KAYNAKLAR

Kuran-ı Kerim ve tefsirleri
Sahih Hadisler
İnciller

= = =

FAYDALANDIĞIMIZ ESERLER

Abdullah Aydemir=İslami kaynaklara gore peygamberler
Ahmet b.Hanbel=Musned
Ahmet Cevdet Paşa= Kısas-ı Enbiya
BelÂzuri=Ensabu'l Eşraf
Beyhaki=Delailin Nubuvve
Beyhaki=Sunen
Bunyamin Ateş= Peygamberler tarihi
Buhari=Sahih
Buyuk İslam Tarihi (Kurul)
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
Ebul Ferec ibn.Cevzi=El Vefa
Ebul Fida=Elbidaye vennihaye
Ebu Nuaym=Delailun Nubuvve
Diyarbekri=Hamis
Halebi=İnsanuluyun
İbn.Abdulberr=İstiab
İbn. Esir=KÂmil
İbn. Haldun=Tarih
İbn.İshak-İbn. Hişam= Sîre
İbn.Kayyım=Zadulmead
İbn. Kesir= Kuran tefsiri
İbn. Sa'd=Tabakat
İbn. Seyyid=Uyûnul Eser
İmam-ı Gazali= İhya
Kastalani=Mevahibulleduniyye
Maurice Bucaille=Musbet ilim yonunden Tevrat, İnciller ve Kuran
Muhammet Hamdi Yazır=Hak dini, Kuran dili
M.Asım Koksal=İslam Tarihi
M.Asım Koksal=Peygamberler tarihi
Muslim=Sahih
Taberi=Tarih
Yakubi=Tarih
Zehebi=Tarih-ul İslam

= = =

Gonlunun Allah ve Peygamber sevgisiyle dolu, dolu olduğunu iyi bildiğim ve bu konu da pek cok kişiyle birlikte şahadette bulunabileceğim dunyalar guzeli, Cennetmekan pek sevgili anneciğime ithaf olunur.

Lutfen onun ve ahrete intikal etmiş diğer Musluman kardeşlerimizin ruhlarına bir FATİHA okuyunuz.


Hudai CAKMAK

= = = =

ERMİYA (a.s.)

Ermiya b. Hıklıya (a.s.), Harun b. İmran’ın (a.s.) soyundan gelmektedir. Ermiya (a.s.) ile Hızır’ın (a.s.) aynı kişi olduğu soylenmişse de bu doğru değildir.

Yahuda meliki Hazkıya’nın olumunden sonra uzun suren bir kargaşa sonunda yerine oğlu gecti.

Oğlu babasına benzemeyen, yaramaz bir kişiydi. Halka zulumler, işkenceler yapmaya başladı.

Cok gecmeden de zevk ve sefaya dadandı, turlu gunahlara daldı.

Yahuda devleti gun gune zayıfladı. Buna fırsat bilen Asurlular tekrar uzerlerine hucum ettiler ve meliklerini esir aldılar. Daha sonra senelik vergi vermek şartıyla serbest bıraktılar; onu tekrar geriye, Kudus-u Şerif’e gonderdiler.

Bir muddet ortalık sakin gecti, insanlar huzur buldu. Bu ara Ermiya (a.s.) dışında kaynaklarda isimleri belirtilmeyen başka peygamberlerde geldi.

Fakat her zaman olduğu gibi bu huzurlu ortam İsrail oğullarına battı, onların tekrar azmalarına, yoldan cıkmalarına neden oldu.

Peygamberlerini oldurduler, Yuce Allah’ın (c.c.) Onlar vasıtasıyla yaptığı lutuf ve ihsanları unuttular. Bir kere daha Tevrat-ı Şerif’i, dolayısıyla Allah’ın (c.c.) emirlerini gozardı ettiler. Bid’atleri, gunahları coğalttılar, haramları helÂlleştirdiler.

Yuce Allah (c.c.) Ermiya’ya (a.s.):

“-Ey Ermiya! Kavmin bir kere daha haddi aşmış, azgınlaşmıştır. Ben onlardan intikam alacağım. Onları helak edeceğim. Sen Beytulmakdis kayasının uzerinde ayakta dur. Orada sana emrim gelecektir” buyurdu.

Bu vahyi alan Ermiya (a.s.) ustunu başını yırttı, başına kul sactı. Sonra da secdeye kapanıp:

-Ey hikmetinden sual olmaz yuce Rabbim!

Anamın beni hic doğurmamış olmasını, Beytulmakdisin ve İsrail oğullarının helak olacakları bir zamanda Beni onların başına gelen peygamberlerin sonuncusu yapmamanı cok arzu ederdim.

Ey yuce Rabbim!

