Prof. Dr. Abdulhakim Yuce
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) gune sabah namazı ile başlardı. Medine'de cok sade ve mutevazı olan hane-i saadetleri mescidin avlusunun bir tarafını oluşturuyordu.
Âm bir sahabi olan Abdullah b. Ummi Mektum'un okuduğu ezanla sabah namazının vakti girer, Hz. Peygamber odasında sunneti kılar ve farzı kıldırmak uzere mescide cıkardı. Mescide gelemeyecek kadar ciddi mazeretleri olanlar dışında, Medine'de bulunan butun Muslumanlar her farz namazı Efendimiz'in arkasında kılmaya gayret ederlerdi.
Namazdan sonra her gun, guneş belli bir yuksekliğe cıkıncaya kadar once tesbihatını ve o vakte ait mutad evradını yapar, sonra yuzunu ashabına donerek bağdaş kurar ve ashabıyla sohbet ederdi. Bu sohbetler sırasında gundelik konulardan tarihi hatıralara, ruya tabirlerinden imana hizmet konularına, sorulara cevap vermekten sıkıntısı olanların sıkıntısını gidermeye varıncaya kadar beşeriyetin gereği olan bircok mesele konuşuluyordu.
Bazı rivayetler Efendimiz'in kuşluk vaktine kadar mescitte oturmaya devam ettiği ve kuşluk namazını kıldıktan sonra ayrıldığına işaret etmektedir. Kuşluk namazı kılındıktan sonra oradan bir yere gidilmeyecekse Efendimiz eve doner ve evde yiyecek bir şey olup olmadığını sorardı. Şayet yiyecek bir şey varsa kahvaltı yapar yoksa "oyle ise orucluyum" der, o gunu oruclu gecirirdi. "Bir şey var" denildiği zamanlarda var olan şey genelde sut, hurma, birkac dilim kuru arpa ekmeği vb. şeylerdi.
Efendimiz'in hayatında yemek işi, gunumuzde olduğu gibi hayatın merkezinde yer almıyor, gundelik hayat yemek oğunlerine gore şekillenmiyor, yemek icin fazla zaman harcanmıyor, yemek olmadığı zaman problem yapılmıyor. Durum boyle olunca da, gunumuzun tam aksine, diğer onemli şeylere daha cok vakit ve para ayrılıyordu.
Hz. Peygamber oğleden once bir sure dinlenirdi. İnsanın biyolojik yapısı uykuya ihtiyac duyacak şekilde yaratılmıştır. Durup dinlenmeden faaliyet gosteren beden, bir sure sonra enerjisini yitirip yıpranmakta ve değişik hastalıklara davetiye cıkarmaktadır. Onun icin kişinin geceleri uyuyup dinlenmesi vazgecilmez bir ihtiyactır. Ancak, gece ibadet ve benzeri faaliyetlerle uğraşıldığı icin yeterince dinlenememek, iş yoğunluğu ve stresten oturu dikkatin dağılması ve bedenin yorulması ve sıcak iklim şartlarından oturu, bir de gunduz uyuyup dinlenme soz konusudur. İslamî literaturde buna kaylûle denilmektedir. Turkcemizde buna oğle uykusu veya oğle oncesi uyku demek mumkun.
Oğle: Hz. Peygamber, buyuk bir iştiyakla camiye koşan ashabına gun ortasında oğle namazını kıldırırdı. Eğer o gun haftanın cuma gunu ise bambaşka bir coşku ile yani bayram havasında namaza hazırlanılırdı. Tırnaklar kesilir, banyo yapılır, yeni elbiseler giyilir, kokular surulur, her gunden daha erken camiye gidilir, Efendimiz'in hutbesine kulak verilir ve ardından da namaz kılınırdı. Ozellikle bu namaza cocuk ve kadınlar diğer vakitlere nazaran daha cok iştirak ederlerdi.
Kaynaklarımızda duzenli bir şekilde yenilen oğle yemeğinden soz edilmemektedir. Fıtır sadakası veya bazı keffaretlerin miktarı belirlenirken gunde iki oğun uzerinden hesaplanması gosteriyor ki, sabah ve akşam yemeklerine ek olarak ucuncu bir oğun bulunmamaktadır. Boylece, sabah kahvaltısını sahurda yiyen kişinin gunlerini ne kadar kolay bir şekilde oruclu gecirebileceği de daha iyi anlaşılmaktadır.
