Lut Aleyhisselam
Kur’Ân-ı kerîm’de ismi bildirilen peygamberlerden. İbrahim aleyhisselamın kardeşinin oğludur. İbrahim aleyhisselam ve ona inananlarla birlikte Nemrûd’un memleketinden hicret edip Şam’a geldikten sonra, Lut Golu yanındaki Sedum şehri halkına peygamber gonderildi. İnsanlara İbrahim aleyhisselamın dînini tebliğ etti.

İbrahim aleyhisselamla birlikte BÂbil’den hicret edip, Şam diyÂrına geldikleri zaman CebrÂil aleyhisselam gelerek Lut Golu civÂrındaki Sedum bolgesi ahÂlisine peygamber olarak gonderildiğini bildirdi. İbrahim aleyhisselamdan ayrılarak Sedum bolgesine gitti.

Bu beldede ahlÂksız ve sapık bir millet turemişti. Putlara tapıyorlar, soygun yapıyorlar, zayıfları eziyorlardı. İğrenc olan livata (homoseksuellik; bugun tedÂvisi mumkun olmayan AIDS hastalığına sebeb olan cinsî sapıklık) yapıyorlardı Lut aleyhisselam onları cirkin işlerden menedip, doğru yola dÂvet etti. Bu husus Kur’Ân-ı kerîmde Şuar sûresi 161-164. Âyetlerde meÂlen şoyle bildirilmektedir:
“Kardeşleri Lut onlara: Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gonderilmiş emîn, guvenilir bir peygamberim. Artık Allah’tan korkun ve bana itÂat edin! Buna karşılık sizden bir ucret istemiyorum. Benim ucretim Âlemlerin Rabbine Âittir, dedi.”

Sedum halkı hazret-i Lut’un dÂvetine uymadılar. İsyÂn edenler arasında kendi hanımı da vardı. O da kocası hazret-i Lut’a inanmamıştı. KÂfirlerle bir olup, ona ihÂnet etmişti. Bu azgın ve cinsî sapıklıkla uğraşan kavim, îmÂn etmedikleri gibi hazret-i Lut’u ve ona inananları memleketlerinden kovmaya kalkıştılar. Lut aleyhisselam bu kavme nasîhat edip, doğru yola donmezlerse Allahu teÂlÂnın azÂbına uğrayacaklarını bildirdi. Buna rağmen isyÂndan ve fuhuştan vazgecmediler. Hatt hazret-i Lut’a “Doğru sozlu isen bahsettiğin azÂbı getir de gorelim” dediler.

Sapık kavmin isyÂnının gittikce artması uzerine Allahu teÂl onları cezÂlandırmak icin melekler gorevlendirdi. Bu melekler CebrÂil, MikÂil, AzrÂil aleyhisselam bir rivÂyete gore de CebrÂil aleyhisselam ile birlikte on iki melekti. Melekler once İbrahim aleyhisselama uğrayıp, kendisine bir oğlan evlÂdı (hazret-i İshak) verileceğini mujdelediler ve azgın Sedum halkını helÂk etmek uzere geldiklerini soyleyip ayrıldılar. Oğle veya akşam vakti Sedum beldesine gidip hazret-i Lut’u buldular.

Melekler nûr yuzlu genc delikanlı sûretinde hazret-i Lut’un evine gelince hazret-i Lut’un isyankÂr hanımı, durumu azgın Sedum halkına bildirdi. Azgın Sedum halkı hazret-i Lut’un evinin etrÂfını sarıp misÂfirlerini bize teslim et diyerek musallat olmaya kalkıştılar. Hazret-i Lut onlara nasîhat ettiyse de dinlemeyip kapıyı zorladılar. Bunun uzerine melekler: “Ey Lut! Gercekten biz Rabbinin elcileriyiz. Kalbini onlardan gelecek bir korku ve zarar ile meşgûl etme. Onlar sana asl dokunamazlar. CebrÂil aleyhisselam dedi ki, hemen gecenin bir kısmında ev halkınla cık git ve icinizden hicbiri geri kalmasın, ancak hanımın hÂric, cunku kavmine isÂbet edecek azÂb ona da gelecektir. Onların helÂk zamÂnı sabah vaktidir.”

Azgın kavim iceriye girmek icin kapıyı kırınca CebrÂil aleyhisselam;“Ey Lut kapıyı ac ve geriye cekil gelsinler dedi. Lut aleyhisselam kapıyı acıp geriye cekildi. CebrÂil aleyhisselam kanadını onlerine gerdi ve iceriye hucum eden azgınların gozleri Âniden kor oldu, bunun uzerine şaşkın şaşkın kacışmaya başladılar. Bu husus Kur’Ân-ı kerîm’de Kamer sûresi 44. Âyette meÂlen şoyle bildirilmektedir:
“Lut’tan kavmi, misÂfir melekleri istediler! Hemen biz onların gozlerini kor ettik. (Anadan doğma gibi kor oldular) işte azÂbımı ve tehditlerimin Âkıbetini tadın dedik.”

