Burada dikkat edilmesi gereken nokta; cinler, insanın doğrudan beynine, aklına, duşunce sistemine nufuz edebilir, o bolgeleri tesir altına alabilir. (Korku, endişe, urperti hayal kurma gibi olaylarda olduğu gibi) Şeytan ise farklıdır, o yaratılış gereği kalbe ve inanc merkezine nufuz eder. Kalbin yanında bulunan lumme-i şeytaniye denilen yerde, devamlı surette insana vesvese verir, onu ifsad etmeye calışır. Şeytan, en buyuk duşman olduğu halde, gerektiğinde cinleri, gerektiğinde habis ruhları, gerektiğinde ise insî şeytanları kullanarak, kotuluklerini bunlar vasıtasıyla sergileyerek varlığını insanlara unutturmaya calışır. Bu gaflet hÂlinden kurtulmak icin, insanın inancı kuvvetli, duşunce ufku berrak, temiz kalbli, hizmet şuurundaki insanlarla munasebetinin cok olması, hakikat derslerinin yapıldığı sohbetlere sık sık gitmesi ve dunyayı bir misafirhane olarak gormesi gerekir.
Ozellikle sosyete kesiminde bulunup da, sırf macera olsun diye boyle seans duzenleyenler "MevlÂnÂ'nın ruhu geldi, falan zÂtın ruhu gitti" diyerek, cinler tarafından aldatıldıklarının farkına varmaz ve inanclarında bir şuphe belirir. Bircokları cinlerin aldatmasıyla ibadeti de bırakır. İnsan icin en buyuk zarar, en mudhiş hastalık, Allah'dan (c.c.) uzaklaşmaktır ve şeytan, bu konuda tuzağına duşen hicbir kimseye acımaz.
İnsanlar bu cÂzibedar cin oyunları, cin cağırma, ruh daveti, seans gibi şeylerle meşgul olup, cinleri gormek sevdası yerine, temiz bir kalble, ihlÂslı bir niyetle, iman hakikatleri dersini aldıktan sonra, nefis terbiyesi neticesinde mÂnen terakki ederek ulvî ruhlarla, buyuk zÂtlarla Allah'ın izniyle goruşebilir.
Boyle bir makama erişen insan, cinlerle goruşmeyi onlara soru sormayı veya onlardan herhangi bir bilgi oğrenmeyi neylesin?
Onumuzde, boyutları bizce tam belli olmayan bir metafizik Âlem vardır ve cinler bu Âlemin sakinlerinden ancak bir ceşididir. Kur'an-ı Kerim'in tılsımatıyla, hakikati gorebilen gozlerle, bu Âlemi keşfetmeye ve Allah'ın izni ile fethetmeye devam edeceğiz. Bu sahada ilim ve bilgilerimiz arttıkca, cinleri bircok sahada istihdam edeceğiz (calıştıracağız). Yeryuzunun ilk sakinlerini, teknolojinin ilerlemesiyle daha iyi tanıyacağız ve onlara Âşin olacağız.

Kaynak:
Cinler, Doğan Mirzaoğlu
__________________

__________________