On yedinci yuzyıl Anadolu velîlerinden. İsmi Ahmed, mahlası Gavsî'dir. Gavsî Ahmed Dede diye meşhur olmuştur. MevlÂn CelÂleddîn-i Rûmî hazretlerinin tasavvuftaki yolu olanMevleviyye'ye mensuptur. Gelibolulu YazıcızÂdeler sulÂlesindendir. Buyuk velî Ahmed-i BîcÂn hazretlerinin torunlarındandır. Doğum tÂrihi belli değildir. İstanbul'da doğmuştur. 1697 (H.1109) senesinde İstanbul'da vefÂt etti. Kabri Galata MevlevîhÂnesi bahcesindedir.
Âlim ve asîl bir Âileye mensûb olan Gavsî Ahmed Dede, kucuk yaştan îtibÂren ilim tahsîline başladı. ZamÂnının usûlune gore aklî ve naklî ilimleri tahsîl edip icÂzet, diploma aldı. SelÂnik kÂdısı İmÂmzÂde'nin yanında nÂiblik yaptı. Bu vazîfeyi adÂletle yuruttu. Bu sırada kalbine duşen bir aşk ateşi ile tasavvufa ve tasavvuf ehline karşı buyuk alÂka duydu. Duny makam ve zevklerini terk edip, bir gonul ehlinin eteğinden yapışmaya karar verdi.Bir Allah adamına talebe olmak niyetiyle SelÂnik'ten ayrılıp Bursa'ya geldi. Bursa MevlevîhÂnesi Şeyhi olan SÂlih Dede Efendiye talebe oldu. Onun hizmet ve sohbetlerinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi. Dort sene muddetle SÂlih Dede Efendinin hizmetinde kaldı. ZÂten ilimde yuksek bir Âlim olan Gavsî Dede, fazîlet ve guzel ahlÂk sÂhibi bir velî oldu. Hocasının emir ve tavsiyesi uzerine MevlÂn CelÂleddîn-i Rûmî'nin memleketi olan Konya'ya gitti. Uzun muddet Konya'da kalıp Mevlevî dergÂhının usûlune gore hırka giydi. Talebe yetiştirmek ve mevlevî dervişlerinin ihtiyaclarını temin etmek icin calıştı. On altı sene muddetle değişik memleketlere seyÂhat edip insanlara İslÂmiyetin emir ve yasaklarını anlattı. Pekcok kimse onun sohbetlerinde bulunup, istifÂde etti. Bu sırada Horasan'a kadar gittiği, kaynaklarda bildirilmektedir.
Gavsî Ahmed Dede, hocası SÂlih Dede Efendinin vefÂtından sonra İstanbul'a geldi. Galata MevlevîhÂnesi Şeyhi Ârızî Dedenin yanında MesnevîhÂn yÂni Mesnevî okuyucusu oldu. Bu sırada bircok nÂt-ı şerîfler yanında, tasavvufî şiirler soyledi. Yazdığı şiirleri Ârizî Dedeye okuyunca, Ârizî Dede ona teberruken Gavsî mahlasını verdi. Bundan sonra Gavsî diye meşhur oldu. Bu vazîfeye devÂm ederken aldığı mÂnevî bir işÃ‚ret uzerine FÂtih'te SultanSelîm CÂmii yakınındaki evinde inzivÂya cekildi. İbÂdet ve Allahu teÂlÂnın ismini anıp zikirle meşgul oldu. Kasımpaşa Şeyhi Seyyid Halil Dede Efendiyle zaman zaman goruşup sohbette bulundu. Seyyid Halil Dede'nin teşvikiyle MevlevîhÂne şeyhliğini istemek uzereEdirne'de bulunan pÂdişÃ‚hın huzûruna gitmeye karar verdi. Bu yolculuğa cıkmadan once MevlÂn DergÂhı şeyhi Celebi Efendi tarafından kendisinin Galata MevlevîhÂnesi Postnişînliğine tÂyin edildiği bildirildi. Fakat Gavsî Ahmed Dede kendisinin bu vazîfeyle vazîfelendirilmesini pÂdişÃ‚ha arz etmek uzere Edirne'ye gitti. PÂdişÃ‚ha durumu arz edip konuyla ilgili berÂtını alarak İstanbul'a dondu. Yirmi bir sene bu makamda kalıp insanlara İslÂmiyetin emir ve yasaklarını anlattı.
NÂyî Osman Dedenin kayınpederi olan Gavsî Ahmed Dede, Galata MevlevîhÂnesi şeyhi olarak vazîfe yaptığı sırada 1697 (H.1109) senesinde vefÂt etti.Vazîfe yaptığı Galata MevlevîhÂnesi bahcesine defnedildi.
ÂrifÂne şiirleri bulunan Gavsî Ahmed Dedenin DîvÂn'ı vardır.
DÂVETE İCÂBET
Galata MevlevîhÂnesi şeyhliği sırasında Halvetiyye yolu buyuklerinden Muhammed Nasûhî UskudÂrî hazretleri ile goruşup sohbette bulundu. Muhammed Nasûhî hazretleri, Uskudar'da yaptırdığı dergÂhın acılışı sırasında Gavsî Ahmed Dedeyi de dÂvet etti.
Gavsî Ahmed Dede, dÂveti kabûl etti. Fakat Uskudar'a gidecekleri gun sÂhile vardıkları zaman hava ruzgarlı ve denizin dalgalı olduğunu gorduler. Bu sebeple kayıklar yolcu taşıyamıyorlardı. BÂzı kayıkları dalgalar deniz dışına atmış, bÂzıları da dalgalar arasında bir o tarafa bir bu tarafa yatıyordu. Gavsî Ahmed Dedenin yanında bulunan bÂzı kimseler bu fırtınalı havada yola cıkılamayacağını soylediler. Halbuki Gavsî Dede, verdiğimiz sozde durmalıyız ve Uskudar'a gitmeliyiz diyordu. Gavsî Dedenin buyuk bir velî olduğunu bilen bÂzı arkadaşları ise, ona teslim olup gitmek istiyorlardı. O sırada deniz uzerinde bir gemi peyda oldu. Gavsî Dede ve onun buyukluğunu bilen talebeleri hemen gemiye bindiler. Gavsî Dedenin buyuk bir velî olduğunu bilmeyenler ise tereddud ettiler. Fakat diğerleri binince onlar da bindiler. Deniz bir muddet durgunlaştı. Allahu teÂlÂya tevekkul edip gemiye binen Gavsî Dede, yanındakilerle birlikte sağ ve sÂlim Uskudar'a ulaştı.
Allahu teÂl Gavsî Dedeye verdiği sozde durmak istemesi, kendisine tam tevekkul ile bağlı olması sebebiyle kerÂmet olarak bu hÂli ihsÂn etti. Gavsî Dedenin buyukluğunu bilmeyen diğer dervişleri de onun buyukluğunu anladılar. Gavsî Dede, Nasûhî Muhammed Efendinin dÂvetine icÂbet edip, dergÂhının acılışında bulundu. Onunla uzun sohbet edip biribirlerinden istifÂde ettiler.
1) Selîm Tezkiresi; s.494
2) VekÂyiu'l-FudelÂ; c.2, s.198
3) Sefîne-i Nefîse-i MevleviyÂn; c.5, s.144
4) Osmanlı Muellifleri; c.1, s.101
__________________
Gavsî Ahmed Dede
Peygamberler ve Evliyalar0 Mesaj
●39 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Peygamberler ve Evliyalar
- Gavsî Ahmed Dede