Peygamber Efendimizin Atalarından:HAŞİM B. ABD-İ MENAF
Peygamberler ve Evliyalar0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Peygamberler ve Evliyalar
- Peygamber Efendimizin Atalarından:HAŞİM B. ABD-İ MENAF
-
09-09-2019, 19:34:25
FAYDALANDIĞIMIZ ESERLER
Abdullah Aydemir=İslami kaynaklara gore peygamberler
Ahmet b.Hanbel=Musned
Ahmet Cevdet Paşa= Kısas-ı Enbiya
BelÂzuri=Ensabu'l Eşraf
Beyhaki=Delailin Nubuvve
Beyhaki=Sunen
Bunyamin Ateş= Peygamberler tarihi
Buhari=Sahih
Buyuk İslam Tarihi (Kurul)
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
Ebul Ferec ibn.Cevzi=El Vefa
Ebul Fida=Elbidaye vennihaye
Ebu Nuaym=Delailun Nubuvve
Diyarbekri=Hamis
Halebi=İnsanuluyun
İbn.Abdulberr=İstiab
İbn. Esir=KÂmil
İbn. Haldun=Tarih
İbn.İshak-İbn. Hişam= Sîre
İbn.Kayyım=Zadulmead
İbn. Kesir= Kuran tefsiri
İbn. Sa'd=Tabakat
İbn. Seyyid=Uyûnul Eser
İmam-ı Gazali= İhya
Kastalani=Mevahibulleduniyye
Maurice Bucaille=Musbet ilim yonun-den Tevrat, İnciller ve Kuran
Muhammet Hamdi Yazır=Hak dini, Kuran dili
M.Asım Koksal=İslam Tarihi
M.Asım Koksal=Peygamberler tarihi
Muslim=Sahih
Taberi=Tarih
Yakubi=Tarih
Zehebi=Tarih-ul İslam
= = =
Peygamber Efendimizin Atalarından:HAŞİM B. ABD-İ MENAF
Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalibin babası Haşim b. Abd-i Menaf idi.
Haşim’in gercek ismi Amr, Amr’ilûla idi.
Haşim kavminin en faziletlisi, en cok ovulen kişisi idi.
Kendisi cok comert olduğu gibi cokta yardım severdi.
Yollarda yorulup kalanları taşır; korkuya, dara duşenlere sığınak, barınak olurdu.
Haşim’in bollukta da darlıkta da her zaman sofrası acık ve kurulu durur, hic kaldırılmaz; isteyen istediği zaman gelir; oturup yer, icerdi.
Kendisinin yuzunde, alnında peygamberimizin nuru parlamaktaydı. Bu nur ona babasından gecmişti.
Haşim’in Yahudilerden de pek cok dostu, taraftarı vardı.
Yahudi bilginlerinden olup da ellerini opmeyen yoktu.
O insanların en guzellerinden, en guzel yuzlulerindendi.
Haşim ve Muttalib’e yuzlerinin guzelliklerinden dolayı BederÂn=İki dolunay denilirdi.
Babasının olumunden sonra Haşim’in işi ve şerefi daha da buyudu.
Kureyş kavminin başkanı olduğu gibi RifÂde ve SikÂye hizmetlerini de uzerine aldı.
Haşim’in ikiz kardeşi olan Abduşşems Mekke’de az bulunan; sık, sık ticaret icin yollara duşen, dar gecimli ve cok cocuklu bir kişi idi.
Haşim ise zengindi.
Kureyşîler Mekke’ye ele gecirdikleri ilk donemlerde, Mekke sınırını aşamazlar, ticaret icin dışarılara gidemezler, bu nedenle darlık ve yokluk icinde yaşarlardı.
Fakat Haşim b. Abd-i Menaf yaz ve kış harem dışı ulkelere seferler yapmaya başladı ve bunu butun Mekke halkına alıştırdı.
Haşim once kucuk bir ticaret kervanı duzenleyerek Şam’a gitti ve kayserin misafirhanelerinden bir misafirhaneye indi.
Misafirhanede bulunduğu muddetce her gun bir koyun keser; pişirtip onune koyar, etraftakilere yemeğe davet ederdi.
O sıralarda kayser Şam’a gelmişti.
Adamları ona:
-Şurada bir Arap asilzadesi vardır. Her gun bir koyun keser; pişirtip onune koydurur, fakat misafir olmazsa ona el surmez dediler.
Kayser onu cok merak etti. Adamlar gonderip yanına getirtti.
Haşim’i gordu; konuşmasını dinledi ve onu cok beğendi.
Haşim kaysere:
-Ey imparator!
Ben ticaretle uğraşan bir Arap kavmine mensubum.
Ulkenin ceşitli yerlerine seferler duzenler, mallar getirir, mallar gotururum.
Sen bize bir amanname, bir izin belgesi ver.
Ben ve kabilem memleketinin her yerine serbestlik ve guvenle gidip gelebilsin, hicaz derilerini ve elbiselerini satmak icin getirebilsinler dedi.
