Amr Ibni Âs radiyallahu anh akilli, bilgili ve siyasette dÂhî bir devlet adami... "Misir fÂtihi" unvaniyla meshur bir sahÂbî... Atak bir kisilige sahip zekî, fedakÂr ve yigit bir komutan...
O, Kureyþ kabilesinin Sehm koluna mensuptur. Musluman olmadan once Mekke'nin ticaret ve siyaset hayatinda onemli bir yeri vardi. Habesistan Hukumdari NecÂsî ile dost idi. Mekke'li musrikler Habesistan'a goc eden muslumanlarin iÂdesi icin onu NecÂsi'ye elci olarak gonderdi.
Onun islÂm'la sereflenisi Mekke fethinden once oldu. soyle ki:
"Hendek savasindan sonra islÂmiyet uzerinde dusunmege basladi. Ailesi, kabilesi hep muslumanlarin aleyhinde idi. Fakat o eskisi gibi muslumanlara karsi durmuyordu. Hatta kendisini kinayanlara: "Aldaniyorsunuz." diye cevap veriyordu. Birgun carsida gezerken Halid ibni Velid ile karsilasti. Fikrini ona acti. Halid de ayni dusunce icerisinde oldugunu soyledi. Birlikte Medine'ye Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimizin huzuruna geldiler. iki Cihan Gunesi efendimiz onlari gorunce sevincten gozleri parildadi. Ashabina donerek: "Mekke size cigerpÂrelerini atti..." buyurdu. Birlikte kelime-i sehadet getirerek islÂm'la sereflendiler. Amr ibni Âs, Fahr-i KÂinat (s.a.) efendimize, onceki yaptiklari gunahlarin af edilip edilmeyecegini sordu. Rasûl-i Ekrem (s.a.) efendimiz de: "islÂm oncekileri saymaz..." buyurdu.
Amr ibni Âs (r.a.) biat ettikten sonra aklini, dehÂsini, becerisini ve cesaretini islÂm'in hizmetine verdi. Omrunu hep savas meydanlarinda gecirdi. Fetih ustune fetihler gerceklestirdi. Birgun iki Cihan Gunesi efendimize; "YÂ Rasûlallah! Bunca zaman islÂm'in aleyhinde calistim. Bundan sonra islÂm'a girdigim belli ola..." dedi. Efendimiz de: "Yakinda, yakinda.." buyurdu.
Kisa bir zaman sonra Amr ibni Âs'a:"Ey Amr! SilÂhini kusan, elbiseni giy, hemen yanima gel" diye haber gonderdi. Huzura geldiginde Efendimiz ona: "Ey Amr! Seni askeri birligin basinda bir yere gondermek isterim. Senin icin zenginlik dilerim. Allah sana selÂmet versin, cok sÂlih mal ile don." buyurdu. O da: "Ya Resûlallah! Ben mal icin degil, cihada katilmak, yaninizda bulunmak icin, musluman oldum." dedi. Bunun uzerine efendimiz: "Ey Amr! sÂlih mal, sÂlih kimsede ne guzeldir." buyurdu.
Resûl-i Ekrem (s.a.) efendimiz onu babasinin dayilari olan Beliy kabilesi uzerine ucyuz kisilik bir kuvvetle gonderdi. ZÂtusselÂsil denilen yerde konaklayip dinlendiler. Burada diger kabilelerin birlik olup kendilerine karsi buyuk hazirlik yaptiklarini ogrendi. Medine'den yardimci kuvvet istedi . Efendimiz, Ebû Ubeyde ibni Cerrah (r.a.) komutasinda Hz. Ebû Bekir ve Omer (r.anhum)'in de bulundugu ikiyuz kisilik bir kuvvet sevketti. iki Cihan Gunesi efendimiz Ebû Ubeyde'ye anlasmazliga dusmemelerini, birlikte hareket etmelerini tenbih etti. Besyuz kisilik kuvvetle Amr ibni Âs Beliy kabilesinin yurtlarini basti. Dusmanlar dagilip kacismaya basladi. Mallarini alarak selÂmet ve ganimet icerisinde Medine'ye donduler.
