Seleme bin Ekv (r.a.)
Hudeybiye Anlaşması’nın yapıldığı gunlerdeydi… Hudeybiye’de endişeli ve hu*zursuz bir bekleyiş hÂkimdi. Sahabiler Rıdvan Ağacı’nın altında toplanmış, “ha*yatları” uzerine Allah’ın Resûl’une biat ediyorlardı. Aralarında kuvvetli ve cesur bir sahabi olan Seleme bin Ekva da vardı. Re*sû*lul*lah, “Seleme nerede? Ge*lip biat etsin!” deyince hemen koşup biat etmişti. Biraz sonra Re*sû*lul*lah tekrar, “ Seleme nerede? Ge*lip biat etsin!” diye seslendi. Seleme tekrar biat etti. Bu hÂl uc defa tekrarlandı. Hz. Seleme her biat sonunda Re*sû*lul*lah’a olan bağlılık ve mu*habbetinin bir kat daha arttığını hissediyordu. Hayatını Re*sû*lul*lah icin feda edeceğine tam uc defa soz vermişti.
Biattan sonra sahabiler dağıldılar. Seleme de uzakca bir ağacın altına gidip uzandı. O sırada dort kişilik bir duşman mufrezesi yanına gelerek Re*sû*lul*lah’a dil uzatmaya başladılar. Re*sû*lul*lah’a hayatı uzerine bağlılık sozu veren cesur sahabi, ofkesini zor kontrol ediyordu. Cunku Re*sû*lul*lah, sahabilerin muşrikle*re karşı herhangi bir harekette bulunmalarını men etmişti. Kalkıp başka bir ağa*cın altına gitti. Muşrikler de silahlarını bir ağaca asıp yere uzandılar.
O sırada vadinin aşağı tarafından bir ses duyuldu:
“Yetişin ey Muhacirler, İbni Zuneyn olduruldu!”
Bu haberi duyan Seleme, daha fazla dayanamadı. Kılıcını eline aldı. Sessizce, yatmakta olan muşriklerin yanına geldi. Ağacta asılı duran kılıclarını aldı. Son*ra da, “Kıpırdayanın başını ucururum!” diye bağırdı.
Bir anda neye uğradıklarını şaşıran muşrikler, korku icinde titremeye başla*dılar. Seleme, “Kalkın ve arkanıza bakmadan onume duşun!” diye emir ver*di
Hepsini onune katıp Re*sû*lul*lah’ın huzuruna getirdi. Re*sû*lul*lah’ın vereceği emre gore davranacaktı. Re*sû*lul*lah harp edilmemesi hususundaki anlaşmayı ihlal etmek istemedi, “Kotuluğun başı da, sonu da onların olsun. Bunları serbest bırakınız.” dedi.
Hudeybiye Anlaşması gereğince, Muslumanlar Medine’ye geri donuyorlar*dı. Akşam olunca, henuz muşrik olan Lahyanoğulları kabilesine yakın bir yer*de konakladılar. Arada yuksekce bir tepe bulunuyordu. Re*sû*lul*lah, gece duş*manı gozetlemek icin bir gonullu aradı ve ona Allah’tan mağfiret dileyeceğini soyledi. Seleme hemen ileri atıldı, “Ben emrinize hazırım, y Re*sû*lal*lah!” de*di.
O gece tek başına duşmanın hucum tehlikesine aldırmadan nobet bekledi. Cesaret ve fedakÂrlığını bir defa daha ispatladı.
Medine’ye donuldukten sonra, develerin otlağa goturulmesi vazifesini bir co*banla birlikte Peygamberimizin hizmetcisi Rebah uzerine almıştı. Ancak Sele*me etrafın duşman kabilelerle dolu olduğu bir zamanda develerin hucuma uğra*yabileceğini duşunerek Rebah’la birlikte gitti. Otlağa vardıklarının ilk gecesin*de sabaha kadar uyumayarak hayvanları beklediler. Sabaha doğru ise istirahat niyetiyle biraz uzandılar. O sırada Fezarî kabilesi eşkıyası baskın yaparak co*banı oldurduler ve develeri onune katıp goturduler.
O sırada uyanan Seleme durumu gorunce hemen Rebah’ı Medine’ye haber vermek icin gonderdi. Kendisi de gelecek olan yardım kuvvetini beklemeden tek başına eşkıyanın ardına duştu. Yaya idi, ama cok hızlı koşuyordu. Nihayet onlara yetişti ve şoyle kukredi:
“Hey şakiler! Beni iyi dinleyin, ben Ekva’nın oğluyum. Bugun sizin olum gu*nunuz olacak.”
Deve hırsızları ona aldırmadan bir an once oradan uzaklaşmak niyetindeydiler. Ama Seleme onları kacırmak istemiyordu. Yayını cıkardı ve uzerlerine ok yağdırmaya başladı. Attığı oklardan biri, bir hayduta isabet etti ve adam yere duştu, kaldı. Arkadaşları onunla ilgilenmeden kacmaya devam ettiler. Fakat Seleme’nin yine takip ettiğini ve ondan kurtulamayacaklarını anlayınca, icle*rinden biri atını geri cevirdi ve oldurmek icin Seleme’nin uzerine surdu. Seleme hic telaşlanmadı. Bir ağacın altına comeldi. Bir ok cıkarıp nişan aldı ve fırlattı. Okun fırlamasıyla muşrikin at uzerinden yere yuvarlanması bir oldu, vurulmuş*tu.