Sen benim ve kavmimin gunahlarını bağışla
diye dua etti.

Bunun uzerine yuce Allah (c.c.):

“-Ey Ermiya! Secdeden başını kaldır” buyurdu.

Ermiya (a.s.) başını secdeden kaldırdı.

Ağlayarak:

-Ey yuce Rabbim! Kavmimin başına kimi musallat edeceksin? Diye sordu.

Yuce Allah (c.c.):

“-Ey Ermiya! Onlara; azabımdan korkmayanları, sevabımı ummayanları musallat edeceğim. Cunku onlar yarattıklarım icinden en şer, en zalim olanlardır.

Ey Ermiya! Kavmin olan İsrail oğullarının yanına git. Onlar hakkında emrettiklerimi haber ver. Onlara verdiğim nimetleri hatırlat. Bid’at ve gunahlarını anlat.

Onları Bana itaat ve ibadete davet et”
buyurdu.

Ermiya (a.s.) tekrar secdeye kapanarak:

-Ya Rabbi!

Bu konuda Sen Beni guclendir, sabrımı artır. Dilime belÂgat ve fesahat ver.

Sen Beni doğrultmazsan, yanılanlardan olurum.

Yardım etmezsen rezil ve rusvÂy olurum.

İzzet vermezsen zelil ve hÂkir olurum
diye dua etti.

Yuce Allah (c.c.):

“-Ey Ermiya!

Sen yalnız Bana dayan, Bana guven. Yalnız benden yardım iste. Yalnız Bana itaat et.

Şuphesiz ki kalpler ve diller benim hukmum altındadır. Gokler, yerler ve aralarında olan her şey kudret avucumun icindedirler.

Her şey sozlerimin uzerine kurulmuştur. Ben denizlere soyledim de onlar sozlerimi anladı. Emrettim, emrimi yerine getirdiler. Bende cevrelerini kumlu kıyılarla sınırladım.

Dağ gibi dalgalar gelir de sonra boyun eğerek geri donerler. Onlar cizdiğim sınırı emrim olmadıkca gecmezler. Onların boyun eğdikleri gercekte benim kudretimdir.

Ey Ermiya!

Ben senin yanındayım. Nusret ve yardımım sana yeter.

Korkma!

İznim olmadan Sana hic bir şey erişemez. Sen Benim onlara emirlerimi bildiren peygamberimsin.

Sen gorevini yaparsan rızamı kazanacaksın. Alacağın sevapsa Sana tabi olanların sevapları kadardır. Bununla beraber onların sevaplarından hic bir şey de eksilmeyecektir.

Gorevini lÂyıkıyla yerine getirmezsen gunahın; toz duman icinde bırakacağım kimselerin işleyecekleri gunahların toplamı kadar olacaktır.

Onların gunahlarından da hic bir şey eksilmeyecektir.

Ey Ermiya!

Kavminin yanına git.

Yuce Allah yaptığı iyilikleri, verdiği nimetleri hatırlatıyor, gunahlarınızı tovbe etmenizi istiyor, bunu bekliyor de.

Ve onlara şunu sor.

Bir zamanlar ataları da kendileri gibi Allah’a isyan etmişlerdi de sonları ne oldu? Bana isyan edip de mutlu olan tek bir insan gorduler mi?

Hayvanlar rahat yuvalarını hatırlayınca oraya donerler.

Şu kavmin ise gaflet ve dalÂlet icinde hÂl felÂket ve helak otlaklarında otlamaktadırlar.

Bir milletin yol ve yon gostericileri yoldan sapmışlarsa o millette kolayca yoldan cıkar.

Kavminin bilginleri, ruhbanları; kullarımdan kendilerine kullar edinmişler de onları Benden başkasına tapmalarını emrediyorlar. İndirdiğim kitabıma aykırı hukumler veriyorlar.

Kavminin buyruk sahibi halkın yedicileri de yoldan cıkmışlardır.

Onlarda nimetlerimi inkÂr ettiler.

Demek onlar gondereceğim gazabımdan emniyet ve selÂmette olmaktan bu kadar eminlerde kitabımı bir tarafa attılar, ahdimi unuttular, sunnetimi değiştirdiler ha!

Kullarım ancak Bana ibadet ve itaat etmeleri gerekirken Bana karşı gelmeye, gunah işlemeye, bid’atler ihdas etmeye curet ediyorlar ha!

Onlar Benim hakkımda ve peygamberlerim hakkında yalan soyluyor ve iftiralarda bulunuyorlar ha!

Benim celÂlim, yuce makamım, ulu şanım, her turlu noksan ve eksik sıfatlardan munezzeh ve uzaktır.