ZÂtusselÂsil seriyyesinden sonra Amr ibni As (r.a.)kendi kendine: "Rasûlullah'in yaninda benim yerim daha ustun olmasa herhalde beni Ebû Bekir ve Omer'in basina kumandan yapmazdi..." diye bir duyguya kapildi. Bunu test etmek istedi. Rasûlullah (s.a.) efendimizin huzuruna vardi ve: "YÂ Rasûlallah! Halkin, sana en sevgilisi kimdir?" diye sordu. Fahr-i KÂinat (s.a.) efendimiz: "Âise'dir" buyurdu. "Erkeklerden kimdir?" dedi. "Âise'nin babasi" buyurdu. "Ondan sonra kimdir?" dedi. "Omer" buyurdu. Bir kac kez soru ve cevap seklinde karsilikli konusma devam etti. Nihayet kendi isminin en sonraya birakilmasindan korkarak sustu.
Amr ibni Âs (r.a.) Mekke fethine istirak etti. Huneyn'de bulundu. Suva ve Benî Huzeyl kabilelerinin putlarini parcaladi. iki Cihan Gunesi efendimiz onu bir mektupla Umman hukumdarina elci gonderdi. islÂm'i teblig neticesinde Umman hukumdari musluman oldu. Umman'a valî tayin edildi. Rasûlullah (s.a.) efendimizin vefatina kadar bu vazifede kaldi. Sonra Medine'ye dondu. Hz. Ebû Bekir (r.a.)'e biat merasiminde bir konusma yapti. Hz. Ebû Bekir (r.a.) onu kucuk bir birligin basinda Filistin bolgesine gonderdi. Ecnadin ve Yermuk savaslarina katildi. Hz. Omer (r.a.) devrinde Filistin'i tam hÂkimiyeti altina aldi. Kudus'u fethetti. Fakat halk sehri Halîfe Omer'e teslim etti.
O, Misir fethinin stratejik acidan zarûrî oldugunu, Filistin ve Suriye bolgesinde maglub olan Bizans kumandan ve askerlerinden bir kisminin Misir'a kactiklarini ve her an o taraftan bir tehlike gelebilecegini Hz. Omer (r.a.)'a anlatti. Misir'in fethine halifeyi ikna etti. 640 M. tarihinde dort bin kisilik bir kuvvetle sinir kasabasi FeremÂyi aldi. Zubeyr ibni Avvam (r.a.)'in kumandasinda 5000 kisilik takviye kuvvetin yardimiyla Aynisems'te guclu Bizans ordusunu imha etti. Daha sonra iskenderiye'yi alarak Misir'a hÂkim oldu. Bu basarilarindan dolayi "Misir fÂtihi" unvani verildi. Misir'a vÂli oldu.
O, Misir'da idÂrî ve iktisÂdî duzenlemeler yapti. Fustat sehrini kurdu. Kendi adiyla anilan camiyi insa etti. ilk defa bu camiye minare yaptirdi. Firavunlarin yaptirdigi eski kanali yeniden actirarak Nil nehri ile Kizildeniz'i birbirine bagladi. Hicaz'a yirmi gemi yuku erzak gonderdi. Hz. Osman (r.a.) zamaninda Misir valiliginden alinarak Medine'ye getirildi. Hz. Ali (r.a.) zamaninda vukû bulan Siffîn ve Hakem olaylarinda halife ile birlikte hareket edemedi. MuÂviye'nin vÂlisi sifatiyla tekrar Misir'a dondu.
Hz. Omer (r.a.) onun devlet idaresindeki kabiliyetini takdir ederek "Amr dunyada kaldikca hep idareci olmalidir" derdi.
40 kusur hadis-i serif rivayet eden Amr ibni Âs (r.a.) son hastaliginda ziyaretine gelip hatirini soranlara soyle derdi:"Ben islÂm'dan once buyuk hatalar isledim. Rasûlullah (s.a.)'a en sert kisilerden oldum. Eger musluman olup Resûlullah (s.a.)'in affina mazhar olmasa idim mutlak cehennemliktim. Allah'a hamdolsun ki ona biat edip, teslim oldum. islÂm eski yaptiklarima bakmadi." Hz. Ali (r.a.)'a yaptiklarindan da nÂdim olarak:"Ya Rabbi Senin rahmetin olmazsa halim nice olur?" diye sizlanirdi. 658 m. tarihinde tevbe istigfar ederek, kelime-i tevhidi soyleyerek ruhunu teslim etti. Cenab-i Hak sefaatlerine nÂil eylesin. Amin.

__________________