İrbad bin SÂriye (r.a.)
Tebuk Gazvesi, Muslumanların buyuk sıkıntı ve eziyetlere maruz kaldıkları bir savaştır. Bilhassa mali bakımdan bir hayli zorluk cektiklerini, bazı Âyetlerden ve hadislerden anlamaktayız. Hz. Osman (r.a.) ordunun techizatı icin bin dinar ve*rirken, Re*sû*lul*lah (a.s.m.) cok memnun olmuş ve onun hakkında, “YÂ Rabbi, ben ondan razıyım, sen de ondan razı ol!”[1]şeklinde dua etmişti. Muslumanların bir kısmı harbe katılmak icin can attıkları hÂlde giyecek, bine*cek ve sair techizat az olduğu icin katılamamış ve uzuntuyle gozyaşı dokmuş*lerdi. Kur’Ân’da bu sahabiler şoyle anılmaktadır:
“Kendilerini bindirip sevk etmek icin sana geldiklerinde, ‘Sizi bindirecek bir binek bulamıyorum.’ deyince, harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı uzuntuden gozleri yaş dokerek donen kimselere de sorumluluk yoktur.”[2]
Bu Âyetin izahıyla ilgili olarak İbni İshak şoyle rivayet etmektedir:
“Bazı Muslumanlar, Re*sû*lul*lah’a geldi. Bunlar fakirdi. Re*sû*lul*lah’tan binek istediler. Re*sû*lul*lah’ın yanında onlara verecek binek yoktu. Gozleri yaşlı bir va*ziyette, Allah yolunda harcayacak bir şeyleri olmadığı icin uzuntu icinde geri gorduler.”[3]
Bunların altısının Ensar’dan olduğunu kaydeden İbni İshak, arala*rında Suffe’nin en yaşlı sahabilerinden olan İrbad bin SÂriye’yi de (r.a.) kaydet*mektedir.
Suffe Medresesi’nde Re*sû*lul*lah’tan hakikat dersini alan bu kahraman sahabi, Tebuk Seferi’ne katılamayan diğer sahabilerle birlikte Kur’Ân’ın senasına mazhar olmuştur. Bunların, sefere iştirak edememiş olmakla beraber, Peygamberimizin beyanlarına gore, katılanların sevapları kadar sevaba nail olduklarını an*lıyoruz. Re*sû*lul*lah Efendimiz, onlar hakkında şoyle buyurmaktadır:
“Şuphesiz, Medine’de oyle bir cemaat var ki, yuruduğunuz yol boyunca ve gectiğiniz her derede sizlerle sevap bakımından beraber idiler.”
Bunun uzerine sahabiler, “YÂ Re*sû*lal*lah, onlar Medine’de oldukları hÂlde mi?!” di*ye sordular. Re*sû*lul*lah şoyle buyurdu:
“Evet, Medine’de oldukları hÂlde… Zira mazeretleri, onları cihattan alıkoydu.”[4]
İrbad bin SÂriye, Re*sû*lul*lah’ın en yaşlı sahabilerinden biriydi. CenÂb-ı Hak kendisi*ne uzun omur ihsan etmişti. Hatt Allah’a kavuşmak icin sık sık dua ederdi: “Ey Allah’ım, yaşım ilerledi, kemiklerim zayıfladı, beni huzuruna al!”[5]
İrbad bin SÂriye, Re*sû*lul*lah’ın sohbetlerine devamlı katılan ve onun sadık talebelerindendi. Zaman zaman Re*sû*lul*lah ile ilgili hatıralarını anlatan İrbad bin SÂriye, bir sabah namazından sonra Hz. Peygamber’in sahabilere donerek tesirli bir vaaz yaptığını ve sahabilerin korkuyla ağladıklarını nakletmektedir.
Hz. İrbad şoyle devam etmektedir:
Sahabilerden biri, “YÂ Re*sû*lal*lah, bu ay*nen veda eden birinin vaazı gibi! O hÂlde bize ne tavsiye edersiniz?” deyince, Re*sû*lul*lah ona cevaben şoyle buyurdu:
“Allah’tan korkmayı, Habeşli bir kole dahi olsa idarecinizi dinleyip itaat et*menizi tavsiye ederim. İcinizde benden sonra yaşayanlar bircok ihtilafa şahit olacaklardır. Siz, o zaman benim sunnetime ve HulefÂ-i RÂşidîn’in yoluna sımsıkı sarılınız. Onlara tabi olmak icin elinizden gelen gayreti gosteriniz. Bid’atlardan kacınınız. Sonradan ortaya cıkan her şey bid’attır, her bid’at ise dalalettir.”[6]
Hicrî 75 tarihinde vefat eden bu buyuk sahabi, hayatının bir bolumunu Şam’*da gecirmiş, bir bolumunu de Humus’ta tamamlamıştır. Yaşlılığına rağmen, di*nin yuce hakikat ve guzelliklerini son nefesine kadar yaymayı gaye bilmiş*tir.
Allah ondan razı olsun!
_____________________________
[1]Sîre, 4: 161.
[2]Tevbe Sûresi, 92.
[3]Sîre,4: 161.
[4]İbni MÂce, Cihad: 6.
[5]Hilye, 2: 14.
[6]Ebû DÂvud, Sunnet: 6; Usdu’l-Gàbe, 3: 399.
kaynak
__________________
İrbad bin SÂriye (r.a.)
Peygamberler ve Evliyalar0 Mesaj
●45 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaþam & Danýþman
- Eðitim Öðretim Genel Konular - Sorular
- Peygamberler ve Evliyalar
- İrbad bin SÂriye (r.a.)