Bir Cuma gunuydu. Hz. Peygamber hutbe okuyordu. Gelen bir ses uzerine tum mescit birden boşaldı ve geriye sadece 10 kişi kaldı. Tarih onların kimler olduğunu zikrediyor. Kimlerdi dersiniz
İnsan kişiliği, karakteri ve kamil insan olma konusunda cok guzel orneklerden birini teşkil eden aşağıda aktaracağım olayı, gectiğimiz Ocak ayında dinlemiştim. Fakat sizlerle paylaşmak icin uygun zamanı bir turlu denk getiremedim. Daha fazla beklemeye tahammulum yok. Hepimiz icin ibret olması gereken bu tarihi anekdotu bugun sizlerle paylaşmak istiyorum.
Turkiye Yazarlar Birliği bu yılın ilk gunlerinde ‘1. Turkiye Ahlak Şurası’ adıyla geniş katılımlı bir program duzenlemişti. Benim ‘İletişim ve Ahlak’ başlığı altında sunumda bulunduğum oturumdan sonra sıra, ‘Ekonomi ve Ahlak’ başlıklı konuya geldi.
Oturum başkanı, iktisat alanındaki calışmalarıyla tanınan İstanbul Universitesi Siyasal Bilgiler Fakultesi oğretim uyelerinden Prof. Dr. Ahmet Guner Sayar’dı.
Şimdi once, Prof. Sayar’ın ses tonunu da ustaca kullanarak anlattığı oldukca etkileyici olayı aktaralım, ardından konunun puf noktasını zikredelim.
Bir Cuma gunuydu. Peygamber şehri Medine’de, uzun zamandır bazı malların ciddi sıkıntısı yaşanıyordu. Ozellikle temel gıda maddelerini bulmak cok gucleşmişti. Kıtlık vardı. Herkes Suriye'den donecek olan ticaret kervanını bekliyordu.
Peygamber Efendimiz (sav) Mescid-i Nebî'de hutbe okumak icin minbere cıkmıştı. Ayağa kalkmış Cuma hutbesini irad buyuruyordu. Tam o esnada kervanın geldiğine dair sesler duyuldu. Medine’de kervanın sesini işiten coluk cocuk, kadın erkek, genc yaşlı herkes kervanı karşılamaya gitti. Ortalık adeta yıkılıyordu. Medine’yi birden oylesine sevinc kapladı ki, kervanı karşılamaya gidenlerin coşkulu sesi cok gecmeden mescide kadar ulaştı.
Peygamber Efendimiz (sav) hutbe okurken mescitte bulunanlar da birden kapıya yoneldiler. Herkes dışarı cıktı. İceride Peygamber Efendimiz haric sadece 10 kişi kaldı.
Prof. Dr. Ahmet Guner Sayar olayı aktarırken konunun tam bu noktasında sesi titredi ve şunları soyledi: “Tarihi kaynaklar, Peygamber Efendimiz hutbede iken kimlerin mescitten dışarı cıktığını kaydetmiyor. Bunun listesi yok elimizde. Ama iceride kimlerin kaldığını ve istiflerini hic bozmadan Peygamber Efendimizi dinlemeye kimlerin devam ettiği kayıtlarda var. Bunlar daha sağlıklarında cennetle mujdelenen 10 sahabiden başkası değildi.”
İkaz ayetleri geliyor...
Bu durum Peygamber Efendimizi oldukca uzdu. Yuce Mevl bu hadise uzerine şu ayetleri inzal buyurdu: “Onlar bir ticaret ve eğlence gordukleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.”

Bu ayetten onceki diğer 2 ayet de şoyledir:“Ey iman edenler! Cuma gunu namaza cağrıldığınız (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı zikre koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu sizin icin daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryuzune dağılın ve Allah'ın lutfundan isteyin. Allah'ı cok zikredin ki kurtuluşa eresiniz. (Cuma Suresi, 9-11 )
Ayet-i Kerime Muslumanları bir daha boyle bir şey yapmamaları konusunda uyardı. Allah’ın vereceği rızık ve ticaretin daha hayırlı olduğu ve Allah’ın en hayırlı rızık veren olduğu beyan edildi.
Gelen ayetleri duyduklarında kervanı karşılamaya gidenler cok uzuldu. Ama artık yapacak tek şey vardı: Tevbe… Onlar da oyle yaptılar. Medine'de benzeri bir olay bir daha asla yaşanmadı Onlar sayesinde, Cuma gununde dikkat edilecek hususlar ve yapılacak ibadetler en guzel şekliyle bize ulaştı.
O gun bugundur, Cuma gunu ve Cuma namazı Muslumanlar arasında ayrıcalığını ve guzelliğini hep korudu Cuma namazlarında dalga dalga sokaklara taşan cemaat bunun en onemli gostergesidir.
Bu hadiseyi aktarmamızın temel nedeni ve konunun ince ayrıntısı şu:
Kervan geldiğinde mescidi terk etmeyen 10 sahabi, daha hayatta iken bu davranışlarından dolayı cennetle mujdelenmediler. Cennetlenme mujdelenme nedenleri doğrudan bu olay değil. Herbiri değişik zamanlarda değişik vesilelerle cennetle mujdelendiler.
Burada bizim icin mesaj olacak konu; bu olayın, daha sağlıklarında iken cennetle mujdelenen sahabelerin ortak ozelliğini ve diğer sahabelerden farkını yansıtmaya yardımcı olmasıdır. Demek ki bu sahabeler icin tum dunya bir yana, Allah ve Rasulu bir yanaydı. Allah ve Rasulu ile irtibatları bu derecede kavi idi. Demek ki herkesten ayrılan daha mukemmel nitelikleri vardı.
Sakın kimse yazıdan yanlış bir mesaj cıkarmasın ve mescidden ayrılan sahabelerle ilgili farklı bir yorumda bulunmasın. Konuyla ilgilenenler bilirler ki, Cenabı Allah, kıyamete kadar tum insanlık icin ders olacak tum konular hakkında birer ornek olayı asrı saadette tecelli ettirmiş ve bu olaylar vasıtası ile bizlerin yolunu aydınlatmış. Allah hepsinden razı olsun.
Yazımızı bir hadisi şerif ile bitirelim:
“Ashabım yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz.” (Feyzu-l Kadir 4,76; Camiu’l-İlm 2/91)
.............................. .....
Not 1: Cennetle mujdelenen 10 meşhur sahabi şunlardır: Hz. Ebû Bekr (o. 634), Hz. Omer (o. 643), Hz. Osman (o. 655). Hz. Ali (o. 660), Hz. Abdurrahman b. Avf (o. 652), Hz. Ebû Ubeyde b. el-CerrÂh (o. 639), Hz. Talha b. Ubeydullah (o. 656), Hz. Zubeyr b. Avvam (o. 656), Hz. Sa'd b. Ebi VakkÂs (o. 674), Hz. Said b. Zeyd (o. 671).
Not 2: Bir başka rivayete gore o gun mescitte 12 kişi kaldı. Diğer 2 kişi Bilal ile Cabir, yahut Ammar ile İbni Mes'ud veya Bilal ile İbni Mes'ud idi. Gelen kervan ise henuz o sırada Musluman olmamış bulunan Dihye b. Halife’ye veya Abdullah b. Avf'a aitti.

__________________