Lut aleyhisselam kendine tÂbi olanlarla geceleyin Sedum beldesinden ayrılıp Sa’r şehrine gitti. CebrÂil aleyhisselam Sedum beldesini kanadıyla alt ust etti. Uzerlerine şiddetli taş yağmaya başladı, nihÂyet hepsi helÂk olup gitti. Bu hususta Kur’Ân-ı kerîm’in Kamer sûresi 38. Âyet-i kerîmesinde meÂlen;
“CelÂlim hakkı icin, bir sabah vakti devamlı bir azÂb onları bastırıverdi.” Ve Hicr sûresi 73-74-75. Âyetlerde de; “NihÂyet onları guneşin doğma vaktinde korkunc gurultu yakalayıverdi. Hemen şehirlerinin ustunu altına gecirdik ve uzerlerine de camurdan pişmiş taş yağdırdık. Elbette bunda keskin anlayışlılar icin ibret alÂmetleri var.” buyrulmaktadır.

Lut’un aleyhisselam kavminin yaşadığı ve helÂk oldukları topraklar Kur’Ân-ı kerîmde alt-ust olan memleket mÂnÂsına gelen “El-mu’tefikÂt” şeklinde zikredilmiştir. Sedum beldesi alt-ust olduktan sonra kaynarsular fışkırıp gol hÂline geldi. Bu gun bu bolge, Lut Golu adıyla anılmaktadır. Yahudi kaynaklarında ise bu belde (Sodom) ismiyle gecmektedir.

Lut aleyhisselam, kavminin helÂkinden sonra, Şam bolgesine gidip, amcası İbrahim’in (aleyhisselam) yanında yedi sene kaldı. Sonra Hicaz’a gidip, seksen yaşında iken orada vefat etti. Kabrinin, İbrahim aleyhisselamın kabrinin de bulunduğu Filistin’deki HalîlurrahmÂn’da veya Mekke-i mukerremede KÂbe yanında Hatim denilen yerde olduğu rivÂyet edilir.

Kur’Ân-ı kerîm
’de yirmi yedi Âyette Lut aleyhisselamdan bahsedilmektedir.

Lut aleyhisselamın mucizelerinden bÂzıları şoyledir:
1. Bulutsuz yağmur yağdırmıştır. Kavmini doğru yola dÂvet ettiği vakit, mucize olarak bulutsuz yağmur yağdırmasını istediler. DuÂsı kabul olunup, elleriyle goğe işÃ‚ret etmesi vahyedildi. Goğe işÃ‚ret edince yağmur yağmaya başladı.

2. DuÂsı bereketiyle otsuz bir dağda ot bitmiştir. Kavmi Lut aleyhisselamın koyunlarını otsuz bir dağa toplayıp başka yere salmadılar. Hayvanlar aclıktan telef olmaya başlamıştı. Hazret-i Lut kuruyan dağda ot bitmesi icin dua etti ve yemyeşil otlar bitti. Azgın kavmin koyunları o dağdan otlasa hemen olurdu. Bu mucizesi ile kırk kişi îmÂn etmiştir.

3. Taşlar, cakıllar ve kum tÂneleri, Lut aleyhisselam ile konuşmuşlardır. Kavminin isyÂnı uzerine taş parcaları dile gelip, “Kavminin îmÂn etmeyeceği sizce muhakkak ise cenÂb-ı Hakk’a dua et, onları yakmak icin bizi ateş eylesin.” dediler.

4. Kavmi, ona eziyet vermek icin uzerine ufak taşlar atardı. Allahu teÂlÂnın koruması ile hicbiri ona dokunmazdı.

5. Uzerine yattığı taşlar doşek gibi yumuşak olmuştur. Kavmi, kendisini oldurmek icin karar verince ilÂhî emre uyarak onlardan uzaklaşıp bir dağa gitti. Cok yorulduğundan bir yerde uyuyup kalmıştı. Peşinden gelen yedi kişi, onu gorduklerinde sırt ustu yatmış, altında bulunan taşlar doşek gibi yumuşayıp cukurlaşmıştı. Onu tÂkip eden yedi kişi bu hÂli gorunce îmÂn etmiştir.

6. Lut aleyhisselam cok uzak yerlerde olan şeyleri gorup haber verirdi. Cocuğu kaybolan biri gelip, nerede olduğunu sorunca dua etti. Allahu teÂl da ona bildirdi. O da, cocuğun olduğu yeri soyledi. Bunun uzerine cocuğunu soran kimse îmÂn etti.

Ahmed bin Hanbel ve İbn-i MÂce’nin bildirdikleri hadîs-i şerîflerde, Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Lut kavmi hakkında buyurdu ki:
On şey vardır ki Lut kavmi onları yapmış ve o yuzden helÂk edilmiştir. Ummetim ise onlara bir de kendisi katar. Bunlar; livÂta (erkek erkeğe munÂsebet), fındık gibi taşları sapanla atmak, guvercinle (kumar) oynamak, def calmak, (kadınlar icin duğunlerde ruhsat vardır) icki icmek, (ozursuz) sakal kesmek, (emredilenden fazla) bıyık uzatmak, ıslık calmak, el cırpmak, (erkekler icin) ipek gomlek giymek bir tÂne de ummetim ilÂve eder ki; o da kadın kadına munÂsebette bulunmaktır. Lut kavminin işini (livÂta) yapan mel’undur. Benden sonra ummetim hakkında en korktuğum şey Lut kavminin yaptığını yapmalarıdır.
http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=3772

__________________