işaret yolladı, aklıyla da bircok kişiyi şaşırttı. Bir adam ki, 2000 yıldır skolastik mutevaziliği ile varoluyor.”

Modern bilimin babası, deneysel felsefenin kurucusu insan aklını Aristo’nun arınmış skolastik felsefesinden kurtaran kişi Francis Bacon’dur. İngiltere’deki yapay olumunden sonra Bacon Avrupa’da Masonların ve Rosicrucian’ların başı olarak ortaya cıktı. 17. ve 18. Yuzyıl´da Avrupa’da, 19 Yuzyıl´da ise Uzak Doğuda goruldu. İddilara ve bazı ciddi kanıtlara gore, Bacon ve St Germain Kontu aynı kişiydiler ve uzun bir yaşamın iki bolumunu oluşturdular. Gorunuşunu ve statusunu hic değiştirmedi, hep aynı kaldı. Bilinen ucyuz yıllık yaşamı boyunca iki kişiliğiyle de başarılı bir tablo cizdi. Butun bunlar bir efsaneden başka birşey değil mi? Yuzyıllar icinde buyumuş ve gerceklerin elbisesine burunmuş bir masalı mı okuduk? Ama kaynaklar cok sağlam, bu yazıda okuduklarınız bunların cok azı. Kesin olan şey, Kont St. Germain´ın gercekten yaşadığıdır ama yuzyıllardır yaşıyor olabilir mi ve hala sağ mı? Oyleyse şu anda nerede? Acaba Kont St. Germain, gunumuzde bildik, tanıdık bir kişiliğe burunmuş olabilir mi? Bu soruların cevapları şimdilik yok, gelecekte belki olabilir...

__________________