Kopernik Caldı Bizimkiler Okudu

Bize sadece Osmanlı tarihi değil, Avrupa tarihi de tek yanlı oğretilmiştir. Kopernik(Nicolaus Copernicus)’in gezegenler teorisini Şamlı bir İslam alimi olan İbnu’ş-ŞÃ‚tır’dan aşırmış.
Nicolaus Copernicus (Kopernik)
Kopernik, devrimini bir Musluman’dan mı caldı?
20. yuzyılın en buyuk bilim tarihcilerinden A. Koyre’nin, TUBİTAK tarafından yayınlanan kitabında bize Kopernik hakkında hoş bir ipucu uzattığını goruyoruz. Okuyoruz:
“Kopernik, teorisine nasıl ulaştı? Bunu soylemek cok zor; cunku bu konuda kendisinin bize soyledikleri onun astronomisine goturmuyor. Onun guneşe taptığına inanmamak icin hicbir neden yoktur sanırım; modern astronomiyi gercekten başlatan buyuk astronom Kepler, Kopernik’ten daha da fazla tapar guneşe.” (Bilim Tarihi Yazıları)
Avrupa’nın ilk astronomları arasındaki “guneşe tapma” modası da ne ola? Hani modern bilim? Nerede bilimsellik?
Bırakın onları, koskoca Newton’un bile simya, kehanet, falcılık gibi bugun bilimden saymadığımız alanlarla ilgili yazdıkları, sayfa olarak fizik, optik vs. ile ilgili yazdıklarından fazladır.
Kopernik’in gezegenler teorisinin merkezine guneşi koymasının sebebi, eski Mısır kokenli gizli bilimlerin etkisiyle acıklanabilir. Ancak bu teoriye teknik olarak hangi yollardan ulaştığı henuz acıklanabilmiş değildir.
1950′li yıllarda Kopernik uzerine calışan bilim tarihcisi Otto Neugebauer muthiş bir buluş yapmıştı. Şamlı astronom İbnu’ş-ŞÃ‚tır’ın “NihÂye” adlı Arapca eserini, matematik profesoru Edward Kennedy’nin tavsiyesi uzerine dikkatle incelemiş ve tek kelime Arapca bilmemesine rağmen icerisindeki cizimlerin Kopernik’inkilere muthiş benzerliği karşısında şoke olmuştur. Yoksa Kopernik’in eseri orijinal değil miydi? Ve acaba nereden aldığını bilmediğimiz teorisinin kaynağı bulunmuş muydu?
Bilim tarihcisi George Saliba, bu buluşun, Avrupa biliminin kokenleri ile İslam bilimi arasında bir bağlantı noktası olabileceği goruşundedir. Dolayısıyla bir ‘Avrupa mucizesi’ yok, İslam bilim mirasından aktarmalar vardır. Vaktiyle Musluman alimler de Yunanlılardan pek cok şey oğrenmişlerdi ama ustadlarından aldıklarını acıkca belirtiyorlardı. Oysa Kopernik bilgilerini nereden aldığını ısrarla gizlemişti.
Zamanla araştırmalar derinleşti ve goruldu ki, Kopernik aslında sadece İbnu’ş-ŞÃ‚tır’dan değil, ondan 1,5 asır once yaşamış Nasiruddin Tûsi’den de “Tusi cifte bağı” denilen teorem ve bunun cizimini aynen almış ama yine kaynak belirtmemişti.
Bunlara, 1973 yılında yeni bir kanıt eklendiğinde heyecan doruğa cıkmış gibiydi. Willy Hartner adlı bilim tarihcisi bir adım daha atmış ve Suleymaniye Kutuphanesi’ndeki bir yazma eserde, Kopernik’in kopya cektiğinin en ciddi kanıtını yakalamıştı.
Buna gore Kopernik, kendisinden yaklaşık 300 yıl once benzer bir kanıtlamaya giden Tusi’nin cizimindeki harfleri bile aynen kopya etmekten cekinmemişti. Tusi ‘elif’i kullanıyor, Kopernik ise ona Latin alfabesinde A diyordu. Tusi ‘be’ derken Kopernik B yapıyordu onu. Aynı şekilde ‘dal’ harfi yerine D, ‘ha’ harfi yerine de H demişti. Fakat tek bir harf, orijinaldekinden değişikti: Tusi’nin ‘ze’ dediği yeri Kopernik F diye işaretlemişti. İşte bu tek harf değişikliği kafaları karıştırmış, ancak uzmanlar bunun, Arapca bilgisi kıt birinin bu metnin bir nushasını Kopernik’e okurken ‘ze’yi F diye okuduğu hukmune varmışlardı. Cunku Arapca el yazısında bu iki harf, yani ‘ze’ ile ‘fe’nin yazılışları birbirine cok benzemektedir.
Boylece uzmanlar Kopernik’in, kaynak gostermeden Tusi ve İbnu’ş-ŞÃ‚tır’ın cizim ve teoremlerini kitabına aktardığını tespit etmişlerdi. Ancak bir sorun kalmıştı geriye: Acaba Meraga astronomlarının eserlerindeki bu bilgiler veya eserler Kopernik’in eline hangi yolla ulaşmış olabilirdi?
Bu sorunun cevabı da cok gecmeden bulundu. Neugebauer, Vatikan Kutuphanesi’ne girdi ve oradaki Bizans kaynaklarını incelerken Gr. 211 kodlu bir Rumca yazma buldu. Eser Arapcadan Yunancaya cevrilmişti ve Yunanca bilen Kopernik zamanında, 1475′te kutuphaneye ulaşmış bulunuyordu. Ayrıca Kopernik’in kitabını yayınlamasından sadece 7 yıl once Venedik’te Latince astronomi hakkında bir risale de basılmıştı. Eser, Tusi’nin modellerinden yararlanmaktaydı.
Bu iki eser de bulununca, tabii ki yuzde yuz değil ama Kopernik’in guneş kısmı haric gezegenler teoremini İslam bilim adamlarından yararlanarak kurduğu, ancak kaynağını gizlediği anlaşılmıştı. Fakat Kopernik bu gizleme işini beceriksizce yapmış ve mızrağı cuvala sığdıramamıştı. Nitekim Noel Swerdlow adlı bilim tarihcisinin belirttiği gibi, Kopernik 1514′te yayınladığı ilk eserinde Merkur modelini incelemişti ama modelin ne kadar devrimci bir acıklama sunduğunun farkında değildi; ayrıca model ile Merkur’un gorunen hareketi arasındaki ilişkiden haberi yoktu. İşin garibi, modelini yanlış yorumluyordu. Swerdlow bu kanıtlardan hareketle “Kopernik, İbnu’ş-ŞÃ‚tır’a ait olan bu modeli ‘tam anlamadan’ kopya etmişti.” diyor.
Koyre’nin sorusuna donecek olursak, gercekten de Kopernik bu teoriye nasıl ulaştığını bilmiyor olabilir mi? Mısır kokenli Hermetizmden aldığı guneşin merkezde yer aldığı gezegen sistemini Arap bilim adamlarından aldığı matematiksel modelle tamamlamış bir Kopernik, Avrupa konusunda kos dinlemeye alışkın kulaklarımıza hÂl bir şeyler soyler mi acaba?
Meraklısı icin not: George Saliba’nın “İslam Bilimi ve Avrupa Ronesansı’nın Doğuşu” adlı kitabı tavsiye edilir (Butik Yayınlar, 2008)
(Mustafa Armağan, Zaman, 28 Haziran 2009)


http://www.arastiralim.net/kopernik-...ler-okudu.html

__________________