Bir insana yaratıcısı olan Bana karşı gunah işlemesi yakışır mı?

Ben onları en guzel şekilde yaratmış, turlu nimetler bahşetmişimdir. Onlara hayırlar ihsan eden de Benim.

Onların Beni bırakıp, başka tanrılar edinmeleri yakışır mı?

Ey İsrail oğulları!

İcinde Tevrat okuyucusu olan din bilginleri!

Ey İsrail oğullarının ruhbanları!

Sizler mescitlerde dindarlığa ozenir de oraya Benden başkası icin onarırsınız.

Dunyayı elde etmek icin dinimi vasıta kılarsınız.

Dunya icin ahretinizi satarsınız ha!

Onların oğrendikleri ilim, ilim icin değildir. Oğrendikleri ilimde Âmel icin değildir.

Gonderdiğim peygamberlerin aranızda yaşayan pek cok oğulları vardır.

Onlara gelince:

Onlar cok konuşmanın gafleti icindedirler. Onlar zengin olmuşlar, gurura kapılmışlar; ahmakların, cahillerin yanında ahmak ve cahil olmuşlardır.

Kendilerine atalarına edilen yardım gibi yardım edileceğini, atalarına verilmiş kerametler gibi kerametler verileceğini umuyorlar.

Bunlara kendilerinden daha lÂyık kimseler olmadığını iddia ediyorlar.

Onlar bir an donup de gecmişlerine bir baksınlar. Atalarının yardım ve nusretime nasıl kavuştuklarını gorsunler, bundan ibret alsınlar.

Dinime nasıl ciddiyetle sarıldıklarını gormuyorlar mı?

Bu uğurda, canlarını, kanlarını, mallarını sacarcasına harcamaktan cekinmediler.

Emrim yerine gelinceye, dinim ustun oluncaya kadar sabır ve sadakat gosterdiler.

Ben şu gunahkÂr kavmin uzerlerine golgesi duşmuş azaplarımı onlar buyruklarımı kabul etsinler diye erteledim, gerilettim.

Onlar duşunup, ibretler alsınlar diye gunahlarını ortup, bastırdım.

İyice duşunsunler diye onlara uzun omurler ihsan ettim.

Şu dunyaya onlar icin bin bir ceşit nimetlerle doldurdum. Zamanı geldiğinde gokler onlar icin yağmur yağdırdı. Yerler ot bitirdi.

Onlara afiyet elbisesi giydirdim. Duşmanlarına galip kıldım.

Ne yazık ki butun bunlar onların azgınlıklarını artırmaktan, kendilerini benden uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramadı.

Onların davetime yuz cevirmeleri daha ne kadar surecek?

Yoksa onlar beni aldattıklarını mı sanıyorlar?

Yoksa onlar Bana karşı gelip yiğitlik mi taslıyorlar? Bana meydan mı okuyorlar?

İzzet sıfatıma yemin ederim ki eğer yoluma girmezlerse Ben onların uzerlerine buyuk bir fitne ve bel salacağım.

O; usluları hayrette bırakacak, goruş sahiplerinin goruşlerini, hÂkimlerin hikmetlerini yanıltacak, şaşırtacaktır.

Uzerlerine; zorba, katı kalpli, aşırı derecede zalim, heybet elbisesi giydirilmiş, goğsunden şefkat, merhamet ve yumuşaklık duyguları cekilip alınmış bir kimse musallat edeceğim.

Kendisine karanlık gecenin karaltılarına andıran cemaati takip edecektir.

Onlar kara bulut kumeleri gibidirler.

Onun ne oldukları belirsiz hayırsız pek cok askeri olacak.

Onun bayrakları kerkenez kuşlarının havada ucuştukları gibi dalgalanacak, suvarilerinin saldırışı da cığlık atarak avlarının uzerine saldıran tavşancıl kuşları gibi olacaktır.

Onlar mamureleri harabelere cevirirler, koyleri ıssız bırakırlar.

Artlarında yavaşca; ağır, ağır tuten yangın yerleri vardır.

Gectikleri yerler cekirge surulerinin talan ettikleri yerler gibidir.

Acımayı unutmuş kalpleri kaskatıdır.

Onların gozleri kendilerinden başkalarını gormez, kulakları yabancı sozleri duymaz.

Onlar carşılara, evlere heybetinden tuyler urperen urkmuş ac aslanlar gibi dalarlar.

Ey Ermiya! Ben İsrail oğullarını Yafes ile helak edeceğim”
buyurdu.

Yuce Allah’ın (c.c.) İsrail oğullarını eliyle helak edeceğini bildirdiği Yafes, Yafes b. Nuh’un oğullarından olan Babil halkıydı.


Devamı var.
__________________