Kayser Haşim’in bu isteğini yerine getirdi ve ona bir izin belgesi verdi.
Haşim, bu seyahatlerinde hangi kabilenin topraklarına ya da hangi ulkeye uğrarsa o kabilenin ya da o ulke halkının krallarından, reislerinden, seyitlerinden bir aman, bir teminat yazısı almaya başladı.
Bu yazılarda Kureyş kervanlarının yol vergisinden muaf oldukları, istedikleri her yere guven icinde gidip, gelebilecekleri bildiriliyordu.
Haşim seneyi ikiye boldu. Kışın Yemen ve Habeş ulkelerine, yazında Şam taraflarına gitmeye başladı.
Gittiği her yerde buyuk bir itibarı vardı.
Her yerde buyuk bir ilgiye, sevgiye ve ikrama nail olurdu.
Bu seferlerinden birinde Ankara’ya kadar geldi.
Bizans ulkesinde Kayser, Habeş ulkesinde Necaşi ona buyuk değer verirler, izzet ve ikramlarda bulunurlardı.
Haşim’den sonra Kureyşîler Mekke’den cıkıp dış ulkelere gidip, gelmeye başladılar. Kureşy kavminin yolları acıldı.
Haşim, Kureyş kabilesinden tuccarların Habeş ulkense serbestce girip cıkmalarına izin vermesi icin Habeş necaşisine bir yazı yazmıştı.
Haşim’in kardeşleri olan Abduşşems Habeşistan’a, Muttalip Yemen’e Nevfel ise İran’a gidip gelmeye başladılar.
Her uc kardeşte gittikleri ulkelerin krallarından, necaşilerinden gerekli izin belgelerini almışlardı.
Abd-i Menaf oğulları bu ulkelere giden Kureyş kervanlarına başkanlık ederlerdi.
Ticaretin canlanması Kureyş kavminin suratle zenginleşmesine yol actı. Onları yukseltti, fakirlerini kalkındırdı.
Bu konuda Kuran-ı Kerim’de şoyle buyrulmaktadır.
“-Kureyşi emniyet ve selamete kış ve yaz kendilerini seyir ve seferde esenliğe, emniyete ve garantiye kavuşturduğundan dolayı onlar şu Beytin (KÂbe’nin) Rabbine ibadet etsinler.
O Rab ki onları aclıktan kurtarıp doyuran; kendilerine kol kanat geren, korkudan eminlik verendir. “
(Kureyş 1-4)
RifÂde ve SikÂye hizmetleri Haşim’in uzerindeydi.
Haşim bu gorevi icin malının buyuk bir kısmını ayırır, bu konuda hic bir fedakÂrlıktan cekinmezdi.
Ticaret onu Kureyş’in en zengini yapmıştı.
Hacılar Mekke’ye gelip toplandıkları zaman Haşim kavmine şoyle seslendi.
“-Ey Kureyş cemaati!
Siz şuphesiz ki Allah’ın (c.c.) evinin halkı ve Onun komşularısınızdır.
Bu komşuluk sizlere hic bir Arap’ın ulaşamayacağı bir şeref getirmektedir.
O sizleri komşunun komşusunu koruduğundan daha fazla korudu.
Sizlere cok mallar, bol nimetler ihsan etti.
Şu mevsim Allah’ın (c.c.) evine ziyaretciler gelme mevsimidir.
Bu ziyaretciler sizinde ziyaretcilerinizdir.
Onlar hacılardır. Onlar Allah’ın (c.c.) konuklarıdırlar.
Konuklar icinde en iyi ağırlanmaya layık olanlar onlardır.
Allah (c.c.) sizlere konuklarını ağırlamakla gorevlendirdi.
Bununla sizleri şereflendirdi. Sizler bu şerefli goreve layık olacak işler yapınız.
Allah’ın (c.c.) konuklarına, Beytinin ziyaretcilerine ikramlarda bulununuz.
Onları boş cevirmeyiniz, ac ve acıkta bırakmayınız. Onları en iyi şekilde ağırlayınız.
Bu gorevi dışardan bir yardım almadan kendim yapmak ve bu şerefi yalnız başıma elde etmek isterdim.
Fakat buna malım ve gucum yetmemektedir.
Sizler malınızın bir kısmını bu işe ayırınız. Aranızda mal ve para toplayınız.
Vallahi eğer şahsi malım ve gucum buna yetseydi bu teklifi sizlere yapmazdım…”
Bunun uzerine Kureyşîlerden herkes malının bir kısmını bu iş icin vermeye başladı.
Zenginlerin her biri yuzer miskal gonderdi.
Haşim bu malları bir araya topladı.
Bu mal ve paralarla hacılara yemekler yedirdi.
Bu yemeklerde Arapların en sevdikleri et, tereyağı, un ve hurmadan yapılma tirit yemeğiydi.
Devamı var
__________________