Diğer haydutlar tekrar kacmaya, Seleme de takip etmeye başladı. Nihayet dar bir va*diden gectikleri bir sırada, Seleme suratle tepelerden birine tırmandı. Aşağıda vadide bu*lunan haydutların uzerine taş ve kayalar yuvarlamaya baş*ladı. Muşrikler onunla baş ede*meyeceklerini anlayınca develeri bırakıp kac*mak mecburiyetinde kaldılar. Ancak Se*leme peşlerini yine bırakmadı. Haydut*ların bir su başında mola verdikleri sırada, onla*ra yine yetişti. Artık ondan iyice korkmuş olan muşrikler, mızrak ve kaftanlarını da bı*rakarak kacmaya başladı*lar. Seleme yorulmak nedir bilmiyor, takibe devam ediyordu.
Nihayet Re*sû*lul*lah’ın suvarileri yetiştiler. En onde Hz. Ahrem vardı. Seleme onun onune gecerek, muşriklerin silahlı olduğunu ve diğer sahabileri bekleme*sini istedi. Ama Ahrem cihat ateşiyle yanıyordu.
“Allah’a ve ahiret gunune inanan kimsenin onunden cekil, ey Seleme! Eğer nasibime şehitlik duşmuşse mÂni olma.” dedi. Ve atını haydutların uzerine per*vasızca surdu. Ancak muşriklerin attığı oklarla şehit duştu.
Takip tamamlanıp geri donulduğunde Re*sû*lul*lah ve AshÂb’ın, daha once Seleme’nin haydutları kacırdığı suyun başında beklediklerini gorduler. Eşyalar ve develer de oradaydı. Re*sû*lul*lah, Seleme’ye iltifat etti ve şoyle buyurdu:
“Bugun piyadelerimizin en hayırlısı Seleme, suvarilerimizin en hayırlısı ise Ebû KatÂde’dir.”
Sonra da Seleme’ye suvari ve piyade hakkı olarak iki hisse ganimet ayırdı. Se*leme diyor ki: “Aclık ve yorgunluğumu ancak sahabilere kavuştuğum zaman hissettim. Orada bulunan bir kırba sutu icip su ile de abdest alınca, ne aclığım ne de yorgunluğum kalmadı.”
Nihayet Medine’ye donulmek icin yola cıkıldı. Re*sû*lul*lah, Seleme’yi “Adba” isimli kendi devesinin terkisine almıştı. Zafer sevincine Re*sû*lul*lah’ın iltifatları da eklenince, Seleme artık Âdeta ucacak gibiydi. Kafile sevinc icinde Medine’ye doğru yol alırken, Ensar’dan biri kalabalık arasında şoyle bağırmaya başladı:
“Var mı benimle Medine’ye kadar yarışacak?”
Seleme bu sozleri işitince, onca yorgunluğuna rağmen duramadı:
“N’olur y Re*sû*lal*lah, bana izin ver de şununla yarışayım!” dedi.
Re*sû*lul*lah izin verince de, yarışmak isteyen sahabiye seslendi:
“Sen koşmaya başla, ben geliyorum.”
Arkasından da deveden atlayıp koşmaya başladı. Medine’ye kadar devam eden nefes kesici bu yarış, Seleme’nin birinciliğiyle bitti.
Seleme bundan sonraki hayatında bircok kahramanlık gosterdi. Hayatı bo*yunca yedisi Re*sû*lul*lah ile birlikte olmak uzere 14 gazveye iştirak etti. Hepsin*de de yiğitlik ve kahramanlık destanları yazdı. Bircok defa Re*sû*lul*lah’ın iltifat ve dualarına mazhar olan bu mubarek sahabi, Medine’de, Hicret’in 74. senesin*de 80 yaşındayken vefat etti.
Son olarak onun rivayet ettiği bir hadisi nakledelim: Birisi Re*sû*lul*lah’ın huzurunda sol eliyle yemek yiyordu. Re*sû*lul*lah (a.s.m.), “Sağ elinle ye!” buyurdu. Adam, “Sağ elimle yiyemiyorum.” dedi. Re*sû*lul*lah (a.s.m.) “Yiyemeyesin!” diye beddua etti. Cunku o, yapamadığından değil, gu*rur ve kibiri sebebiyle sağ eliyle yemek istemiyordu. İşte Re*sû*lul*lah (a.s.m.) bunun icin beddua etti. O adam da artık sağ elini kullanamadı.[1]
_______________________________________
[1]TabakÂt, 4: 305-308; Usdu’l-Gàbe, 2: 333; Mustedrek, 3: 562; Muslim, Eşribe: 108.
KAYNAK
__________________
Seleme bin Ekv (r.a.) [İSLAM TİM]
Peygamberler ve Evliyalar0 Mesaj
●42 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaþam & Danýþman
- Eðitim Öðretim Genel Konular - Sorular
- Peygamberler ve Evliyalar
- Seleme bin Ekv (r.a.) [İSLAM TİM]