Resulullah, zaman zaman ashabına ziyaretlerde bulunur, gundelik meşgalelerini deruhte eder, devlet başkanı olarak kamuyu ilgilendiren işlere bakar, nazil olan ayetleri vahiy kÂtiplerine yazdırır, hemen yerine getirilmesi gereken emirler varsa bunları bir munadi vasıtasıyla halka duyurur ve gelen misafirlerle ilgilenirdi.
İkindi: Efendimiz ikindi namazını camide kılardı, ikindi vakti mu'mini koruma-kollama ile gorevli gece ve gunduz meleklerinin nobet devir anlarından biri olduğu bilindiği icin de, namaz sonrası tesbihat daha uzun tutulurdu.
Hz. Peygamber cok mutevazı bir hayat yaşıyordu. Evde pek hizmetci bulundurulmadığından, ev halkından biri olarak, yapılacak işlerin hemen tamamına iştirak ediyor ve hanımlarına yardımcı oluyordu.
Efendimiz'in terk etmediği bir Âdeti vardı: Her ikindi namazından sonra hanımlarını dolaşır, onların hal ve hatırlarını sorar, ihtiyaclarını tespit ederdi. Akşam da sıra hangi hanımında ise, o hanımının odasında diğer butun hanımları da toplanır, sohbet ederlerdi. Sonra da herkes kendi hucresine cekilirdi.
Akşam: Hz. Peygamber coğu zaman guneşin batmasından once akşam namazını beklemeye başlar, ezan okunur okunmaz hemen Yuce Divan'a dururdu. Farz namazdan sonra "EvvÂbin" adıyla bilinen 2–6 rekÂt namaz kılar ve bunu tavsiye ederdi.
Efendimiz (sas) akşam namazından sonra o gun hangi hanımının yanında kalacaksa diğer ev halkı oraya toplanır ve aile sohbeti başlardı. Hz. Peygamber'in aile yuvası, hem sağlığında hem de ahirete intikal ettikten sonra ilmî faaliyetlerin hic duraksamadan devam ettiği bir ortam olmuştur. Ozellikle bu 'akşam sohbetleri'nin rolu kucumsenemez. Adeta bir mektep gibi işleyen akşam sohbetleri, Hz. Aişe validemiz başta olmak uzere, bircok eşsiz Âlimin yetişmesine beşiklik etmiştir. Tabii sadece ilmî bahisler konuşulmuyordu; farklı cevre, kultur ve karaktere sahip ev halkı arasında ciddi bir muhabbet oluşuyor, birbirlerini daha iyi tanıyorlardı.
Yatsı: Hz. Peygamber ashabına yatsı namazını kıldırır ve onemli bir durum olmazsa, kimseyle konuşmadan dinlenmeye cekilirdi. Uyumaya gecmeden once dua ederdi. Aişe validemiz, O'nun yatmadan once yaptığı dua ve uygulamayı şu şekilde anlatmaktadır: "Allah Resulu her gece yatağına girdiğinde iki elini birleştirir, onlara ufler, İhlÂs, Felak ve Nas sûrelerini okur, sonra da başından başlayarak, vucudunda ulaşabildiği her yere elini surer ve bunu uc defa tekrar ederdi."
Onemli bir iş olmazsa gece pek dışarı cıkmazdı. Ancak bazı gecelerde dışarı cıktığına dair rivayetler de bulunmaktadır.
Gece: Gunun son dilimi olan gecelerini de engin bir ibadetle gecirmekteydi. Hz. Aişe validemiz "Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), gece ayakları şişene kadar namaz kılardı. Kendisine, 'Ey Allah'ın Resulu! Allah, senin gecmiş ve gelecek gunahlarını bağışlamıştır (Fetih, 48/2). Buna rağmen ibadet konusunda niye kendini bu kadar zorluyorsun?' denilince, 'Ben Allah'ın bu mağfiretine karşı şukreden bir kul olmayayım mı?' cevabını verirdi." Allah Resulu, teheccud namazından sonra bir sure dinlenir ve muezzinin nidasıyla sabah namazına kalkardı.
__________________
Sevgililer sevgilisinin bir gunu...
Peygamberler ve Evliyalar0 Mesaj
●33 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Peygamberler ve Evliyalar
- Sevgililer sevgilisinin bir gunu...